Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu’nda (TESK) düzenlenen Türkiye Esnaf Buluşması’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 81 ilinden gelen esnaf ve sanatkarlarla buluşmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.
TESK’in, 2 milyonu aşan üye sayısı, çalışanları ve aileleriyle 10 milyon civarında vatandaşı kuşatan ülkenin en dinamik sivil toplum kuruluşu olduğunu ifade eden Yıldırım, “Rifat Bey 1,5 milyon ile ben birinciyim diye övünüyor ama aslında birinci TESK çünkü ülkenin ekonomisinin, geleceğinin temeli esnaftır, sanatkardır. Birikimleri az olabilir ama hitap ettiği vatandaş kitlesi, gördüğü hizmetin, yaptığı işin sonucu itibarıyla siz Türkiye’nin olmazsa olmazlarısınız. Siz olmasanız millet ekmek alıp yiyemez, odun alıp ısınamaz, berbere gidecek saçını kestirecek kimse bulamaz.” diye konuştu.
Yıldırım, bir insanın hayatını idame ettirmesi için lazım olan her şeyin ancak esnaf ve sanatkarla mümkün olduğunu belirtti.
“SİZ TÜRKİYE’NİN GÖRÜNMEZ KAHRAMANLARISINIZ”
Bazılarının sesinin gür çıkabileceğini, büyük büyük laflar edebileceğini ancak bu ülkenin yükünü taşımada işgal ettiği yerin hiçbir zaman esnaf ve sanatkarlar gibi olmadığını vurgulayan Yıldırım, “Siz Türkiye’nin görünmez kahramanlarısınız. Sesi az çıkan, yaptığı işle, hizmetle değeri toplum tarafından anlaşılan en büyük ahilik teşkilatısınız.” ifadesini kullandı.
“GÜÇLÜ, KADİM GELENEK”
Yıldırım, esnaf ve sanatkarların sadece ekonomik faaliyetlerle iştigal eden bir kesim olmadığını söyledi.
Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde ahilik kültürü altında esnaf ve sanatkarların bu ülkenin her zaman çimentosu olmaya devam ettiğini aktaran Yıldırım, “Ahilik kardeşliktir. Bu güçlü, kadim gelenek, ülkeyi ayakta ve bir arada tutan, ülkemize istikamet veren vazifeyi hakkıyla yerine getirmiştir. Bugün bu geleneğin temsilcileriyle bir arada olmaktan özellikle bahtiyarlık duyuyorum. Başta Ahi Evran olmak üzere gelmiş geçmiş bütün ahilerimizi minnetle yad ediyor, 9 asır sonra dahi bu kültürü yaşatan esnaf ve sanatkarla teşekkür ediyorum.” vurgusu yaptı.
“TÜRKİYE 2017’DE BİR MUCİZEYE İMZA ATTI”
Başbakan Yıldırım, 2017’nin geride kaldığını, artısı eksisi, iyisi ve kötüsüyle bir yılın tamamlandığını dile getirdi.
Kolay bir yılı geride bırakmadıklarını ama 2017 için felaket çığırtkanlığı yapanlar ve felaket senaryoları üretenlerin avucunu yaladığını söyleyen Yıldırım, şunları kaydetti:
“Türkiye 2017’de hem küresel anlamda hem ülkemizin şartları bakımından birçok olumsuzluğa rağmen bir mucizeye imza attı. 2017’nin başında biz kara kara düşünüyorduk. Piyasa daralıyor, nakit sıkıntısı var, esnaf, büyük işletmeler, orta işletmeler hepsi ne yapacağız diye bir umutsuzluk içindeydi. Bir araya geldik, Ekonomi Koordinasyon Kurulu, ilgili bakanlarımız seri halde kararlar aldık. ‘Primler ötelenecek, küçük esnafa, büyük, orta işletmelere kredi alanı genişletilecek, yeniden yapılandırma yapılacak, milletle barış yapılacak, geçmiş ihtilafları, hesapları bir kenara bırakacağız, el sıkışacağız’ dedik. Birçok kararı arka arkaya aldık ve birden bire hava değişti.”
Yıldırım, 2017’de referandum olmasına, yoğun bir kampanya dönemi geçirmelerine rağmen bir yandan kampanyaya gereken zamanı ayırdıklarını, bir yandan da ülkenin ekonomisini ayakta tutan esnaf ve iş aleminin ihtiyacını görecek tedbirleri aldıklarını dile getirdi.
Başbakan Yıldırım, “Yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 11’in üzerinde büyüme tesadüf mü zannediyorsunuz. Bunlar, önceden tehlikeyi, sıkıntıyı görüp alınan tedbirlerin bir sonucudur. İhracatın 15 yılda ikinci rekora ulaşması bu basiretli kararların bir sonucudur.” diye konuştu.
Yıldırım, FETÖ’nün 2016’da gerçekleştirmeye çalıştığı darbe sonrası “Türkiye bir daha ayağa kalkamaz, ekonomisi iflas eder” diye birbiriyle yarışa giren açıklamalar yapıldığını belirtti.
Şimdi de benzer açıklamalar yapıldığına dikkati çeken Yıldırım, “Bu sefer de ‘Türkiye’nin büyüme hızını şu kadar yukarıya revize ettik, bu kadar revize ettik’ diye güvenilirlikleri, inanılırlıkları kaybolmasın diye telaşla tersine açıklama yapıyorlar.” diye konuştu.
2016 yılı üçüncü çeyrekte küçülme yaşanmasına rağmen, onların açıklamalarına inat ülkenin 3,2 ile dünyanın ortalama büyümesinin üzerinde bir büyüme ile yılı kapatıldığını ifade eden Yıldırım, “İnşallah 2017 daha iyi olacak. Yüzde 7 civarında bir büyüme ile kapatıyoruz. Bu önemli bir şey.” dedi.
Yüzde 7 büyümenin, gelişmiş ülkelerin 5-6 katı, dünya ortalamasının da 2,5 katı olduğuna işaret eden Yıldırım, “Belki de dünyanın en hızlı büyüyen ülkelerinin de üstünde yer alacağız. Ya bir ya iki, en kötü halde üçüncü sıradayız. Birinci olursak şaşmayalım. Bunları niye anlatıyorum? Şunun için anlatıyorum. Yani ülkenize güveneceksiniz, milletinize güveneceksiniz, ülkenin geleceğine inanacaksınız. Bu olduğu zaman gerisi zaten geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“15 Temmuz darbesi nasıl bastırıldı? Düşünün. Tank var, top var, tüfek var, uçak var, her türlü silah var. Sizin elinizde ne var? Yürek, vatan sevgisi, millet sevgisi, bayrak sevgisi…” diyen Yıldırım, o gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “ey ahali, haydi inin meydanlara” dediğini ve ardından hep beraber, 70’den 70’e, kadın erkek, genç yaşlı demeden herkesin meydanlara inildiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a duyulan güvenden, millete, bayrağa ve istiklale duyulan inançtan dolayı meydanlara inildiğini ifade eden Yıldırım, “İman gücüyle, şehit olmak pahasına, gazi olmak pahasına o alçaklara haddini bildirdik. Bu bayrak inmez, bu ezanlar dinmez dedik ve noktayı koyduk. Siz koydunuz.” diye konuştu.
İşleri de yoluna koyduklarını dile getiren Yıldırım, “Ama su uyur, düşman uyumuz. Bunu unutmayalım.” dedi.
Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
“Terör örgütlerine, bölgede emperyalist emelleri olan ülkeler aleni destek veriyorlar. Kime karşı? Türkiye’ye karşı. Amaç Türkiye’nin istikrarı, büyümesi geciktirilsin, Türkiye’nin bölgedeki sorunları çözmede ortaya koyduğu kabiliyet ortadan kaldırılsın. Bugün şimdi ABD, NATO’da bizimle müttefik değil mi? NATO ülkesi… Biz de NATO ülkesiyiz. NATO’nun sınırları neresi? Türkiye’nin Suriye ile Irak ile İran ile Gürcistan vesaire, Ermenistan, yani doğu güney sınırlarımızın tamamı NATO’nun sınırları. NATO içindeki bir üye, Türkiye’nin sınırlarını koruyacağı yerde, bunun için tedbir alacağı yerde, öbür tarafta terör örgütüyle bir oluyor, oraya askeri bir örgüt kuruyor, bir güvenlik kuvveti oluşturuyor. Bunun anlamı nedir? Bunun anlamı, terör örgütünün arkasından nişan alarak Türkiye’ye düşmanlık etmektir. Bunun başka bir adı yoktur. Amerika bunu görmeli ve bu yanlıştan vazgeçmelidir.”
Başbakan Yıldırım, bu milletin, şartlar ne olursa olsun bağımsızlığından egemenliğinden zerre kadar taviz vermediğinin altını çizerek, “Bu topraklar, şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış topraklardır. Onun için karşımızdaki tehdidin adı ne olursa olsun kimden gelirse gelsin kanımızın son damlasına kadar ülkemizi savunacağız, bağımsızlığımıza, istiklalimize kasteden hiçbir oluşuma asla ve asla fırsat vermeyeceğiz.” şeklinde konuştu.
“ÖNCE HUZUR, ÖNCE REFAH VE İSTİKLAL”
Bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğü gibi kavramlardan millet olma vasfı ortadan kalktıktan sonra söz edilemeyeceğine işaret eden Yıldırım, böylesi bir durumda esnaf, zanaatkar, çiftçi, işçi ve memurdan da söz edilemeyeceğini söyledi.
Başbakan Yıldırım, “Önce huzur, önce refah ve istikbal. Bunları sağlamanın yolu da ülkemizin hür ve bağımsız olarak bütün kesimleriyle el ele vererek gelecek hedeflere, 2023 hedeflerine, 2053, 2071 vizyonuna doğru emin adımlarla gitmektir.” diye konuştu.
“ÜLKENİN ESNAF SANATKAR HARİTASINI ÇIKARIYORUZ”
AK Parti hükümetleri olarak 15 yıldır esnafın ve sanatkarın hep yanında olduklarını, ülkenin imkanları dahilinde destek ve teşvikler verdiklerini dile getiren Yıldırım, bu desteğe devam edeceklerini vurguladı.
Başbakan Yıldırım, ülkenin potansiyelini daha fazla keşfederek harekete geçirmek için yoğun bir çalışma içerisinde olduklarını ifade ederek, “Bu bağlamda, esnaf ve sanatkarlarımız, meslek meslek, sektör sektör ele alınıyor ve ülkenin esnaf sanatkar haritasını çıkarıyoruz. Böylece esnaf ve sanatkarlarımıza, sektöre, özel planlar geliştiriyoruz.” dedi.
Yıldırım, 2023 hedefleri doğrultusunda esnaf ve sanatkarları güçlendirecek yolları belirlediklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Bu amaçla yaşlılık veya emekli aylığı bağlandıktan sonra çalışmaya, esnaflık, sanatkarlık yapmaya devam edenlerin müzmin bir meseleleri vardı. Aylıklarından yüzde 10’luk sosyal güvenlik destek primi kesiliyordu. Kaldırdık. Basit usule tabi esnaf sanatkarların yıllık 8 bin liralık kazançlarını vergilendirmeden muaf tuttuk. İlk defa işe başlayan genç esnaf ve sanatkarların toplamda 75 bin liraya kadar kazançlarını üç dönem vergiden muaf tuttuk. Kaybolmaya yüz tutan meslek kollarında faaliyet gösteren zanaatkarlarımıza faizsiz kredi desteği sağladık. Genç girişimci esnaf sanatkarlara faizsiz destek verdik. Vergi borcu, sigorta prim borcu, belediyeye su borcu, esnaf sanatkarların oda, aidat borçları, trafik cezalarını dahi yeniden yapılandırdık.”
Yıldırım, esnafa sicil affı getirdiklerini belirtti.
15 yıl önce kredi alabilen esnaf sayısı 63 binken, bugün bu sayının 447 bin 854’e yükseldiğini bildiren Yıldırım, esnafın ham madde, döner sermaye ihtiyacını karşılamak için kullanacağı kredi sınırını 200 bin liraya, yeni araç alımındaki kredi limitini 500 bin liraya çıkardıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı istihdam seferberliğinde ikinci merhaleye geçildiğini anlatan Başbakan Yıldırım, “Esnafa bir müjde verildi. Neydi o müjde? Bu kapsamda, 1-3 çalışanı olan küçük esnaf, mevcut çalışan sayısına ek bir istihdam sağladığında yani çalışan sayısını artırdığında 18-25 yaş gruplarındaki gençlerimizin ücret, sosyal güvenlik primleri ve vergilerini, bir ay siz ödeyeceksiniz, bir ay biz ödeyeceğiz. Yani bir senden, bir benden. Gençleri alacağız, 18-25. Gençlerimize daha çok iş ve istihdam sağlayacağız.” ifadesini kullandı.
Esnaf ve sanatkarlara, PTT hizmetlerinde de indirim ve kolaylık getirdiklerini vurgulayan Yıldırım, bunun yanı sıra esnafa verilen “esnaf kart”ın birçok kolaylığının olacağını kaydetti.
Yıldırım, 2,5 milyon esnafı kapsayacak şekilde “e-PTT AVM Platformu” kurduklarını belirterek, şöyle konuştu:
“Bu ne demek? Yani sizin esnafların bilgisayar üzerinden dükkanları tanıtılacak. Efendim ne var? Bilmem ne şarküteri, yahut tuhafiye, hırdavatçı, berber… Ne hizmetler veriyorsun, ne ürünler satıyorsun, özellikleri orada yazacak. Uzaktan alışveriş yapılabilecek. Dünyadan icabında birisi efendim bir çeyizlik bir şey hazırlıyor, lüle taşından bilmem ne yapıyor. Orada İngilizce-Türkçe olacak, direkt siparişini verip alacak. ‘Bunlar ne biçim iş, böyle şey olur mu?’ demeyin. Dünya artık buna gidiyor. Kimse kimseyi görmeden alışverişini yapıyor, sen sağ, ben selamet. Ne satanı tanıyorsun, ne alanı tanıyorsun ama satış oluyor, para geliyor, mal gidiyor, işler yürüyor. Dünya bu tarafa gidiyor artık.”
“ARTIK DEĞİŞİM YAKALANMALI”
“Bakıyorsunuz satan Amerika’da, üreten Türkiye’de, teslimat yapılıyor Balkanlar’da. Yani artık dünya küçüldü, küresel köy haline geldi. Lojistik başka yerde, satıcı başka yerde, alıcı başka yerde.” diyen Yıldırım, e-ticaret denilen sistemin tıkır tıkır çalıştığını bildirdi.
Başbakan Binali Yıldırım, artık değişimin yakalanması gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:
“Yani babadan, dededen kalan usullerle devam edersek, değişimi ıskalarsak… Sonra ‘Biz iş yapamıyoruz’. Niye yapamıyorsun? Millet ne bekliyor? Şimdi gençler, bilgisayar, cep telefonu elinde, bakıyor, ‘şunu alayım, bunu alayım’, yazıyor, çiziyor, paket akşam eve geliyor. Bu platformlara mutlaka sizlerin de dahil olması lazım. Bankacılık ve sigortacılık alanlarında çalışmalarınızı kolaylaştıracağız. Pazarlama destekleriyle, markalaşma işini geliştireceğiz. Ahilik kültürünü yurt dışında tanıtmak için, Ahilik Haftası’nı yurt dışına da taşıyacağız. Orada Ahilik kutlamaları yapacağız.”
Bütün bunların oda, birlik, federasyon başkanları ile ilgili bakanların sürekli dinamik bir şekilde iletişim kurmasıyla olacağını vurgulayan Yıldırım, “Bu kadar yaptık, daha ne istiyorsunuz, sesinizi çıkarmayın diyecek halimiz yok. Ülkenin değişen, gelişen şartlarına göre ne tedbir alınması gerekiyorsa onu alacağız.” dedi.
“ESNAFIN ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ”
Emniyet, adalet, sağlık ve eğitim alanlarına yoğunlaşacaklarına işaret eden Başbakan Yıldırım, “Esasında ikiye düşüyor bu yavaş yavaş. Emniyet, adalet. Sağlıkta, eğitimde de yavaş yavaş özel sektör girmeye başladı. Özel hastaneler, okullar var. Dolayısıyla bu alanlar da millete açıldı. Şimdi nedir dışarıya vermeyeceğimiz iş? Adalet ve emniyettir. Devlet bunlara yoğunlaşacak, en iyi şekilde sağlayacak. Yoksa işte efendim dükkan aç, onu sat, bunu yap, bilmem ne bu süfli işi, bizim işimiz değil. Yani bizim için süfli iş, sizin için asli iş. Niye? Devlet ticaret yapamaz. Niye yapamaz? Devletin sahip olduğu bir işin ya sahibi yoktur ya da sahibi çoktur. İşler kötü gidince sahip bulamazsın, işler iyi gidince herkes kafayı uzatır. Onun için bu sürekli, sürdürülebilir bir şey değil.” diye konuştu.
Hükümet olarak esnafın önünü açacaklarını, onların önündeki engelleri kaldıracaklarını, ticaretin esasının para kazanmak olduğunu hatırlatan Başbakan Yıldırım, “Ticaretin erbabı esnaftır, sanatkardır, sizin üyelerinizdir. Onun için hiç endişe etmeyin, bu konularda gerekli hassasiyeti göstereceğiz.” değerlendirmesini yaptı.
Yıldırım, merhum cumhurbaşkanlarından Turgut Özal’ın “Yapılan işler, hizmetler çikolata gibidir. Yenilir, yutulur, unutulur. Yenisi beklenir” dediğini anımsattı.
Hükümet olarak kendilerinin yaptığı işlerin de yenilip, yutulup, unutulduğunu ifade eden Yıldırım, bunun için beklentileri dikkate alarak yeni işler yapacaklarını bildirdi.
Kaynakların kısıtlı, ihtiyaçların ise sınırsız olduğunu vurgulayan Yıldırım, ihtiyaçları karşılamak için daha çok çalışmak, üretmek ve tasarruf yapmak gerektiğini dil getirdi.
Başbakan Yıldırım, ABD’nin 800 trilyon dolar tasarruf yaptığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin milli gelirinin yüzde 25’i tasarruf ediliyor. Tasarruflarımızı artıracağız. Tasarrufları artırmak yememek, içmemek, parayı koklamak değil. Daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz. Somunu büyüteceğiz. Herkes buradan daha fazla payını alacak. 2017 sonu itibarıyla kullanılan kredi miktarı 24 milyar lira, 2002’de ne kadarmış 153 milyon lira. 85 kat kredi kullanımı artmış. Faizi hiç söylemiyorum. Zaten faiz işi bir felaket. Arkasından yetişemezdiniz. Bugüne kadar 1 milyon 610 bin esnafımız, sanatkarımız son 15 senede 74 milyar lira kredi kullandı. Biz esnafımızı büyüyen güçlü Türkiye’nin ana omurgası olarak görüyoruz. Bu anlayışımız yarın da böyle olacak, gelecekte de böyle olacak. Çünkü esnaf güçlüyse sanatkar güçlüyse Türkiye güçlü, ekonomi güçlüdür.”
“TÜRKİYE, DÜNYANIN EN İSTİKRARLI ÜLKESİ HALİNE GELDİ”
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in kendilerinden bazı taleplerde bulunduğunu belirten Yıldırım, “Perakende Yasası, AVM’lerin çalışma saatleri, esnafın çalışma saatleri bunları titizlikle birinci derece ehemmiyetle ele alacağız. Sizin ihtiyacınızı görecek düzenlemeler de yapacağız. Haksız rekabeti ortadan kaldıracağız.” dedi.
Özellikle faiz ve kur baskısına boyun eğmeden gereken tedbirleri alıp yollarına devam ettiklerini bildiren Yıldırım, esnafın manevi zenginliğinin ülkenin geleceği açısından en büyük kaynaklardan biri olduğunu söyledi.
“BU SALDIRILARA PABUÇ BIRAKACAK DEĞİLİZ”
Yıldırım, Anadolu topraklarının son iki asırdır büyük zorluklar yaşadığını ifade ederek, “15 yıldır fırtınalı denizlerde, güçlü ve istikrarlı AK Parti iktidarıyla onun lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın feraseti ve dirayetiyle bu zorlukların üstesinden geldik. Türkiye, dünyanın adeta en güvenli, istikrarlı ülkesi haline geldi. Türkiye’yi küresel ekonomik operasyonlar, siyaset mühendislikleri, algı operasyonlarıyla yönetmek ve çökertmek isteyenlerin planlarını bir bir kursaklarında bıraktık. Sınırlarımız ötesinde bir terör koridoru oluşturma çabalarına şahit olduk ve buna hiç göz yummadık. Fırat Kalkanı Harekatıyla bunun cevabını verdik ve orada güvenli bir alan oluşturduk. Ölümden kaçıp ülkemize sığınan yaklaşık 80 bin Suriyeli döndü ve buralara yerleşti.” diye konuştu.
Kilis’e Suriye’den havanlar atılması üzerine gerekli karşılığın verildiğini anımsatan Yıldırım, “Arkalarına birilerini alan terör örgütleri boş durmuyor. Kobani tarafından, Afrin tarafından aynı şekilde taciz atışları devam ediyor. Bu saldırılara pabuç bırakacak değiliz. Türkiye güçlü bir ülkedir. İçeriden ve dışarıdan milletin huzurunu hedef alan, milletin kardeşliğini bozmak isteyen, ülkemizin toprak bütünlüğüne zarar verip kardeşliğimize halel getirmek isteyen her türlü girişim karşılık bulacaktır.” ifadesini kullandı.
Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliğiyle Türkiye’de yeni bir dönemin başladığını belirterek, söz konusu değişiklikle iktidarın artık sandıkta belli olacağını ifade etti.
“Seçimi yaptık Ankara’ya gönderdik orada ne yaparsa yapsınlar meselesi bitti.” diyen Yıldırım, sandıklardaki oyların sayılmasının ardından ülkeyi beş sene yönetecek cumhurbaşkanı ile milletvekillerinin belirleneceğini kaydetti.
Başbakan Yıldırım, “Bir günde her şeyi hallediyoruz, ondan sonra beş sene kulağımız rahat. Hükümet düştü mü, düşmedi mi, geldi mi, gitmedi mi, bunlarla uğraşmayacak işimize, gücümüze bakacağız. Yani güçlü iktidar sürekli istikrar.” diye konuştu.
Güçlü iktidarın, ülkenin istikrarının, milletin huzuru ve kardeşliğinin seçimde teminat altına alınacağını vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi:
“Yani vesayet güçleri, seçime girmeyip Ankara’ya geldikten sonra ‘Biz de sizin ortağınız’ demeye çalışanlar yok artık. Eskiden ne oluyordu? Seçim kazanıyorsun, iktidar oldun filan, ‘Selamün aleyküm’, ‘Aleyküm selam, ne var?’ ‘Biz sizin ortağınız.’ ‘Nereden ortağım oluyorsun kardeşim? Sen benimle sokaklarda ter mi döktün, milletten oy mu, destek mi istedin, nereden çıktı?’ ‘Burası Ankara’. Artık bu işler geride kaldı, her şey şeffaf millet seçiyor, cumhurbaşkanını da vekillerini de belirliyor ondan sonra Ankara’ya gönderiyor. Kimse Ankara’da artık iş çeviremez. Sistemin özelliği bu. Gerçek anlamda millet iradesinin seçimlerde sandığa yansıması ve ülkenin yöneten iradesinin, yasama hizmetlerini yapan iradesinin sandıktan çıkması.”
“TAM KAMYONCU LAFI OLDU”
Başbakan Yıldırım, sistemin bir başka özelliğinin ise kontrolle ilgili olduğunu belirterek, “İkisi birbirini kontrol ediyor. Diyelim ki cumhurbaşkanı kanunlara riayet etmedi, verdiği sözleri yerine getiremedi meclis seçim kararı alıyor. Meclis de cumhurbaşkanı da seçime gidiyor veya tersi oldu, Meclis, cumhurbaşkanını sıkıştırdı, çalışacak sürekli engel çıkarıyor. O zaman cumhurbaşkanı seçim kararı alıyor, Meclis de gidiyor. Biri diğerini çekip götürüyor.” ifadelerini kullandı.
Bunun “anlaşın, inatlaşmayın” anlamına geldiğini, yeni sistemin uzlaşmayı da beraberinde getirdiğini kaydeden Yıldırım, “Öyle zırt pırt milletin önüne gitmek kolay değil. Millet ne der, ‘Çocuk oyuncağı mı kardeşim, seçtik, ne istiyorsunuz? Çalışın, 5 sene size yetki, ruhsat verdik ne diye geliyorsunuz?’ Bunun kimse sorumlusu, vatandaş sandıkta biletini keser.” dedi.
Başbakan Yıldırım, Türk insanının feraset ve basiretinin hiçbir ülkede olmadığını, birçok yanlışın millet tarafından düzeltildiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Bakın, 7 Haziran’da bir uyarı vermiştir ama 1 Kasım’da görmüştür ülkenin geleceğini, karşı karşıya kalacağı tehditleri görmüş ve tekrar işi yoluna koymuş. Kim koymuş? Millet koymuş. Onun için millete güvenmekten başka hiçbir yol yoktur. Millete güven, gerisini merak etme sen. Tam kamyoncu lafı oldu.”
“O GÜNLERİ YAŞADIM, 40 YIL ÖNCESİNE GİTTİM”
Başbakan Yıldırım’ın sözleri davetlileri güldürürken, salondan, TRT 1 ve TRT Haber ekranlarındaki “Gönül Dağı” programının özel bölümüne konuk olduğunun hatırlatılması ve neler hissettiğinin sorulması üzerine, Yıldırım, şu karşılığı verdi:
“O günleri yaşadım, 40 yıl öncesine gittim. O anları bir saat de olsa yaşadım. İşte gerçek hayat o. O hayatın içinden gelmemek, o zorlukları yaşamamak büyük bir eksiklik olur. Buradaki insanların geçmişinde aynı tecrübe, aynı güzel hikayeler var. Bunlar bizi bugünlere taşıyan en önemli birikimimiz, tecrübemiz. Biz orada ne dedik, ‘Bu ülkede herkes her yere gelebilir’. Nasip ayrı ama çalışacaksın, çabalayacaksın, gayret edeceksin, Mevlam nasip ettiyse o da olur. Yoksa gençler şimdi, ‘Bizden bir şey olmaz’. Öyle bir şey yok. Bu ülkenin en güzel özelliği bu ülkede kast sistemi yok. Yani belirli insanlar şu mevkilere gelir, bu kadar büyük iş adamı olur, belirli insanlar buraları asla hayal edemez diye düşünmeyelim.”
Türkiye’de herkes için fırsatların bulunduğunu anlatan Yıldırım, zorluklarla mücadele edilmesinin önemine değindi. Zorluklar karşısında yılmamak gerektiğini vurgulayan Başbakan Yıldırım, “Zorluklar bizim azmimizi, hırsımızı, ülkeye, millete hizmet aşkımızı daha da artırmalıdır. Güçlü Türkiye, bizi biz yapan değerlerin, medeniyet unsurlarının yeniden ihya edildiği Türkiye’dir.” diye konuştu.
AHİLİK KÜLTÜRÜ
Cumhuriyet’in kuruluşunun 100 yıl dönümü az zaman kaldığını, yüzlerini 2023’e çevirdiklerini ifade eden Başbakan Yıldırım, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bize gelecek istikametini çizecek köklerimize yani hayat damarlarımıza daha sıkı şekilde bağlanmaya başladık. Güçlü Türkiye bir yandan geleceğe yürüyüş aynı zamanda ahilik kültürünün, dayanışmanın, birliğin ve beraberliğin idame ettirilmesi, devamıdır. İşte bu ruhu tekrardan esnafımızla, sanatkarımızla, sizlerle yaşayacağımıza yürükten inanıyorum. Sizler tertemiz akıl ve alın terinizle Türkiye ekonomisinin çarklarını döndürerek gelecek hedeflerimize ulaşmamız için çok büyük katkı sağlıyorsunuz. Geleceğin Türkiye’sinde acımasız, vicdanı olmayan bir kalkınma modelini kökten reddediyoruz. Refahın adil, vicdan terazisinde tartılmasını öngören bir Türkiye için birlikte çalışacağız. 2023’e ahilik kültürünü yeniden hatırlayarak o kültüre, geleneğe daha sıkı sarılarak ilerleyeceğiz. Daha önemlisi de 80 milyonun birliğini, beraberliğini tesis ederek, bu işleri başaracağız. Şunu iyi bilin siz Türkiye’siniz, Türkiye’nin fotoğrafısınız. Sizin umudunuz oldukça Türkiye’nin umudu da aynı şekilde yeşerecektir. Rabbim umudumuzu, inancımızı eksiltmesin hep artırsın.”