Beşiktaş’ta Başkan Çebi muradına erdi; Şenol Güneş’i takımın başına getirdi.
Avrupa’da teknik direktörlerin yaş ortalaması 34’e düşmüş, Şenol Güneş hayırlı olsun! O gelirken, kamuoyundaki ilk tartışma genç Ceyhun Kazancı’nın durumu hakkındaydı, düzeye bakın!
Okan Buruk biraz teklesin, önce medyadaki kalemşörleri başlayacak, “Galatasaray’ı Terim kurtarır” diyerek. Terim biraz naz yapacak, “Takımın başında bir hoca varken bla bla bla…”
Sanki batıran kimse artık!
Miadları dolmuş bu iki isim de “Teşekkür ederiz, biz artık çekiliyoruz, bu işi gençlere bırakıyoruz” diyemiyorlar!
Hatta, Şenol Güneş TFF ile “Türkiye Futbol Direktörlüğü” için görüşüyormuş, Beşiktaş daha kolayına geldi ki, Beşiktaş’a ‘Güneş doğdu, hayırlara vesile olsun!’
Hani şu Milli Takım teknik direktörü iken yabancı sayısı konusunda ağzını açmayan Şenol Güneş!
Türk milleti bunları görmez, yaşı geçkince siyasileri politikayı bırakmadıkları için eleştirir veya kurum müdürlerini veya oda başkanlarını veya sendika yöneticilerini.
Söz futbolsa, enflasyon bile unutuluyor Türkiye’de!
Fenerbahçe de yaşlı bir teknik direktör getirdi ama adam karakter timsali, ayırdına vardınız mı, Ali Koç artık konuşmuyor, yalnız Jorge Jesus konuşuyor hem sahada hem Samandıra’da. Yaşlı hoca ile çalışacaksanız, böyle bir karakteri deneyin bence.
*
Söz yaşlı-genç paradoksundan açılmışken; voleybolda kadın tarafının altyapı antrenörleri hiç ışık vermiyor! Herhangi bir başarılarını göremedik hiç!
Erkek takımında da hep görev alan ama sonuç üretmeyen isimler var!
Gençlerimize yazık olmasın da sonra!
Voleyboldan devam…
Vakıfbank biraz garip değil mi?
Vakıfbank, Guidetti’nin hiç istemediği Egonu’yu getirdi, Haak’ı İtalya’ya gönderdi.
Şampiyonlar Kupası maçında da gördük ki, Guidetti mutsuz, Egonu etkisiz!
Dilemeyiz ama bu hal ve gidiş uluslararası arenada bu büyük kulüp için iyi sinyaller vermiyor.
Bir de Guidetti Milli Takım’ın başında kalacak mı, gidecek mi bir an önce belirlenmeli, malum önümüzde Olimpiyatlar var ve bu en büyük spor organizasyonu için vakit dar.
Bazen geç kalmak, çok geç kalmaktır zira!
Ez cümle, fotoğraf çekmek, kendi bakışını keşfetmektir. Bundandır ki, fotoğraf makinesinin vizörüne yalnızca tek bir göz sığar.
Tek gözle bakanlar yorumlasın, bana ne!

 

CEVAP VER