Gazete haberi: “Emniyet müdürünün evinde yapılan aramada bir jeneratör, ikisi büyük altı çadır, beş siyah renkli ara ve bağlantı kablosu, dokuz şişme yatak, beş uyku tulumu, beş seyahat çantası, yedi bere, iki bot, iki yağmurluk kaban, beş yağmurluk üstü, 15 kilo köpek maması, üç elektrikli ısıtıcı bulundu.”
“6’lı masa” isimli çadır tiyatrosunun son perdesinde kayıkçı kavgası yaşanmıştı. Antrakttan (!) sonra aşıklar birbirlerine el uzattı, güller havada uçuştu!
Biz işte bu ucuz piyesi izlerken deprem bölgesinde yukarıdaki olay vuku buluyordu.
O tiyatro yüzünden depremi, çocukları, hayvanları, çadırı, sağlığı, gelemeyen yardımları konuşmaya ara verdik ülkece! Ne hakkınız vardı deprem yaralarını sarmaya, konuşturmaya fasıla verdirtmeye!
Evet, problemler sürüyor.
O manzaraları unutup nasıl spor konuşabiliriz?
Yeşil Bursa’daki ‘Yeşil’ fotolarını, beyaz Toros pankartına değinmek bile istemiyor insan! TFF’nin kritik hatalarına da!
Oysa Trabzonspor’u konu edinecektik. Şampiyon takıma yapılmış 13 futbolculuk başarısız takviyelerin acı sonuçlarını, değirmenin suyunu gündeme getirip diğer takımlara örnek olmasını yazacaktık. Bir de Wikileaks iddiaları vardı yıllar önce, suyun membaını o iddialar üzerinden merak edecektik.
Üç gün önce Trabzonspor’a destek, kardeşlik ve birlik için tribüne alkışlarla davet edilen Fenerbahçe taraftarı üç gün sonra Kayseri’de yasaklanıyordu! Vicdana bir sorsaydınız ya ne diyecekti!
Ne mümkün kardeşim, memleketin meselesi bitmiyor ki, konuyu spora getirelim.
Misal!
Allah aşkına depremzedeye tahsis edilmiş malzemeyi evine götürmeye hangi vicdan elverir?
Yıllar önce depremzedeler için getirilen çadırları okul müdürleri yazın kullanırken görülmüş, haber olmuşlardı. Vicdan meseleseydi tabii!
Aradan onca yıl geçmişken aynı terane!
İnsafsızlıklar dizi film gibi sürüyor.
Mümtaz Türk ev sahipleri ev kiralarını, satma bedellerini iki üç dört katına çıkardı!
Taşıma firmaları ücretlerine astronomik zamlar yaptı! Mobilya almak isteyin bakalım, ne fiyat çekilecek?
Molozlar en kritik yerlere (tarım ve sular) dökülüyor!
Ev, çadır, konteyner, temiz su, içme suyu, gıda, ilgi, sağlık, psikolojik destek, para, geleceğe dönük umut, vicdan yok!
Doğa da sallamaya devam ediyor?
Vicdansızlık da öyle!
Vicdan yahu, edep yahu!