Ankara Adliyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen törenle mazbatasını alan ve ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, “Altındağ’ı günümüzün koşullarında modern, çağdaş, yaşanabilir, dezavantajlı grupların öncelendiği, insan odaklı, kaliteli, huzurlu bir yaşam beldesi haline getirmek, günün ihtiyaçlarına cevap verecek bir belediye oluşturmak en büyük arzumuzdur. Bunu çok kısa sürede gerçekleştireceğimizi Altındağlılar görecektir. Allah nasip, takdir ederse bir dahaki seçimlerin bundan daha kolay olacağını şimdiden söyleyebilirim.” dedi.
Ankara Adliyesi Sarayı Konferans Salonunda düzenlenen mazbata töreninin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Tiryaki, ‘Yeni Dönemde Altındağ’ı neler bekliyor?’ Sorusuna verdiği cevapta şu ifadelere yer verdi: “Altındağ 20 yıl önce çok farklıydı. Yüzde 90’ı gecekondularla kaplı, parkı, bahçesi, yolu olmayan bir yerdi şehrin göbeğinde. Bugün çok önemli bir kısmında dönüşüm yapılmış, büyük okulları, yüzme havuzları, kültür merkezleri parklarıyla adeta yeniden doğmuş, küllerinden doğmuş bir ilçe. Ama toplumun ihtiyaçları fazla, ulaşım başta olmak üzere özellikle eğitim, sağlık bunların birçoğu belediyenin görevi olmamasına rağmen ve dezavantajlı gruplar, özellikle kadınlar, çocuklar, yaşlılar özellikle, engelliler onlara hizmeti önceleyeceğiz. Kısacası insanların daha mutlu, refah içerisinde, huzurlu, yaşam kalitesinin artışına neden olacak yatırımlara öncelik vereceğiz.”
SOSYAL BELEDİYECİLİK YARDIM ANLAMINDA GÖRÜLÜYOR
Türkiye’de insanların sosyal belediyeciliği yardım anlamında gördüklerine vurgu yapan Tiryaki, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizim sosyal belediyecilik anlayışımız, yaptığımız yardımları bile kimsenin bilmediği, kimsenin rencide olmadığı; bugün özellikle insanlara kart vererek onurlu bir şekilde yardım yapıldığı söyleniyor. Ben bu kartları 20 yıl önce Altındağlı insanlara ilk defa Türkiye’de dağıtan kişiyim, bunu bir gün bile reklam malzemesi yapmadım. Kesinlikle bu toplumda hiçbir çocuk aç yatağa girmeyecek, girmemelidir. Bu Sadece belediyenin değil o toplumun üzerinde büyük bir sorumluluktur. Eğer insanların karnı aç, çocukların karnı doymuyorsa, sabah okula aç karna gidiyorlarsa o toplumda bereket olmaz, o evde de bereket olmaz. Yani karnı tok olan insanların evinde de bereket olmaz, toplumda da bereket olmaz. Onun için sosyal proje denilince akla gelen sosyal yardımları hiç kimsenin haberi olmadan, hiç kimseyi rencide etmeden, bu toplumda hiçbir tane insan aç, açıkta kalmadan, evsiz barksız da kalmadan bu tür ihtiyaçları zaten karşılayacağız. İnsan olmanın zorunluluğu bu, bunları yaptığımız halde yaptığımızı kimseyle paylaşmadığımız işler bunlar.” (kaynak:haymanagazetesi.org)