ABD’li ünlü profesör Richard Falk, İstinye Üniversitesi’nde düzenlediği konferansta, nükleer savaş, küresel ısınma, jeopolitik suçlar, İslamafobi, insan hakları ve demokrasi konularını değerlendirdi.
İstinye Üniversitesi (İSÜ), Topkapı Kampüsü’nde düzenlediği, “The Unmet Challenge of Geopolitical Crimes” başlıklı konferansta, University Of California Öğretim Üyesi Prof. Richard Falk’ı ağırladı.
Donald Trump, ülkeyi satranç yerine poker oynar gibi yönetiyor ve sürekli blöf yapıyor
Konferansında, dünyadaki en büyük tehlikenin olası nükleer savaş ve küresel ısınma olduğuna dikkat çekerek, jeopolitik suçlar, İslamafobi, insan hakları, demokrasi ve iklim değişikliğinin insan güvenliğini nasıl etkilediğine ilişkin konuşan Prof. Richard Falk’ın, ABD Başkanı Donald Trump’ın ülkeyi satranç yerine poker oynar gibi yönettiği ve sürekli blöf yaptığı sözleri dikkat çekti.
İklim değişikliği önlenemezse bedeli ağır olacak
Küresel ısınmayı önlemek için tüm ülkelerin önlem alması gerektiğini belirten Falk, sözlerine şöyle devam etti: “Dünyadaki en büyük tehlike olası nükleer savaş ve küresel ısınmadır. İklim değişikliği önlenemezse bedeli ağır olacak. Yönetimler söz konusu tehlikelere karşı bir yaptırım kararına varmadıkça bunun bedeli geri dönülemez bir şekilde ağır olacaktır. Bu yüzden iklim değişikliği endişelerini de, nükleer savaş tehlikesiyle eşit görüyorum. Öncelikle iklim değişikliği üzerine çalışmalar yapan bilim insanlarını dinlemeliyiz. İkincisi ise, özellikle ABD başta olmak üzere, bütün ülkelerin Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nın maddelerini yerine getirmesi gerekiyor.”
İnsan hakları ihlallerinde çözüm yok çünkü sınırlı kaynaklar, birçok kişi tarafından yönetilmek isteniyor
Günümüzde insan haklarının ihlal edilmesini, sınırlı kaynakların birçok kişi tarafından yönetilmek istenmesine bağlayan Falk, “Kaynaklar sınırlı ve farklı gruplar, söz konusu kaynaklar ve ekonomik varlıklar üzerinde kontrol sağlamak istiyor. Bu durum din, dil, ırk, statü gibi ayrıştırıcılarla insanlar arasında kaynakların kontrolü üzerinde ve kimin saygı göreceği konusunda yarış ortaya çıkarıyor. Bu yarış da, insan doğasında köklü bir sorundur. Bu soruna çözüm yok aslında; bazı insanlar diğerlerine göre daha baskın. Çekingen insanların kontrolü sağlamak için çeşitli durumlarda baskın insanlarla mücadele etmesi, devrimsel başarılar ortaya çıkarıyor. İnsan doğasında tekrar eden kültürel, çevresel ve ekonomik kontrole sahip olma isteği sebebiyle çözüm bulunamıyor.”
İslamafobi’nin en bariz örneği, Trump yönetimidir
Batı egemenliğinin yüceltilmesiyle son zamanlarda İslamfobi’nin ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Falk; “1978’deki İran Devrimi’nin etkisi, Marksizm yerine İslam’a dönmenin daha güvenilir olduğunu gösterdi. Ulusal ve uluslararası olmak üzere topluma yön verme isteği Batı’da, dinler arası bir rekabete dönüştü. Özellikle ABD, Batı’da, İslam’ı, Hıristiyanlığın kötü bir zıttı olarak görme eğilimi baş gösterdi. Politik liderler dini, toplumu yönetmek için kullanabilecekleri bir araç haline getirdi. İslamafobik yaklaşımının en bariz örneğini maalesef şu an ABD’de Donald Trump yönetimi ile görüyoruz.” dedi.
Prof. Richard Falk kimdir?: Uzun yıllar Princeton Üniversitesi’nde Uluslararası Hukuk dersleri veren Prof. Richard Falk, 2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından, altı yıllık bir dönem için, “1967’den Beri İşgal Altındaki Filistin Topraklarında İnsan Hakları Durumu” konusunda özel raportör olarak atandı. Richard Falk çeşitli akademik konularda onlarca kitabın yazarı ve editörüdür.