Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bu yıl yaklaşık 850 bini büyükbaş, 2,8 milyonu küçükbaş olmak üzere 3 milyon 650 bin baş hayvan kesileceğini tahmin ettiklerini bildirerek, “Kurbanlıklar için bu yıl halkımızın ödeyeceği tutarın, 10 milyar 67 milyon lirayı bulacağını hesaplıyoruz” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, kurbanlık satışlarının illere ve bölgelere göre farklılık arz ettiğini, kimi yerlerde canlı kilogram ve et fiyatı üzerinden, kimi yerlerde ise canlı hayvan üzerinden pazarlık yöntemiyle satış yapıldığını belirtti.
Şemsi Bayraktar, Ziraat Odalarından aldıkları bilgilere göre, bu yıl kurban döneminde hayvan fiyatlarının; illere ve canlı ağırlığa göre farklılık göstermekle birlikte, hayvan başına, büyükbaşta 5 bin ile 20 bin lira, küçükbaşta ise 750 lira ile 3 bin 500 lira arasında değişmesi, canlı ağırlık fiyatının da kilogram başına, büyükbaş hayvanlarda 17 ile 25 lira, küçükbaş hayvanlarda 15 ile 28 lira arasında olmasını tahmin ettiklerini bildirdi.
“Fiyatlar geçen yıla göre büyükbaşta yüzde 8,6, küçükbaşta ise yüzde 11,2 oranında arttı”
Kilogram fiyatının büyükbaşta inek, düve, tosun, küçükbaşta koyun, keçi olmasına, canlı ağırlığına ve illere göre büyük farklılıklar arz ettiğini, Bayram yaklaştıkça, gerçekleşecek taleple bu fiyatların değişebileceğini vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi:
“Ülke ortalamasına bakıldığında, büyükbaş hayvanların canlı kilogram fiyatının 20 lira 55 kuruş, küçükbaş canlı kilogram fiyatlarının ise 21 lira 13 kuruş olduğu görülmektedir. Canlı kilogram olarak büyükbaş hayvan fiyatları, satışların en fazla olduğu üç büyük ilimizden, İstanbul’da Avrupa yakasında 19 ile 23 lira, Anadolu yakasında 23 ile 25 lira, Ankara’da 18 ile 22 lira, İzmir’de 17 ile 22 lira arasında değişmektedir.
Küçükbaş hayvan fiyatları ise canlı kilogram olarak, İstanbul’da Avrupa yakasında 24 ile 26 lira, Anadolu yakasında 25 ile 28 lira, Ankara’da 18 ile 20 lira, İzmir’de 22 ile 26 lira düzeyinde seyretmektedir.
Ülke ortalamasında fiyatlar, geçen yıla göre, büyükbaşta yüzde 8,6, küçükbaşta ise yüzde 11,2 oranında artmıştır.”
3 milyon 650 bin kurbanlığa 10 milyar 67 milyon lira
Ülkemizde Kurban Bayramlarında, 2014’de 880 bin büyükbaş, 2 milyon 500 bin küçükbaş, 2015’te 867 bin büyükbaş, 2 milyon 700 bin küçükbaş, 2016’da 920 bin büyükbaş, 2 milyon 950 bin küçükbaş, 2017’de 817 bin 805 büyükbaş, 2 milyon 720 bin 271 küçükbaş hayvanın kurban olarak kesildiğine dikkati çeken Bayraktar, “bu yıl yaklaşık 850 bini büyükbaş, 2,8 milyonu küçükbaş olmak üzere 3 milyon 650 bin baş hayvan kesileceğini tahmin ediyoruz. Bu tahminle kurbanlıklar için bu yıl halkımızın ödeyeceği tutarın, 10 milyar 67 milyon lirayı bulacağını hesaplıyoruz” diye konuştu.
“Yeterli kurbanlık var”
Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada; şu an itibarıyla kurbanlık vasfı taşıyan 1 milyon 200 bini büyükbaş, 3 milyon 800 bini küçükbaş olmak üzere toplam 5 milyon baş hayvan olduğunun ifade edildiğini belirten Bayraktar, şunları söyledi:
“Bu demektir ki Kurban Bayramı’nda kesileceğini tahmin ettiğimiz büyükbaş hayvan sayısından daha fazla kesilebilecek nitelikte kurbanlık hayvan mevcudumuz vardır. Bu durum vatandaşlarımızın kurbanlık hayvan bulmada sıkıntı yaşamayacaklarını göstermektedir. Ziraat Odalarımızla yaptığımız görüşmeler de bu görüşü destekler niteliktedir. Üreticilerimizin elinde yeterli sayının üzerinde kurbanlık hayvan vardır. Kimsenin, ‘hayvan bulabilir miyim acaba’ diye bir endişe yaşamasına gerek yoktur.
Üreticilerimiz; bu yıl bayram tatilinin çok uzun olması nedeniyle, birçok kişinin tatili tercih edip, kesim yapmayacakları, bunun da satışları olumsuz etkileyeceğini düşünmekte bu konuda endişe yaşamaktadırlar. İnşallah bu endişe yersiz çıkar, üreticilerimiz emeklerinin karşılığını alır ve hayvanlarını uygun fiyata satarlar.
Şayet satışlar beklendiği gibi olmazsa üreticilerimizin bayram döneminde satılamayan hayvanları, maliyetlerinin altında yok pahasına ellerinden çıkarmaları önlenmelidir. Bu, hayvancılıkta üretimin sürdürülebilirliği açısından çok önemlidir. Böyle bir durum gerçekleşir de üreticinin elinde satılamayan hayvan kalırsa, Et ve Süt Kurumu’nun bu hayvanları bayram sonrasında uygun bir fiyata alması üreticimizin sıkıntıya girmesini önleyecektir.
Bunun için yetkililerden beklentimiz, elinde kurbanlık kalan üreticilerimize yönelik belirleyecekleri alım fiyatlarını, maliyetlerin yanı sıra yapılan ek masrafları da dikkate alarak kurbana özel belirlemeleridir. Bu durumda üreticilerimizin bir yıllık emekleri boşa çıkmayacak, mağdur olmaları engellenecektir.”
“Yem fiyatları arttı”
Kurban Bayramlarının, bu kadar çok hayvanın besiye alınması ve uzun süreyle bakılmaları dolayısıyla ekonomik olarak da ciddi bir hareketliliğe yol açtığına dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
“Besi hayvanı alımı, yem, ilaç, çoban, veteriner hizmeti giderleri önemli bir yekûn tutmaktadır. Bunun yanı sıra, hayvanların satış merkezlerine nakilleri, satış yerlerinde yer kiraları ve kişisel masraflar, kesimler için kasaplara ödenen para, sakatat ve derilerin satılmasına kadar birçok ticari faaliyet, bu dönemde söz konusu olmakta ve bütün bunlar ekonomik anlamda büyük meblağlara ulaşmaktadır.
Yem fiyatları, 2017-2018 Temmuz döneminde ciddi oranlarda artmıştır.
İlgili dönemde; ton olarak, mısır yüzde 8 artışla 950 liraya, buğday kepeği yüzde 32,8 artışla 870 liraya, ayçiçeği tohumu küspesi (28 proteinli) yüzde 46,2 artışla 892 liraya, besi yemi yüzde 20,5 artışla 1215 liraya, saman yüzde 36,8 artışla 528 liraya, mısır silajı yüzde 20,5 artışla 311 liraya, kuru yonca otu yüzde 19,5 artışla 864 liraya yükselmiştir. Yem, besilik alımının ardından en önemli maliyet kalemidir. Dolayısıyla yem fiyatlarındaki yükseliş üretimi önemli oranda etkilemektedir.
Yem masrafı
Kurbanlık için besiye alınan büyükbaş hayvanların ortalama 6 ay beslendiği hesabıyla, 6 aylık yem masrafı hayvan başına 2 bin 100 lirayı bulacaktır. Kesilecek olan yaklaşık 850 bin büyükbaş kurbanlık hayvan için toplam yem masrafı 1 milyar 785 milyon liraya ulaşmaktadır. Yine ortalama 6 ay besiye alınma hesabıyla, küçükbaş hayvanlarda hayvan başına yem masrafı 500 lirayı, 2,8 milyon küçükbaş hayvan için yapılan toplam yem masrafı ise 1 milyar 400 milyon lirayı bulmaktadır.
Toplamda 3 milyon 650 bin baş kurbanlık canlı hayvan için üreticilerimizin 3 milyar 185 milyon lira civarında bir yem masrafı yaptıkları, dolayısıyla bu kadar bir paranın yem sektöründe kullanıldığı tahmin edilmektedir.”
Ortalama 400 kilogram canlı ağırlığa sahip büyükbaş hayvanın canlı kilogramının 20 lira 55 kuruş civarında satılacağı düşünüldüğünde, bayram süresince kesilecek yaklaşık 850 bin büyükbaş hayvana halkımızın ödeyeceği paranın 6 milyar 987 milyon lirayı bulacağını, bir küçükbaş hayvanın ortalama 1100 liradan satılacağı tahminiyle, kesilecek yaklaşık 2,8 milyon küçükbaş hayvana halkımızın ödeyeceği paranın ise 3 milyar 80 lira olacağını belirten Bayraktar, “daha önce de belirttiğim gibi, toplamda halkımızın 3 milyon 650 bin kurbanlık için 10 milyar 67 milyon lira ödeyeceğini tahmin ediyoruz” dedi.
Kurban derileri
Standartlara uygun kesilmiş ve tuzlanmış yaş koyun derisi yaklaşık 10 liraya satılmaktadır. Ortalama 2 milyon 800 bin küçükbaş hayvan kesileceği hesap edildiğinde küçükbaş hayvanların derilerinin ekonomik değeri yaklaşık olarak 28 milyon lirayı bulacağını bildiren Bayraktar, şöyle konuştu:
“400 kilogramlık bir sığırdan ortalama 30 kilogram deri çıkmaktadır. Standartlara uygun elde edilmiş, tuzlanmış sığır derisinin kilogramının 4 lira olduğu göz önüne alındığında kesilecek 850 bin büyükbaş hayvandan elde edilecek derinin değeri 102 milyon liraya ulaşacaktır.
Toplam olarak kurbanlıklardan standartlara uyulursa yaklaşık 130 milyon liralık deri elde edilecektir.
Fakat kurbanlıklar çoğu yerde ehil olmayan kişiler tarafından kesildiği için deride ciddi olarak ekonomik kayıp oluşmaktadır. Bu kaybın yüzde 20’ler civarında olduğu ve toplam kaybın 26 milyon lirayı bulduğu tahmin edilmektedir. Buna göre, kayıplar nedeniyle, Kurban Bayramında ekonomiye kazandırılan derinin değeri 104 milyon lira civarında kalmaktadır.”
Yer kiraları
Kurbanlık satmak isteyen üreticilerin, büyükşehirlerde her ilçede farklı olmak üzere satış yerlerine çadır kirası ödediğini, fiyatların illere ve ilçelere göre farklılık arz ettiğini vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi:
“Buralardan yüksek ücretler alınmaması yönünde belediyelere her yıl uyarılarda bulunmamıza rağmen, ne yazık ki bu yıl da ciddi paralar alınmıştır. Belediyelerin buraları gelir kapısı olarak değil, halkına hizmet yeri olarak görmesi gerekmektedir. Kurban satıcıların yaklaşık 15 gün kaldıkları süre içinde; Ankara’da 3 bin 500 ile 5 bin 50 lira arasında, İstanbul’da 7 bin 500 ile 13 bin lira arasında, İzmir’de 4 bin 500 ile 6 bin 500 lira civarında çadır kirası ödemişlerdir. İzmir’de sadece alana bu para ödenmekte, çadır masrafları satıcılara ait olmaktadır.
Masraf, kalınan sürede harcanacak paraları da dahil edecek olursak önemli bir miktarı bulmaktadır.
Satış yerleriyle ilgili olarak buradan belediye başkanlarımıza seslenmek istiyorum; satış yerlerini çok fahiş fiyatlarla üreticilerimize kiralamakla ne geçiyor elinize? Üreticilerimize 13 bin liraya kiralanan yerler var. Bu durum ciddi mağduriyetlere neden oluyor.
Üreticilerimiz zaten ne kazanıyorlar ki bir de buralara bu kadar para verebilsinler? Belediyelerden ricamız, lütfen buraları uygun fiyattan üreticilerimize kullandırın, buralarda bin bir zorlukla satış yapmaya çalışanlara her türlü altyapı hizmetini götürün.”
Nakliye masrafları
Üreticilerin, Türkiye’nin dört bir yanından hayvanları şehirlerdeki kurban satış yerlerine nakletmek için nakliye parası ödediğini bildiren Bayraktar, “Ayrıca üreticilerimiz, sattıkları hayvanları, alıcıların kesim yapacakları yerlere taşımakta, bunun için de para harcamaktadır. Kesilen hayvanların sayısal büyüklüğü dikkate alındığında net rakam verememekle birlikte önemli bir nakliye masrafı olduğu söylenebilir” dedi.
Bayraktar, Kurban Bayramı döneminde, talebe bağlı olarak artan nakliye fiyatlarının kurban satış fiyatlarına etkisini azaltabilmek için mutlaka pazar yerlerinin disipline edilmesi, buralarda fırsatçılık yapılmasına imkan tanınmaması gerektiğini söyledi.
Kasaplara ödenen para
Kurban bayramlarının son yıllarda kasaplar için önemli bir gelir kapısı olduğunu belirten Bayraktar, “kasaplar, hayvanları kesme, yüzme, parçalama gibi işler için küçükbaşta 50 lira, büyükbaşta ise 250 lira civarında para almaktadır. Büyükbaş hayvanlarının yarısının kasaplar tarafından ücret mukabilinde kesileceği tahminiyle, 425 bin büyükbaş hayvan için kasaplara ödenecek meblağ 106 milyon 250 bin lirayı bulacaktır. Aynı şekilde küçükbaş hayvanların yarısının kasaplar tarafından kesileceği hesabıyla 1 milyon 400 bin küçükbaş hayvan için kasaplara ödenecek tutar 70 milyon liraya ulaşacaktır. Buna göre, kasaplara ödenecek bedel toplamda 176 milyon 250 bin lirayı bulacaktır. Bunların yanı sıra kelle, paça, işkembe, bağırsak gibi sakatatlar kurban kesenler tarafından çoğunlukla alınmamakta, kasaplara veya toplayıcılara bırakılmaktadır. Bu da ciddi bir ekonomik değer oluşturmaktadır” diye konuştu.
Vekalet kesim
Kurban Bayramı döneminde birçok dernek ve vakıfların, hayır işlemeyi düşünen vatandaşların verdiği vekaletle onlar adına kurban kesmek için faaliyet içine girdiğini hatırlatan Bayraktar, şöyle konuştu:
“Vekaletle kesimde zaman zaman vatandaşlarımız mağdur olabilmektedir. Dernek ve vakıflara yatırılan paraların kurban kesiminde kullanılması ve bunların iyi bir şekilde denetlenmesi çok önemlidir. Vekaleten kurban kesmeyi taahhüt eden bu kuruluşların, bu dönemde ne kadar hayvanı nereden aldığı, hangi şartlarda ve nerelerde ne kadar kurbanlık kestiği, vekaleti veren kurban sahibinin vekaletinin yerine getirilip getirilmediği, yetkili kurumlar tarafından sıkı bir şekilde kontrol edilmelidir. Aksi takdirde hem hayır işlemeyi düşünen vatandaşlarımızın hem de üreticilerimizin mağduriyeti söz konusu olabilecektir.
Bilindiği üzere hayvan pazarlarında kamu kuruluşlarınca, hayvanlar sağlık kontrolünden geçirilmektedirler. Bu kontrollerin yanı sıra hayvanların yaş uygunluğu, gebe olup olmadığı gibi vasıflar yönünden yapılan kontrollerde de titiz davranılması gerekmektedir. Böylece halkımıza gönül rahatlığıyla kurbanlığını seçme imkanı getirilecek ve mağduriyeti önlenecektir.”
Antalya Elmalı ve Ordu’da yaşanan sel afetleri
Toplantıda yaptığı konuşmada, Pazartesi akşamı Antalya’nın Elmalı ilçesinde, dün ise Ordu’nun Fatsa ve Ünye ilçeleri başta olmak üzere geniş bir bölgede yaşanan aşırı yağış ve sel çok sayıda çiftçiyi mağdur ettiğini, Ordu’da büyük bir afet yaşandığını, yollar, köprüler, altyapının önemli ölçüde tahrip olduğunu belirten Bayraktar, “Ordu’da dere kenarlarında bulunan harmanlarda kurumaya bırakılan fındıklarda, bahçelerde çuvallanmış fındıklarda, fındık ağaçlarında, fındık işçilerinin kaldıkları çadırlarda önemli hasarlar meydana gelmiştir. Hasarın yüzde 100’e ulaştığı, tamamen sele kapılan fındıklıklar vardır. Antalya Elmalı’da yaşanan afet ise 500-600 dekar sera alanında yüzde 100’e varan oranlarda zarara yol açmıştır. Hayvan telefleri de bulunmaktadır. Sadece yüzde 10’unun sigortalı olması nedeniyle sera sahipleri mağdur durumdadır. Hem Ordu hem de Antalya’nın Elmalı ilçesindeki çiftçilerimiz destek beklemektedir. Hasar tespit çalışmaların bir an önce tamamlanmasını ve çiftçimizin mağduriyetinin giderilmesini temenni ediyorum” dedi.
Sorular
Bayraktar, basın mensuplarının Ordu’da yaşanan afette fındıkta oluşan zarara ilişkin sorusu üzerine, “Ziraat Odalarımız ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün de bulunduğu bir komisyon bölgede hasar tespit çalışmaları yürütüyor. Çalışmalar tamamlandığında en doğru bilgileri kamuoyuyla paylaşacağız. Afeti yaşayan çiftçilerimiz sadece borç ertelemesi değil, nakit yardımı da istiyorlar. Bu taleplerini bize ilettiler ve biz de bu konuyu ilgili makamlara iletmiş olacağız. Fındık rekoltesi bu sene düşük. 500 bin ton dolaylarında bir rekolte bekleniyor. Odalardan aldığımız bilgilere göre, yaşanan afetlerle rekoltenin bir miktar daha aşağı düşeceği belirtiliyor” dedi.
Bayraktar, Antalya Elmalı’da tarım sigortası yaptıran üretici sayısının yetersizliğine ilişkinin soruya ise şu yanıtı verdi:
“Türkiye’de 1 milyona yakın ecrimisil ödeyerek üretim yapan ama desteklemelerden yararlanamayan üreticimiz var. Bunlar kredilerden yararlanamıyor, TMO’ya bile mal veremiyorlar. Ziraat Odaları Birliği’nin girişimiyle mesele çözüldü. Seçimden önce talep ettik. Torba yasaya konuldu ve çıktı. Ecrimisil ödeyerek üretim yapan üreticilerimizin Hazine ile sözleşme yapmak suretiyle, ecrimisil bedelinin yarısı fiyatına sözleşme yaparak ÇKS kapsamına alınmaları sağlandı. Bu sigortalı sayısını artıracaktır.
“TARSİM üreticiye ne kadar çok güven verirse üretici sayımız o kadar artar”
Bunun dışında zannediyorum bir sebep de primlerin yüksek olmasıdır. Bu sorun bize intikal ediyor. Primlerin bazı kalemlerinin, hayvancılık başta olmak üzere bir miktar aşağı çekilmesi gerekiyor. Bir diğer konu ise TARSİM biraz daha güven vermeli. TARSİM üreticiye ne kadar çok güven verirse üretici sayımız o kadar artar. Dolayısıyla da idari ve mali yönden daha güçlenir. Sigortalı oranı yüzde 10’larda değil de yüzde 50’lerde olursa idari ve mali yönden daha güçlü olur, zararlarını daha rahat tazmin edebilir.”
“Dövizdeki artış maliyetleri artıracaktır”
Bayraktar, dövizdeki artışın Kurban fiyatlarındaki etkisi üzerine sorulan soruyu ise şöyle yanıtladı:
“Hayvan fiyatlarındaki artış enflasyonun altında. Yüzde 8-10 gibi bir artış var ve bu rakam enflasyonun altındadır. Ciddi bir artış olmadığı görülüyor. Bu bakımdan kurban kesecek vatandaşlarımız rahat olsun fiyatlar aşırı yükselmedi. Yeterli sayıda kurbanlık da var. Bizim mazot, gübre, yem, ilaç kalemlerimiz ithalata bağlı olarak üretiliyor. Yükselen döviz, bunların maliyetlerini artıracaktır. Desteklemelerin yeniden gözden geçirilmesi ve bu maliyet artışlarını dikkate alarak bir destekleme bütçesi yapılmasını talep ediyoruz.”
Bayraktar, Kurban Bayramı’nın ülkemize ve bütün İslam âlemine barış ve huzur getirmesi temenni etti, tüm İslam âlemine huzurlu bir Kurban Bayramı diledi.