TOBB 73. Genel Kurulu’na katılarak bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde bizim kadar iş dünyasıyla, esnaf ve sanatkârlarımızla, toplumumuzun her kesimiyle yakın ilişki içinde olan bir başka siyasi hareketin olduğunu sanmıyorum. Her sabah ekmek teknesini besmele ile açıp, akşama kadar nafakasını çıkarmak için ter döken, esnaf ve sanatkârımızın daima yanında yer aldık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 73. Genel Kurulu’na katıldı. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde düzenlenen genel kurulda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB’un çatısı altında Türkiye’nin gelişmesi, büyümesi için gayret gösteren, ter döken, emek verenlere teşekkürlerini iletti.
Genel Kurulda 81 ilden seçimle göreve gelen oda ve borsa başkanlarından meclis üyelerine kadar iş dünyasının seçkin temsilcilerinin yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasının aynı zamanda bulundukları şehirlerin kanaat önderleri, sivil toplum temsilcileri olduğunu söyledi.
“ESNAF VE SANATKÂRIMIZIN DAİMA YANINDA YER ALDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Temsil ettiği geniş iş, fikir ve dünya görüşü yelpazesiyle bu salon, aslında Türkiye’nin yelpazesidir. İş dünyamızın lokomotifliği, itici gücü, emeği ve desteği olmadan hedefimize ulaşmamız mümkün değildir. Üreten, istihdam oluşturan, ihracat yapan, hep daha iyisine ulaşmak için gayret gösteren sizlerin azmi, heyecanı, enerjisi bizim için en büyük güç kaynağıdır” dedi.
Geçmiş dönemin muhasebesinin yapılmasının yanı sıra geleceğe ilişkin beklentilerin tartışıldığı genel kurulun, 2019 ve 2023 projeksiyonlarına da ciddi katkılar sağlayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Esasen ülkemizde bizim kadar iş dünyasıyla, esnaf ve sanatkârlarımızla, toplumumuzun her kesimiyle yakın ilişki içinde olan bir başka siyasi hareketin olduğunu da sanmıyorum. Her sabah ekmek teknesini besmele ile açıp, akşama kadar nafakasını çıkarmak için ter döken, esnaf ve sanatkârımızın daima yanında yer aldık. Aynı şekilde ulusal ve uluslararası düzeyde projelere imza atan büyük yatırımcılarımıza hep destek olduk. Şehirlerimize yaptığımız ziyaretlerimizde bir fırsatını bulup mutlaka iş dünyamızla bir araya gelmeye çalıştık” diye konuştu.
“BÜROKRATİK OLİGARŞİ DÜNYANIN HER YERİNDE SORUN OLMAYA DEVAM EDİYOR”
Yurt dışı seyahatlerinde de mümkün olan her yere iş adamlarıyla birlikte gittiğini, onların meselelerinin takipçisi olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevzuat veya bürokrasi engeli varsa bunu kaldırmak için birlikte çalıştık. Az önce Sayın Başkan’ın ifade ettiği gibi ‘mevzuat amcadan’ hâlâ kurtulmuş değiliz ama dediğim gibi özellikle de bürokratik oligarşi, 14-15 yıldır kavgasını, savaşını verdiğim en önemli konu. Fakat dünyanın neresine giderseniz gidin, ne yazık ki bu bürokratik oligarşi her yerde sorun olmaya devam ediyor. Kredi imkânlarının genişletilmesine ihtiyaç varsa, teşvik gerekiyorsa onun mücadelesini birlikte verdik fakat oluşumların içerisinde dahi az önce yine burada şikâyet edildiği gibi, örneğin kredi faizleri noktasında bakıyorsunuz, her yerde yüksek faizden şikâyet var mı, var. Bunu dillendiren bir başbakan ve cumhurbaşkanı olarak hep gündemimde tuttum. Hâlâ da gündemimde, gündemimde olmaya da devam edecek” dedi.
“YÜKSEK FAİZİ BİR SÖMÜRÜ ARACI OLARAK GÖRÜYORUM”
Yüksek faizi bir sömürü aracı olarak gördüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada kar amaçlı bir faiz mantığı yok, sömürü aracı olarak bir faiz mantığı var. ‘Ben kredi faizini uygun şartlarda vereyim de ülkem de kazansın ben de kazanayım.’ anlayışı yok. Hatta bakıyorsunuz o karınca yazısıyla sözleşmeler var ya… Tabii o krediye mahkûm olan girişimci ne yapıyor, altına imza atıyor. İçinde ne var ne yok, bundan haberi var mı? Yok. Geri çağırma olduğu zaman eli mahkûm, elinde ne var ne yok onu da vermek durumunda kalıyor. Bu anlayış tabii ki adil bir anlayış değil ama bunun çözülmesi şart, Allah’ın izniyle bunu da çözeceğiz. Takdir edersiniz ki her şey tabii bir anda olmuyor ama çözeceğiz. Kararlılığımız var en azından” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek terdi üretmek, kendisiyle birlikte ülkesini geliştirmek, büyütmek, kalkındırmak olan herkesin yanında yer almaya devam edeceklerini vurguladı.
“15 TEMMUZ’DA GÜÇLÜ DURUŞUNUZLA AHİLİK SIFATINI HAK ETTİĞİNİZİ ORTAYA KOYDUNUZ”
Türkiye’de çalışmak, üretmek, kazanmak isteyen hiç kimseye engel olmadıklarını, tam tersine her türlü desteği sağladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Tüm bu çalışmalarda iş dünyamızın temsilcileriyle sürekli istişarede bulunuyoruz. Şu bir gerçektir, TOBB, asli görevlerine ne kadar odaklanırsa o kadar başarılı olmuştur. Ahilik sistemimizin günümüzdeki mümessilleri olan oda ve borsalarımızın, kendi üyeleri arasında tesis ettiği dayanışma güçlendikçe, bu kurumlarımızın da itibarı artmıştır. Tabii ahilik deyince ülkesine ve milletine sahip çıkma, gerektiğinde bu uğurda her türlü fedakârlığı yapma anlayışı da devreye giriyor. Son yıllarda yaşadığımız tüm sıkıntılarda, özellikle 15 Temmuz’da ortaya koyduğunuz güçlü duruşla ahilik sıfatını hak ettiğinizi ortaya koydunuz. Bunun için her birinize yine şahsım ve milletim adına ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Zira o çağrıya anında cevap vermek suretiyle meydanlara dökülen milletimin alnı öpülesidir. Bu milletin bir ferdi, bir evladı olmaktan da iftihar ediyorum. Dünyada bu milletin eşi ve benzeri yok.”
“GELECEĞİMİZİ PLANLARKEN, GÜCÜMÜZÜ VE MOTİVASYONUMUZU YAPTIKLARIMIZDAN ALIYORUZ”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Türkiye’nin geleceği için ‘ekonomiyle demokrasinin’ aynı bütünün ayrılmaz parçaları olduğunu kabul etmiş bir kurum olduğu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birliğimizin üretim ve istihdam seferberliğine verdiği katkılar yanında, hak ve özgürlüklerin korunması konusundaki hassasiyetiyle de milletimizin gönlündeki yerini güçlendirmeyi sürdüreceğine inanıyorum. Bugün burada geçtiğimiz 14 yılda yaptığımız hizmetleri uzun uzun anlatacak değilim. Bu hizmetlerin neler olduğunu, ne anlama geldiğini en iyi sizler biliyor ve yaşıyorsunuz. Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaştırmada, enerjide, gıda-tarımda, toplu konutta, bilimde, sanayide, ticarette, haberleşmede, tüm alanlarda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini yaşayarak hiç unutmamalıyız. Geleceğimizi planlarken gücümüzü ve motivasyonumuzu işte bu yaptıklarımızdan alıyoruz. Sürekli ecdada atıfta bulunmamızın, sizlerle sohbet ederken dahi söze Ahilikten başlamamızın sebebi budur” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişini bilmeyenin gelecekte nereye yürüyeceğini de kestiremeyeceğini ve bunun için yakın-uzak tüm geçmişle irtibatın sıkı tutulması gerektiğinin altını çizdi.
“2023, TÜRKİYE’NİN ADETA BİR DÖNÜM NOKTASI OLACAK”
Türkiye’nin 2023 hedeflerini 2011 seçimlerinin ardından ilan ettiği ve bu doğrultuda adım adım ilerlediklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “2053 ve 2071 vizyonlarımızı bizden sonraki nesillere emanet ettik. Bu arada boş durmuyor, 2023 hedeflerimizi bir adım daha ileri taşıyacak ve 2053’e hazırlık olacak mahiyette çalışmalar yürütüyoruz. Bu arada şunu özellikle ifade edeceğim, inşallah yılsonuna kadar bütün bakan arkadaşlarımıza özellikle şunu kendilerinden isteyeceğim, o da şudur: Yol haritanızı 6 aylık olarak hazırlayın, getirin diyeceğim ve bu 6 aylık yol haritasıyla birlikte biz 2019’un hazırlıklarını yoğun bir şekilde yürüteceğiz. Çünkü 2023 Türkiye’nin adeta bir dönüm noktası olacak, 100. yıl Türkiye’de sıçramanın ispat edildiği inşallah bir dönüm noktası olacaktır, bunun için de hazırlıklarımızı kararlılıkla yapmamız gerekiyor. Dünyanın içinden geçtiği değişim ve dönüşüm süreci bizi kendimize sürekli yenilemeye mecbur kılıyor. Teknolojik ve ekonomik gelişmeler, siyasi dönüşümlerle tahkim edilmediği sürece tek başına bir anlam taşımıyor. İşte bu salon aslında bunu tahkim edecek, inşa edecek, ihya edecek olan salondur. Bence bu konuda herkes benim de burada sırtlanacağım bir yük var bilincinde olacaktır. Bunun için biz hedeflerimizi her alandaki gelişmeleri gözeterek ve her biri diğerini destekleyecek şekilde belirliyoruz. Dünyanın, bölgemizin ve ülkemizin karşı karşıya olduğu her meydan okumayı aynı zamanda bir fırsat olarak görüyoruz.”
Türkiye’nin 2035 yılında 90 milyonu aşacak olan nüfusuyla bu bakımdan dünyanın ilk 20 ülkesinden biri olarak gücünü devam ettireceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri hâline gelerek bu büyük nüfusu en etkin şekilde değerlendirecek olmaları olduğunu kaydetti.
“GELECEĞİN İSTİHDAM ALANLARI İÇİN ŞİMDİDEN HAZIRLIK YAPMALIYIZ”
Genç, eğitimli ve dinamik nüfus yapısını, ekonomik büyümenin itici gücü hâline getirmekte kararlı olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitim seviyesindeki iş gücü kalitesindeki artık sayesinde rekabet gücümüz de her geçen yıl yükselecektir. Kişi başına millî gelirimizi artık 25 bin dolar hedefinin üzerine çıkardıktan sonra dünyanın müreffeh milletleri arasındaki yerimizi de almış olacağız. 2035 yılında ulaşacağımız insani gelişmişlik seviyesini farklı kesimler ve bölgeler arasındaki gelir eşitsizliğini en aza indirerek ülke geneline yayacağız. Çalışma istek ve kabiliyetine sahip herkesin kendine yer bulabileceği üretken bir istihdam politikasıyla gençlerimiz ve kadınlarımız başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın geleceğini güvence altına alacağız. İşte malum 7 Şubat’taki Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde yaptığımız davet ve bu davete iş dünyamız sağ olsun gayet başarılı, net bir cevap verdi ve rakam 1 milyon 170 bine ulaştı. Demek ki, benim milletim, benim girişimcim istediği zaman bunu yapabiliyor ve bundan sonraki süreçte de ben bunu yapabileceğine inanıyorum. Ve bütün bunlar neyi getirecek biliyor musunuz? Bu ülkede bir dayanışma ruhunu getirecek. Bu dayanışma ruhu birbirine inanma, kenetlenme, o birlik, beraberlik bizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacaktır” dedi.
Bu gerçekleştiği zaman Türkiye’yi diğer gelişmiş ülkelerle yarışın içerisinde, ilk 10’un içerisinde göreceğimizi vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye net ticaret fazlası ve cari fazla veren bir ülke hâline gelmeden hedeflerine ulaşamaz, bunu da böyle bileceğiz. Bunun için 2035 yılında üretim gücümüzü küresel değer zincirinin üst seviyelerine çıkartmak mecburiyetindeyiz. Endüstri 4 veya sanayi 4, tabi nokta sıfır diyorum, adıyla ifade edilen teknoloji yoğun üretim yapısına geçerken insanlarımızı yeni ihtiyaçlara uygun alanlarda hizmet vermek üzere hazırlamalıyız. Bu da geleceğin istihdam alanları için şimdiden hazırlık yapmamızı gerektiriyor” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında “Kadınlarımızın hâlen yüzde 33 düzeyine yaklaşan iş gücüne katılma oranlarını yüzde 50’ye, toplam iş gücüne katılım oranını ise yüzde 59’un üzerine yükselterek sosyal politikalarımızı da destekleyeceğiz. Tüm bu çalışmalarla amacımız, Türkiye’yi bölgesel bir güç olmanın yanında küresel düzeyde bilgiye dayalı dayalı bir güce kavuşturmaktır” dedi.
“YERLİ ÜRETİM OTOMOBİLİMİZİ TOBB CAMİASI İÇERİSİNDEN ÇIKARTALIM”
Geleceğin bilgi temelli ekonomi üzerine kurulacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bunun için dijital dönüşümü, kurumsal kaliteyi, nitelikli iş gücünü yakalamış bir altyapıyı süratle tesis etmeliyiz. Ekonomik atılımlarımızı yeni yatırım fırsatlarıyla birleştirerek, bilişim, enerji, ulaştırma, lojistik ve ticaret alanlarında ülkemizi küresel cazibe merkezi hâline getirmeliyiz. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere şehirlerimizi yenilik ve verimlilik temelinde yeniden ele almalı, cesur dönüşüm projelerini hayata geçirmeliyiz. Ben bugün TOBB’un bu genel kurulunda bir teklifim var. Bunu her yerde yapıyorum. Çünkü buna doğrusu hasretim. Bu milletin bir evladı olarak hasretim. Diyorum ki gelin şu yüzde 100 yerli üretim olan otomobilimizi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği camiası içerisinden çıkartalım.”
“Hani Cizre şehir olacak dedik ya, yani Şırnak Cizre’ye dönüşecek, Hakkâri de Yüksekova’ya dönüşecek, çünkü şehircilik benim işim. Niye? Belediyecilikten geldim, neresi şehir olur, neresi olmaz, onu iyi bilirim” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şimdi şöyle Cizre’yle Şırnak’ı yan yana getirdiğiniz zaman, ya Allah aşkına Şırnak’ı nasıl şehir yapmışlar diye şaşarsınız. Hakkâri’yle de Yüksekova’yı yan yana getirdiğiniz zaman, ya Hakkâri’yi nasıl şehir yapmışlar diye şaşarsanız. Buraları iyi gezmiş, görmüş birisi olarak konuşuyorum, bir kere değil, iki kere değil, üç kere değil. İşte şimdi bir kalkınma hamlesi yapacaksınız önce buna nereden başlayacaksınız? Şehircilikten başlayacaksınız. Eğer şehircilikte bu işi başaramamışsanız zaten yatırımlarda da bu işi başaramazsınız. Onun için sen merak etme, zaman çok yakın. Şimdi ben diyorum ki, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Başkan, kendi çatısı altından yüzde 100 yerli otomobilini made in Turkey olarak çıkarsın.”
“DEMOKRATİK VE EKONOMİK STANDARTLARI YÜKSEK BİR TÜRKİYE İÇİN HEP BİRLİKTE ÇALIŞMALIYIZ”
Bu sırada TOBB Genel Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun, “Sayın Cumhurbaşkanım, müsaadenizle, siz bunu istedikten sonra bu Türk iş dünyası bunu çok rahatlıkla yapar, biz hazırız, siz bizim yeter ki yanımızda olun, biz bunu yaparız” demesi üzerine ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda ekranları başında bizi tüm Türkiye izliyor, biz her an, her daim böyle bir konuda bilesiniz ki yanınızdayız, sizle beraber olacağız ve önce ülkemize ve dünyaya Türkiye markasını gönderelim. Ve tabi bu çalışmalarımızın tamamını sürdürülebilirlik esasına göre yürütmeden 2035 hedeflerine de ulaşamayız. Demokratik ve ekonomik standartları yüksek bir Türkiye için hep birlikte çalışmalıyız. 15 senedir bu işi yapanlara hep teklif etmişimdir, ya gelin kendi otomobilimizi üretelim. Ne yapıyor? Montaj montaj montaj. Ya montajcılık bu millete yakışmıyor ya. Bir parçası şuradan gelsin, bir parçası buradan gelsin, öbürü oradan, öbürü buradan, onları monte et, ondan sonra da piyasada dolaştır, bu millete bu yakışmıyor. Artık bu millet kendisi bunu üretebilecek beyne de sahip, ürüne de sahip. Bunu yapabilir miyiz? Yaparız. Niye yapmıyoruz? Çünkü öbüründen daha fazla kazanıyor onun için. Ama şimdi ben inanıyorum ki, artık sözü burada aldık, bütün millet, 80 milyon da buna şahit, inşallah Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği çatısı altında bu işi başaracağız, biz de üzerimize düşeni yapacağız. Ve bir başka önemli konu, kendimizle birlikte dünyanın tüm mazlumları, mağdurları, kalbini ve gözünü bize yöneltmiş tüm dostlarımız için bizler bu bütün bu başarıları yakalamak mecburiyetindeyiz” diye konuştu.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DÜNYAYI BİR KEZ DAHA ŞAŞIRTACAĞIMIZA İNANIYORUM”
“Önümüzdeki dönemde ben dünyayı bir kez daha şaşırtacağımıza inanıyorum. Birileri bizim bu hedeflerimize, bu vizyonumuza dudak bükerek bakıyor olabilir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ama şunu unutmayın: 1990’lar Türkiye’sine bakan hiç kimsenin bugünkü Türkiye’yi tasavvur edebilmesi mümkün değildi, ama bugün başka bir Türkiye var. Gelin şimdi hep birlikte 2023’ün, 2035’in Türkiye’sini inşa ederek bize hâlâ hasta adam nazarıyla bakanlara, bu şekilde muamele etmeye çalışanlara derslerini verelim. Bu millet yapar mı? Yapar. Siz yatırım yapmak için, yüksek teknolojiye dayalı üretim için, ihracat için, istihdam için ne gerekiyorsa söyleyeceksiniz, biz de bunları hayata geçirmenin yollarını arayacağız. Yaptığınız çalışmaların neticelerini görmeye başladıkça, biz de sizin önünüzdeki kapıları ardına kadar açmak için çok daha şevkle çalışırız. 16 Nisan halk oylaması kampanyası boyunca gittiğim her yerde bir şey söyledik. Dedim ki; ‘güçlü Türkiye, büyük Türkiye, müreffeh Türkiye.’ Bunlar sadece sözden, sadece slogandan ibaret ifadeler değildir. Bunlar birlikte ulaşmamız gereken hedefleri ifade ediyor. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Eğitimde yaptıklarımız ortada. Şu ana kadar 250 bin civarında derslik yaptık. Hastaneler, artık ilçelerde hastanelerimiz var. Hele şimdi şehir hastanelerimize başladık ki Mersin, Balıkesir, Yozgat, Isparta şehir hastaneleri bugün dünyada hiçbir yerde eşi-benzeri yok. Eksiğimiz şimdi doktor. Ve dün de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin mezuniyet töreninde söyledim; artık dedim, işte sizler mezuniyetinizde yaşamadıklarınızı inşallah bu yeni üniversitenizde çok daha farklı bir şekilde yaşayacaksınız. Çünkü fiziki şartları da ne yapıyoruz? Artırıyoruz. Ve inşası devam eden 20 kadar şehir hastanemiz var, inşallah 1,5 yıl içinde onlar da hizmete girecek. 8 tane proje aşamasında olanlar var, bunlar da inşallah bitiyor ve böylece benim vatandaşım hastanenin bir kapısından girdiği zaman içerideki gördüğü imkânlar ona zaten hemen şifanın yolunu da göstermiş olacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü olmak için, demokraside ve ekonomide belirledikleri hedeflere mutlaka ulaşılması gerektiğini belirtti. Büyük olmak için bu şekilde elde ettikleri imkânları içeride ve dışarıda en doğru şekilde kullanılması gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, refahı sürekli kılmak için de milletin tamamının bu imkânlardan faydalanabilmesini sağlamak gerektiğini dile getirdi.
“DÜNYANIN EN KADİM DEVLET GELENEĞİNE SAHİP BİR ÜLKE OLARAK HEDEFLERE ULAŞMAMIZ ZOR DEĞİL”
İşte o zaman Türkiye’nin önünde kimsenin duramayacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün bizi terör örgütleri eliyle tedip etmeye çalışanlar, o zaman ülkemizle daha fazla iş birliği yapmak, daha yakın olabilmek için sıraya girecekler. Başkalarına uygulamadıkları şartları, kriterleri bize dayatanlar, yarın oyunu bizim kurallarımızla oynamak zorunda kalacaklar. O zamana kadar durmak, dinlenmek, hele gerilemek asla yok. Çalışacağız, daha çok çalışacağız, daha sıkı çalışacağız. Önümüze konan engellerin ya üstünden aşacağız, ya kenarından dolanacağız ya da onları yıkıp geçeceğiz. Türkiye’yi sadece 780 bin kilometrekare vatan toprağından ibaret sananlara, yanımızda kalbi ve duasıyla yüz milyonlarca kardeşimizin de bulunduğunu her fırsatta göstereceğiz. Dünyanın en kadim medeniyet ve devlet geleneğine sahip bir ülke olarak bu hedeflere ulaşmak bizim için asla zor değildir. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Bunu başardığımızda diğer hedeflere ulaşmak gerçekten çok kolaydır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyeleri işte bu mücadelenin en ön saflarında yer alıyor. Ülkemize ve milletimize karşı sorumluluğumuz büyüktür, ben sizlere güveniyorum. Hep birlikte 2023 hedeflerimize, 2035 hedeflerimize ulaşacağımızı, bizden sonraki nesillere 2053 ve 2071 için güçlü bir zemin bırakacağımıza inanıyorum” diye konuştu.