Allah Resulü (s.a.s)’in dilinde mümin bal arısı gibidir. Bal arısı gibi hep güzel, temiz, helal şeyler yer, hep güzel şeyler üretir. Kimseyi kırıp incitmez. Onun gönlünde kötüye değil iyiye, zararlıya değil faydalıya, olumsuza değil olumluya yer vardır. Biz sana olan sevgimizden rüyana girip sana adam göndeririz. Akıbet, yolun Sırat-ı müstakim’dir. Amma sen de bu adamlarla gezerken doğru hareket et, fukara ve zayıflara merhamet üzere ol. Sana Cenab-ı Hak dünyada tam seyahat, son nefesinde iman-ı kâmil verip, Hazreti Peygamberin şefaatini nasip ede…
Vücut sağlığı ile dünyayı gezip dolaştıkça, az ye, az konuş, az uyu, ilim ile çok amel eyle. Doğru yolu bulmak için lazım olan ameldir ki, Cenâb-ı Hakk Kur’ân-ı Kerîm’inde; -“Her kim şan ve şeref istiyorsa bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah’a aittir. Güzel sözler ancak ona yükselir.
Kıymetli Dostlar
Mümin Resulü (s.a.s)’in ifadesiyle hurma ağacı gibidir. Her daim imanından aldığı kuvvetle canlılığını, diriliğini korur. Yaratılış gayesini unutmadan insanlığa yararlı olur.
Mümin, türlü musibetlerle imtihan edilse de yıkılmaz, ayakta kalır.
Bilir ki kula düşen, imtihan ve musibetleri Eyüp Alym misali sabır, metanet ve vakarla kabullenmektir.
Yüce Allah’tan gelene “lütfun da hoş, kahrın da hoş” diyebilmektir.
Müminin hayatında hüzne ve ümitsizliğe yer yoktur.
O, “Üzülme! Allah bizimle beraberdir” ayetine gönülden inanır. Bilir ki herkesin onu terk ettiği anda kendisini terk etmeyen, ona ümit ve çare olan bir Mevla’sı vardır.
Elinden ve dilinden insanların güvende olduğu kişidir. “Aldatan bizden değildir.” hadisi gereği aldatmaktan ve aldanmaktan Allah’a sığınır. Müminin dilinden kötü ve yalan sözler, onur kırıcı ve gönül yaralayıcı ifadeler dökülmez. O, ötekileştirici değil birleştiricidir; nefret ettirici değil müjdeleyicidir. Her sözünün, her bir işinin bir gün mutlaka hesabını vereceğinin bilincindedir.
Peygamberimiz (s.a.s)’in dilinde feraset, basiret ve itidal sahibidir mümin. Hayata ve olaylara tefekkür, hikmet ve ibret nazarıyla bakar. “Mümin, bir delikten iki defa ısırılmaz.”
Bile bile hataya düşmez. İnancının, duygu ve düşüncelerinin istismar edilmesine izin vermez. Gönlünü, zihnini başkalarına esir etmez.
“Kalbinde zerre miktarı kibir bulunan kişi cennete giremez.” hadisinin bilinciyle mütevazı kişidir mümin. Yaratılanı sırf Yaratan’dan ötürü sever. Bilir ki insanlarla dost olmayan ve kendisiyle dostluk kurulamayanda hayır yoktur.
Onun davranışları şefkat, merhamet, samimiyet vardır yüreğinde,
Nihayet mümin, güzel koku satan Attar gibidir. İnsanlara ahlâk, adap, erdem takdim eder. Zihinlerde hep olumlu yer edinir. Gönüllerde hep hoş sada bırakır.
Ne mutlu Peygamberimiz (s.a.s)’in bu övgülerine mazhar olanlara! Yaradılış hikmetine sarılarak Yüce Allah’ın rızasına ulaşanlara! Ne mutlu fâni âlemi bâki bir hazineye dönüştürenlere!
Allah’ım bizleri Helalınla yedir, Kötü niyetli insanlardan Devletimizi ve bizleri esirge Aldatan ve art düşünceli kişilerden koru, Bizleri devletimize milletimize yararlı evlatlar nasip et.!
Selamlarla.!