Başbakan Binali Yıldırım, cuma namazını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içinde bulunan Beştepe Millet Camisi’nde kıldı. Başbakan Yıldırım, cuma namazı çıkışı vatandaşlar ile sohbet ederek basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Yıldırım, Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesinde yaşanan saldırıyla ilgili soruya şu cevabı verdi:
“Her şeyden önce Aysel Tuğluk’un validesi Hatun Hanıma Allah’tan rahmet diliyorum, aileye başsağlığı diliyorum. Şunu herkes iyi bilmeli ki; bu ülkede her vatandaş istediği yerde yaşamaya ve vefatı halinde de istediği yere defnedilmeye hakkı vardır, bu en temel vatandaşlık hakkıdır, insanlık hakkıdır. Dolayısıyla bu cenazenin defniyle ilgili yaşanan olay asla ve asla kabul edilemez. Kendini bilmez birkaç kişinin ortaya koyduğu bir provokasyondur ve hemen zaten Valimiz, Bakanımız, bize de bilgi vererek devreye girdiler ve meseleyi hallettiler. Ama burada bitmiyor, Gölbaşı Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı, gözaltılar var, sorgulamalar var. Tabii ki bu işin sorumluları kimse bulunacak, gereği yapılacak, burada kimsenin tereddüdü olmasın. Terörle mücadele ayrı bir şeydir, birliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya çalışan, bizi birbirimize düşürmeye çalışan tahriklere ve provokasyonlara asla ve asla müsamaha göstermeyiz. Bu dinimizde de olmayan bir şey, kültürümüzde de olmayan bir şey, bizim geleneklerimizde de olmayan bir şeydir. Ümit ederim ki buna benzer başka bir hadise yaşanmaz. Eğer yaşansa bile, bu konuda zerre kadar müsamaha etmemiz söz konusu değil. Tekrar ben mevtaya Allah’tan rahmet diliyorum.”
Avukatı FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alınan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun konuyla ilgili yorumuna ilişkin değerlendirmesi sorulan Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun yorumuna bir yorum getirme ihtiyacı duymuyorum. Ama şunun bilinmesinde fayda var: Bu yargının bir işidir, tabiatıyla dosya içeriği nedir, neyle suçlanıyor; bunu bilmediğimiz için burada daha fazla değerlendirme yapmak doğru olmaz. Ümit ederim gerekli yasal işlemler sonucu isabetli karar verilmiş olur.”
Yıldırım, “Irak’ın kuzeyindeki referandumda olası bir evet çıkması durumda Türkiye’nin bir yaptırım paketi var mı?” sorusu üzerine “Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin geçtiğimiz aylarda aldığı referandum kararı ilk andan itibaren Türkiye olarak biz bu kararın fahiş bir hata olduğunu ifade ettiklerini ve bu karardan vazgeçilmesini söylediklerini kaydederek şunları söyledi:
“Geldiğimiz noktada bakıyoruz, Irak Merkezi Yönetimi karşı, İran karşı, Türkiye zaten karşı, Birleşmiş Milletler Daimi Güvenlik Konseyi üyesi olan büyük devletler karşı, Amerika karşı, İngiltere karşı, yani dünyanın birçok ülkesi bu işe karşı. Dolayısıyla Irak Merkezi Hükümeti de zaten dün-evvelsi gün Meclis kararıyla bunu tanımayacağını ilan etti. Ayrıca, ihtilaflı bölgelerin de referanduma dahil edilmesini şiddetle reddetti, bu anlamda Kerkük Valisini de görevden uzaklaştırdılar.
Türkiye olarak tabii ki biz burada Sayın Mesud Barzani’ye bir dostça çağrı yapıyoruz; vakit yakınken, hala vakit varken bu yanlıştan dönün. Aksi halde tabii ki bölgede zaten büyük sorunlar var; PKK ile mücadele var, DEAŞ’la mücadele var ve yıllardan beri devam eden Suriye’deki iç savaş var. Bütün bunlar ortadayken yeni bir sorun alanı oluşturmak en başta orada yaşayan Kürt kardeşlerimize en büyük zararı verir, en büyük haksızlıktır. Türkiye, Irak’ın toprak bütünlüğünü, Irak’ın Anayasasında belirtilen Kürdistan Federal yapısını değiştirecek herhangi bir adımın atılmasına karşıdır; bir kez daha açıkça ifade ediyorum. Tabiatıyla öyle ümit ediyorum ki bugünlerde Birleşmiş Milletler konuya müdahil olacak ve bu anlamda bazı gelişmeleri hep beraber görmüş olacağız. Biz kalan 10 gün içerisinde tüm iyi niyetimizle birlikte komşu olarak yaşadığımız Kuzey Irak Bölgesel Yönetimine çağrımızı tekrar ediyoruz, gelin bu sevdadan vazgeçin. Problemleriniz varsa Merkezi Yönetimle, bunun çözümü konusunda Türkiye bugüne kadar elinden gelen gayreti gösterdi, bundan sonra da göstermeye devam edecek. Ümit ederim aklıselim galip gelir.
Biz tabii yaptırım noktasına gelmesini arzu etmeyiz. Ama bir akıl tutulması yaşanırsa, o noktaya da taşınırsa, Türkiye’nin atacağı adımlar bellidir, çok net olarak bunun planlaması vardır; bunun bilinmesini isterim.”