Cumhurbaşkanı Erdoğan, Camiler ve Din Görevlileri Haftası nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Nasıl kökleriyle irtibatı kopan bir ağacın ayakta kalması mümkün değilse, medeniyet değerleriyle bağı zayıflayan bir toplumun da varlığını sürdürmesi imkânsızdır. Din, ilim, ahlak ve adalet bizi millet olarak ayakta tutan taşıyıcı sütunlardır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Camiler ve Din Görevlileri Haftası nedeniyle düzenlenen törene katıldı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen törende, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
Konuşmasının başında, “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” münasebetiyle, hocaları Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde misafir etmekten mutluluk duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi okudukları salâ ve ezanlarla milleti darbeye karşı kıyama çağıran tüm din görevlilerine şükranlarını sundu.
“ÇOCUK VE KADINLARIN CAMİLERİMİZE OLAN İLGİSİNİ ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diyanet İşleri Başkanlığımız camilerimize olan teveccühü artırmak, camiinin toplumsal ve beşeri hayatımızdaki önemine dikkat çekmek için uzun süredir gayret gösteriyor. Bu amaçla 1986 yılından beri, ekim ayının ilk haftası, Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutlanıyor. Bu vesileyle ülkemiz genelinde belirlenen tema çerçevesinde bir birinden değerli faaliyetlere imza atılıyor. Bilhassa çocuklarımız ile kadınlarımızın camilerimize olan ilgisini artırmayı hedefleyen bu etkinlikleri biz de memnuniyetle takip ediyoruz.”
Nasıl kökleriyle irtibatı kopan bir ağacın ayakta kalması mümkün değilse, medeniyet değerleriyle bağı zayıflayan bir toplumun da varlığını sürdürmesinin imkânsız olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Din, ilim, ahlak ve adalet bizi millet olarak ayakta tutan taşıyıcı sütunlardır” dedi.
“CAMİ MERKEZLİ BİR HAYATI ÖZENDİRMEMİZ GEREKİYOR”
Camileri sadece namaz kılınan bir ibadet mekânına dönüştürmenin, ona yapılabilecek en büyük kötülüklerden biri olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açık söylüyorum: çocuklarımızın neşesiyle, gençlerimizin heyecanıyla, piri fanilerimizin tecrübesiyle, kadınlarımızın nezaket ve becerisiyle dolmayan bir cami, benim gözümde boştur” ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geleceğin inşasında, dün olduğu gibi bugün de cami merkezli bir hayatın özendirilmesi ve teşvik edilmesi gerektiğine işaret etti.
“VAAZ VE HUTBE DİLİ GENÇLERİMİZİN ANLAYACAĞI ŞEKİLDE GÜNCELLENMELİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Vaaz ve hutbe dilimizin gençlerimizin anlayacağı şekilde güncellenmesi, yenilenmesi, daha rafine hâle getirilmesi gerekiyor. Bunun yanında din görevlilerimiz ne surette olursa olsun ötekileştirici, insanımızın bir kesimini dışlayıcı ifadelerden uzak durmalıdır.”
Türkiye’de senelerce mezhep, meşrep ve etnik temelli kavgalar yaşandığını ve birilerinin aradaki farklılıkları kaşıyarak; insanları birbirine düşürmeye, komşuyu komşuya kırdırmaya çalıştığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1970’lerin sonunda kimi şehirlerimizde bu projeler maalesef başarılı da oldu. Müslüman aynı delikten ikinci kez ısırılmaz. Bizler de o acı günlerin, o karanlık günlerin tekrar yaşanmasına müsaade edemeyiz. Bu konuda da siz kardeşlerime önemli görevler düşüyor” dedi.