İstanbul’da düzenlenen 2. Futbol Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasetin, temelde futbol ile birçok ortak yönü olduğuna inanıyorum. Spor gibi siyasetin de özü rekabettir, yarıştır. Bu yarışın ilk aşaması sandıktan galip çıkmak için, ikinci aşaması da sorumluluk üstlendikten sonra millete hizmet götürmek içindir. Plansızca oynayan, taktiği ve stratejisi olmayan bir takımın kupayı kaldırma ihtimali nasıl yoksa milletine söyleyecek sözü olmayan siyasetçilerin, siyasi partilerin de başarı şansı yoktur” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Süper Lig Profesyonel Futbol Kulüpleri Birliği tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2. Futbol Zirvesine katıldı. Türkiye futboluna değer katma ve marka değerini artırma amacıyla, beIN Sports’un desteği ile gerçekleştirilen zirveye; UEFA, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), NBA, Bundesliga, La Liga, Uluslararası Futbol Birliği Kurulu (IFAB) gibi uluslararası kurum ve organizasyonların yöneticileri, Türk ve dünya futbol endüstrisine yön veren isimler, Türkiye Futbol Federasyonu yönetimi ve futbolcular iştirak etti. Zirvede; Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da hazır bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, zirvenin ülke ve spor camiası için hayırlı olmasını dileyerek, zirveyi düzenleyen Kulüpler Birliği’ne ve zirveye sunumları, tespit ve teklifleriyle katkı sağlayacak katılımcılara teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kulüpler Birliği yönetimimizi de, son 2 yıldır, her toplantısını 18 kulübün tamamının katılımıyla gerçekleştirerek, Süper Lig takımlarının temsilcisi olma vasfını tahkim ettiği için kutluyorum. Türk futbolunun daha ileriye gitmesi, milletimizden gördüğü ilgiye layık bir konuma ulaşması için Kulüpler Birliğimizin gösterdiği gayretleri yakından takip ettim, ediyorum” diye konuştu.
“FUTBOLUN ÖZÜNDE, REKABETLE BİRLİKTE DAYANIŞMA VARDIR”
Sporun, özellikle futbolun, kaynaştıran, farklı kimlikleri, karakterleri, hikâyeleri bir araya getiren yönüne değinerek, günümüzde futbolun herhangi bir spor dalı olmanın çok ötesinde bir anlama sahip olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Futbolun özünde rekabetle birlikte, fedakârlık vardır; centilmenlik vardır; dostluk ve dayanışma vardır. Bu oyunda kazanmak için, sahaya çıkan oyuncuların bireysel yetenekleri yanında, arkalarında güçlü bir yönetim desteğine, teknik desteğe, hep birlikte sergileyecekleri uyuma ihtiyaç vardır. Yöneticisinden sahadaki futbolcusuna, hakeme teknik kadrolara varıncaya kadar birlikte oluşan dayanışma, tribünlere de aynı zevki aynı heyecanı şüphesiz ki verecektir. Hakem bitiş düdüğünü çalana kadar pes etmemeyi gerektiren bir oyunda ümitsizliğe asla yer yoktur. Hele hele son zamanlarda açık ara mağlup olan dünya futbolunun marka takımlarının, rövanşında rakiplerini nasıl elediğini görerek bir şeyi açıkça ispat ettiklerine şahit olduk. Futbol tarihi, hezimetin kıyısından koparılmış muhteşem zaferlerle doludur. Bu oyun, aynı zamanda bir direniştir, bir meydan okumadır. Burada, Afrika çöllerinden Brezilya gecekondularına kadar, dünyanın her yerinde itilip kakılan kenar mahalle çocuklarının kurtuluş umudu olan bir oyundan söz ediyoruz. Bu aynı zamanda, bizim çocukluğumuzun da hikâyesidir. Mahalle arasında, yazın toz-toprak, kışın çamur-zibil içinde top peşinde koşturan tüm çocuklar için futbol, parlak bir geleceğe çıkan yolun adıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, futbolun aynı zamanda görsel bir ziyafet oluşuna da dikkat çekerek, “Kimi zaman asistlerle, şutlarla, birbirinden muhteşem çalımlarla, olursa gollerle 90 artı uzatmaya sığdırılmış bu şölen, kendi kahramanlarını da üretir. Öyle futbolcular vardır ki, biz onları sadece yetenekleriyle golleriyle değil; aynı zamanda dürüstlükleriyle, tevazularıyla, efendilikleriyle, takım arkadaşlarıyla olan örnek ilişkileriyle de hatırlarız” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, oyunculukları ile Türk futbol tarihinde isimleri hâlâ anılan Metin Oktay, Lefter, Baba Hakkı ve Dozer Cemil’in bu şekilde hatırlandıklarını söyledi ve bulundukları dönemde ve daha sonra, milyonlarca gence ilham kaynağı olan tüm futbolcuları, tazimle yâd ettiğini sözlerine ekledi.
“SPOR GİBİ SİYASETİN DE ÖZÜ REKABETTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocukluk dönemlerinden itibaren futbola gönül vermiş, gençlik yıllarında çeşitli kulüplerde top koşturmuş bir kardeşiniz olarak -ki ben bir profesyonel değil, amatörüm- bu işin bir insana neler kazandırabileceğini çok iyi biliyorum. Hayatımın her aşamasında, futbol oynarken edindiğim disiplinden, takım çalışmasından, vefadan, bu oyunun bana kazandırdığı tüm vasıflardan istifade ettim. Özellikle siyasetin temelde, futbol ile birçok ortak yönü olduğuna inanıyorum. Spor gibi siyasetin de özü rekabettir, yarıştır. Bu yarışın ilk aşaması sandıktan galip çıkmak için, ikinci aşaması da sorumluluk üstlendikten sonra millete hizmet götürmek içindir. Tıpkı futbol gibi siyaset de takım oyunudur, yani, sağlam bir kadro gerektirir. Plansızca oynayan, taktiği ve stratejisi olmayan bir takımın kupayı kaldırma ihtimali nasıl yoksa milletine söyleyecek sözü olmayan siyasetçilerin, siyasi partilerin de başarı şansı yoktur. Futbol gibi siyaset de, tutku olmayınca, aşk olmayınca, adanmışlık olmayınca sürdürülecek bir iş değildir. Kendini o işe adayacak. Yani futbolun da bir inadı vardır. Hocam bana ‘oğlum topu yiyeceksin’ derdi. Top yenir mi; orada hırsı inadı anlatıyordu. Sporun içine şiddet ve saldırganlık girince centilmenlik ruhu nasıl kayboluyorsa, siyasetin içine yalan, iftira ve çarpıtma girince aynı sonuç ortaya çıkar. Maalesef, ülkemizde bunu çok sık yaşıyoruz.”
“YALANLARLA MİLLETİMİZİN KAFASINI BULANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR”
40 yıllık siyasi hayatı boyunca, bir taraftan millete hizmet ederken, diğer taraftan da bu yıkıcı siyaset anlayışıyla mücadele ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetin kalitesi yükseldikçe, iktidarı, sandık yoluyla değil; şikeyle, hileyle, darbeyle, tehditle, yıkıcı siyasetle elde edebileceğini sananların, millet tarafından tasfiye edildiğini vurguladı.
Buna rağmen, son Anayasa değişikliğinde olduğu gibi, hâlâ holigan siyasetiyle netice almaya çalışanların bulunduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fikirlerinin gücüne güvenmeyenler, yalana, iftiraya, hatta şiddete başvurmaktan çekinmediler. Anayasa değişikliğini, içindeki maddeleriyle tartışmak yerine, Meclis’in kapatılacağından ülkenin bölüneceğine kadar akla-hayale sığmayacak yalanlarla milletimizin kafasını bulandırmaya çalıştılar” dedi.
“BUNLARIN SİYASETTE JÜBİLE ZAMANI ÇOKTAN GELMİŞ”
Her seçim döneminde oy almak için kollarına girdikleri gençlere seçilme hakkı verilmesine dahi tahammüllerinin olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletten korkan, gençlerden çekinen bir anlayışla Türkiye’nin geleceği inşa edilebilir mi? Aslında bunların siyasette jübile zamanı çoktan gelmiş, ama hâlâ direniyorlar. Onun için de çıktıkları tüm maçlarda yeniliyorlar. Daha önce 7 defa yenilmişlerdi, inşallah 16 Nisan’da, 8. defa yenilecekler. İnşallah bu defa mesajı alırlar” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 14 yılda Türkiye’yi 3 kat büyütürken, en büyük yatırımı yaptıkları alanlardan birinin de spor olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını devraldığında şehrin spor altyapısını geliştirmek için sarf ettikleri çabayı, 2002 yılından itibaren de, bu çabayı tüm ülke sathına yaydıklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca bugün Türkiye’nin, spor altyapısında artık ileri ve önemli bir konumda bulunduğunu kaydetti.
“TÜRKİYE’NİN PEK ÇOK ŞEHRİNE YENİ STADYUMLAR KAZANDIRDIK”
2002 yılına kadar Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan toplam bin 575 olan spor tesisine, 14 yılda bin 924 yeni tesis eklediklerini, 12 olan atletizm pistlerinin sayısını 52’ye çıkardıklarını ve 10 atletizm pistiyle ilgili çalışmaların daha sürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin futbola olan ilgisinde önemli yere sahip olan halı saha sayısını 578’den 3 bin 238’e çıkardıklarını 46 yarı olimpik veya olimpik havuza 14 yılda 78 yeni havuz ilave ettiklerini, spor salonu sayısını 372’den 825’e çıkardıklarını aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin pek çok şehrine dünyada parmakla gösterilen yeni stadyumlar kazandırdıklarını ve kazandırmaya devam ettiklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında, Ankara’da stadyum bakımından bir mahrumiyeti yaşadığına işaret ederek, 19 Mayıs Stadı’nın yıkılarak 35-40 bin seyirci kapasiteli bir stadyum yapmayı planladıklarını, projenin planlama çalışmalarının bittiğini ihale aşamasını da hızla bitirip inşaatının başlanacağı açıkladı.
“FUTBOLU DAHA İLERİYE TAŞIMAK İÇİN EN BÜYÜK YATIRIMI İNSANA YAPMALIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 şehre yapılan ve her biri, birer spor ve sanat şaheseri olan 30 stadyumun 9 tanesinin tamamlanıp hizmete girdiğini, 15’nin inşasının sürdüğünü, 6’sının da ihale aşamasında olduğunu ve bunların dışında ülke genelinde 321 futbol sahasının sporcuların hizmetine sunulduğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemize henüz olimpiyatları getirememiş olabiliriz, -burada dönen dolapları da bizzat yaşadım, maalesef çok ciddi dolaplar dönüyor. Hakkımız olduğu hâlde bize olimpiyatları vermediler. Bir kere olimpiyat yapmış olanlara ikinci kez olimpiyatlar verdiler. Oralarda dönen dolapları da bizzat şahit oldum, gördüm, biliyorum, onun için onları burada tekrar anlatmayacağım- fakat olimpiyatlar için sporcu hazırlama ve altyapı konusunda ciddi mesafe kat ettik. 2003 yılından beri ev sahipliği yaptığımız 659 uluslararası spor organizasyonuyla bu alanda aslında biz rüştümüzü ispat ettik. İstanbul’un yanında Erzurum’dan Antalya’ya, Trabzon’dan Mersin’e kadar pek çok şehrimiz sahip oldukları modern tesislerle uluslararası müsabakalar için daima hazır durumdadır” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Futbol da, her şey gibi, insan ile kaimdir. Ülkemizde futbolu daha ileriye taşımak için, en büyük yatırımı insana yapmak mecburiyetindeyiz. Süper Lig takımlarımızda oynayan kendi gençlerimizin sayısının giderek azalıyor olması üzerinde hep birlikte durup düşünmeliyiz. Bu tablo, yeni futbolcuların yetişmesinde bir sorun, bir tıkanıklık olduğunu gösteriyor. Dünyanın en iyi futbolcularının takımlarımızda oynaması hepimizi elbette sevindirir. Ama bu futbolcuların kendi çocuklarımız olması, sevincimize bir de gurur katar, kıvanç katar.”
Sağlanan altyapı ve futbol okullarında verilen disiplinli ve bilinçli eğitim sayesinde yeni dönemde Süper Lig’de oynayan gençlerin sayısının artacağını ümit ettiğini, sporda şiddetin alınacak ilave tedbirlerle çok daha düşük seviyelere getirileceğine inandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını, zirvenin başarılı geçmesi temennisini yineleyerek tamamladı.