AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib Operasyonu ilgili olarak, “İşte, ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ dedik ve bu gece bildiğiniz gibi Silahlı Kuvvetlerimiz, Özgür Suriye Ordusu’yla (ÖSO) İdlib’le ilgili operasyonunu başlattı” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katıldı. AK Parti Genel Merkezinde gerçekleştirilen toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
Her gün yeni bir durumla, yeni bir saldırıyla, yeni bir taktik atakla karşılaştıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu saldırıların bir kısmının, dikkatlerini ve enerjilerini bölgedeki kritik gelişmelerden uzaklaştırmaya yönelik olarak gördüğünü söyledi.
“TÜM ANLAŞMALAR YOK SAYILARAK AB’DEKİ SERBEST DOLAŞIM HAKKIMIZ VERİLMİYOR”
Türkiye’yi FETÖ ve PKK gibi terör örgütleriyle köşeye sıkıştıramayanların, doğrudan kendileri sahaya girmeye başladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için tüm anlaşma ve taahhütlerin yok sayılarak Avrupa Birliği’ndeki (AB) serbest dolaşım hakkının ertelendiğini, kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, göçmenlerin Avrupa’ya yönelmesini engellemek amacıyla AB’nin önerdiği yardımların yapılmadığını, tüm teamül ve diplomatik kuralların yok sayılarak Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) vize başvurularının askıya alındığını ifade etti.
Türkiye’nin bölgedeki insani dramların önüne geçmek konusunda gösterdiği gayretlerinin ısrarla gözden uzak tutulduğunu, DEAŞ terör örgütüne karşı en ciddi ve etkili mücadeleyi yürüten Türkiye’nin terör örgütleriyle yan yana gösterme yollarının arandığını ve Türkiye ekonomisiyle ilgili olumsuz spekülasyonlar üretildiğini ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak milletin Gezi olaylarıyla ülkede kaos çıkartmaya çalışıldığında oynanan oyunu gördüğünü, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimi sonrası kendilerine sahip çıktığını kaydetti.
“15 TEMMUZ GECESİ, DARBE GİRİŞİMİYLE YENİ BİR HAMLE YAPTILAR”
7 Haziran seçimleri sonrasında kimlerin ellerini ovuşturmaya başladığını milletin görüp 1 Kasım seçimlerindeki tavrıyla Türkiye’yi 90’ların karanlık günlerine çevirmek isteyenlere fırsat vermediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonrasında devreye sokulan PKK terör örgütünün devletin egemenliğine saldırı sürecini bölgedeki vatandaşların ferasetiyle başarısızlığa uğrattıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Aynı dönemde DEAŞ terör örgütünün de sınırlarımıza yönelik taciz ve ülkemiz içindeki canlı bomba saldırıları da giderek artmaya başladı. Bu örgütün ipini elinde tutanların hedef olarak ülkemizi gösterdikleri anlaşılıyordu. Türkiye’nin milleti ve devletiyle gösterdiği güçlü duruş sebebiyle bir türlü amaçlarına ulaşamayanlar 15 Temmuz gecesi darbe girişimiyle yeni bir hamle yaptılar.”
Milletle birlikte darbecilerin karşısına dikilerek bu teşebbüsü de akamete uğrattıklarını ve ardından Fırat Kalkanı Operasyonu’nu başlatarak, darbenin arkasındaki güçlere Türkiye’yi bu şekilde durduramayacaklarının mesajını verdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii hem onların saldırıları, hem de bizim cevaplarımız bunlarla sınırlı kalmadı. Türkiye’ye siyasi, sosyal, diplomatik, askerî, ekonomik tüm alanlarda diz çöktüremeyenler her gün yeni bir oyunla karşımıza çıkıyor” diye konuştu.
“SÜREKLİ AYAĞIMIZA ÇELME TAKANLARI UNUTMAYACAĞIZ”
Türkiye’yi Batıdan ve mümkünse tüm dünyadan tecrit etmek için her şeyin yapanların beyhude yere uğraştığını ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin AB tarafından 1959’dan bu yana oyalandığını hatırlatarak, “Fakat biz sabrediyoruz, diyoruz ki; bu minderden biz değil siz kaçacaksınız. Eğer dürüstseniz yapın açıklamanızı, açıklamayı yapın bitirelim işi. Bizim size ihtiyacımız yok, karşılıklı bir ihtiyaç formülü var burada” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Peki, ülkemizin ve milletimizin dostluğunu yıkma pahasına saçma sapan hamlelere girişenlerin eline geçen nedir? Eğer bu şekilde bize zarar verdiklerini düşünüyorlarsa, bizim gördüğümüzden daha fazlasını onlar görüyorlar. Türkiye yoluna yine devam ediyor. Hiç endişe etmeyin, yoluna devam edecek. Yaşadığımız bu zor dönemde yanımızda olanları unutmayacağımız gibi, sürekli ayağımıza çelme takanları da unutmayacağız. Ülkeler arasındaki ilişkilerin mutlak dostluk ve mutlak düşmanlık esasına göre tanzim edilemeyeceğini elbette biliyoruz. Bununla beraber müttefik dediğimiz, pek çok platformda birlikte çalıştığımız kimi devletlerin ülkemize karşı sergiledikleri bu ikiyüzlü tutumdan biz çok rahatsızız. Yüz-yüze geldiğimizde bize her türlü sözü, her türlü teminatı verenlerin arkamızdan oynadıkları oyunların çirkinliği artık gizlenemez, saklanamaz hâle gelmiştir. Artık bu mızrak bu çuvala sığmıyor, bunları görüyoruz.”
DEAŞ’A KARŞI MÜCADELEDE PYD-YPG’NİN KULLANILMASI
Türkiye’ye demokrasi, hukuk devleti, hak ve özgürlükler dersi verenlerin işlerine gelmediğinde bu kavramlardan ne kadar kolayca vazgeçebildiklerinin artık açık ve net olarak göründüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıllarca bizi terör örgütleriyle yeteri kadar güçlü şekilde mücadele etmemekle itham edenler, şimdi terör örgütleriyle kol-kola evet bölgemizi tanzime giriştiler. Dünyada kendilerine terörle mücadelede en büyük hedef olarak DEAŞ’ı gösterenler, şu anda DEAŞ’a karşı PYD gibi, YPG gibi terör örgütleriyle beraber mücadele ediyorlar” diye ekledi.
“Soruyorum, 3 bin 300’ü aşkın tır ile Kuzey Suriye’de, bizim güneyimizde bir terör örgütü oluşturmaya veya bir terör devleti oluşturmaya çalışanların niyeti nedir? Bunlara bu denli silahı ücretsiz olarak verenlerin niyeti nedir? Biz paramızla silah alamazken, onlara parasız olarak bu kadar silahı vermenin hedefi, gayesi ne olabilir?” sorularını yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu soruların cevabını bildiklerini ve başlattıkları Astana süreci kapsamında Rusya, Türkiye, İran olarak bir karara vardıklarını söyledi.
Daha önce ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ dediğini hatırlatan ve bu gece Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Özgür Suriye Ordusu’yla birlikte İdlib’le ilgili operasyonunu başlattığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü oradaki mazlumların üzerine gelenler, o mazlumlara mağdurlara bunca silahla saldıranlar ve rejim; ne yazık ki bütün bunlar karşısında bize tarihî bir sorumluluk yüklüyor” dedi.
“İDLİB’DE, HALEP’TEN KAÇAN VE KOVULANLAR VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib’de büyük oranda Halep’ten kaçan ve kovulanlar ile Halep’te yaşam hakları sona erdirilenlerin yaşadığına; İdlib’in Türkiye’ye sınır olduğuna dikkat çekti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla tedbirimizi almak durumundayız. Kimse bize ‘Niye bunu böyle yapıyorsunuz?’ diyemez. Suriye’ye 911 kilometre sınırı olan biziz, her an taciz ve tehdit altında olan biziz. Kimse bize ‘Niye bunu böyle yaptınız?’ diyemez. Ama şunu da unutmayın: Bu ülkede değil ülkenin dışında da Kılıçdaroğlu’larının adedi çok fazla. Bir taraftan Silahlı Kuvvetlerimizin sınır ötesine çıkmasına ‘evet’ diyeceksin, aynı konuşmanda 9 dakika sonra ‘İdlib’de ölenlerin sorumlusu Erdoğan’dır’ diyeceksin. Bu ne menem iş, sen ne cahil adamsın, böyle bir mantık mı olur? Mantıksızlık makam kesbediyor bunda, böyle bir durum. Aynı konuşma içerisinde. Zaten bakıyorsun yanında taşıdığı adamların her biri bir âlem. Çanakkale’de bütün o kabristanlıkların olduğu, şehitliklerin olduğu bölgede hepsi ‘şarib-ül leyli ve-n nehar’; böyle bir durumda. Siz burada bir eğitime geldiniz, önce bir kendinizin eğitime ihtiyacı var. Yahu 24 saat, 48 saat sabredin, içmeyin de ondan sonra için. Burası kabristanlık, burası şehadet makamlarının oluştuğu yer; bunu bile yapamadılar. Bu şehitler bunlar için mi şehadet şerbetini içtiler? Kahrediyorlar, ben buna inanıyorum. Niye? Bizim arkamızdan böyle bir nesil gelecek diye.”
Türkiye’nin İdlib’de yaşayanları ayırt etmeden Türkmen, Arap, Kürt kardeşlerinin de izzetini korumanın ve mağduriyetini gidermenin gayreti içerisinde olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin’de PYD- YPG terör örgütünün tahakkümünde yaşayan Türkmen ve Kürtlerin durumunun da aynı olduğunu hatırlattı ve bu sorunlarla ilgili bir dert taşımayan Suriye rejiminden bir şey beklenemeyeceğini ifade etti.
“KUZEY IRAK’IN BU HÂLE GELMESİNİN FAİLLERİ BELLİDİR”
Konuşmasında Irak’ta yaşanan gelişmelere de değinerek, “Kuzey Irak’ın da bu hâle gelmesinin failleri bellidir, amilleri de bellidir. Onları artık şu anda açıklamaya değil, zaman ola onları da inşallah gündeme getiririz, onları da gün yüzüne çıkarırız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 400 bin Türkmen’in yaşadığı Telafer’de şu anda 10 civarında Türkmen’in kaldığına, Sincar’a PKK’nın yerleşip Arapların kaçmak zorunda kaldığına, Tuzhurmatu’da Türkmenlerin yaşam mücadelesi verdiğine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin devamında, “Bütün bunlarla da biz ilgilenmek durumundayız, bize ne ya diyemeyiz. Kardeşlerim, biz Kılıçdaroğlu zihniyeti taşımıyoruz, bunu böyle bilelim. Onların böyle bir derdi yok. Onlar varsınlar Esed’in yanına gitsinler onunla dertleşsinler, ama biz farklıyız. Ve İdlib’deki her şehidin hesabını benim vereceğimi söyleyecek kadar gafil, cahil olan bu insanlarla konuşacak bir şeyimiz yok” şeklinde konuştu.
“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN DESTEĞİYLE PARLAMENTOYA GİRENLER, ‘BİZ DEMOKRATİK MÜCADELE VERİYORUZ’ DİYEMEZ”
Türkiye’de ve bölgede hiçbir terör örgütünün varlığına, hiçbir terör oluşumunun Türkiye’yi kuşatmasına göz yummayacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muğla’da güvenlik görevlileri ile girdikleri çatışmada ölen teröristlerin cenazelerinin HDP’li milletvekilleri tarafından teslim alındığına değinerek, “Demek ki, bunlar terör örgütüyle iç içe. Farkları var mı? Yok. Bunları görmemiz lazım. Eğer bunları göremiyorsak kusura bakmayın. Bu kadar iç içe ve siyasi parti olarak Parlamentoya girmesi için terör örgütünü arkasına alanlar, ardına alanlar, onların desteğiyle Parlamentoya girenler, ‘biz demokratik mücadele veriyoruz’ diyemezler” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendilerini güvenli ve müreffeh hissettikleri binlerce kilometre uzaktan bizim her gün canımıza, ciğerimize dokunan, geleceğimizi ilgilendiren konularda ahkâm kesenlerin hesapları artık bizi ilgilendirmiyor. Biz kendi hesabımıza bakacağız. Bizim hesabımız bellidir, hep söylüyoruz ya, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, yolumuza böyle yürüyeceğiz. Geleceğimizi işte bu 4 temel direk üzerine kurmakta kararlıyız” sözlerine yer verdi.
“ŞEHİTLERİMİZİN KANI YERDE KALMAYACAK, BUNUN SÖZÜNÜ VERDİK”
Türk bayrağı dışındaki paçavraların bu millete dayatılamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sıkışınca, ‘bizim de bayrağımız bu’ diyenler bizi aldatmasın, biz sizin cemaziyülevvelinizi biliyoruz. Kongrelerinizde bile İstiklal Marşını okutmaktan imtina eden, kaçınan; bayrağımızı salonlara koymayan, sokmayan siz yalancısınız. Siz bu ülkede demokrasi için mücadele edemezsiniz. Sizin özgürlük diye bir endişeniz asla yok. Siz sadece bir etnik yapının bu ülkede egemenliği için çalışıyorsunuz, buna müsaade etmeyeceğiz.” Açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güneydoğu Anadolu bölgesinde bölücü terör örgütüne karşı yürütülen mücadeleyi şahsiyetli bir biçimde ve hukuk içerisinde sürdürmeye devam edeceklerini dile getirdi ve “Varsın gelsin sizin milletvekilleriniz o derelerden, onları dağlardan toparlayıp götürecekleri yere götürsünler, olay bu kadar basit. Çünkü bizim Mehmetlerimizin canına kıydınız, çünkü sivillerimizi siz şehit ettiniz, bunların kanı yerde kalmayacak, biz bunun sözünü verdik ve bunu da yerine getireceğiz. Onun için hep beraber bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” şeklinde konuştu.
“PLANSIZ, PROGRAMSIZ İŞLERE KALKIŞMAYA HAKKIMIZ YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Herkesin milleti umursamadan bildiğini okumaya hakkı olabilir, bizim yok. Herkesin plansız, programsız, hesapsız, kitapsız işlere kalkışmaya hakkı olabilir, ama bizim yok. Biz ağzımızdan çıkan her sözü, attığımız her adımı, yaptığımız her işi ülkemizin ve milletimizin menfaatleri bakımından dikkatlice tartmak, değerlendirmek, ölçüp biçmek mecburiyetindeyiz. İster ekonomisiyle ilgili olsun, ister iç siyasetle, ister dış politikayla, isterse başka herhangi bir konuşla ilgili olsun, tüm işlerimizde bu kriterlere uygun davranmazsak, kendimizi ve ülkemizi ciddi sıkıntıya sokarız” diye konuştu.
Şu anda AK Parti ilçe kongrelerinin devam ettiğini, ardından ilk kongreleri ile büyükşehirlerin kongrelerinin yapılacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrelerde vazifelerini yeni isimlere devredenlerin önümüzdeki dönemde teşkilatlardan belediyelere ve Meclise kadar her kademede görev alabileceklerini söyledi.
Bunun bir bayrak yarışı olduğunu ve zaman içinde makam-mevki değişikliğinin olabileceğini, bundan dolayı kimsenin üzülmemesi gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, partide görevlerini devredenlerin, AK Parti ile sadece gönül bağlarını değil, fiziki bağlarını da güçlendirerek devam ettirmelerini istedi.
“GÖREVLERİNDEN FERAGAT EDEN ARKADAŞLAR PARTİDE ÇALIŞMAYI SÜRDÜRECEK”
Parti teşkilatlarıyla birlikte belediyelerde de birtakım düzenlemeler yapmaya başladıklarına işaret ederek, kritik gördükleri yerlerde yeni döneme daha ciddi hazırlık yapabilmek için mevcut isimlerin çekilmesi konusundaki kararlarını adım hayata geçirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları söyledi: “Görevlerinden feragat eden arkadaşlarımız elbette partimizde çalışmayı, katkı sağlamayı sürdüreceklerdir. Bu bir tasfiye değil, ihtiyaçtan kaynaklanan görev değişimidir. Hiç kimsenin gerek teşkilatlarda, gerekse belediyelerde görevini devreden arkadaşlarımızla ilgili en küçük bir olumsuz söz söylemesine, incitici tutum içerisine girmeyiz, kusura bakmasınlar, izin veremeyiz, böyle bir şey olamaz. Bizler Pazar’a kadar değil, mezara kadar yol arkadaşlığı, dava arkadaşlığı yapmaya kasem etmiş bir kadroyuz, bunu biliniz. Ülkemiz, milletimiz, davamız ve partimiz için taş üstüne taş koymuş herkesin, teröre bulaşmamış ve ihanet etmemiş olması şartıyla gönlümüzün başköşesinde yeri vardır.”
Genel başkanından sandık müşahidine kadar tüm kadrolarıyla sorumluluklarının farkında bir hareket olarak, ülkeye ve millete hizmet etmeye devam ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisi ve onunla aynı dili kullanan kesimlerin böyle bir sorumluluk şuuruyla hareket ettiğini söylemenin mümkün olmadığını belirtti.
“DÜNYADAKİ EN SORUMSUZ VE TUTARSIZ ANA MUHALEFET PARTİSİNE SAHİBİZ”
“Dünyadaki en sorumsuz, en tutarsız, en ‘anakronik’ ana muhalefet partisine sahibiz maalesef. Genel Başkanından milletvekillerine ve belediye başkanlarına kadar ana muhalefetin tüm kadroları yabancı devletlerinden terör örgütlerine kadar herkesin yanındadır, bir tek kendi ülkesinin ve milletinin yanında değildir” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bir ülkeyle sorun yaşadığında bu partinin karşı tarafla bir olup kendi ülkelerinin hükûmetlerine saldırdığını, Türkiye bir terör örgütüyle mücadeleye giriştiğinde yine bu partinin terör örgütünün elamanlarıyla kol kola girip kendi devletlerinin üzerine yürüdüğünü ifade etti.
Türkiye uluslararası kurumların haksız uygulamalarına karşı sesini yükselttiğinde yine bu partinin hemen karşı koronun içine girdiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başımıza adeta FETÖ’nün şakirdi, PKK’nın yoldaşı, Avrupa Birliği’nin 5’inci kolu kesildiler” şeklinde konuştu.
ABD İLE İLİŞKİLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ elebaşının tehdit etmeye devam ettiğine dikkat çekti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi ey Amerika, şunlara bir bak, kimi beslediğinin farkında değilsin. Senin ülkende, Pensilvanya’da 400 dönüm arazide böyle bir kişiyi besliyorsun, ondan sonra da belge istiyorsun, al sana belge. Acaba benzer bir şeyi Türkiye’den birileri Amerika’ya karşı yapsa sessiz kalır mısın? Hemen buraya bildirirsin. Zaten gönderdiğin bir Büyükelçi var ki, adeta Amerika’yı yönetiyor, ‘Hükûmetimin adına buradayım’ diyor. Ve bir de kendine göre, ‘bize bunların belgeleri verilmedi’ diyor. Bunun belgesini sana Dışişleri Bakanlığı vermez, yargı verir. Ve 4’ünde tutuklandı, evvelsi güne kadar kimse savcılığa müracaat edip de bu tutukluyla görüşme talebinde bulunmadı. Ve dünyaya da yalan söylüyorlar, çünkü bunların meşrebinde, mizacında bu var.”
Türkiye’de kendini sosyal demokrat hisseden herkese saygı duyduklarını, kimsenin kökenine, inancına, meşrebine bakmadıkları gibi siyasi görüşüne de bakmadıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama şahsen ben bugünkü CHP’yle, kitaplarda okuduğumuz, müntesiplerinin bazılarını eskilerden az-çok tanıdığımız sosyal demokrasi arasında en küçük bir irtibat görmüyorum” dedi.
“ÜLKENİN ÇIKARLARINI SİYASET UĞRUNA ÇİĞNER GEÇERSENİZ, MİLLET DE SİZİ ÇİĞNER GEÇER”
Ana muhalefetin durumuna bakınca, sadece Türkiye ve millet adına değil, sosyal demokratlar için de büyük üzüntü duyduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyaset yapmak, hele muhalefet duruşu sergilemek elbette kolay değildir. Önemli olan, siyasi çıkarla ülkenin çıkarlarının tefrikini doğru yapabilmektir. Siz ülkenin çıkarlarını siyaset uğruna çiğner geçerseniz, görmezden gelirseniz, yok sayarsanız, millet de sizi çiğner geçer, yok sayar” değerlendirmesinde bulundu.
Kendisine şayet iktidara gelirse ülkenin meselelerini nasıl çözeceğine soranlara, ana muhalefet partisi liderinin; plan, program, proje anlatmak yerine, ‘Benim adım Kemal, ben çözerim’ diye cevap verdiğini hatırlatan ve böyle cevap veren bir zattan kimseye bir hayır gelmeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar ülke değil, 5 koynu ver kaybeder gelirler” diye ekledi.
Söz konusu partinin Çanakkale Belediye Başkanının AK Partili kadın meclis üyesine, medyaya da yansıyan hakaretini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Hani bunlar kadın hakları savunucusuydu, hani bunların kadınlara saygısı vardı. Seçilmiş bir Meclis üyesine; ‘sesini kes, çık, konuşma’ diye sen bunu nasıl dersin? Sen bunu mu yaptın, 18 Mart geliyor, bak şimdiden ben de talimatı verdim; bu belediye başkanını 18 Mart’ta Çanakkale törenlerinde konuşturtmayacaksınız. Çünkü oradaki düzenlemenin faili hükûmettir, validir. Dolayısıyla onun orada konuşma hakkı bir lütuftur. Dolayısıyla bu seçilmişler için de böyle bir adımı attı, seçilmişe saygısızlık yaptı, bunun hesabını verecek. Öyle havaalanına gelip bizi karşılayacak; gelme karşılama bizi. Önce demokrasi terbiyesini bilmen lazım. Kalkıp da orada bir hanımefendiye sen bu şekilde saygısızlık yaparsan, onun sözünü kesersen, onu salondan kovarsan, kusura bakma biz de sizi kovulması gereken yerden kovarız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’a, şehitlere, güvenlik güçlerine, hâkim-savcılara dil uzatan milletvekillerine, ezan ve Kur’an başta olmak üzere millî ve manevi değerlere dil uzatan partilisine toz kondurmayan ana muhalefet liderinin bu görevde bulunmasını ‘ülkemizin en büyük talihsizliği’ olarak nitelendirdi.
“NİKÂHI, BELEDİYE BAŞKANI VEYA MÜFTÜNÜN KIYMASI ARASINDA FARK YOK”
Ana muhalefet partisinin çapsızlığının en çarpıcı örneklerinden birinin, şu anda TBMM’de görüşülmekte olan müftülere nikâh kıyma yetkisi verilmesiyle ilgili düzenlemeye karşı tavırlarıyla görüldüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar milleti tanımadıkları gibi kanun, nizam, hukuk da bilmiyorlar” dedi.
Hâlen nikâh kıyma yetkisinin, bir kamu görevlisi olan belediye başkanı veya onun yetki verdiği nikâh memurunda olduğunu; müftülerin de aynı şekilde devlet memuru olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisi istemese de bu düzenlemenin TBMM’den geçeceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Bunlar da nikâh üzerinden içlerindeki husumeti, kin ve nefreti ortaya döküyorlar. Zira buradaki rahatsızlığın tek sebebi, nikâhı kıyacak kişinin din görevlisi olmasıdır. Asıl niyetlerini ifade edemedikleri için de, bu değişiklikle ‘çocuklara dahi nikâh kıyılacağı, yasa dışı evliliklerin önünün açılacağı’ gibi akıllara ziyan, tamamı hezeyan eseri iftiraları dile getirmekten çekinmiyorlar. Tam aksine bu, bütün bu hezeyanları ortadan kaldıracak bir formüldür. Nikâhı müftü değil de, mesela yine söylüyorum, tapu müdürü, mal müdürü, orman şefi, veteriner, hastane müdürü veya başka herhangi bir kamu görevlisi kıyacak olsa, inanın bana bunların hiçbir itirazı olmazdı, hiçbir itirazı olmaz.”
Bir partinin göz göre göre nasıl kendi toplumundan, kendi halkından kopartıldığını görmek isteyenin bugünkü CHP yönetimine bakmasının yeterli olacağını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bulunduğu yere nasıl geldiği malum olan bu partinin başındaki zatı orada tutup tutmamak CHP’lilerin bileceği bir iştir, bu bizi ilgilendirmez. Biz sadece gördüğümüz bu fotoğraf karşısındaki üzüntümüzü milletimizle paylaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
“ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERDE ZORLU BİR İMTİHAN BİZİ BEKLİYOR”
AK Parti’nin iktidara geldiği günden beri, ana muhalefetin proje ve vaatleriyle değil kendi kendisiyle yarışan bir parti olduğunu, 2019 yılında da yine kendisiyle yarışacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki seçimlerde hem belediyelerde, hem milletvekilliğinde, hem cumhurbaşkanlığında zorlu bir imtihan bizi bekliyor. Sadece kendimiz ve partimiz için değil, ülkemizin ve milletimizin geleceği için de bu imtihana sıkı bir şekilde hazırlanmamız şart” uyarısında bulundu ve hep birlikte çok çalışacaklarını sözlerine ekledi.
AK Parti’nin il yöneticilerine, yönetimle taban arasındaki ilişkileri hep birlikte güçlendirmeleri gerektiğini, hesabi değil hasbi olmayı, seçim kampanyası başlamadan çalmadık kapı bırakmamayı tavsiye eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını “Bunu başardığımız gün göreceksiniz ki, inşallah 2019’un Mart’ı da, Kasım’ı da Türkiye için çok farklı bir dönem olacak, tam bir kırılma noktası olacak. Ve Türkiye’ye çelme takmak isteyenler, Türkiye’nin öyle kolay kolay çelme takılır bir ülke olmadığını da görecekler” sözleriyle tamamladı.