Merak ettim; Atletizm Federasyonu Başkanlığı aday adayları ne zamandan beri biz dernekle (TSYD) ilgili hüküm verme hakkına sahip oldu? Bu dernek memleketin en eski sivil toplum örgütlerinden biridir, bir iç işleyişi vardır. Eleştirilecekse üyeler ve özellikle de biz dinozorlar eleştiririz, hem de sonuna kadar.

Öyle sosyal medya hesaplarından, camın ardından ahkam keserseniz, sonuna kadar derneğimizin arkasında dururuz.

Bir uzaktan kumanda da hissetmedik değil ama neyse, centilmenliği elden bırakmayalım.

*

Türkiye’de, takım sporları içinde tekraren söylüyorum, yapılan yatırımı hakketmeyen, inkar eden sporun adı futboldur.

Bunun tam tersi ise voleyboldur.

Az para ile çok iş yapan voleybol, şimdi çok paraya koşar adımlarla gidiyor.

Bir kere sporcular değerli, para ediyorlar, uluslararası piyasada tercih ediliyorlar.

İkincisi, televizyon yayınlarının etkisiyle sponsorlar akın akın geliyor. Elbette süreklilik kazanan başarılar da sponsorların voleybola kaymasını sağlıyor.

Voleybol Anadolu’ya yayılıyor.

Memleketin her köşesinde voleybol takımları var ve hem yöre kamuoyu hem genel kamuoyu oldukça ilgi gösteriyor.

Tıpkı Avrupa gibi…

Elbette devletin de özellikle doğu ve güneydoğudaki takım yapılanmalarına desteği var, faydalı bir iş ve devam etmeli, yarım kalmamalı.

Siz iyi olunca dünyanın da ilgisine mazhar oluyorsunuz, doğal olarak.

Türkiye, voleybolda her düzeyde organizasyonu bihakkın yapabileceğini gösterdi, hem defalarca.

Bu arada, hakemlerimiz de tercih ediliyor, büyük küçük organizasyonlara davet ediliyorlar.

CEV ve FIVB kurullarında başarı ile temsil ediliyorlar.

Bütün bunlar voleybolda yakalanan ivmenin tesadüf olmadığını gösteriyor,

Kadın voleybolu tamam, işler iyi gidiyor.

Kulüplerde yine bir iki şampiyonluk ve diğer dereceler gelecektir.

Fakat filedeki erkek voleybolu bitmemiş bir proje olarak duruyor.

Kulüplerin iyi niyetli yatırımları var ve o yatırımların sonucunda iyi bir jenerasyon yakalandı.

Bu jenerasyon için yapılması gereken iki şey var.

Birincisi, voleybol menajerlerinin işleri salt yurtdışından oyuncu getirmek değil. Veya oradakini şuraya götürmek de matah bir iş değildir.

Bu arkadaşlar, Türkiye’deki bu altın jenerasyonu ülke dışına götürürlerse, Türk voleybolu için bir faydaları olacaktır. Haydi o üstün bağlantılarınızı bu konuda kullanın!

Tabii gelişmek isteyen sporcuların da üçe beşe bakmadan Edirne’nin ötesini düşünmeleri şartıyla. Belki Federasyon da bu konuda destek olur!

İkinci olarak, bahse konu jenerasyon milli takımda daha iyi bir organizasyonu hakkediyor.

Bu cümlenin altını varın siz doldurun.

Şu kadarını söyleyelim ki, önlerine bir hedef konmalı. Avrupa Şampiyonası finallerinde yer alabilmek artık çok sıradan; orada derece hedeflenmeli.

Altın Avrupa Liginde birincilik akıllardan bile geçmemeli, yeter, çünkü orayı çok aştık.

Dünya şampiyonaları ve olimpiyat hedefleri işaret edilerek bu çocuklara duyulan güven açık edilmeli. Milli maç izleyenler artık başka heyecanlar, yüksek kalite ve gençliğin dinamizmini görmek istiyor zira.

Temennimiz budur.

CEVAP VER