“Şanlıurfa Buluşması” programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bu ülkeyi öyle masa başında, pazarlıkla kendimize vatan kılmış bir millet değiliz. Bu ülkenin her karış toprağında kanımız var, alın terimiz var. Sınırımızın ötesindeki kardeşlerimizin can güvenliği, huzuru, geleceği bizim için en az kendimizinki kadar önemlidir. Çünkü bizim oralarda da dökülmüş kanımız, akıtılmış alın terimiz vardır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şanlıurfa’da düzenlenen ‘Şanlıurfa Buluşması’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. 11 Nisan Meydanı’nda gerçekleşen programda, Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşlara hitaben bir konuşma yaptı.
“ATEŞE ATILMA PAHASINA EZANIMIZDAN, BAYRAĞIMIZDAN VAZGEÇMEYİZ”
Bugün Şanlıurfa’nın kurtuluşunun 97. yıl dönümü olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce İngilizler, ardından Fransızlar bu toprakları işgal ettiğinde Urfalıların, birilerinin gelip kendilerini kurtarmasını beklemeden kendi aralarında örgütlenip mücadeleyi başlattığını belirtti. Şehrin 11 Nisan 1920’de işgalden kurtulduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Urfalı kardeşlerimiz başta olmak üzere, ülkemizin istiklal ve istikbali için bir gül bahçesine girercesine toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyoruz” diye konuştu.
Şanlıurfa’nın son iki yıldır terörle mücadelede 15 asker ve polis, 15 Temmuz darbe girişiminde ise İstanbul’da dört hemşehrisini şehit verdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehrin; ülkesi ve milleti için, namusu bildiği bağımsızlığı ve onuru için mücadele etmeye, şehit ve gazi vermeye devam ettiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu mübarek toprakları İngiliz’e, Fransız’a bırakmayan Urfalı, terör örgütlerine de terk etmez değil mi? 15 Temmuz’da bu ülkeyi FETÖ’ye bırakmayan Urfalı, yanı başında DEAŞ’ıyla, PKK, YPG’siyle terör örgütlerinin cirit atmasına izin vermez değil mi? Urfa, meydanı terör örgütlerine bırakmıyor değil mi? Urfa, terör örgütlerini kullanarak yeniden topraklarına, namusuna göz dikenlere dersini veriyor değil mi?” dedi.
Şanlıurfa’nın 97 yıl önce Onikililer’in başlattığı mücadeleyle kazandığı zafere, Türkiye’nin de 15 Temmuz’da tüm milletle birlikte ulaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Urfa, sadece sabır timsali olan Eyüp Peygamberin değil aynı zamanda inancı uğruna ateşe atılmayı göze İbrahim Peygamberin de şehridir. Bu ülkenin ve milletin bekası için gerektiği kadar sabrederiz, ama nihayetinde, Rabbimize sığınarak ateşe atılma pahasına ezanımızdan, bayrağımızdan, ecdadın emanetlerinden vazgeçmeyiz” vurgusunda bulundu.
“BURALARI ASLA TERÖR ÖRGÜTLERİNE TERK ETMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Urfa, hemen yanı başındaki kardeşlerini sahipsiz bırakmaz, onlara arkasını dönmez. Birecikli, Suruçlu kardeşlerimiz için Cerablus kendi canlarından bir parça değil midir? Harranlı, Akçakaleli kardeşlerimiz için Tel Abyad, Rakka kendi canlarından bir parça değil midir? Ceylanpınar’la Resulayn’ın, Haseke’nin ayrı düşünülebilmesi mümkün müdür? Öyleyse, buraları asla terör örgütlerine terk edemeyiz. Adı ister DEAŞ, ister PKK-PYD olsun, hiçbir terör örgütünün sınırlarımızın dibinde bayrak sallamasına izin veremeyiz. Biz bu ülkeyi öyle masa başında, pazarlıkla kendimize vatan kılmış bir millet değiliz. Bu ülkenin her karış toprağında kanımız var, alın terimiz var. Sınırımızın ötesindeki kardeşlerimizin can güvenliği, huzuru, geleceği bizim için en az kendimizinki kadar önemlidir. Çünkü bizim oralarda da dökülmüş kanımız, akıtılmış alın terimiz vardır.”
Cerablus, Rai, Dabık ve El Bab’ın terör örgütlerinden kurtarılması harekâtında Türkiye’nin 67 şehit verdiğine, vatanlarını kurtarmak için mücadele eden Özgür Suriye Ordusunun da 500’ün üzerinde şehidi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, bin yıldır omuz omuza verdiğimiz bir mücadelede ödediğimiz son bedeldir. Şayet terör örgütleri Urfa’nın, Mardin’in, diğer şehirlerimizin sınır bölgelerinden tamamen çekilip, her şehri kendi halkına bırakmazsa, bu operasyonlar devam edecektir” dedi.
“GAP’I 2019 YILINA KADAR TÜM UNSURLARIYLA TAMAMLAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yandan Türkiye’nin bağımsızlığına ve geleceğine sahip çıkarken, bir yandan da kalkınmanın, gelişmenin, büyümenin mücadelesini verdiklerini ifade ederek geçen 14 yılda Şanlıurfa’ya yaptıkları kamu yatırımlarının toplamı 34 milyar lirayı bulduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yatırımlar arasında; eğitimde 11 bine yakın derslik, sağlıkta 71 sağlık tesisi, toplu konutta 13 bin 500’ü bulan konut yatırımı, ulaşımda 532 kilometre yeni bölünmüş yol yaptıkları söyledi.
Şehir hastanesinin 2019 yılının sonuna kadar tamamlanacağını, Birecik ve Viranşehir ilçelerine önümüzdeki yıl doğal gaz verilmeye başlanacağını, Şanlıurfa’yı; İstanbul, Ankara, Adana, Gaziantep ve Mardin’e bağlayacak hızlı tren projesinin bu yıl içinde ihalesine çıkılıp inşasına başlanacağını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 38 sulama tesisiyle 1 milyon 800 bin dekar araziyi sulamaya açtıkları GAP’ı 2019 yılına kadar tüm unsurlarıyla tamamlamayı hedeflediklerini kaydetti.
“HER ÜLKENİN KENDİ YÖNETİM BİÇİMİNİ BELİRLEME HAKKI VARDIR”
16 Nisan’da oylanacak Anayasa değişikliğinin amacının her alanda daha güçlü bir Türkiye hedefine ulaşmak olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin büyümesinden, zenginleşmesinden, huzurunun ve güvenliğinin artmasından rahatsız olanlar yok mu? Elbette var” dedi ve bunların başında Batı’nın, PKK, FETÖ, DEAŞ ve DHKP-C terör örgütlerinin olduğunu söyledi.
“Hadi bunları anladık; çünkü bunların hepsi gıdası istikrarsızlık olan, kaos olan, kan ve gözyaşı olan katil sürüleri” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Peki, Avrupa ülkeleri niye rahatsız? Öyle ya, Türkiye’nin yönetim sisteminin şu veya bu olması, onları niye bu kadar ilgilendiriyor. Bu ülkelerin çoğu monarşiyle idare ediliyor. Biz onlara, ‘Bu devirde krallık-kraliçelik olur mu’ diyor muyuz? İster kral, ister kraliçe olsun, ne olursa olsun, kendi tercihleridir, biz böyle bir şey demiyoruz. Her ülkenin kendi yönetim biçimini belirleme hakkı vardır. Biz de ülke olarak böyle bir karar aldık ve milletimize gidiyoruz; size ne oluyor? Hadi Avrupa’yı da anladık. Diyelim ki bunların da tarihin derinliklerine uzanan sıkıntıları, hazımsızlıkları var. Peki, bizim ülkemizdeki bir partiye, ana muhalefet partisine ne oluyor?”
“ANA MUHALEFET, MİLLETTEN UMUDUNU KESTİ”
Marjinal örgütlerin, marjinal partilerin olur olmaz her şeye karşı çıkmasının bir öneminin olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama bir ülkede ana muhalefet partisi demek, mevcut iktidardan sonra ülkeyi yönetmeye en yakın parti demektir. Fakat Bu partinin genel başkanının, milletvekillerinin ağızlarından çıkanlara bakıyoruz; aman Allah’ım, yalan, iftira, hakaret, küfür gırla gidiyor. Urfalı, böyle lafını sözünü bilmeden konuşanlara ne der? ‘Densiz deve, girmez eve.’ Bunların yaptıkları da densizliktir. Anlaşıldığı kadarıyla milletten umutlarını kestiler. ‘Evet’ diyenleri İzmir’de denize dökmekten bahsediyor. ‘Hayır’ çıkarsa düşmanı İzmir’den denize dökmüş kadar sevineceğini söylüyor. Kim? Baykal gibi biri… Yazıklar olsun. Bir milletvekilleri de otobüsün üzerinden millete öyle hakaretler ediyor ki, burada tekrarlamaktan hicap duyarım” değerlendirmelerinde bulundu.
“Geçmişteki tecrübelerinden bunların, ‘bir harbıl samanı iki eşeğe bölemeyecek’ kadar beceriksiz olduklarını çok iyi biliyoruz” ifadelerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz konusu siyasi parti liderinin 15 Temmuz gecesi, tankları gördüğünde önüne geçip durdurmak yerine, fırsatını bulup kaçmayı tercih ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, oylanacak Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemiyle bundan sonra belli vasıflara sahip olmayan hiç kimsenin ülkenin başına geçemeyeceğini vurguladı.