D-8 Gelişen Ülkeler Teşkilatı’nın 9. Zirve Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör tehdidinin sınır tanımadan yaygınlaştığı ve ‘iyi terörist-kötü terörist’ ayrımına gidildiği sıkıntılı bir dönemden geçildiğine dikkat çekerek, “Birileri kasıtlı bir şekilde ‘İslam’la terörizmi, Müslümanlarla teröristi’ özdeşleştirmeye çalışıyor. Boko Haram gibi; DEAŞ, FETÖ, El Şebab gibi katil sürülerinin işlediği cinayetleri, İslam düşmanlıklarına malzeme yapıyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’da başlayan D-8 Ekonomik İşbirliği Örgütü 9. Zirvesine katıldı. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan ve D-8 üye ülkelerinin temsilcileri aile fotoğrafı çektirdi.
Aile fotoğrafında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte; örgütün dönem başkanlığını yürüten Pakistan’ın Başbakanı Şahid Hakan Abbasi, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Gine Cumhurbaşkanı Alpha Conde, Nijerya Cumhurbaşkanı Muhammed Buhari, İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı İshak Cihangiri, Endonezya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Yusuf Kalla, Malezya Başbakan Yardımcısı Zahid Hamidi, Bangladeş Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Muhammed Şehriyar Alem ve Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Hamdi Loza yer aldı.
‘İş Birliğiyle Fırsatları Çoğaltmak’ temasıyla düzenlenen zirvede, aile fotoğrafı çekiminin ardından D-8 ülke liderleri açılış oturumuna geçti. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan oturumda Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç kıtada temsil edilen D-8 Teşkilatının 7 saygın üyesini; kıtaları, kültürleri, gönülleri birleştiren İstanbul’da misafir etmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek sözlerine başladı. 1997 yılının kasvetli atmosferinde, D-8’in kuruluşuna liderlik eden merhum Başbakan Prof. Dr. Necmeddin Erbakan’ı rahmet ve tazimle yâd ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Rabbim mekânını cennet eylesin” temennisinde bulundu.
“KÜRESEL ADALETSİZLİK DAHA DA ARTTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Küresel ve bölgesel gelişmeler bağlamında oldukça sancılı bir dönemde icra ettiğimiz toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. İnşallah bugün hep birlikte gündemimizdeki başlıkları ele alacak, geçmişin muhasebesi yanında geleceğin yol haritasını da çıkaracağız. Niyetimiz hayır, inşallah akıbetimiz de hayır olacaktır. Allah’tan, yolumuzu, bahtımızı açık etmesini, gayretlerimizi hayra tebdil etmesini niyaz ediyorum” dedi.
Bundan 20 sene önce D-8 Teşkilatının üzerine kurulduğu temel ilke ve değerlerin D-8’in bayrağında yer alan 6 yıldızda da temsil edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Örgütü kurarken, savaş yerine barış, çatışma yerine diyalog, çifte standart yerine adalet ve kalkınma olsun demiştik. Üstünlük kavramının yerine eşitliğin, sömürünün yerine paylaşımın, baskı ve tahakkümün yerine insan haklarının, özgürlüğün ve demokrasinin hâkim olmasını tahayyül etmiştik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geride kalan 20 yılda dünyada meydana gelen gelişmelerin, D-8’in o zamanki endişelerinde ne kadar haklı olduğunu gösterdiğini belirterek şunları söyledi: “Son yıllarda savaşların, terör eylemlerinin, ekonomik kriz ve doğal felaketlerin ne denli büyük yaralar açtığına hep beraber şahit olduk. Afganistan’tan Irak’a, Libya’dan Suriye’ye, Arakan’dan Endonezya’ya, Nijerya’ya kadar kardeşlerimizin, dostlarımızın yaşadıkları ıstıraba bizzat şahitlik ettik. İkinci Dünya Savaşı akabinde kurulan, soğuk savaş sonrasında ise tahkim edilen mevcut küresel sistem; çıkarları garanti altına alınmış bir avuç mutlu azınlık dışında hiç kimseyi tatmin etmedi. Neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan ekonomik krizlerle bugünlere geldik. Bu kadar üretimin olduğu, bu kadar zenginliğin olduğu bir dünyada hâlen Afrika’daki kardeşlerimiz en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. Küresel adaletsizlik azalmak yerine daha da arttı.”
“GÖÇ VE MÜLTECİ MESELESİ ÜZERİNDEN DİLİ, DİNİ, ETNİK KİMLİĞİ FARKLI OLAN HERKES ÖTEKİLEŞTİRİLİYOR”
Terör tehdidinin sınır ve mesafe tanımadan yaygınlaştığı, buna rağmen ‘iyi terörist-kötü terörist’ ayrımına gidildiği sıkıntılı bir dönemden geçildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, birilerinin kasıtlı bir şekilde İslam’la terörizmi, Müslümanlarla teröristi özdeşleştirmeye çalıştığını; Boko Haram, DEAŞ, FETÖ, El Şebab gibi katil sürülerinin işlediği cinayetleri, İslam düşmanlıklarına malzeme yaptığını belirtti.
Göç ve mülteci meselesi üzerinden rengi, dili, dini, etnik kimliği farklı olan herkesin ötekileştirildiğine, saldırıların ve ayrımcı politikaların hedefi olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Akdeniz’i büyük bir mülteci kabristanına döndüren çaresizliğe, açlık ve yoksulluğa dur demek yerine, düzensiz göçle mücadele için botların batırılmasından, insanların ölüme terk edilmesinden bahsediliyor” diye ekledi.
“D-8 ÜYELERİ OLARAK DÜNYADA PEK AZ ÜLKEYE NASİP OLAN COĞRAFÎ AYRICALIKLARA SAHİBİZ”
Bu tablonun, D-8’in ilkelerine ve savunduğu değerlere olan ihtiyacı daha da artırdığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Zira D-8, salt çıkarlar etrafında buluşan bir ülkeler topluluğu değil; bunun çok daha ötesinde adil, huzurlu ve istikrarlı bir dünya talebinin mücessem hâlidir. Bizler D-8 üyeleri olarak dünyada pek az ülkeye nasip olan coğrafî ayrıcalıklara sahibiz. Üç kıtaya hâkim durumdayız. Zengin doğal kaynaklarımız, hepsinden önemlisi dünyanın yaklaşık yedide birini teşkil eden genç ve dinamik nüfusumuz var. D-8’i kurduğumuzda bin 820 dolar olan kişi başına düşen millî gelir ortalamamız, hamdolsun bugün 4 bin 500 doları aştı. Tabii ki yeterli değil. Bunun çok daha ilerilere gitmesi gerekir. Yıllık ortalama büyüme oranımız birçok Batılı ülkenin üzerinde, yüzde 6’lar düzeyinde seyrediyor. Ticaretten tarım ve sanayiye, turizmden enerji ve ulaştırmaya kadar birçok alanda sektörel bazda iş birliklerimiz bulunuyor.”
“HER ŞEYİN DEĞİŞTİĞİ BİR DÜNYADA D-8’İN YERİNDE SAYMASI KABUL EDİLEMEZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 ülkelerinin bu potansiyelinin tam anlamıyla harekete geçirilmesi noktasında sıkıntılar yaşandığını; bu bakımdan üye ülkeler arasındaki ticaretin kolaylaştırılması için, vize kolaylığı, gümrük ve tercihli ticaret anlaşmalarının imzalanıp yürürlüğe girmesine büyük önem verdiklerini dile getirdi.
Bu anlaşmaların tüm üye devletler tarafından onaylanması ve uygulanması hâlinde, şu an 100 milyar dolar civarında seyreden D-8 içi ticaret hacminin, 500 milyar doların üzerine çıkacağına inandığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplam ekonomik büyüklüğümüzün 3 trilyon 770 milyar dolar, nüfusumuzun 1,1 milyar olduğunu düşündüğümüzde, bu seviyelerin bile bizim için yeterli olmadığı ortadadır” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Savunma sanayii başta olmak üzere birçok alanda ortak üretim projelerine girebiliriz. İyi tarım uygulamalarından temiz enerjiye, ulaştırmadan çevreye, eğitime kadar birçok alanda geniş bir iş birliği potansiyelimiz bulunuyor. Bunun için eksiklerimizi görmeli, günün ihtiyaçlarına göre kendimizi yenilemeli, karar alma süreçlerini hızlandıracak adımlar atmalıyız. Her şeyin değiştiği bir dünyada D-8’in aynı kalması, hatta yerinde sayması asla kabul edilemez. Teşkilatımızı yeni üyelerle, yeni ortaklarla tahkim etmemiz gerektiğine inanıyorum. Genişlemeden korkmanın hiçbir anlamı yok, bunda rahat olmalıyız. Karar alma mekanizmalarımızda oy birliği yerine nitelikli çoğunluk gibi imkânlardan istifade edebilmeliyiz. Zira oy birliğiyle çalışma mekanizması çoğu zaman tıkanacaktır. Eğer burada nitelikli çoğunluk getirirsek inanıyorum ki karar alma süreci hızlanacaktır. Zira mevcut sistem tıkanıklıklara, zaman ve enerji israfına sebep oluyor. Eğer Proje Destek Fonu’nu bir an önce hayata geçirebilirsek D-8’i daha etkin, verimli ve proje odaklı bir örgüt hâline getirebiliriz.”
“D-8’İN DAHA ETKİN VE GÜÇLÜ OLMASI İÇİN GAYRET GÖSTERMELİYİZ”
D-8 ülkeleri arasındaki ticarette millî para birimlerini kullanmanın yolunun açılabildiği takdirde, D-8 tarihinde bir devrime imza atılmış olacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kur baskısı altında ekonomimizi eritmeye gerek yok. Dolar baskısı altında eritmeye gerek yok, avro baskısı altında eritmeye gerek yok. Biz yerli, millî paralarla bu ticaretimizi yaptığımız takdirde inanıyorum ki buradan ülkelerimiz ciddi manada da kazanacaktır” dedi ve “Dönem Başkanlığımız sırasında, bu amaçla diyoruz ki bir Takas Odası kurulması için Merkez Bankalarımızı bir araya getirelim” teklifinde bulundu.
D-8 ülkeleri olarak toplantılara katılım düzeylerini artırmaları, özel sektör kuruluşlarını da bu çalışmalara dâhil etmeleri gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanları olarak D-8 Liderler Zirvesinin önemi iyi kavranmalı. Hepimiz D-8’e sahip çıkmalı, daha etkin, daha verimli, daha güçlü olması için azami gayret göstermeliyiz” ifadelerini kullandı.
“BU TÜR ZİRVELER ÇOK TARAFLI İŞ BİRLİĞİ ZEMİNİNİN GELİŞMESİNE KATKI SAĞLIYOR”
Konuşmasında zirveyle birlikte 5 yıl sonra bir araya gelmenin mutluluğunu ve D-8’in kuruluşunun 20. yıl dönümünü birlikte kutlamanın gurur ve heyecanını yaşadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede kabul ettikleri İstanbul Bildirisi ve İstanbul Eylem Planıyla önümüzdeki dönemde yapacakları çalışmalara bir çerçeve çizeceğini söyledi.
D-8’in doğum yeri olan İstanbul’un adını taşıyan bu belgelerin sonuçlanması sürecinde sergiledikleri anlayış, gayret ve iş birliği için D-8 üye ülkeleri temsilcilerine teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür zirvelerin; çok taraflı iş birliği zemininin gelişmesine katkı sağladığı kadar, ikili ilişkilerin gelişmesine de olumlu yansımaları olduğuna işaret etti.
Zirve vesilesiyle İstanbul’da ikili görüşmeler gerçekleştireceğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuk devlet ve hükûmet başkanları onuruna vereceği resmî öğle yemeğinde D-8’e ilişkin konuları, ikili ve bölgesel gelişmeleri değerlendirme fırsatı bulacaklarını söyledi.
“D-8’İN DÜNYA BARIŞ VE İSTİKRARINA HİZMET EDECEĞİNDEN ŞÜPHEM YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Bugün 20. yaşına ulaşan D-8’in daha nice yıllar dünya barışına, refahına ve istikrarına hizmet edeceğinden hiç şüphem yoktur. Bu süreçte bizlere düşen; bizim ve ülkelerimizin geleceği için D-8’i her alanda güçlendirmek, genişlemesinden ürkmemek, korkmamak. Yani D-8 de bir D-20 olabilir. Bunun yanında oy birliği yerine nitelikli çoğunluk anlayışıyla mekanizmayı çok daha çalıştırmanın ve bunun gayreti içinde olmanın, D-8’e ayrı bir güç katacağına inanıyorum. Reformist bir anlayışla buna yaklaşacak olursak, inanıyorum ki şu andaki D-8 kadrosu, istişarelerle, yapacağımız müşaverelerle beraber geleceğimizi çok daha kararlı, çok daha güçlü ve bütçe bütününü de çok daha güçlü bir bütçeye D-8’i kavuşturabiliriz.”
“ARAKAN’IN YÜKÜNÜ SADECE BANGLADEŞ’İN ÜZERİNE YIKMAYALIM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arakan Müslümanlarının düştüğü duruma seyirci kalmanın, bunun yükünü sadece Bangladeş’in üzerine yıkmanın, D-8 üye ülkelerine yakışmayacağını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ümidimizi kesmeden, yorulsak da yolumuzdan sapmadan sabırla, kararlılıkla ilerlemeyi sürdürmemiz gerekiyor” dedi.
D-8 sekretaryasına, misafir ülke ve uluslararası örgütlere ve tüm üye devlet temsilcilerine teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8’in kuruluşunda ve bugünlere gelmesinde emeği geçenlere şükranlarını ifade etti.
Konuşmasının sonunda, D-8’in dönem başkanlığını yürüten Pakistan’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Genel Sekreteri Seyyid Ali Muhammed Musavi’yi ve personelini tebrik edip D-8’in müstakbel Genel Sekreteri Cafer Kuşari’ye başarı temennisinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kapanış konuşmasının ardından, üye ülkelerin temsilcilerinin huzurunda, D-8 ile İslam Kalkınma Bankası arasında imzalanan mutabakat muhtırasının imza töreni gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve kapsamında konuk devlet ve hükûmet başkanları onuruna Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonunda resmî öğle yemeği verdi.