Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı’nın himayelerinde Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanlığı tarafından düzenlenen “Türkiye Yeniden: Mezun Buluşması”nda konuştu.
Konuşmasının başında Mısır’da dün yaşanan terör saldırısına değinen Yıldırım, “Mısır’daki hain terör saldırısını şiddetle kınıyorum. Cuma namazında ibadet ederken insanların üzerine bombaları, mermileri yağdırmak ne insanlığa ne İslamiyet’e sığar. Bu vesileyle Rahmet-i Rahman’a kavuşanlara Allah’tan rahmet diliyorum ve Mısır halkına da başsağlığı diliyorum. Türk milletinin duası ve desteği kardeşlerimizle beraberdir.” diye konuştu.
Buluşmayla yolu Türkiye’den geçmiş bu büyük ailenin bütün bireyleriyle yeniden iletişim kurmak, hasbihal etmek ve hayat hikayelerini dinlemek istediklerini dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gördük ki 1960’lı yıllarda mezun olmuş, geçen yıl da mezun olmuş kardeşlerimizin hiçbirinde Türkiye sevgisi geçen sürede azalmamış, artarak devam etmiş. Maşallah Türkçeleri de ilk günkü gibi güzel ve taze. Türkiye mezunları gözde meslek sahipleri olmuş, bazıları hatta ülkelerinde Türkiye’nin dış temsilciliklerinde görev almışlar. İşte aramızda Somali Bayındırlık ve İskan Bakanı, Bosna Hersek Neretva Kantonu Eğitim ve Kültür Bakanı, Çeçenistan Başbakan Yardımcısı, Filistin Telekomünikasyon Bilgi Teknolojileri ve Ulaştırma Bakanı var. Akademisyenlerden hukukçulara, bürokratlardan doktorlara, mühendislerden gazetecilere kadar birçok değişik meslek grubundan arkadaşlarımız bugün bizimle beraber. Hepimizin ortak paydası, ülkelerimizin ve bizlerin ebedi kardeşliği.”
“TÜRKİYE’NİN İNSAN KAYNAĞI HAZİNESİ”
Başbakan Yıldırım, bugünkü etkinlikte 110 ülkeden katılımcı olduğuna işaret ederek, konukların bıraktıkları ile şimdiki Türkiye arasında ne fark olduğunu görmelerini istediklerini aktardı. 1960’lı yıllarda 8 üniversitesi olan Türkiye’de bugün 185 üniversite bulunduğuna dikkati çeken Yıldırım, “Türkiye’nin 160 ülkeye yayılmış 150 bin civarında Türkiye mezunu var. Bu insan kaynağı hazinesi, Türkiye’nin kardeş coğrafyalarla nasıl bir bütün olduğunu, dostluk köprüleri kurmadaki tarihi başarısının güzel bir örneğidir.” ifadelerini kullandı.
Bölgesel ve uluslararası gelişmeler açısından son derece hassas ve çalkantılı bir dönem geçirildiğinin de altını çizen Başbakan Yıldırım, bugün artık dünyanın hiçbir ülkesinin, diğer ülkelerdeki olaylardan, gelişmelerden kendini ayrı tutamayacağını vurguladı.
Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaşanan olaylara gözümüzü, kulaklarımızı kapatamayız. Çünkü sonuçları eninde sonunda geliyor, sizi de buluyor sizi de etkiliyor. Afrika’daki yoksulluk, Suriye ve Irak’taki iç savaş istikrarsızlık, Myanmar’daki, Bangladeş’teki mülteci sorunu, dünyayı saran terör belası bunun en somut örnekleridir. Artık şunu iyi görmemiz lazım: Orta Afrika bölgesinde yaşanan dini temelli çatışmalar, Doğu Afrika’da yaşanan kuraklık ve kıtlık, Avrupa’da yükselen radikal ırkçı akımlar, Orta Doğu’da oynanan kirli oyunlar, Avrupa sahillerine mülteci teknelerinden dökülen cansız bedenler, Türkiye’nin bir gerçeği haline geldi. Düşünebiliyor musunuz bugün mülteci konumunda bulunanların sayısı 55 milyonu geçti. Dünyada bu nüfusa sahip ülke sayısı sadece 25. Demek ki dünyanın 26. büyük ülkesi; mülteciler ülkesi. İşte böyle bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünya, bu dünyada yaşayan milyarlarca insanın hiçbirini mutlu etmiyor, geleceği için umut vermiyor. O halde dünyayı yönetenler, BM çatısı altındaki ülkeler, çok daha fazla sorumluluk almalı, olayları, sorunları çözmek için rekabeti bir kenara bırakıp, iş birliğine daha çok yönelmelidir.”
“BARIŞ VE HOŞGÖRÜ PENCERELERİ, TÜRKİYE’DEN AÇILIYOR”
Bu noktada Türkiye’nin son 15 yıldır ivme kazandırdığı insani diplomasi konusundaki ciddi atılımlarıyla dikkati çektiğine işaret eden Yıldırım, “Dünyanın arzuladığı, özlediği kardeşlik, barış ve hoşgörü pencereleri, Türkiye’den açılıyor, adeta insanlığa nefes sağlıyor.” dedi.
Türkiye olarak insani yardımların, “günü kurtarmaktan” ziyade, uzun vadeli kalkınmayı hedeflemesi gerektiğine inandıklarını ve insana yatırıma devam ettiklerini belirten Yıldırım, Türkiye burslarının da bu amaca yönelik çalışmalarından olduğunu bildirdi.
Başbakan Binali Yıldırım, diğer ülkelerde yetişmiş nesillerin, iyi eğitim almış insanlar olmasını ve ülkelerinin geleceği için güzel hizmetlere imza atmalarını hedeflediklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Dünyanın pek çok ülkesi uluslararası öğrenci hareketliliğinde adeta bir yarış halindeyken, ülkemiz bu konuda önemli bir sosyal sorumluluğu almayı tercih ediyor. Yaptığımız yatırımlar ve çalışmalarla bölgemizdeki ve bütün dünyadaki öğrenciler için önemli bir merkez haline geldik. Bu yıl ülkemizin uluslararası öğrencilere yönelik çalışmasının kurumsal olarak 25. yılıdır. 25 yıldır Türkiye, öğrenme aşkına sahip olanların uğradığı, uğrak yeridir, ev sahibidir. Türkiye her sene 150 ülkeden 5 bin üniversite öğrencisini burslu olarak okutuyor, eğitim desteği veriyor. Ülkemizin yükseköğretim alt yapısını tamamlayıp misafir öğrencilerine eskisine nispetle daha iyi imkanlarla rahat bir ortam sunar hale gelmesiyle yeryüzündeki neredeyse bütün ülkelerden üniversitelerimize, uluslararası düzeyde öğrenci başvuruları günden güne artıyor. Bu yıl itibarıyla 110 bine yaklaşmış durumda. Eğitim yoluyla ülkeler arasındaki ilişkilerin, dostluğun ve kardeşliğin daha da gelişeceğine inanıyorum. Düşünün öğrenciler farklı ülkelerde okursa o ülkelerin kültürüyle insanlarıyla tanışırsa ve daha sonra ülkelerine dönerse güzel hatıralar olacak ve o ülkeyle ülkesi arasında sorun çıkması çok daha zor hale gelecektir. Bir anlamda uluslararası öğrenci değişimi, küresel barışı ve kardeşliği de sağlayan önemli bir araç haline gelmiştir.”
Yıldırım, konuşmasında, misafir edilen her bir öğrenci Türkiye’den bir şeyler öğrenirken Türkiye’nin de onlardan bir şeyler öğrendiğini anlattı.
Uluslararası öğrencilerin önemine işaret eden Yıldırım, “Her uluslararası öğrenci bizim için kendi ülkesinde Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğinden başka çalacak bir kapımızın daha olması anlamına geliyor. Uluslararası öğrenciler bizim için birer gönül elçisidir.” diye konuştu.
Suriye, Irak, Yemen, Libya ve daha birçok ülkede krizlerin sürdüğüne değinen Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ortadoğu’da kalıcı bir istikrardan adeta bahsetmek mümkün olmadığı gibi Afrika’da da sorunlar tam anlamıyla aşılmış değil. Biz istiyoruz ki gençler afet, savaş, istikrarsızlık, iç çatışmalara maruz kalarak kayıp nesiller haline gelmesin. Her sene dünya çapındaki 5 bin uluslararası öğrenciye objektif kriterlerle burs verirken, bu miktarın yüzde 70’ten fazlasını yükseköğretime erişme imkanı kısıtlı olan ülkelere tahsis ediyoruz. Böylece küresel fırsat eşitliğinin de önünü açmış oluyoruz. Türkiye’nin bütün çabası, gençlerimize üniversite öğretimi sağlamaktır. Bugün bu salona bakınca çok şükür bunu büyük ölçüde başardığımızı görmekteyiz, bundan da mutluluk duyuyoruz. Gençler, gelecek sizindir. Gelecek, eğitimle donanmış, hayalleri ve hedefleri olan sizlerindir. Türkiye, dün de sizinle beraberdi, bugün ve gelecekte de sizlerle beraber olmaya devam edecek. Bundan hiç ama hiç şüpheniz olmasın.”
Yıldırım, Türkiye’nin uluslararası öğrenci hareketliliğine dahil olmasının 25 yılla sınırlı olmadığını hatırlatarak, Osmanlı İmparatorluğu’ndan bu yana yurt dışına öğrenci gönderildiğini ve bütün coğrafyalardan gelen öğrencilere ev sahipliği yapıldığını, 1960’lardan itibaren öğrencilere ev sahipliği yapma geleneğinin ikili anlaşmalarla daha da kurumsallaştığını anlattı.
Başbakan Yıldırım, 1992’de Türkiye’nin yurt dışına açılmasında katkıları olan merhum Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal’ı yad ederek, şöyle devam etti:
“Onun vizyonu sayesinde ülkemizde yabancı öğrencilerin okutulması konusunda büyük hareketlilik yaşandı. 2012’de Cumhurbaşkanımızın talimatıyla başlatılan hedefler, yeni hedefler doğrultusunda oluşturulan Türkiye Bursları programıyla ülkemiz nezdindeki uluslararası öğrenci hareketliliği sistematik ve kurumsal bir niteliğe kavuştu. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımız tarafından sevk ve idare edilen bu çalışma bugün önemli bir seviyeye geldi. Türkiye olarak son 15 yılda enerjiden sağlığa, ulaşımdan iletişime, ekonomiden eğitime kadar birçok alanda değişimi, dönüşümü ve gelişimi gerçekleştirdik. 2017 itibarıyla tam 163 ülkeden 107 bin öğrenci başvurusu oldu. Keşke imkanlar olsa hepsine burs sağlayabilsek, ama inşallah gelecek yıllarda daha fazla öğrenciye Türkiye’de yükseköğretim imkanı sağlayacağımızı düşünüyorum.”
“SİZLER, KADİM MEDENİYETİMİZİN YENİ UÇ BEYLERİSİNİZ”
Türkiye’de son yıllarda yükseköğretimde hatırı sayılı gelişmeler yaşandığını dile getiren Yıldırım, şu bilgileri paylaştı:
“Gerek üniversite sayımızın artması gerekse üniversitelerimizdeki alt yapının, insan kaynak kapasitesinin gelişmiş olması, Türkiye’nin bu alanda gelecek yıllarda daha büyük imkanları yurt dışından gelen öğrencilere ve kendi öğrencilerimize sağlaması için her türlü imkanı ortaya koyuyor. Yükseköğrenim alt yapısında kaydedilen nitelik ve nicelik olarak ilerlemeler sayesinde bugün ülkemiz bütün ülkelerce tanınan bir eğitim durağı haline geldi. 2012’de yaklaşık 50 bin yabancı misafir öğrencimiz varken, bugün 110 bine ulaştık. Esasında üniversitede okuyan öğrencilerimizin sayısının 7 milyonu aştığını düşünürsek, bu sayının fevkalade düşük olduğunu ifade etmek isterim. En azından 7 milyon üniversite öğrencisinin 350 bini misafir öğrencilerden oluşmalıdır. Bundan sonraki politikamız da inşallah bu yönde olacaktır. Bu müjdeyi de paylaşmak istiyorum. Sadece 2017 mezun sayısı 7 bin 500’dür. Ülkemiz üniversitelerinde öğrenim gören 110 bin öğrencinin 25 bini burslu öğrencilerden oluşuyor. Tabii burada 16 bin diğer ülkelerden, geriye kalan 25 bine ulaşacak sayı Suriyelilerden oluşmaktadır. 2011’de Türkiye Bursları’na 8 bin başvuru olurken, 2013’te bu sayı 55 bini, 2017’de 106 bini aşmış durumdadır. Bu da Türkiye’nin yüksek öğrenimine Türkiye’deki eğitime olan ilginin ne kadar günden güne geliştiğini, artığını gösteren en önemli sonuçtur.”
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye Bursları’nın Türkiye’nin dış politikasının temel esaslarıyla uyumlu ve geniş fırsatlar sunan yapısı sayesinde ülkedeki burslu öğrenci sayısının yanı sıra kendi imkanlarıyla Türkiye’de okumayı tercih edenlerin sayısının da artığını kaydetti.
Türkiye’nin bölgede istikrarı, barışı, güvenliği sağlayan ve iddiası olan bir ülke olduğunu belirten Yıldırım, şöyle konuştu:
“Kadim medeniyeti, kültürel zenginliği, geniş gönül dünyasıyla geleceğe yürüyen ülke Türkiye’dir. Bu, bizim kutlu yürüyüşümüzdür. Ne geçmişte ne de bugün asla bu yürüyüşümüz, insanlığın aleyhine tek bir adıma dönüşmemiştir, dönüşmeyecektir. Yüzlerce yıl Osmanlı adaletiyle yönetilen Afrika toprakları, bir kez bile istismar edilmemiş, hiçbir sömürüye izin verilmemiştir, ama bugün durum ortadadır. Ortadoğu kanlı hesaplaşmalara, mezhep kavgalarına, kardeş kanı dökülmesine şahit olmaktadır. Bugünkü tablo bize ayan beyan şunu göstermektedir; insanlık dünyanın içine sıkıştığı radikal siyasi atmosferden, ötekileştiren dilden, küresel güçlerin oluşturduğu yersiz gerilim hatlarından çok yoruldu, yeni bir öze dönüşü herkes bekliyor. Türkiye, bu yeniden öze dönüşün öncülüğünü yapmaktadır. Bunun içindir ki Cumhurbaşkanımız bütün dünyaya ‘Dünya 5’ten büyüktür’ mesajını vermektedir. 110 ülkeden nice kardeşimiz, ‘Biz, biriz, beraberiz, bir vücudun uzuvları gibiyiz.’ diyor. Bu kardeşlik ilelebet devam edecek. Coğrafyalarımız, evlatlarımız, ülkelerimiz kardeş olacak, birlikte gelişeceğiz, birlikte büyüyeceğiz, zorlukları birlikte aşacağız ve birlikte geleceği inşa edeceğiz.”
Yıldırım, YTB’nin girişimiyle Bosna Hersek, Karadağ, Sırbistan, Arnavutluk, Kosova, Gürcistan, Ukrayna, Kazakistan, Moğolistan, Afganistan, Filistin, Ürdün, Irak, Cezayir, Tunus, Somali, Etiyopya, Kenya, Tanzanya, Gana ve Nijerya’nın olduğu 21 ülkede, 26 Türkiye mezun derneği kurulduğuna dikkati çekerek, yıl sonu itibarıyla 40 farklı ülkede mezun dernekleri kurulacağını bildirdi.
Türkiye mezunlarının kendi ülkelerinde yaşarken, kalbinde Türkiye’yi taşıyan gönül erleri olduğunu dile getiren Yıldırım, “Sizler, kadim medeniyetimizin yeni uç beylerisiniz. Bundan dolayı sizin olduğunuz her yerde Türkiye olarak içimiz rahat, gönlümüz ferah olacaktır.” dedi.
“TÜRKİYE’NİN GÖNÜL KAPILARI SİZE HER ZAMAN AÇIKTIR”
Başbakan Binali Yıldırım, kendisinin de yurt dışında eğitim gördüğünü hatırlatarak, toplantıya katılmış mezunların tecrübelerini kendisinin de yaşadığını belirtti. Dünya Denizcilik Üniversitesi’nde master yaptığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
“Bu üniversite, Birleşmiş Milletler’in kurduğu bir üniversitedir ve öğrencilerinin tamamı değişik Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerden gelmektedir. Üniversite İsveç’te olmasına rağmen İsveçli öğrenci yoktur, en fazla bir tane vardır. Uluslararası üniversite olduğu için dünyanın her ülkesinden öğrencilerin buluştuğu bir yer. Siz, değişik bölgelerden Türkiye’ye geliyorsunuz, Türk öğrencilerle arkadaşlık yapıyorsunuz, biz de orada 2 yıl boyunca 100’den fazla ülkenin öğrencileriyle arkadaşlık yaptık, bir olduk, beraber olduk, geleneklerimizi, kültürlerimizi, alışkanlıklarımızı paylaştık. Bir de farklı din, farklı dil, farklı yaşam tarzı… Bu aslında küresel kardeşliğe küresel barışa önemli bir katkı sağlıyor, hoşgörüyü getiriyor. Ayrışmayı değil kucaklaşmayı sağlıyor. İşte oradan mezun olduktan sonra şimdi biz bütün arkadaşlarımızla, mezun derneğimiz var, o vasıtayla haberleşiyoruz. Bu ne işe yarıyor? Ülkeler diplomatik kanalları kullanarak sorunlarını aşarlar ama böyle bir ağınız varsa, diplomatik kanalların hızı istediğiniz gibi olmaz. Günler alır, aylar alır ama biz hemen telefonla arıyoruz, arkadaşımıza diyoruz, orada tabii önemli görevdeler birçoğu, ‘Şöyle şöyle bir mesele var.’, hemen hallediyor, geri dönüyor. Yani bunların mezuniyetten sonraki faydalarını da görüyoruz. Bazıları bakan oldu, bazıları önemli genel müdürlüklerde görev aldı, siyasette görev aldı, akademide görev aldı, bürokraside görev aldı, özel sektörde, iş hayatında görev aldılar.”
Öğrenci değişiminin ülkeler arasındaki ilişkilerin gelişmesine çok büyük katkı sağladığı gibi aynı zamanda ülkelerin kültürel olarak da birbirine yakınlaşmasına büyük fayda sağladığını aktaran Yıldırım, “Bu bakımdan sizlerle bir araya gelmemize vesile olan ‘Türkiye Yeniden’ programı adı altında gerçekleştirilen bu etkinliğin gerçekleşmesinde emeği olan başta Başbakan Yardımcım Sayın Hakan Çavuşoğlu ve Yurtdışı Türkler Akraba Topluluğu Başkanlığı’na teşekkür ediyorum. Tabii Cumhurbaşkanımızın himayesinde gerçekleşen etkinlik. Cumhurbaşkanımıza da bu önemli programı himayesine aldığı için ayrıca şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
Türkiye’ye uzun süredir gelmeyen mezunlara seslenen Yıldırım, “Bu bir milat olsun. Türkiye’nin gönül kapıları size her zaman açıktır. Artık daha sık görüşeceğiz, daha sık bir araya geleceğiz. Öyle okuduk, bitirdik, hadi eyvallah yok. Dönüp, gelip hasret gidereceğiz, dostlarımızla buluşacağız. Bu düşüncelerle tüm Türkiye mezunlarına sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum. Kendilerinden ülkelerine ve toplumlarına en samimi sevgilerimi, saygılarımı iletmenizi istiyorum. Karşılıklı olarak ilişkilerimizin ve iş birliğimizin gelişmesi için her türlü katkıyı vereceğinizden eminim.” diyerek tamamladı.
NOTLAR
“Türkiye Yeniden: Mezun Buluşması”, üniversite eğitimini Türkiye’de tamamlayan 107 ülkeden 500’ün üzerinde kişiyi İstanbul’da bir araya getirdi.
Etkinlikte, 2015 yılında hayatını kaybeden ve lise ve üniversite eğitimini Türkiye burslusu olarak İstanbul’da tamamlayan eski Libya Başbakanı Muhammed el Manguş’la ilgili hazırlanan belgeselin gösterimi yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın programda okunan mesajı büyük alkış aldı.
Başbakan Binali Yıldırım, 60 yıl önce İTÜ’den mezun olan Lübnanlı Ali Çelebi ve Libyalı Muhammed el Manguş’un oğlu Haşim el Manguş’a Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajının bulunduğu ebru süslemeli tablo verdi.
Etkinliğe İstanbul Valisi Vasip Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, TİKA Başkanı Serdar Çam, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Lütfiye Selva Çam’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.