AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Temmuz darbe girişimini ülkemizde başaramayanların, şimdi farklı darbe girişimlerinin arayışı içerisinde olduklarını belirterek, “Şu anda Amerika’daki malum dava, işte bir siyasi içerikli darbe girişiminin adresidir ve bu öyle sureta atılmış bir adım veya yapılmakta olan bir dava değildir. Türkiye’yi güya kendilerine göre ekonomik noktada sıkıştırmak, güya kendilerine göre FETÖ ile CIA ile öbür tarafta FBI ile sıkıştırmak suretiyle Türkiye’ye kendilerine göre bir sıkıştırma operasyonudur. Fakat bu da tutmayacak, bunu da başaramayacaklar.” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin Türkiye Büyük Millet Meclisindeki (TBMM) grup toplantısına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantıda milletvekillerine ve partililere hitaben bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir önceki parti grup toplantısından bu yana altı ayrı il kongresine katıldığını hatırlatarak kongrelerde 2015 yılındaki seçimlerle mukayese edilemeyecek oranda büyük bir coşku ve heyecanın göze çarptığını söyledi.
“TÜM SINIR BOYLARINI GÜVENE VE HUZURA KAVUŞTURACAĞIZ”
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerde gördüğü samimi ilgiden memnuniyet duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü terör örgütünün baskısı kalktıkça, buralardaki vatandaşlarla olan gönül bağlarının yeniden güçlenmeye başladığının açıkça görüldüğünü belirtti.
Terörle mücadeleden taviz vermeden, hizmet ve siyaset alanında daha çok çalışarak vatandaşların gönlünde zirveye çıkmaları gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çukur eylemleri, 16 Nisan halk oylaması ve Kuzey Irak’taki gelişmeler karşısında gösterdikleri sağlam duruş bu bölgelerimizdeki kardeşlerimizin ortak geleceğimiz konusundaki samimiyetlerimizin ifadesidir” diye konuştu.
Şimdi sıranın, bölücü örgütün Suriye’deki terör koridoru oluşturma projesini tamamen çökertmeye geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fırat Kalkanı Harekâtıyla attığımız adımı Afrin ve Münbiç’te devam ettirerek ardından da tüm sınır boylarını güvene ve huzura kavuşturarak bu süreci inşallah tamamlayacağız. Bu süreçte bölgedeki kardeşlerimizin daha güçlü desteğine ihtiyacımız var” açıklamasında bulundu.
“HERKES AĞZINI AÇMADAN ÖNCE KİMLERLE AYNI SAFA GEÇTİĞİNE DİKKAT ETMELİ”
AK Parti teşkilatlarında ve belediyelerinde hayata geçirdikleri ve hâlen devam eden değişim sürecinin millet tarafından müspet karşılandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu durumun; partilerinin milletle arasındaki ilişkiyi daha da güçlü hâle getirmesi gerektiğini söyledi.
Geçmişte ülkeyi yönetmiş olup da sonradan tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolan partilerin ortak özelliğini ‘milletten uzaklaştıklarının farkına varamamaları’ olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun sebebi de, enerjinin ve zamanın içe dönük mücadelelerde kullanılıyor olmasıdır. AK Parti asla böyle bir hataya düşmedi, düşmeyecek. Bizim gücümüz birliğimizden ve milletimizle olan bağlarımızı sıkı tutmamızdan geliyor. Bu iki unsura zarar verecek hiçbir davranışı, hiçbir tutumu, hiçbir sözü atfetmemiz söz konusu olamaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aynı şekilde geçmişte partimiz çatısı altında olup da bugün dışarıda başka havalarda gezen hiç kimsenin partimizle, hareketimizle ilgili söz söylemeye hakkı yoktur. Herkes ağzını açmadan önce nerede bulunduğuna, kimlerle aynı safa geçtiğine dikkat etmelidir. Kem alet ile kemâlât olmaz. Bunlar AK Parti olarak milletimizle birlikte son 3-4 yıldır verdiğimiz hayati mücadelede en küçük bir desteklerini görmediğimiz, hatta çoğu defa karşı saflarda siluetleri beliren kişilerdir. Dünyada neler oluyor, ülkemizde neler oluyor, bununla ilgili bir sesiniz çıkmayacak, bu ülkede bir evet hayır referandumu yapılıyor ve partimiz burada ‘evet’ başlığını böyle atıyor, ama bakıyorsunuz birileri de ‘hayır’ için kampanya yürütüyor kulislerde, şurada-burada ve şimdi de kendilerinde söz hakkı görüyorlar. Kusura bakmasınlar, bu birlikteliği, bu beraberliği, bu dayanışmayı zedeleyenler bilsinler ki artık bu kervanın samimi yolcuları değildir. Biz bu yola çıkarken ahdederek çıktık. Ve bu yola bu akitleşmeyle, bu ahitle çıkarken de şunu bir defa çok iyi bilmemiz lazım: Sadakatin aslolan bir kavram olduğunu bilerek çıktık. Ama bu trenden düşenler kusura bakmasınlar, düştükleri yerde kalırlar ama bu da yoluna devam eder.”
Bu süreçte kendilerine düşenin; içlerini sağlam tutmak, hedeflerden uzaklaşmamak ve geçmişteki hatalardan uzak durmak olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendilerine biçilen tek misyonun AK Parti’ye ve şahsımıza zarar vermek olduğunu göremeyecek kadar hırslarının esiri olanların hükmünü milletimiz zaten veriyor. Kardeşlerim, siz hiç merak etmeyin, Türkiye’nin istiklali ve istikbali için hayatını ortaya koyarak çalışanlarla dikensiz bahçelerde kendi ikbali için yollara düşenlerin farkını milletimiz çok iyi biliyor” değerlendirmesinde bulundu.
“TERÖRE BULAŞMAMIŞ, VATANIMIZIN BÜTÜNLÜĞÜNÜ HEDEF ALMAYAN HER TÜRLÜ İNANCA SAYGIMIZ VAR”
Katıldığı son parti grup toplantısında bu yana gündemlerindeki en önemli meselelerden birinin Kudüs konusu olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararının ardından, dönem başkanı olarak topladıkları İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesinin, İslam dünyasının uzun zamandır ilk defa bir konu etrafında güçlü bir şekilde kenetlenmesine vesile olduğunu söyledi.
Konu ile ilgili olarak ikircikli davranan ülkelerin olduğunu; ancak genel görüntünün gelecek açısından ümit verici olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Sizin şer bildiklerinizden hayır, hayır bildiklerinizde şer olabilir’ ayetine atıfta bulunarak, “Kudüs meselesinin de bu ilahi takdire uygun şekilde Müslümanlar için hayra tebdil olacağına yürekten inanıyoruz” diye ekledi.
Düşlerde görülmekle yetinilen Kudüs’ün ve Harem-i Şerif’in, kollarla ve kalplerle kucaklanacağı günlerin uzak olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun birinci şartı ise, önce Türk milleti olarak bizim kendi aramızdaki birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirmemiz, ardından da tüm İslam dünyasının aynı feraseti gösterebilmesidir” sözlerine yer verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, Kudüs’ün Hazreti Ömer’den sonraki ikinci fatihi Selahaddin Eyyubi’nin, ‘dostlarıyla uğraşanlar düşmanlarını yenemez’ sözünü hatırlattı ve “Evet, bizim dostlarımızla kenetlenip tüm gücümüzü ve zamanımızı düşmanlarımızla olan mücadelemize hasretme vaktimiz çoktan gelmiştir” diye ekledi.
“Biz bunları söyleyince birileri hemen çıkıp bizi ayrımcılıkla, ötekileştirmeyle, çoğulculuğa aykırı hareket etmekle suçluyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz Pazar günü açılış törenine katıldığı restorasyonu Türkiye tarafından yapılan Demir Kilise’yi ve AK Parti hükûmetleri döneminde restore edilen ve diğer dinlerin mensuplarının hizmetine sunulan 14 kilise, şapel, sinagog ve havrayı hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer bizim ayrımcılık yapmak gibi bir niyetimiz olsa, bu işlere niye girelim? Öyle ya, kimse bizi bunlara mecbur bırakmıyor. Bütün bu hizmetler inanç ve ibadet özgürlüğü konusundaki samimi duruşumuzun ürünleridir. Bizim teröre bulaşmamış, milletimizin birliğini, vatanımızın bütünlüğünü hedef almayan her türlü inanca, düşünceye kesinlikle saygımız vardır” şeklinde konuştu.
“İSLAM DÜNYASI OLARAK KUDÜS İMTİHANINI BAŞARIYLA VERMEK MECBURİYETİNDEYİZ”
Kudüs’te sadece Müslümanların değil, aynı zamanda her mezhepten Hıristiyanların da haklarını savunduklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ecdadımız Hıristiyan mezheplerinin her birine Kudüs’te kilise kurma ve faaliyet yürütme izni vermiştir. Asırlar boyunca ecdadımız barışı, huzuru bozmamak, diğer dinlerinin mensuplarını rahatsız etmemek şartıyla Kudüs’te kimsenin ibadetine karışmamıştır, hepsini de güvence altına almıştır” hatırlatmasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün bunlara karşılık Osmanlı’nın elinden çıktığı günden beri Kudüs’te ne huzur vardır ne de barış vardır. Hele hele İsrail’in kuruluşundan itibaren bölgede uygulanan devlet terörü insan hakları ihlallerinin zirvesidir. Batı ülkelerinin, özellikle de Amerika’nın himayesi altındaki İsrail’in şımarıklıkları bölgeyle birlikte tüm dünyayı bir felakete doğru sürüklemektedir. Böyle bir zulmün ilanihaye sürmesi ve karşılıksız kalması mümkün değildir. Biz tüm samimi dostlarımıza bu ikazı yapıyoruz. Çok geç olmadan bölgede adil ve sürdürülebilir bir düzenin kurulması en büyük temennimizdir. Bu çerçevede sonuna kadar Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya, onların haklarını, hukuklarını korumaya devam edeceğiz. Türkiye, İslam dünyası ve insanlık olarak Kudüs imtihanını başarıyla vermek mecburiyetinde olduğumuza inanıyoruz.”
“TÜRKİYE UZUN BİR DÖNEM BOYUNCA BAĞIMLI BİR DIŞ POLİTİKA İZLEMEYE MECBUR BIRAKILDI”
Konuşmasında 2017’nin son haftasında gerçekleştirdiği Sudan, Çad, Tunus ve Fransa resmî ziyaretine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ziyaretlerin çok yönlü dış politika anlayışlarının birer somut örneği olduğunu ifade etti.
Geçmişte Türkiye’nin, çok uzun bir dönem boyunca âdeta tek yönlü, tek boyutlu ve bağımlı bir dış politika izlemeye mecbur bırakıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti hükûmetleri döneminde kardeş coğrafyalardan başlayarak dünyanın tamamına yayılan bir açılım projesini hayata geçirdiklerini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hemen yanı başımızdaki Orta Doğu ülkeleriyle yıllarca küllenmiş, ihmal edilmiş, hatta kasıtlı olarak sabote edilmiş ilişkilerimizi düzeltmek için yoğun çaba harcadık, hamdolsun çok güzel neticeler de aldık” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye ve Irak’ta yaşanan istikrarsızlıklar bizi hedeflerimizin gerisine düşürmüş olsa da bu bölgeyle toplumlar zemininde güçlü bir kucaklaşma yaşadığımızı kimse inkâr edemez” dedi. Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya coğrafyasının, tarihî ve insani olarak Türkiye’nin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla ecdat yadigârı maddi, manevi tüm hatıralara sahip çıkarak, kardeşlik hukukunu canlandırıp güçlendirdiklerini dile getirdi.
“AFRİKA YILLARCA İHMAL ETTİĞİMİZ BİR COĞRAFYAYDI”
Bu fotoğrafta Afrika’nın ayrı bir yerinin olduğunu kaydeden ve “Maalesef Afrika, Türkiye olarak yıllarca ihmal ettiğimiz, âdeta Batılı sömürgecilerin kanlı pençelerine terk ettiğimiz bir coğrafyaydı” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Afrika yılı’ ilan ettikleri 2005’ten bu yana Afrika’da Türk Büyükelçilik sayısını 12’den 41’e çıkardıklarını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Hava Yolları’nın kıta genelinde 51 noktaya uçuş yapmasını sağlayarak yepyeni bir döneminin kapılarını araladıklarını söyledi.
Üç ülkeyi kapsayan Afrika ziyaretlerinde heyecan ve coşkuyla karşılandıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Bir kez daha gördük ki, biz Afrika’ya doğru bir adım atığımızda onlar bize adeta koşarak geliyor” sözlerine yer verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa’daki programında, oradaki Türk vatandaşları ve Türkiye’de yatırımları olan Fransız kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiğini ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceğine yönelik olumlu sonuçların adımlarını attıklarını aktardı.
Türkiye’nin imkânlarını, enerjisini ve zamanını bu konulara teksif etmesi gerektiğinin altını çizen ve kapalı bir iç politikayla değil, ciddi bir açılım politikasıyla dünyaya yayılacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Türkiye’yi bir yandan terör örgütlerinin saldırılarıyla, bir yandan ikili ve uluslararası ilişkilerdeki oyunlarla, bir yandan ekonomik kumpaslarla dize getirmek isteyenlerin asıl amacı, bizi işte bu vizyondan uzaklaştırmaktır. Onun için her fırsatta ne diyorum? Biz hem üzerimize salınan terör örgütlerini tepeleriz hem sahada ve masada iddialarımızı ortaya koyarız hem ekonomimize sahip çıkarız hem de asıl hedeflerimizi muhafaza ederiz.”
“15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİ BAŞARAMAYANLAR, ŞİMDİ FARKLI DARBE GİRİŞİMLERİ ARAYIŞINDA”
Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimini başaramayanların, şimdi farklı darbe girişimlerinin arayışı içinde olduklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri’nde devam eden davanın, siyasi içerikli bir darbe girişiminin adresi olduğunu söyledi.
Söz konusu davanın, sıradan bir dava olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi kendilerine göre ekonomik noktada sıkıştırmak, FETÖ terör örgütüyle, CIA ile öbür tarafta FBI ile bir sıkıştırma operasyonudur. Fakat bu da tutmayacak, bunu da başaramayacaklar” diye konuştu.
Türkiye’nin bir kabile devleti olmadığını, küllerinden yoğrularak ayağa kalktığını ve istiklal mücadelesini böyle kazandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin son 15 yılda geldiği yer birilerini rahatsız ediyor tabii ve bir kıskançlıktır gidiyor. Ama çatlasanız da, patlasanız da biz bu yolda kararlılıkla yürüyeceğiz” diye ekledi.
Türkiye’nin stratejik ortak olarak bildiği dostlarının, 911 kilometrelik Suriye sınırında, 350 kilometre Irak sınırında terör örgütlerine her türlü ağır ve hafif silah desteğini verdiğini ve Türkiye’nin bu ülkelerle konuşacak bir şeyinin olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütlerine ulaştırılan 4 bin tır dolusu silah ve mühimmatı hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Defalarca uyarmamıza rağmen en ufak bir geri adım var mı? Yok. Ondan sonra kalkıp bakıyorsunuz bize nasihat çekmeye yelteniyorlar. O nasihati kendinize saklayın. Yani biz bu konuda samimiyet ararız, dürüstlük ararız. Eğer bu samimiyet yoksa bu dürüstlük yoksa daha önce de söylediğim gibi biz göbeğimizi kendimiz kestik ve kesmeye devam ederiz” şeklinde konuştu.
“BİZE ÇİZİLEN SINIRLARIN İÇİNE MAHKÛM KALSAYDIK, 863 MİLYAR DOLAR MİLLÎ GELİRE ULAŞAMAZDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar kendilerine çizilen sınırların içine mahkûm olup kalmaları hâlinde Türkiye’nin ne 863 milyar dolarlık millî gelire ulaşacağını, ne bunca yatırımı yapabileceğini ne de 2023 hedeflerinin olabileceğini söyledi ve “Bugünlere yüreğimizle, bileğimizle, aklımızla mücadele ederek geldik” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında Sarıkamış Harekâtının sona erişinin 103. yıldönümü olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk askerinin yaşadığı facialara bakılarak Sarıkamış’ın bir yenilgi, bir ricat olarak değerlendirildiğini; ancak Sarıkamış’ın bir zafer olduğunu dile getirdi. Türk askerinin tüm zorluklara ve eksikliklere rağmen Doğu Anadolu illerini işgal eden Rus kuvvetlerini pek çok yerde geri püskürttüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha büyük ve kati bir zafer için olumsuz kış şartlarına rağmen Sarıkamış Dağlarında harekâta devam eden ordumuz düşmana değil, tabiata yenik düşmüştür” dedi.
Harekâtta Türk askerinin büyük bölümünün soğuğa kurban verildiğini; ancak Rus ordusunun 30 bini aşkın kayıplarının tamamının cephede yaşandığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonuçta Sarıkamış’ın hükmünü verecek olanın tarih olduğunu kaydetti ve şunları ekledi: “Bize yaşadıklarımızdan ders almak, doğru olanları sürdürmek, eksikleri tamamlamak, hataları düzeltmek düşüyor. İşte ben de bu vesileyle merhum dedemin de aralarında bulunduğu tüm Sarıkamış şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.”
“TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI VERİLEN MÜCADELENİN SARIKAMIŞ VE DUMLUPINAR’DAN FARKI YOK”
Türkiye’nin asırlar boyunca Sarıkamış’ta olduğu gibi binlerce kahramanın canları pahasına verdikleri mücadeleyle kurulduğunu, korunduğunu, yükseldiğini ve bugüne ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün terör örgütlerine karşı verilen mücadele ile Suriye ve Irak’taki gelişmeler karşısında sergilenen kararlılığın; Sarıkamış’tan, Çanakkale’den, Medine Müdafaası’ndan, Kut’ül Amare’den, Dumlupınar’dan bir farkı olmadığını vurguladı.
Dün hangi neden ve hangi inançla o kavgalar verildiyse, bugün de aynı sebeple ve aynı imanla bu mücadeleye devam ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’un, bu kararlılığın en bariz örneklerinden biri olduğunu ifade etti ve “İçeride ve dışarıda birilerinin Türkiye’nin terörle mücadelesini, darbe girişimleri karşısındaki cesur duruşunu, bölgedeki gelişmeler hususundaki tavrını itibarsızlaştırmaya çalışması boşuna değildir” sözlerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün bize bu coğrafyadaki Selçuklu ve Osmanlı gibi iki çınarla kurduğumuz tarihin en görkemli devletlerini unutturmaya çalışanlar da bunlardır. Milletimizi inancından, kültüründen, tarihinden, değerlendiren uzaklaştırarak mankurtlaştırmaya çalışanlar da aynı yolun yolcularıdır” şeklinde konuştu.
“YENİ BİR İSTİKLAL SAVAŞI VERİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisine ve AK Parti’ye yönelik saldırıların hedefinin, şahsı ve partisi nezdinde 80 milyon nüfusu, 780 bin kilometrekare toprağıyla Türkiye olduğunu dile getirdi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabii Türkiye’yi de sadece Türkiye olarak görmek yanlıştır. Türkiye demek, Avrupa’nın ortalarından, Afrika’nın derinliklerine kadar koskoca bir coğrafyada yaşayan yüzlerce milyon kardeşimizin göğsünde çarpan kalbi, geleceğe dair tüm umutları demektir. Türkiye demek, İslam dünyasında yaşayan 1,7 milyar insanın semaya açılan elleri, dillerden eksik olmayan duaları demektir. Türkiye demek, hangi inanca, hangi meşrebe, hangi kökene, hangi coğrafyaya mensup olursa olsun tüm mazlumların, mağdurların ihtiyaç duyduklarında kendilerine uzanacağını bildikleri şefkat eli demektir. Başkaları Ortadoğulu sığınmacılara, Afrikalı gariplere, Asyalı mazlumlara doğal zenginlikleri varsa sömürülecek bir meta, yoksa hemen kurtulunması gereken bir yük olarak bakabilir. Bizim böyle bir hakkımız da, böyle bir niyetimiz de asla söz konusu olamaz. Çünkü biz tüm insanları eşrefi mahlûkat olarak görüyoruz. Kendi refahını ve geleceğini başka insanların gözyaşı ve kanı üzerinde inşa edenler, bir gün mutlaka kurdukları zulüm düzeninin çarkları arasında un ufak olup gideceklerdir. Fakat emin olun ki, biz hep burada olacağız, hem de daha güçlü bir şekilde burada olacağız.”
Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı hadiselerin amacının, artık hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıktığını ifade eden ve “Milletimizi parçalamak ve ülkemizi bölmek isteyenlere karşı adeta yeni bir istiklal savaşı veriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu savaşın cephelerinin geniş olduğunu, terör örgütlerinden ekonomiye kadar her aracın bu savaşta kullanıldığını söyledi.
“ÖNÜMÜZDEKİ ASRI KUCAKLAYACAK BİR YÖNETİM MODELİ OLUŞTURMAKTA KARARLIYIZ”
2019’a Mart ve Kasım aylarında yapılacak seçimlere dikkat çekerek, bu yıl Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin hazırlıklarını büyük ölçüde tamamlamak mecburiyetinde olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevzuat ve uyum yasalarının çalışmalarını Milliyetçi Hareket Partisiyle el ele vererek dayanışma içerisinde hızlandırmaları gerektiğini, bu çalışma sürecine ana muhalefet partisinin de katılmasını temenni ettiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama asıl olan yeni yönetimi mimarimizin omurgasının nasıl oluşturulacağıdır. Tabi bu konuda çeşitli kanallardan yürütülen hazırlıkları süratle bir araya getirerek önümüzdeki bir asrı kucaklayacak bir yönetim modeli oluşturmakta kararlıyız” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Seçimler arifesinde özellikle Sayın Bahçeli’nin yerli ve millî duruşunu özellikle vurgulamamam lazım. Bu yerli ve millî duruşla birlikte inanıyorum ki ülkemizde bizi bölmek, bizi ayrıştırmak isteyenler bu hedeflerine ulaşamayacaklar, çünkü bizler 7 Ağustos ruhunu yaşamakta kararlıyız, yaşamaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. Birileri diyor ki, ‘acaba şu ne der, bu ne der?’ Kusura bakmasınlar, şu ne der, bu ne der değil, biz ne deriz, aslolan budur. Onun için de bizler Sayın Bahçeli’yle bir araya geliriz, ülkemizin sorunlarını da dertleşiriz, konuşuruz, uyum yasalarını vesairesini ilgili arkadaşlarla beraber onların çalışmasını yapar, geleceğe beraber inşallah yürürüz, çünkü birlikte yapmamız gereken çok şeyler var. Milletimizin bize verdiği bir sorumluluk var, bunları da yerine getirmek bizim görevimizdir. Ben Sayın Bahçeli’nin dün yaptığı açıklamayı bu bakımdan çok önemli görüyorum. Kendisine şimdiden beyan ettiği şahsımıza destek kararı için şahsım, partim, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”
“BİZİM YERİMİZ HER ZAMANKİ GİBİ MİLLETİMİZİN YANIDIR”
2019 seçiminin yerli ve millî olanlarla, ipi başka mahfillerin elinde bulunanlar arasında geçeceğinin açık olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yabancı ülkeler başta olmak üzere FETÖ’den PKK’ya kadar tüm aktörler bu çerçevede pozisyon almaktadır. Bizim yerimiz her zamanki gibi milletimizin yanıdır” dedi.
Milletvekillerinden 2018 yılını çok iyi değerlendirmelerini beklediğini belirterek çalışmalarında kolaylıklar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, gerçekleştirdikleri parti grup toplantısının hayırlara vesile olması temennisiyle tamamladı.