CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 20 Aralık’ta dolarda ciddi bir düşüş olduğunu ifade ederek birilerinin 18 liradan dolarını bozdurup iki gün sonra 13 liradan aldığını söyledi. Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’nde imzası bulunanların KHK ile görevlerinden atılmalarının seneidevriyesi olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, onları unutmayacaklarını, ayrıca üniversitelerde her türlü fikrin tartışılabilir olması gerektiğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, Bursa’da hayatını kaybeden itfaiyeciler ile futbolcu Ahmet Çalık’a Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne işaret ederek Basın Konseyinin Basın Özgürlüğü Raporu’nda, 2021’de çok sayıda gazete ve televizyonun kapatıldığı; 12 bini aşkın basın emekçisinin işsiz kaldığı; gazetecilerin, gözaltına alınıp mahkum edildiği, öldüresiye dövüldükleri; habere erişimin kamu gücüyle engellendiği; ifade ve basın özgürlüğünün hiç olmadığı kadar kısıtlandığının belirtildiğini aktardı. Siyasetçiler için basın özgürlüğü kadar değerli bir şeyin olamayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, siyasetçilerin, olup bitenler hakkında bütün doğruları medya üzerinden kolayca öğrenilebildiğine dikkati çekti. Kılıçdaroğlu, “Bir yerde bir hata mı, haksızlık mı yapıldı, birilerinin hakkı mı yenildi? Siyasi otorite hemen müdahale edip o haksızlığı gidermek ister. Siz tek sesli bir basın yaratırsanız o haksızlığı gideremezsiniz. Tam tersine sizi öven, alkışlayan gazeteciler. Oysa siyasetçinin alkışa değil, sağlıklı ve tutarlı eleştiriye ihtiyacı var. O zaman devleti adaletle yönetmiş olursunuz.” değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, basın dünyasına seslenerek “Önümüzdeki süreçte, kim olursa hangi kalem olursa olsun, ahlaklı davrandığı sürece basın özgürlüğünü görecekler. İstediklerini yazabilecek, istedikleri gibi siyasetçiyi eleştirecekler. Biz de o eleştirilerden ders almasını bileceğiz.” ifadelerini kullandı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Adıyaman başta olmak üzere kıymalık tütün üretilen illeri sıralayarak bazı tütün üreticilerinin 3-6 yıl arasında hapis cezası istemiyle yargılandıklarını anlattı. Kılıçdaroğlu, “Hapishaneler dolu kardeşim. Bu insanların ekmeğini niye ellerinden alıyorsunuz, neden hapisle tehdit ediyorsunuz? Tütün üreticileri de meraklanmasınlar. Onların da sorunlarını çözmek, benim boynumun borcu olacaktır. Herkes bunu bilsin.” şeklinde konuştu.
Kamuda boş binlerce engelli kadrosu varken ve çok sayıda engelli işsizken, atama yapılmadığını savunan Kılıçdaroğlu, “Allah nasip eder iktidar olursak göreceksiniz o kadroları bütün engellilere hakkaniyetle adalet ölçüsü içinde teslim edeceğiz. Onlar da çalışacak, üretecek, alın teri dökecek, evlerine helal ekmek götürecek. Ne zaman? Bizim iktidarımızda, Millet’in iktidarında.” sözlerini sarf etti.
Kılıçdaroğlu, özel eğitim kurumlarının engellilere hizmet verdiğini kaydederek bu kurumlara 2006 yılında engelli başına bir asgari ücret tutarı ödeme yapılırken bugün bu tutarın asgari ücretin yüzde 20’sine kadar indiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Dün bir tebliğ yayımlandı, yüzde 35 zam yapmışlar ücretlere. Asgari ücret yüzde 50 arttı, elektrik fiyatları yüzde 127, mazot yüzde 50 arttı. Bu insanlar nasıl yapacaklar bu eğitimi? Engellinin eğitimine bile yeteri kadar kaynak ayıramayan bir iktidar var. Bütün engelli anne babalara sesleniyorum, bizim iktidarımızda görecekseniz bütün engelliler okullarında rahat, huzur içinde eğitim alacaklar, devlet her türlü desteği yapacak onlara. O çocuklar mezun olduklarında da inşallah işleri hazır olacak ve çalışacaklar.” ifadelerini kullandı.
10 Ocak’ın zirai eğitimin başlangıcının 176. yılı olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, bu bağlamda atama bekleyen ziraatçılarla görüştüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, “Ziraatçılar da bana geldiler. ‘Siz dillendirirseniz beyefendi duyabilir. O, sizi dikkatle dinliyor.’ dediler. Dikkatle dinleyecek tabii, çünkü doğruları sadece ben ona söylüyorum. Başka kimse doğruları söylemiyor ona.” dedi.
Ziraatçılar için 2 yılda bir KPSS yapıldığını ve geçerlilik süresinin dolmasına 6 ay kalmasına rağmen atama yapılmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tarım Bakanı’na bakmak lazım. Tarım Bakanı’nın bunları atama kapasitesi, bilgisi, becerisi, gücü var mı? Bunların hiç birisi yok. Büyük ihtimalle Tarım Bakanı, ‘Pazarda limon satın. Siz bir de mühendissiniz, Ziraat Fakültesini bitirdiniz. Limon satın, tarım işiyle uğraşın.’ diyecektir. ‘Devlette çalışmak bir kızıl elmadır.’ diyor. Doğru, ayrıcalıklı bir iş olabilir. Sınava girdi, KPSS’yi yapan devlet, başarılı olan mezun ziraat mühendisi var. Bunları istihdam et. ‘Hayır istihdam etmeyeceğim.’ diyor. Benim onlara, Tarım Bakanı’na tavsiyem, bir yerde mutlaka toprağı eşelesinler. Beyefendi eşelemekten çok memnunsa, git sen eşele. O kişi Ziraat Fakültesi’ni bitirdi. Toprakla da ağaçla da bitkiyle de hayatın her alanıyla da uğraşır. Senin görevin ona istihdam olanağını sağlamaktır, onunla dalga geçmek değil.”
Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarlarında, atama bekleyen ziraat mühendisi ve teknisyenlerinin, kırsal bölgelerde istihdam edileceklerini ve bu meslek grubuna her türlü imkanı sunacaklarını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, iktidarın, çoklu organ yetmezliğiyle karşı karşıya olduğunu savunarak “Güçler aslında siyasi otoriteye yön veriyor. Bu güçlerin bazıları uyuşturucu baronları, bazıları dolar baronları, bazıları tefeci baronları.” ifadelerini kullandı.
Adaletin önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, devleti ekonomik bağlamda sağlıklı yönetmenin de adaletle mümkün olabileceğine dikkati çekti.
Evli çiftlerin işsiz kalmaları sonucu ailelerinin evine döndüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, “Kimi düşüneceksiniz? Anne babaları mı, yeni evli çiftleri mi düşüneceksiniz? ‘Ekonomik olarak geçinemiyoruz, mecburen baba evine sığınıyoruz.’ diyorlar. Ekonomiyi, insanları bu hale getirdiler.” dedi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin durumuna ilişkin bir anket çalışmasının sonuçlarını aktarırken “‘Türkiye ekonomik olarak nereye gidiyor?’ diye soruyorlar. ‘İyiye gidiyor.’ diyenlerin oranı yüzde 10,8. Bu toplumun yüzde 90’ı ‘Ekonomi kötüye gidiyor.’ diyor. Gerçek öyle. Gerçeği her birimiz tek tek görüyoruz. Zamları da fakirliği de birilerinin zenginliğini de tek tek görüyoruz.” sözlerini sarf etti.
“Mülakatlarda haksızlığa uğrayanlar” ile görüştüğünü ve dertlerini dinlediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Cahide” isimli bir vatandaşın mülakatta kendisine haksızlık yapıldığını dile getirdiği mektubunu okudu. Kılıçdaroğlu, “Cahide’ye ve bütün Cahidelere selamlarımızı ve saygılarımızı gönderiyoruz. Asla umutsuzluğa kapılmayın. Adalet bu ülkeye mutlaka gelecektir, mutlaka adaleti getireceğiz. Adaletsizlik o kadar yüksek boyutlara ulaştı ki kişinin elinden ekmeğini almaya, onu açlığa mahkum etmeye başladılar. Cahide bunlardan birisi işte.” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, adalet olmazsa devletin yönetilemeyeceğini söyledi. Adaletin sağlanmaması halinde güvenin olmayacağını, bir araya gelinemeyeceğini, toplumsal bilincin gelişemeyeceğini, dostluk kurulamayacağını, düşmanlık yaratılacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Devletin dini adaletse bunların yaptığı ne? Bunun sorgulanması lazım. Yargıda adalet yok, ekonomide adalet yok, istihdamda adalet yok, eğitimde adalet yok. Her yerde adaletsizlik var. Toplum bunun farkında ve bunu biliyor.”
Kılıçdaroğlu, 20 Aralık’ta dolarda ciddi bir düşüş olduğunu ifade ederek birilerinin 18 liradan dolarını bozdurup iki gün sonra 13 liradan aldığını söyledi. Bazılarının milyarlarca lira kazandığını öne süren Kılıçdaroğlu, bunun araştırılması için Meclis’te araştırma önergesi verdiklerini ancak AK Parti ve MHP milletvekillerinin verdikleri oyla “Hayır, bunu araştırmayın” denildiğini iddia etti. Kılıçdaroğlu, “AK Parti’nin, MHP’nin milletvekilleri, fakirin fukaranın değil soyguncuların yanında yer almıştır. 84 milyon insan soyuluyor, ‘Kim soydu, devleti kim soydu? Araştıralım.’ diyoruz. ‘Araştırmayın, dokunmayın buna.’ diyorlar. Siz ortak mısınız onlara? Bu soruyu sormak benim hakkım. Siz o soyguncuların ortağı mısınız? Niye izin vermiyorsunuz?” ifadelerini kullandı.
Bu önergenin reddi veya kabulü konusundaki görüşler hakkında yapılan araştırmaya göre katılımcıların yüzde 80,9’unun “Kesinlikle bu önergenin kabul edilmesi lazımdı.” dediğini öne süren Kılıçdaroğlu, AK Parti seçmeninin yüzde 66,2’sinin, MHP seçmeninin yüzde 74,5’inin önergenin kabul edilmesi gerektiğini söylediğini iddia etti.
Kılıçdaroğlu, AK Parti ve MHP’ye oy verenlere seslendiğini belirterek “AK Parti ve MHP’nin sizi sürüklediği çıkmaz yoldan bu kardeşiniz kurtaracaktır. Hiç endişe etmeyin. Herkesin hakkını hukukunu savunacağız. AK Parti’li, MHP’li ayrımı yapmayacağız. Kim devleti soyuyorsa araştırıp bulacağız.” diye konuştu.
Yoksulluğun arttığını dile getiren Kılıçdaroğlu, Ankara’da 2019’da 74 bin 61, 2020’de 87 bin 626, 2021’in ilk 8 ayında 107 bin 679 abonenin doğal gazının faturasını ödeyemediği için kapatıldığını ileri sürdü. Akaryakıta yapılan zamlara da değinen Kılıçdaroğlu, 1 yılda 46 kez zam geldiğini iddia ederek şunları söyledi:
“Cumhuriyet tarihinde hiç böyle bir şey yaşamadık. Dolar artar zam gelir, dolar düşer yine zam gelir. Dolar yükselince zam yapıyorsun anladık, dolar düşünce niye zam yapıyorsun. Hazine tam takır ondan mı? Galiba trafik sorununu böyle çözecekler. Öyle anlaşılıyor. Elektriğe yüzde 127 zam. Dondurucusu olan bir esnafı düşünün, yüzde 127 zam geldiğinde bu adam ne yapacak. Dükkanın kirası, çalışanın masrafı var. Nasıl geçinecek bu esnaf. Aile işletmeleri var. Denizli Babadağ Kelleci Mahallesi’nde çok sayıda kişi fason iş yapıyor. Elektriğe gelen yüzde 127 zamdan sonra yüzde 90 fason işletmeler kapatıldı. Belki kimse bunların farkında değil. Belki bunların tamamı AK Parti’ye oy verdiler.”
Kılıçdaroğlu, döviz dalgalanmalarında Cumhuriyet tarihinin en büyük soygununun gerçekleştirildiğini, bir avuç insana milyarlar kazandırıldığını ileri sürerek bunlar olurken “faizi düşürüyoruz.” denildiğini söyledi.
Geçen yıl kasım ayı başında devletin 5 yıllık borçlanmasının faiz oranının yüzde 19,44 olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aralık başında faiz 22,70’e çıkıyor. Ocak başında, yeni, devletin 5 yıllık borçlanma faizi 22,70’ten 26,34’e çıktı. Hani faizler düşüyordu? Bu faizleri kim ödeyecek? 84 milyon ödeyecek. Faiz artıyor, dolarda yükseliyor. Yani bu vatandaş iki ayrı yerden negatif etkileniyor, geliri eriyor, fakirleşiyor. Tefecilere hizmet eden kişinin adı Erdoğan’dır. Hiç kimse unutmasın. Öyle ‘Faize karşıyım, faiz olmaz.’ bunların hepsi hikaye. Çıksın şunu söylesin ‘Ey Kılıçdaroğlu’ desin ya da onun ifadesiyle ‘Bay Kemal.’ desin. ‘Sen faiz yükseldi diyorsun, devletin borçlanma faizi senin dediğin rakamlar değil, tersine düştü.’ desin. ‘Sen doğruları söylemiyorsun.’ desin. Diyebilir mi? Diyemez. Duyabilir mi? Duyamaz. Haksızlık olduğunu biliyor mu? Biliyor. Kime hizmet ediyor. Açık ve net söylüyorum, tefecilere hizmet ediyor, 84 milyona değil. Dolar baronlarına hizmet ediyor, vatandaşa değil.”
Ekonomide tam bir çöküş yaşandığını öne süren Kılıçdaroğlu, üç ayrı yerden çöküşü anlatacağını belirterek “Birincisi yüksek mevduatı olanlara verilen rüşvet.” dedi. “Bir avuç zenginin” bankada biriktirdiği mevduata “Ben sana para vereceğim, yeter ki paranı orada tut” dendiğini, fakir fukaradan alınanın zengine aktarıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, vatandaşın sırtından rüşvet verildiğini iddia etti.
Kılıçdaroğlu, ihracat bedelinin yüzde 25’inin Merkez Bankasına yatırılması kararıyla ihracatçının sırtına çöküldüğünü ileri sürerek şöyle konuştu:
“Üçüncüsü; Bu Bahçeli’ye kapak olsun. Üçüncüsü vatandaşlığı satma. Konut alana vatandaşlık veriliyordu. Baktılar bu çok fazla tutmadı. ‘Bankaya 500 bin dolar yatırırsan sana Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı vereceğim’ diyor. 500 bin dolara vatandaşlığı satıyorsun. Uyuşturucu baronları niye bunları satın alıyorlar. İnsan ticareti yapanlar, vergi cennetlerinde milyar dolarları olanlar, kendilerini aklamak için… ‘500 bin doları yatırırsan ben sana vatandaşlığı veriyorum.’ diyor. Hani siz milliyetçiydiniz, hani siz ülkücüydünüz, hani siz vatanseverdiniz. Biz insanımızın tırnağına zarar gelmesin diye mücadele ederken sen dolar baronlarına ‘getir parayı’, tefecilere ‘getir parayı koy 500 bin doları ben sana vatandaşlık vereceğim’ diyor. Bunların tamamını düzelteceğim ve o beylerin burnundan fitil fitil getireceğim.”
Türkiye’nin itibarsızlaştırıldığını savunan Kılıçdaroğlu, yabancı ülke merkez bankalarına ait para ve varlıkların haczedilmemesine dair değişikliğin de bulunduğu kanun teklifinin bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşüleceğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin, dünyadaki bütün Merkez Bankaları nezdinde, en itibarsız, en güvensiz ülke haline getirildiğini iddia ederek sözlerini şöyle tamamladı:
“Sayın Bahçeli’ye soruyorum. Bu maddeye siz hangi gerekçeyle evet diyeceksiniz? Hadi AK Parti’lileri saymıyorum. Çünkü sultanın sofrasına oturan alimin bilgisine itibar edilmez. Onlar sultanın sofrasına oturdular. Ben MHP milletvekillerinin sultanın sofrasına oturduğunu düşünmüyorum. Ama onların vicdanına sesleniyorum. Bu memleket hepimizin. Merkez Bankasını başka bir ülkenin Merkez Bankası para yatırdığında ‘Biz bunu haczetmeyeceğiz’ garantisi veriyorsunuz. Kimden korkuyor bu devletler, niye korkuyorlar, neden Türkiye’ye güven duymuyorlar, neden Türkiye’nin itibarı bu kadar ayaklar altında. Bir sorun bakalım. Soracaklar mı? El kaldırıp indirecekler. Sormayacaklar, soramazlar. Zaten Türkiye’nin sorunu da o. Adalet ve ahlak. Adaleti kaybediyorsunuz, adaleti kaybettiğinizde zaten ahlak olmaz, ahlakı kaybettiğinizde itibar olmaz, itibarı kaybettiğinizde dünya size farklı gözle bakar. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın, bütün bunların tamamını düzelteceğiz. Altı ay içinde, Allah’ın izniyle göreceksiniz, Türkiye’nin bütün çarkları adalet diye, üretim diye dönecek. Türkiye’nin bütün çarkları Türkiye’nin itibarı için dönecek.”