CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın politikalarını eleştirirken, “O kadar havai, gerçeklerden o kadar kopuk bir yapı var ki eleştiri geldiği zaman ‘Gözlerime bakın’ diyorlar. Arkadaşlar sizin gözlerinize de boyunuza da endamınıza da diplomanıza da baktık. Siz bu ülkeyi yönetemiyorsunuz.” dedi.
Kılıçdaroğlu’na, CHP TBMM Grup Toplantısı’nda konuşmasını yapmak üzere geldiği kürsüde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün baba evinden bir miktar toprak sunuldu.
Selanik’ten nar ağacının altından getirilen toprağın çok önemli olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün bu ülke için neler yaptığını herkesin bildiğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda emeği olduğu için herkesin onunla gurur duyduğunu vurguladı.
Atatürk’ü unutmak değil, yaşatmak gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Atatürkçülük, geçmişten ders çıkarıp sağlıklı geleceği inşa etmek demektir. Bugün bizim yaptığımız da odur. Geçmişten ders çıkarıyoruz ama sağlıklı ve güzel bir geleceği herkes için inşa etmeye çalışıyoruz. İnşa edeceğimiz Türkiye’de sadece biz yaşamayacağız. Bizim gibi düşünmeyenler de özgürce yaşayacaklar. Çünkü onun hedefi oydu. Hiçbir şekilde bir baskıyı asla kabul etmiyordu. Ülkesinin bağımsızlığının ne kadar değerli olduğunu ifade etti.” diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün yürüttüğü mücadeleyi ve başarılarını anlatarak, “Osmanlı’nın borcunu son kuruşuna kadar ödediler. Hiçbir egemen gücün karşısında asla ve asla eğilmediler. İşte biz onların çocukları, torunlarıyız.” sözlerini sarf etti.
Kılıçdaroğlu, Pençe-Kilit Operasyonu’nda şehit olan askerlere Allah’tan rahmet, ailelerine ve millete başsağlığı, yaralılara şifa diledi.
Sözcü gazetesi muhabiri Ali Ekber Ertürk’ü bugün sonsuzluğa uğurladıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, Ertürk’e Allah’tan rahmet, ailesi ve sevenlerine başsağlığı dileklerini iletti. Kılıçdaroğlu, “Gazetecilik kolay bir iş değildir. Gazeteciliğin mesaisi olmaz. Gazeteci 24 saat haber peşinde koşan birisidir. Kalemini satmayan, ideallerini koruyan bir gazeteci bütün toplumun saygınlığını kazanır. Bu da o saygın gazetecilerden birisiydi. Hastalığın pençesinde maalesef hayata veda etti.” ifadesini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti’nin Adana’daki programından dönerken geçirdikleri kazada vefat edenlere de Allah’tan rahmet diledi, yaralıların bir an önce sağlıklarına kavuşmaları temennisinde bulundu.
Dünya Kadınlar Boks Şampiyonası’nda Türkiye’nin milli takımıyla 5 altın, 2 bronz madalya kazandığını anımsatan Kılıçdaroğlu, sporculara teşekkür etti. Kılıçdaroğlu, “Kadının gücünü görüyoruz.” dedi.
Vakıfbank Kadın Voleybol Takımı’nın 5. kez Avrupa şampiyonu, Anadolu Efes Basketbol Takımı’nın ise 2. kez Avrupa şampiyonu olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, takımları başarıları için tebrik etti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, devletin bilgi, birikim ve liyakatle yönetilmesi gerektiğini vurguladı.
Vatandaş ve çevresindeki herkesin gördüğü gibi kendisinin de Türkiye’nin iyi yönetilmediğini gördüğünü söyleyen Kılıçdaroğlu, “O kadar havai, gerçeklerden o kadar kopuk bir yapı var ki eleştiri geldiği zaman ‘Gözlerime bakın’ diyorlar. Arkadaşlar sizin gözlerinize de boyunuza da endamınıza da diplomanıza da baktık. Siz bu ülkeyi yönetemiyorsunuz.” düşüncesini dile getirdi.
Türkiye’nin ilk kez bir ekonomik krizle karşılaşmadığına işaret eden Kılıçdaroğlu, önceki krizlerde yöneticilerin toplumun önüne açık bir tablo koyduğunu ve ülkenin krizlerden çıktığını belirtti. 2018 yılından bu yana var olan krizin, ekonomik buhrana dönüştüğünü savunan Kılıçdaroğlu, “Tam bir ekonomik, bir sosyal buhranla karşı karşıyayız. Saray ve ekibi bunun ne kadar farkında emin olun bilmiyorum. Vatandaştan kopan, derdini dinlemeyen, ‘Sizin derdiniz var mıdır’ diye sormayan bir yönetim, Türkiye’deki sorunları çözemez, çözemiyor da zaten.” görüşlerini öne sürdü.
Devlette liyakat sisteminin bitirilmesinin devleti içten içe çürüteceğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, “Devlette bir çürüme görüyoruz. Kimin ne yaptığı, hangi kararı aldığı belli değil.” ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, 84 milyonun bir avuç insana çalıştığını, vatandaşın perişan olduğunu, pazara çıkıp alışveriş yapamadığını, gelirin enflasyon karşısında kısa sürede neredeyse sıfırlandığını iddia etti.
İktidarın, 3 yöntemle alt gelir gruplarından topladığı parayı bir avuç kişiye aktardığını ileri süren Kılıçdaroğlu, bunlardan birinin Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) ile Yap-İşlet-Devret (YİD) projeleriyle gerçekleştiğini savundu.
Bir hastaneyi devlet yaptığında ödenmesi gereken tutarın, KÖİ yöntemiyle yapıldığında iki katına çıktığını anlatan Kılıçdaroğlu, “3 milyar liraya mal edeceğin bir hastaneyi, 6 milyar liraya başkasına yaptırıyorsan, 3 milyar liralık kaynağı bir kişiye aktarıyorsun. İnsanda biraz insaf olur. ‘Beşli çete’ bu işin kurmayı. Bu işi en iyi bilen, tezgahı en iyi kuran, devleti en iyi soyan ve devletten de en iyi desteği alan, Erdoğan’dan ve saraydan da en iyi desteği alanlar da bunlar. ‘Beşli çetelerden’ bu milleti kurtaracağız, söz.” diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, ikinci yöntemin kur korumalı mevduat hesapları olduğunu savunarak, simit alan vatandaş vergi öderken, hem faiz hem de kur farkını alanların vergiden muaf tutulacağını kaydetti. Kılıçdaroğlu, alt gelir gruplarından alınarak 1000-1200 kişiye vergisiz şekilde milyarlarca liranın aktarıldığını iddia etti.
Türk lirasının değerinin kalmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Acaba Bahçeli cebinde dolar mı Türk lirası mı taşıyor? Merak ediyorum. Türk lirası erirken, üstünde de Türk yazarken, paranın bu kadar itibarsızlaştığı bir dönemde Bahçeli hala kalkıp da Türk lirasını itibarsız hale getiren iktidara destek veriyorsa orada bir sorunumuz vardır. Biz kendi paramızın değerini biliriz, değerli, kararlı olmasını isteriz; yabancı paralar karşısında güneş görmüş kar gibi erimesini istemeyiz.” dedi.
Bu sisteme katılanların kur ve faiz gelirini cebine attığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bu kişilerin yatırım yapmadıklarını, bu sistemlerin de devleti soymak üzere kurulduğunu savundu.
Kılıçdaroğlu, konut alımı için sağlanan faiz ve vade imkanına değinerek, şöyle devam etti:
“2 milyon liralık daireyi kim alır, bu taksiti kim öder? Asgari ücretli, çiftçi, emekli, taksici, kamyon şoförü ödeyemez. Kim ödeyecek, kim alacak bu parayı? Bir villası olan ikinci villayı, bir lüks dairesi olan ikinci lüks daireyi alacak. Sudan ucuz. Yüzde 11 ile 10 yıl için alıyorsunuz. Bir de bir vatandaş düşünün 50 bin lira ihtiyaç kredisi alacak, onun faizi yüzde 27. Zengine verirken yüzde 11, fakire verirken yüzde 27. Bu da alt gelir gruplarından üst gelir gruplarına kaynak aktarmaktır. Neden bu kadar derin bir ekonomik buhranla karşılaşıyoruz işte temel sebebi bu. Vatandaştan alıp bir avuç kişiye aktarıyorsun.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2022 Nisan’da merkezi yönetim borcunun 1 trilyon 483 milyar lira, bu borca karşı ödenecek faizin 1 trilyon 743 milyar lira olduğuna dikkati çekerek, “Faiz, anaparayı geçmiş. ‘Nas, faiz haramdır, beladır’ diyorlardı. Bunun adı tefeciliktir. Devletin resmi rakamları da bunun tefecilik olduğunu gösterdi. Bu ay borç 1 trilyon 503 milyar liraya, faiz 2 trilyon 52 milyar liraya çıktı. Nisanda 260 milyar lira, bu ay 549 milyar lira ana paradan daha fazla faiz ödeniyor.” diye konuştu.
İktidarın, Osmanlı’daki Duyun-u Umumiye gibi Borçlanma Genel Müdürlüğü kurduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Türkiye’yi bir avuç tefeciye teslim ettiler. Kurtulmak istiyor ama kurtulamıyorlar. Ama servetlerini, sermayelerini yurt dışına götürüyorlar. Bunun farkındayız.” ifadesini kullandı.
Bu yaşananların insanları üretimden kopardığını, çiftçinin ektiğinin karşılığını alamadığını savunan Kılıçdaroğlu, çiftçiye bu yıl 79 milyar lira yerine 29 milyar lira teşvik verildiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, ekonomik buhranın yükünü çiftçilerin de çekeceğini söyledi.
Tütün üreticisi sayısının 2000’li yılların başında 400 bin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, 2014’te bu sayının 87 bine, 2020’de ise 57 bine düştüğünü aktardı.
Bir dönem Türkiye’nin tütünde dünya markası olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, artık Türkiye’de tütünün ekilemez hale geldiğini, tütün üreticilerinin bu durumdan şikayet ettiğini ifade etti.
Zamların arkasının kesilmediğini, bundan sonra da zamların gelmeye devam edeceğini ileri süren Kılıçdaroğlu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca (EPDK), 2021 yılına ait Türkiye Ortalama Elektrik Toptan Satış Fiyatının (TORETOSAF) kilovatsaat başına 51,47 kuruş olmasına karar verildiğini anımsattı.
EPDK’nin bu kararını eleştiren Kılıçdaroğlu, “Tavanın yükselmesi demek zam gelecek demek. Temmuz veya Ağustos ayında elektriğe zam gelecek. Bütün vatandaşlarım hazırlıklı olsunlar.” dedi.
Maltepe’deki “Milletin Sesi” mitingine de değinen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Yüzbinler eşitlik istiyordu, yüzbinler her evde huzur olsun istiyordu, yüzbinlerin ortak sesiydi bu. Biz bunların tercümanı olmaya çalıştık. Yüzbinler aracılığıyla milyonlara seslendik. Söz veriyorum hiç kimse en ufak bir endişe taşımasın, sözümüz söz, haramilerin saltanatını yıkacağız. Her eve huzuru getireceğiz. Bu toplumun kucaklaşmaya ihtiyacı var, kavgaya değil. Bu toplumun evde huzur içinde yaşamaya ihtiyacı var, açlığa mahkum edilen çocuklara değil. Onlara söz verdiğim sözün arkasında duracağız. Az kaldı hakkı, hukuku ve adaleti bu ülkeye mutlaka ama mutlaka getireceğim. İşimizin kolay olmadığını biliyorum ama hiç kimse merak etmesin. Siyasallaşmış yargıyla, mafyayla, mafya ile fotoğraf çektirenlerle, uyuşturucu baronlarıyla bütün paramiliter yapılarla, beşli çetelerle, trol ağlarıyla, yandaş medya ve onların beslemeleri ile ancak ve ancak biz kavga edebiliriz.”
Maltepe meydanında söz verdiği, aile destek sigortasını da getireceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, ödediği verginin nereye gittiğini öğrenmek isteyenlerin kendilerine katılmasını istedi.
“Asgari ücretli, açlık sınırının altında bir maaşa mahkum edilmesin” diyenlerin kendilerine katılması çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, “‘3600 ek gösterge sorunu çözülsün’ istiyorsanız bize katılacaksınız, beraber yürüyeceğiz. Bu ülkede barış, huzur, iş istiyorsanız bize katılacaksınız. Uyuşturucu belasından şikayet ediyorsanız, ‘uyuşturucu baronları ile mücadele edilsin’ diyorsanız bize katılacaksınız. Uyuşturucu baronlarının burnundan fitil fitil getireceğim. ‘Devlet yönetiminde liyakat olsun, yönetenler ahlaklı olsun, milletine hesap versin’ diyorsanız, istiyorsanız bize katılacaksınız.” diye konuştu.
“Türkiye’nin kaderini önümüzdeki seçimlerde gençler ve kadınlar değiştirecek” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, hiç kimseyi ötekileştirmeyeceklerini belirtti.
Kılıçdaroğlu, “Atatürk Havalimanı pistlerinin kırılmasında, tek bir mürekkep damlası olan herkes sorumludur.” sözünü anımsatarak, sözlerinin arkasında olduğunu vurguladı.
“Kirlenmiş bürokratlar”a seslendiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Sen bunların suç çarkını döndürürken, bunlar seni kendilerini kurtarmak planlarının içine hiç dahil etmiyorlar. Kendilerini kurtarmak istiyorlar ama kurtarma planlarının içine seni bürokrat olarak asla dahil etmiyorlar. Evet toplu bir kaçış planı yürürlükte, bir kaçış planı yürürlükte. Bu işlenen suçlardan sana rol biçtiler. Değişim geldiğinde halinin nice olacağını ise inan hiç umursamıyorlar.” ifadelerini kullandı.
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vakıf süsü verdiği, Türkiye merkezli paralel yapılarla yurt dışına devasa paralar aktardığını” iddia eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Bu yurt dışındaki yapıların başında da Erdoğan’ın aile bireyleri geliyor. Taşınan kara paralarla yurt dışında kurdukları paravan kurum üzerinden o yabancı ülkede oturma ve çalışma izni çıkartmak istiyorlar. Bu birkaç 100 kişi ile sınırlı, izin çıkarma peşindeler. Yani ‘Ey Pensilvanya’ diye bağıranlar şimdi kendi Pensilvanya’larını oluşturma telaşındalar. Şunu çok iyi bilmen gerekiyor suça bulaşmış bürokrat; bu birkaç 100 kişilik kurtarma operasyonunda sen asla yoksun. Ben en iyisi bu akşam saat 22.00’de bu skandalı açıklayayım, sen de beni dinle. Ey devletin şerefli bürokratları akşam saat 22.00’de bekliyorum. Bir kaçış planı anatomisini ifşa edeceğim. Milletimizi de bekliyorum, onlar da Türkiye’de paralel öğrenci vakıflarının niçin kurulduğunu daha iyi öğrenecek ve anlayacaklar. Erdoğan sakın reddetmeye kalkma, bütün gerçekleri biliyoruz. Bütün belgeler elimizde.”