Halkbank’a bu yıl katılan, pasör çaprazı mevkiinde oynayan Nimir Abdelaziz, kendi alanında dünyadaki en iyi üç isimden biri olarak biliniyor.
Ligin ilk devresinin en verimli oyuncularından. Tüm istatistiklerde ismi var.
Nimir, şimdiden iyi bir Ankaralı oldu. Başkenti, Türkiye’yi, klasik Türk yemekleri ve tatlılarını seviyor.
Müthiş bir kariyere sahip oyuncu ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda hem gezdik hem söyleştik.
Voleybola tesadüfen başladığını ifade eden Abdelaziz, bu durumu şöyle anlattı:
“8 yaşındaydım. Okul takımından yetkililer voleybol antrenmanına katılacaklar olup olmadığını sordu. Ben de kabul ettim. Aynı zamanda küçükken belki voleyboldan daha çok sevdiğim tenis oynuyordum. Belli bir süre sonunda birini seçmek zorundaydım. Ben voleybolu tercih ettim.
İlk sorumuz, “Türkiye’de ikinci kez forma giyeceksin? Aradaki farkları nasıl yorumlarsın?” oldu. Yanıtı şöyle:
Benim için çok şey değişti. Önceki deneyimimde daha başka bir pozisyonda oynuyordum ve benden farklı beklentileri vardı! Buradaki lig o zaman da iyiydi şimdi de yüksek bir seviyede ve ben burada yaşamaktan keyif alıyorum.
Halkbank büyük kulüp
Hollandalı starın kulüple ilgili düşünceleri diğer arkadaşlarından farklı değil. Nimir’e göre Halkbank büyük kulüp! Organizasyon gerçekten çok iyi. Oyuncuların kendilerini iyi hissetmeleri için her şey yapılıyor. Hal böyle oyunca, sporculara sadece voleybolu düşünmek kalıyor.
Yarışılan üç kulvarla ilgili öngörüleri sorulduğunda şu yanıtı verdi:
Sonuçları şimdiden söylemek her zaman zordur! Tabii ki Türkiye’de bizim hedefimiz kazanmak, Halkbank’ın hedefi her zaman budur. Şampiyonlar Ligi’nde dünyanın en iyi kulüpleri yarışıyor, seviye gerçekten yüksek. İlk hedefimiz grubu geçmek olmalı. Ondan sonra her şey olabilir. Elbette Türkiye Kupası’na da talibiz.”
Ankara’da mutlu
Halkbank’ın starı Nimir Ankara’da mutlu. Kulüp organizasyonunun sorunsuz olması da rahat hissetmesini sağlıyor. “Ankara’dan memnunum, güzel bir şehir. Arkadaşlarımla iyi ilişkilerim var. Boş zamanlarımızda bir araya geliyoruz. Ancak maçlar, seyahatler arasında evde olmayı ve dinlenmeyi seviyorum” diyor.
Tam da burada soruyoruz; “Takım arkadaşların senin için, ‘çok uyuyor’ diyor, doğru mu?”
Gülüyor ve “Çok fazla uyuduğumu düşünmüyorum ama öğleden sonraları şekerleme yapmayı seviyorum. Elbette tüm maçlardan sonra dinlenmem gerekiyor” diyerek uyku durumuna açıklık getiriyor.
Çevreye duyarlı
Nimir, çevre kirliliği, iklim değişikliği gibi dünya problemlerine duyarlı. “Tabi ki konuşulması gereken konular, dünya kötü yönde değişiyor ve geleceğimiz için ama özellikle ailelerimizin geleceği için buna sahip çıkmalıyız” görüşünde.
Voleybol dışında çocukluk aşkı tenis ve futbolu sevdiğini dile getiren süper yıldız, su sporları izlemeyi ihmal etmiyor. Bir hobisi yok. Zaten son 10 yıldır çok uzun süreli boş vakti olmuyor. Boş kalabildiğinde yapmayı en çok sevdiği ailesi ile vakit geçiriyor, hayatın tadını çıkarmaya çalışıyor.