CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin konulara değindi.

Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Berberoğlu’na yönelik, “Eğer yakında, bu içeride olan zat ile alakalı Kılıçdaroğlu’nun bağlantısı çıkarsa şaşmayın ha. İçeriden değişik haberler alıyorum. ‘Buradan çıktım çıktım, çıkmadığım takdirde açıklamalarda bulunacağım.’ diyor içerideki zat.” sözlerini hatırlattı.

Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tutuklu bulunan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’na ilişkin yaptığı açıklamayı eleştirerek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şu uyarıyı yapıyoruz, olmayan bir suçu varmış gibi gösterip, milletvekilimizi anayasaya, Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olarak içeride tutup onun üzerinden partimizin genel başkanına iftira atmaya çalışmak kadar ucuz bir siyaset olamaz. Bir suç varsa hepimiz işledik ama ortada bir suç yok.” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından başlatılan ve “trollerce” desteklenen Berberoğlu’na ilişkin algı operasyonu Erdoğan’ın ülkenin gündemine taşıdığını öne süren Özel, “Troller mi AKP’yi yönetiyor, AKP mi trolleri yönetiyor. Troller mi Recep Tayyip Erdoğan tarafından yönlendiriliyor yoksa Recep Tayyip Erdoğan troller mi tarafından yönlendiriliyor?” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın Berberoğlu’na yaptığı ziyaretlerde yanlarında bulunduğunu aktaran Özel, şöyle devam etti:

“Ülkenin Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ‘Bana içeriden gelen bilgiler’ diyor, kendisine nereden bilgiler gelmektedir? Berberoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na söylediği iddia ettiği şey, Genel Başkan Yardımcısına söylemiyor, ben grup başkanvekiliyim, kendisinin vekiliyim bir şey söyleyecekse bana söylemiyor, yüz yüze görüşüyor adalet yürüyüşünün ertesi günü Kemal Kılıçdaroğlu’na söylemiyor ama nasılsa söylemediği bu söz Cumhurbaşkanının kulağına gidiyor. Cumhurbaşkanı çıkıp, bu bilgi kendisine kimden, nereden gelmiş, bunu açıklamazsa, iftiracıdır, müfteridir, bunu açıklamazsa cumhurbaşkanlığı makamındaki kişinin doğrudan yalan söylediği tescil olmuş olur. Berberoğlu, Kılıçdaroğlu’na bir şey söyleyecekse, bunu bizlere veya kendisine söylemeyipte kime söylemektedir de kendisine gelmektedir? Cezaevine mi gitmiştir, ajan mı yollamıştır? Önüne geleni ajanlıkla vatan hainliği ile suçlarken yetkisiz bir şekilde ne yapmaya çalışmaktadır? Sayın Cumhurbaşkanına, AK Parti Genel Başkanına şunu sorarlar, ne ihaneti, ne casusluğu, ne suçu. Ortada bir suç varsa, suçüstü yakalandığınız cihatçı örgütlere silah yollama suçudur.”

“Yaptığınız iş, kendi suç üstü halinizi itiraf etmektir. Daha düne kadarki başbakan yardımcısı bunu yemin billah söylemektedir; ‘Silahların cihatçı örgütlere gittiğini, Türkmenlere gitmediğini.’ Berberoğlu’nun verdiği bir belge yoktur, ortada bir belge olsa alenileşmiş belgelerdir.” diyen Özel, belgelerin daha önce gazetelerde yer aldığını bildirdi.

“Berberoğlu suçluysa ben de suçluyum, hepimiz suçluyuz.” ifadesini kullanan Özel, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ortada bir suç yok ama ortada bir küstahlık var. Kendi yaptığı suçu başkasına haraket ve iftirayla örtmeye çalışan ve bundan siyaset üretmeye çalışan bir parti ve genel başkanı var. O yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şu uyarıyı yapıyoruz, olmayan bir suçu varmış gibi gösterip, milletvekilimizi Anayasaya, Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olarak içeride tutup onun üzerinden partimizin genel başkanına iftira atmaya çalışmak kadar ucuz bir siyaset olamaz. Bir suç varsa hepimiz işledik ama ortada bir suç yok. Önce bunu bilsinler.”

Özel, AK Parti’nin 16 yıl önce “Erdemlilerler Hareketi” iddiasıyla kurulduğunu anımsatarak, “Erdemliler hareketinden, şimdi iftiracılar, kumpascılar hareketine dönüşen bir siyasi hareket ortada. Renkler kirlenirse birinciliği hep beyaza verirler. Kendisine ‘Ak’ diyen, ‘Akız, beyazız’ diyen AK Parti siyaseten 16 yılda en çok kirlenmiştir ama AK Parti olarak kurulan bir parti siyaseten leş parti haline gelmiştir. Bugün leş bir durumdadırlar. Üzerlerindeki kir katman katman olmuştur.” dedi.

Ülkenin bir yılı aşan süredir OHAL ile yönetildiğini belirten Özel, “3 Y ile mücadele için gelmişlerdir. Yolsuzlukla mücadelede 4 bakan ve devamında ‘Hırsızlık yapan kardeşim de olsa kolunu koparırım’ diyen başbakanın kafasını koparıp 4 bakanı yüce divana yollamayarak, yolsuzluk mücadelesinde karaya oturmuş, yolsuzlukla bulaştığı itiraf etmiş bir siyasi harekette karşı karşıyayız.” ifadesini kullandı.

Özel, bundan sonraki Cumhuriyet hükümetinin yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mecburen mücadele edeceğini aktardı.

Özel, şu görüşlere yer verdi:

“Görünen o ki kendi işlediği suçu başkalarına atan, kendisinin var ettiği FETÖ’yü, kendisini azot gibi arındırıp daha sonra önüne gelen herkese FETÖ’cü diyen bu zihniyetin ortaya koyduğu 4’üncü Y olan yüzsüzlükle mücadelede bundan sonraki cumhuriyet hükümetinin baş görevidir. Erdemliler hareketinden, metal yorgunluğuna, erdemliler hareketinden kumpasçılar, iftiracılar hareketine dönüşmüş bu siyaseti, teşhir etmek boynumuzun borcudur.”

Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu ile yatıp kalktığını ve oradan bir siyaset üretmeye çalıştığını öne süren Özel, artık proje, heves, güç ve umudun olmadığını bildirdi.

Ortada tükenmişlik bulunduğunu savunan Özel, “Ortadaki durum metal yorgunluğundan ötedir, bizatihi cumhurbaşkanını kendisi dahil, tükenmişlik sendromudur.” ifadesini kullandı.

Erdoğan’ın “Yeni 15 Temmuzlara, Çanakkalelere hazır mıyız” çağrısını anımsatan Özel, bunun seçimle gelmiş bir liderin, koltuğunu seçimle bırakmayan “tükenmiş diktatörlerin hastalığına yakalanması” anlamı taşıdığını iddia etti.

Özel, “Yeni Çanakkale nedir, karşında düşman ordusu mu var? Yeni 15 Temmuz nedir, karşında darbeciler mi var? Sayın Erdoğan ve bütün AK Partililer şunu bilsin, bir seçim olacak ve iktidardan tıpış tıpış da gideceksiniz. Kendinde olmayan gücü 15 Temmuz’dan, Çanakkale’den almaya kimse kalmasın.” dedi.

15 Temmuz’da milletin hep birlikte demokrasiye sahip çıktığına dikkati çeken Özel, “Şimdi, teşkilatında güç kalmadı, iktidar olacak halim yok, yeni 15 Temmuzlara hazır… Bu darbeciliktir, bu darbe çığırtkanlığıdır. Bu seçimle gelenin seçimi kaybettiğinde gitmeme hazırlığı için teşkilatına değil de toplumdaki psikolojiye bir şey ‘Ben geldim ama gitmem.’ Gidiceksin kardeşim, tıpış tıpış gideceksin.” değerlendirmesinde bulundu.

Özel, bunun çökmüş bir liderin ağzından bilinç altındakilerin dökmesi olduğunu öne sürdü.

Erdoğan’ın da daha önce 4 ay cezaevinde yattığını anımsatan Özel, şu görüşlere yer verdi:

“Kendisi içeri giripte namusuyla yatan biri gibi de giremedi. Berberoğlu birine suç işlettirip içeride kendisini korumaya aldırtmadı, bu ülkenin infaz koruma memurlarına, jandarmasına, o cezaevinde yatan dünya kadar kader mahkumlarına, kendisine ve kadere güvendi. Ama sen hapse girmek için önceden kendine hapishane dizayn ettirip, sonra birine suç işlettirip, o kişinin korumasında hapis yatmış birisin. Hapisin namusuna, Hazreti Yusuf Ocağı denen yerin raconuna bile uymadın sen. Kendin o yükü kaldıramadın ama çok delikanlısın ya her şeyi en iyi sen yapıyorsun ya böyle kükrüyorsun ya bir Berberoğlu’ndan utan.”

Bir gazetecinin ‘Son ziyaretinizde bu konu gündemdeydi, bunu orada gündeme getirdiniz mi” sorusunu üzerine Özel, Berberoğlu’nun kızı ve eşininin yaşadıklarını düşündüğünde çok üzüldüğünü ve kötülüğe karşı iyiliğin eninde sonunda kazanacağına inandığını söylediğini aktardı.

Özel, “Bu trol ordusuna en son Erdoğan da katıldı. Siyasi hayatı boyunca herhalde en çok utanç duyacağı günleri Sayın Erdoğan tutanaklara son iki günde geçirmiştir.” dedi.

Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Kılıçdaroğlu ile canlı yayına katılması çağrısında bulunduklarını hatırlattı.

CEVAP VER