Başbakan Binali Yıldırım, İzmir’de düzenlenen Nefes Kredisi İmza ve Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada, milletvekili olduğu İzmir’de bulunmaktan mutluluk duyduğunu, kalkınma hamlesini İzmir İktisat Kongresi ile başlatan İzmir’den Türkiye’nin her tarafına, çalışan, üreten iş alemlerine müjde vereceklerini belirtti.
Türkiye’nin büyümeye devam ettiğini vurgulayan Yıldırım, “Dünyanın en fazla büyüyen ülkesiyiz, altını çize çize söylüyorum. Türkiye, 2017’de dünyanın en fazla büyüyen ülkesi oldu. Kendi rekorumuzu kırıyoruz. Türkiye emin adımlarla uygulanabilen politikalarla, özel sektörüyle, kamu sektörüyle büyümeye, kalkınmaya üretmeye devam edecek.” ifadesini kullandı.
“DAİMA ÜRETİM, DAİMA BÜYÜME, KALKINMA”
Güzel bir başlangıcı daha İzmir’de gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:
“Birincisini geçen yıl yapmıştık. Bu yıl ikinciyi yapıyoruz. Attığımız bu adımlar Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerimize daha büyük hedefler için nefes almalarını sağlayacak imkan veriyoruz. Bildiğiniz gibi bugüne kadar bizim bir önceki adımımızla bir sonraki adımımız aynı olmalı. Hiçbir zaman patinaj yapmadık, yerimizde saymadık. Kendimizi tekrar etmedik. Hiçbir zaman gittiğimiz şehirlere eli boş gitmedik. Her yerde eserlerimizle var olduk, her yerde kalıcı eserler yaptık. ‘Daima üretim, daima büyüme, kalkınma’ dedik. buradan bu projenİn hayata geçmesi için büyük bir gayret gösteren, çalışma ortaya koyan, başta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanına ve yurdun her tarafındaki üyelerine ayrıca Ziraat Bankası, Akbank, Vakıfbank, Ziraat Katılım, Vakıf Katılım ve Denizbank’a yaptıkları bu katkıdan dolayı şükranlarımı, teşekkürlerimi sunuyorum.”
“TÜRKİYE’DEKİ İSTİHDAM, ÜRETİM VE İHRACATIN YÜKÜ KOBİ’LERİN ÜSTÜNDE”
Türkiye’deki istihdam, üretim ve ihracatın da yükünün KOBİ’lerin üstünde olduğuna işaret eden Binali Yıldırım, gerçekten üreten, gerçekten istihdam sağlayan, gerçekten ihracata KOBİ’lerin anlamlı katkı sağladığını dile getirdi.
“KOBİ’lerin sesi fazla çıkmıyor, gürültüsü fazla yok, onlar sessiz sedasız üretiyor.” diyen Başbakan Yıldırım, “7,4 büyümenin arkasında KOBİ’ler var, sizler varsınız. Yatırımların yarıdan fazlasını KOBİ’ler yapıyor. Nimet-külfet dengesine bakıyoruz. Bu kadar iş yapılan KOBİ’ler Türkiye’deki kaynaklardan en fazla 30’una sahip. Her şeyin fazlasını yapacaksın, daha çok üreteceksin, daha çok ihracat yapacaksın, adam çalıştıracaksın, paylaşmaya gelince, krediye gelince KOBİ’ler daha az pay alacak, yüzde 30. Bu hakkaniyete uygun değil, herkes hakkını, hak ettiğini mutlaka alması lazım. Başka ülkelerde bu durum nasıl, Güney Kore’de yüzde 75’ini, Portekiz’de yüzde 80’ini, Yunanistan’da bile yüzde 55’ini bütün krediler içinde KOBİ’ler alıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
NEFES KREDİSİ
Yıldırım, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler için ne yapılsa az kalacağının altını çizerek, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz yıl başlattığımız Nefes Kredisi ile reel sektörün çatı kuruluşu odalar, borsalar ve finans sektörünün belli başlı temsilcileri, bankalar bir araya geldi. Bu birliktelikten KOBİ’lerimiz hak ettikleri krediye ulaşma imkanı buldu. Bir yandan da bu adım bir kaynağa ulaşma projesi değil aynı zamanda faizin düşürülme politikasına da ciddi katkı sağlıyor. Reel faiz ne civarda, 15-20 arasında işine göre değişiyor. Bu 11,88, yani 12 bile değil. Aylık 0,99. Bu bir başlangıç, yani özel şartlarda verilen kredi ile bankalarımız odalar, borsalar diyor ki ‘Biz faizlerin yükselmesini istemiyoruz. Eğer buna katkı sağlanacaksa biz öncülük ediyoruz ,diğerleri de bizi takip etsin.’ Olay budur.
Şimdi bu nefes kredisi için 5 milyarlık bir hacim planlanmış. Ben tabi bu notlara yeni bakma fırsatım oldu. Fakat bir sürü laf söyledik KOBİ’ler istihdamın çoğunu, üretimin çoğunu, ihracatın çoğunu alıyor, kredilerden de çok az alıyor dedikten sonra 5 milyar olur mu Hüseyin Bey. Arkadaşlar bu işin kredi hacmini 7,5 milyara çıkarıyoruz, hayırlı uğurlu olsun. Kafamdan yapmıyorum, sordum danıştım arkadaşlar ‘olur’ dediler. Onun üzerine burada açıklıyorum. Ve vade 12 ay krediyi gidip alacaksınız, ‘bir ay sonra taksiti öde’ diyorlar. Böyle bir şey olur mu? Bunun bir hazırlığı var onun için de 6 ay ödemesiz 1,5 yıla çıkardık. Faizi ödeyeceksiniz ama ana para ödeme 6 ay sonra başlayacak.”
Yıldırım, geçen sene kullandırılan nefes kredisinin dönüşünün Türkiye ortalamasından 10 kat daha fazla olduğunu, binde birin altında gerçekleştirdiğini belirtti. Bu oranın normalde 2,9 olduğuna dikkati çeken Yıldırım, şöyle konuştu:
“Burada binde bir yani hiç batak yok, sağlam para, çünkü KOBİ’ler sağlam. KOBİ’ler sözüne sadık işletmelerdir, diğerleri sağlam değil demek istemiyorum. Onların hacmi çok büyük, büyük işler yapıyorlar. KOBİ’lerin cüsseleri küçük ama ekonomiye katkıları büyük. Daha yaygın bir tabana hizmet veriyorlar. Burada krediden daha çok insan daha çok şirket yararlansın diye 200 bin lira, bir ölçü koymuşlar, bence makul. Bu bir yatırım değil, mevcut işletmelerin çarkı çevirmek için işletme ihtiyaçlarını karşılaşmak için bir katkıdır.”
KREDİ GARANTİ FONU SİSTEMİ
Yıldırım, geçen seneki yüzde 7,4’lük büyümenin durup dururken gerçekleşmediğini vurgulayarak “Bunun arka planı var. 2017’nin başında bir çok tedbir aldık. Çünkü 2017’nin zor geçeceğini biliyorduk. Bunlardan bir tanesini sadece söyleyeceğim. Kredi Garanti Fonu (KGF) sistemini devreye soktuk. Yani hazine alınan kredilerin bir kısmına garanti veriyor ve bu şekilde 221 milyar 400 bin KGF marifetiyle kredi kullanılmış. İşletmeler büyüme planlarını gerçekleştirdiler.” bilgisini verdi.
Bunun dışında 290 bin işletmeye KOSGEB imkanının sağlandığını aktaran Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yani KOSGEB’lerden verilerin krediler daha cazip, orada faiz yok. 50 bin liraya kadar para verdik, 3 yıl süreyle. Toplam 690 bin müteşebbise kredi sağladık. Zaten TOBB’un 1 milyon üyesi var, yarıdan fazlasına yüzde 70’ine kredi sağlamışız, destek vermişiz. Parasal olarak KOBİ’leri dahil ettiğimizde sağlanan kredi imkanı 1. Nefes Kredisinde 250 milyara yaklaşıyor, net rakam 243 milyar. Ekonomiye 243 milyarın birden girmesi ne demek, çarkların daha hızlı dönmesi demek, üretimin daha fazla artması demek, üretim artınca ihracatın artması demek, daha çok vatandaşımızın iş, aş bulması demek.”
“TÜRKİYE BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK”
Yıldırım, geçen yıl ‘Türkiye’nin krizi kaldıramayacağının’ söylendiğini hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye bu krizi kaldıramaz, Türkiye yandı, öldü, bitti diyenler mosmor oldu. Şimdi bunların kötü alışkanlıkları bitmez, bu sene bozuk plak ya, tekrar başa aldılar. Tekrar aynı şarkıları söylüyorlar. ‘Türkiye 2018’de bu işin içinden zor çıkar, şöyle olacak, böyle olacak.’ sipariş raporlar, değerlendirmeler, ekonomi üzerine moral bozucu söylemler. Bunların hepsi bize yabancı değil, tanıdık sesler, tanıdık yüzler. Ama burada bir şey söyleyeceğim, bu ülkenin başbakanı olarak söylüyorum. Şartlarımızın çok kolay olmadığını biliyoruz çünkü biz büyük bir mücadele veriyoruz. Sadece ülkemizin kalkınması için değil, bölgemizdeki mazlum ve mağdur halkların da hamisi olarak tarihi bir mücadele veriyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu mücadeleyi veriyoruz ama bütün bunlara rağmen hiç merak etmesinler. Türkiye ekonomisi sürdürülebilir büyümeye devam edecek, buradan ilan ediyorum. Efendim ‘ekonomiyi soğutun’. Soğuttun mu, sırtındaki ter soğursa hasta olursun. Soğumayacak, terlemeye, üretmeye devam edeceğiz. Onun için bu destekleri veriyoruz.”
2018’e ait bugün sadece küçük bir müjde verdiklerini aktaran Yıldırım, “Ama 2018’in tedbirlerini, teşviklerini, aldığımız kararları da önümüzdeki hafta inşallah halkımıza paylaşacağız, bu müjdeleri vereceğiz.” dedi.
Başbakan Yıldırım, geçen hafta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirdikleri toplantıda açıkladıkları üzere bir çok reformu başlattıklarını belirterek, “Yakında da yasasını çıkardığımız Cazibe Merkezleri Programını başlatmış olacağız.” diye konuştu.
“YAŞATACAKSINIZ, YAŞATIRSANIZ, SİZ DE YAŞARSINIZ”
Nefes kredisinin bu noktaya gelmesinde 8 kuruluşun emeğinin olduğunu bildiren Binali Yıldırım, şunları kaydetti:
“Bugün bu esnaflarımızla, işletmelerimizle paylaşıyoruz. İşletmelerimiz, pazartesiden itibaren gidip, başvuruların yapabilir ve kredilerini alabilir, hayırlı uğurlu olsun. Bakın değerli banka genel müdürleri KGF yine devrede, garantilerini veriyor, vatandaşın kendi öz kaynağı da var, onun için teminatlarda lütfen ölçülü olalım. Yani hiç teminat yokmuş gibi, bire iki, bire üç teminat alma cihetine gitmeyelim. Karşılığının bir kısmı veriliyor zaten, eksiğiniz varsa küçük bir parça onu da alın. Fazla teminat sizin için cazip bir şey değil. Önemli olan yaşatmayı esas almaktır, yaşatacaksınız, yaşatırsanız, siz de yaşarsınız. Yarın bir gün riske girince bütün bu işletmeler ne olacak, siz de zincirleme aynı şekilde. Onun için sürdürmeyi, yaşatmayı esas almalıyız ve teminatlarda da makul ölçüler içinde kalmalıyız.”
Yıldırım, İzmir’in büyümesi, hak ettiği yeri alması, marka şehir olması, küresel bir markaya dönüşmesi için 15 yıldır hükümet olarak ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.
İzmir’de 2006’da bir yılda yapılan kamu yatırımı miktarının 480 milyon lira olduğunu aktaran Yıldırım, 2017’de gerçekleşen rakamının altı kat artışla 2 milyar 700 milyon liraya çıktığını kaydetti. Ulaşımda 16 yılda toplam yatırım miktarının 45 milyar liranın üzerine çıktığını ifade eden Yıldırım, “Bu sadece kamu. Toplam yatırımı görmek istiyorsak bunu sekizle çarpmamız lazım. Sekiz kat da özel sektörün yatırımı var. Demek ki 350 milyar lira civarında İzmir’e son 10-15 yıl içerisinde yatırım gerçekleşmiş.” diye konuştu.
İZMİRE YATIRIMLARI
Başbakan Binali Yıldırım, İzmir gibi dünya şehrinde özellikle hava ulaşımında geçmişle kıyaslanmayacak derecede önemli bir gelişme sağlandığını, Türkiye’nin en modern terminallerinden biri olan iç hat terminalini 18 ayda yaptıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
“Yapamazsınız, edemezsiniz, diyorlardı. Toplam yolcu kapasitesi 25 milyona ulaştı. Dış hatlarda artış var, daha da artacak. Dış hatları yeterli bulmuyoruz. Ama 2000 yılına göre yüzde 400 artış sağlandı, sadece geçen yıl 11 milyon dış hatlarda yolcu trafiği oldu. Adnan Menderes Havaalanı’ndan 3 kıtada toplam 28 ülkede 70 noktaya uçuş var.
16 senede İzmir’e 410 kilometre bölünmüş yol yaptık, hizmete aldık. Böylece İzmir’in bölünmüş yol uzunluğu iki katının üzerine çıktı, 810 kilometreye çıktı. İzmir’in bütün illere bölünmüş yol bağlantısı var. Artı İzmir’den İstanbul’a otoyol yapıyoruz. Sene sonunda inşallah bitirmiş olacağız, ‘gelecek sene sonuna da kalmayacak’ diyor Ulaştırma Bakanımız. Böylece İzmir – İstanbul arası 2 saat 50 dakika. Hayal değil. Bursa’ya kadar olan kısmı bitti zaten. İstanbul’dan çıkıyor İstanbullular, iskender için 45 dakika Bursa’nın göbeğindeler. Nereden Anadolu yakasından. Anadolu yakasından Atatürk Havalimanı’na bile o kadar sürede gidemezsiniz. Ulaşımın ne hale geldiğini görün. Ulaşım ve altyapı bakımından Türkiye 15 senede tam 20 kademe atladı. 30. sıradan 9. sıraya geldi. Dünyada altyapı yol ağı gelişmişlik sıralamasında 9. sıraya geldi. Amacımız Türkiye’yi dünyanın 10. ülkesi yapmak, ulaşımda altyapıda zaten olmuşuz, hazırız, diğer alanlara bakmamız lazım.”
“DÜNYANIN EN UZUN KÖPRÜSÜNÜ YAPIYORUZ “
İzmir çevre yolunun bittiğini, Çiğli’den Çandarlı’ya kadar otoyol yapımının sürdüğünü kaydeden Başbakan Yıldırım, 20 kilometreyi yaptıklarını, kalan 76 kilometrenin de yapımının devama ettiğini söyledi.
Yıldırım, bunu da yap işlet devret modeliyle yaptıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Bu yol neden çok önemli, çünkü dünyanın en uzun köprüsünü yapıyoruz Çanakkale’ye. 2023’e yetişecek olan köprü. Kuleler arası uzunluk 2023 metre. Niye 2023 metre. Varsın en büyüğü olsun dedik, dünyada bir ilk. 2023 de anlamlı. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümü. 100. yıla armağan olsun dedik. O köprü de yapılınca Ege’ye olan trafik artacak. O trafiğin yükünü işte bu Çandarlı otoyoluyla alacağız. Bu da 2 yıl içinde bitmiş olacak. İstanbul otoyolu, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir.. Bir kısmını yaptık. O zaman dediler ki ‘biz İstanbul’dan yapalım, İzmir’e doğru gelsin’. Yok dedik, yağma yok. Hem İzmir’den hem İstanbul’dan başlayacaksınız. O Kemalpaşa bağlantısını Belkahve’ye doğru Türkiye’nin en uzun viyadüğünü herhalde İzmirliler görüyordur. Bornova’dan başlayıp ta Kemalpaşa’ya, Belkahve’ye kadar devam eden o viyadükler son 1-2 sene içinde yapıldı. Şimdi Belkahve tünelleri de bitti. Yol süratle Manisa, Balıkesir istikametinde devam ediyor. Bu proje Türkiye’de değil dünyada büyük bir proje. Osmangazi Köprüsü ile bu projenin toplam bedeli 10 milyar dolar. Yaklaşık olarak 40 milyar liraya yakın bir projeden bahsediyoruz. Aynı şekilde Çanakkale Köprüsü, otoyolu. Daha ötesi ne var, bir yandan da Ankara – Afyon – Uşak – Manisa – İzmir hızlı tren projesi devam ediyor. Uşak’a kadar geldik. Eşme – Afyon arası altyapı yapılıyor, diğer kısımların hepsinde altyapı başlamış. Tabii ben artık Ulaştırma Bakanı değilim takip edemiyorum. Ulaştırma Bakanımız Ahmet Bey takip ediyor, bütün hatlarda çalışma başlamış. Bu ne demektir İzmir hem başkente, hem dünyanın ticaret ve kültür başkenti İstanbul’a komşu kapısı oluyor. Aynı gün çıkacaksınız buradan mesela hızlı trenle Ankara’ya gideceksiniz, oradan İstanbul’a geçeceksiniz, oradan İzmir’e döneceksiniz. Bir günde Türkiye’nin 3 büyük şehrini ziyaret edeceksiniz, hem işinizi hem seyahatinizi yapacaksınız.”
TÜRKİYE’DE BİR İLK ÖDEMİŞ’TE
Yapılanlarla yetinmediklerini bugün Ödemiş’te çok güzel bir hastane açılışı yapacaklarını dile getiren Yıldırım, doğum merkezinin Türkiye’de bir ilk olacağını belirtti. Yıldırım hastanenin özelliğinin suda doğum olduğunu vurgulayarak, “İlk defa Ödemiş’te bunu hayata geçiriyoruz. 300 yataklı, çoğu tek yataklı, güzel, modern bir hastaneyi Ödemiş’e kazandırıyoruz.” dedi.
İzmir’e söz verdikleri gibi Alaçatı havaalanının ihalesini 20 Nisan’da yapacaklarını aktaran Yıldırım, “Şu anda İzmir’de 9’u aktif 4’ü yapım aşamasında 13 organize sanayimiz var. 2 serbest bölgemiz var, 4 teknoloji geliştirme bölgemiz var, 4 ana limanımız var. İzmir bütün gücüyle 2023’e, cumhuriyetin 100. yılına emin adımlarla ilerliyor. Tarımdan sanayiye, turizme kadar İzmir’in üretiminin, hizmetinin her alanda hızla büyüdüğünü, geliştiğini görüyoruz. Ama bugünlere gelmek, geçmiş yılların ihmalini ortadan kaldırmak çok kolay olmadı. Türkiye için çok çalıştık. İzmir için de çok çalıştık. Daha fazlasını yapmak için azmimiz, kararlığımız devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım Türkiye’deki sanayi üretiminin tek başına yüzde 9,3’ünü İzmir’in karşıladığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ocak – şubatta bu yılın, bir önceki yıla göre İzmir’de açılan şirket sayısı yüzde 21 arttı. ‘Ekonomi iyiye gitmiyor’ diyenlere selam olsun. Herhalde bu adamlar akılsız değil, şirket, dükkan açıyor, geleceği okuyor. Ona göre karar veriyor. Geçtiğimiz yılların ocak ayına göre İzmir çıkışlı ihracat yüzde 22 artmış. Türkiye ortalamasının neredeyse iki katı. Türkiye ortalaması 11. Yine Ocak 2017 ile Kasım 2017 arasında İzmir tek başına 68 bin 291 hemşehrimize iş sağladı. İstihdamda da büyük bir başarı var. İstanbul, Ankara ve Antalya’dan sonra en fazla iş alanı açan, istihdam sağlayan il, dördüncü ilimiz İzmir’dir. İzmir üretiyor, istihdam oluşturuyor. Kadın istihdamında da Türkiye’de bir numara, İzmir’e de bu yakışır. Hedefimiz bu oranları daha da yukarı taşımak.
İzmir çıtayı daha yukarılara çıkaracak kapasiteye sahip bir şehrimiz. Dünyada en hızlı büyüyen ikinci metropol şehir İzmir. Engeller ortadan kalktı, ağırlıklar atıldı, artık İzmir çalışıyor, üretiyor, istihdam sağlıyor.
İzmir’de Nefes kredisi ve KGF kredilerinden, yani geçen sene verdiğimiz bu desteklerden 29 bin işletmemiz yararlandı. Bu da ne anlama geliyor, yaklaşık 18 milyarlık KGF ve nefes kredisinin miktarının bu kadarı İzmir’de kullanıldı. İzmir’deki 12 oda ve borsa üyeleri de nefes kredisinden 215 milyon lira kullandı. Yeter mi elbette yetmez. İzmir’imizi, Türkiye’mizi büyütmeye, zenginleştirme devam edeceğiz.”
“ALSANCAK, GÖZTEPE STADI YAPILIYOR KARŞIYAKA DA YAPILACAK”
İzmir’de Halkapınar – Otogar metrosuna da bu sene başlayacaklarını kaydeden Yıldırım, Bakanlar Kurulu kararının yayınlandığını, Halkapınar’dan otogara kadar metronun yapılacağını ifade etti.
Yıldırım İzmir’in ‘çılgın projesi’ Körfez Geçiş Projesine değinerek, “Her türlü hazırlığımızı yaptık, proje hazır, talipleri de hazır. İzmir’in hazır olmasını bekliyoruz. İzmir ne zaman ‘buyurun projeyi yapın’ derse projeye başlayacağız. Çünkü bizim statlardan ağzımız yandı. İzmir’e stat yapmak için adeta ot yoldurdular. Maalesef çeşitli engellemeler bugün de devam ediyor. Ama inatla işin arkasındayız. Alsancak, Göztepe yapılıyor. Karşıyaka da yapılacak. Hiç merak etmesin Karşıyakalılar.” diye konuştu.
Yıldırım konuşmasının sonunda yerli otomobilde, istihdam seferberliğinde olduğu gibi Nefes Kredisinde de Türk üreticisine destek veren TOBB Başkanı’na ve bütün oda borsa başkanlarına, TOBB camiasına teşekkür etti. Ayrıca memleket için bu hayırlı işte elini taşın altına koyan, “biz de varız” diyen kamu bankaları, katılım bankaları ve özel sektörün “cesur, genç bankası” DenizBank’ı da tebrik eden Yıldırım “Gönlümüz isterdi ki daha çok özel banka bu kervana katılsın. Ama onlar pişman olacaklar. Fırsatı kaçırdık diye bir dahaki fırsatın gelmesini bekleyecekler.” şeklinde konuştu.