Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu’nda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Afrika kıtası ile iş birliğine büyük önem verdiğini belirterek, “Kazan-kazan ve eşit ortaklık temelinde, karşılıklı saygıya dayalı ilişkilerimizi her alanda ilerletmeyi arzu ediyoruz. Bu anlayışla göreve geldiğimiz günden beri, hiçbir ayrım yapmadan Afrika kıtasının tamamıyla iş birliğimizi güçlendirmenin gayreti içindeyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu’na katıldı. Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde düzenlenen programda Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.

Konuşmasında Türkiye’nin Afrika kıtası ile iş birliğine büyük önem verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle 2005 yılını Başbakanlığım döneminde, ‘Afrika yılı’ olarak ilan etmiştik. O günden bugüne tempo artarak devam etti. Göreve geldiğimizde Afrika’da 12 büyükelçiliğimiz varken, bugün 41 büyükelçiliğimiz var. Bu sayı artarak devam edecek. Kazan-kazan ve eşit ortaklık temelinde, karşılıklı saygıya dayalı ilişkilerimizi her alanda ilerletmeyi arzu ediyoruz. Bu anlayışla göreve geldiğimiz günden beri, hiçbir ayrım yapmadan Afrika kıtasının tamamıyla iş birliğimizi güçlendirmenin gayreti içindeyiz” diye ekledi.

“TÜRKİYE, DÜNYANIN EN YAYGIN ALTINCI DİPLOMATİK AĞINA SAHİP ÜLKESİ”

Konuşmasının devamında Türkiye’nin Afrika ile ilişkilerini güçlendirmek için yaptıklarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilki 2008 yılında İstanbul’da, ikincisi 2014 yılında Malabo’da olmak üzere iki kez Türkiye-Afrika ortaklık zirveleri düzenlediklerini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kıtadaki kardeşlerimiz için büyük önem arz eden En Az Gelişmiş Ülkeler Konferanslarının dördüncüsüne ev sahipliği yaptık. Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi 12. Taraflar Konferansı ve tarihte ilk defa düzenlenen Dünya İnsani Zirvesi yine ülkemizde gerçekleştirildi. DEAŞ, Eş-Şebab ve Boko Haram gibi terör örgütlerinin tehditlerinin arttığı bir dönemde farklı inançlardan, farklı etnik ve kültürel kökenlerden dostlarımızın iştirakiyle yine ülkemizde zirveler, toplantılar icra ettik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan diplomatik misyonların sayılarının arttırılmasından, askerî iş birliği anlaşmalarına, öğrenci burslarından turizm ve kalkınma yardımlarına kadar oldukça geniş bir yelpazede iş birliğini derinleştirmeye çalıştıklarını söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti: “10-15 yıl önce sadece belli bölgelerde, belli alanlarda görünür olan Türkiye bugün dünyanın en yaygın altıncı diplomatik ağına sahip ülkesi konumuna geldi. Dünyadaki en büyük diplomatik temsilciliğimizi bir Afrika ülkesi olan Somali’de açtık. Büyükelçiliklerimiz yanında TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı, Anadolu Ajansı, Türk Hava Yolları gibi kurumlarımızla kıtadaki varlığımızı yaygınlaştırdık. Afrika kıtasında ise 11 ülkede 12 müşavirimiz vardı, şimdi ise 26 ülkede 37 müşavirimiz var. Mesela TİKA 21 koordinasyon ofisiyle tüm kıta genelinde kalkınma yardımı faaliyetleri yürütüyor. Kıtada kapasite geliştirerek, gerekli altyapıyı inşa ederek ve istihdam üreterek özellikle gençlerin ve kadınların hayata ümitle bakabilmeleri için elimizden gelen tüm desteği veriyoruz.”

“ÜLKEMİZİN UZATTIĞI DOSTLUK ELİ AFRİKA ÜLKELERİ TARAFINDAN HAVADA BIRAKILMAMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında 50’yi aşkın Afrika ülkesinden 5 bin öğrencinin Türkiye’den aldıkları burslarla lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde Türkiye’de eğitim aldığını belirterek, “Türkiye Maarif Vakfımız, Yunus Emre Enstitümüz, Kızılayımız, AFAD’ımız kıtanın farklı bölgelerinde varlık gösteriyor. Sivil toplum kuruluşlarımız kimi zaman oldukça zor şartlar altında da olsa kıtadaki kardeşlerimizin dertlerine derman olmak için gayret sarf ediyor” dedi.

Türkiye’nin Afrika’daki doğrudan yatırımlarının değerinin 6,2 milyar doları geçtiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tük müteahhitlerin kıta çapında 65 milyar dolar değerinde 1150 proje üstlendiklerini sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin Afrika açılımı, kıta genelinde çok ciddi mâkes bulmuş, teveccüh görmüştür. Ülkemizin uzattığı dostluk eli Afrika ülkeleri tarafından asla havada bırakılmamıştır. Biz tüm kıta sathında diplomatik varlığımızı güçlendirirken Afrika ülkeleri de Türkiye’deki diplomatik temsilciliklerin sayılarını 10’dan 33’e çıkardı. Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası platformlarda Türkiye’nin küresel barış ve adaletin tesisi için yürüttüğü haklı mücadeleye Afrikalı dostlarımız güçlü destek verdi.”

“AFRİKA ÜLKELERİ, FİLİSTİN HALKINA VE FİLİSTİN DAVASINA SAHİP ÇIKTILAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail yönetiminin Kudüs’e yönelik taciz, saldırı ve ihlalleri arttığında buna en büyük tepkiyi Türkiye ile beraber Afrika kıtasındaki ülkelerin gösterdiğini belirterek, “Bize her fırsatta demokrasi ve insan hakları karnesi düzenleyenler, bizi en ufak hadiselerden dolayı acımasızca eleştirenler, İsrail’in kameralar önünde işlediği cinayetlere sessiz kalırken, Afrika ülkeleri Filistin halkına ve Filistin davasına sahip çıktılar. Afrika Birliği gibi bölgesel platformlar özellikle Kıta genelinde demokrasinin, istikrarın ve güvenliğin korunması hususunda ciddi çaba sarf ediyor. Pek çok ülke darbecileri bağrına basarken, Afrika Birliği tavrını hep demokrasiden ve hukuktan yana koydu. Afrika Birliği, Batı Afrika iktidarın demokratik yollarla değişiminde öncü rol oynadı” değerlendirmelerini yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrikalıların aynı insani ve ahlaki tavrı düzensiz göç meselesinde de sergilediğine dikkat çekerek, “Zengin Batılı devletler kapılarına sığınan mültecileri ölüme, açlığa ve yokluğa mahkûm ederken, imkânları yok denecek kadar kısıtlı pek çok Afrika ülkesi milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapıyor. Sanılanın aksine, dünyada savaşların, çatışmaların ve göçlerin yükünü gelişmiş Batılı devletler değil, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler çekiyor. Tıpkı 7 yıldır 3,5 milyon Suriyeliyi bağrına basan Türk milleti gibi, Afrika halkları da paylaşmanın maddi imkândan ziyade bir iman, bir anlayış, bir yürek meselesi olduğunu tüm dünyaya göstermişlerdir” dedi.

“TEK TİP DEMOKRASİ, GELİŞME VE KALKINMA MODELİ DAYATILIYOR”

Küreselleşme olgusunu kimi batılı ülkelerin tek tipleşme olarak algıladığını açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek bir reçetenin, tek bir gelişme-kalkınma modelinin, tek bir yönetim sisteminin, kimi zaman tek bir mutfağın, kıyafetin, güzellik anlayışının diğer ülkelere dayatıldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, “Yerel farklılıklar ve bölgesel dinamikler genellikle nazar-ı dikkate alınmıyor. Her toplumun kendine ait hassasiyetine, değerlerine, tarihî ve kültürel özelliklerine yeterince kıymet verilmiyor. Hatta bu farklılıklar kimi zaman ortadan kaldırılması gereken bir tehdit, bir engel olarak görülüyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Örneğin ekonominizi büyültmek istiyorsunuz, bu anlayışa göre tek çıkar yol egemenliğinizden taviz vererek alacağınız krediler ve onlara bağlı yönetim haritalarıdır. Milletinizi enflasyon yükünden kurtarmak istiyorsunuz, yine bu zihniyete göre uygulamanız gereken hazır reçeteler vardır. İstihdamı arttırmak, sanayinizi güçlendirmek, tarımda, ticarette, turizmde enerji ve madencilikte kendi imkânlarınızı harekete geçirmek isterseniz karşınıza hep belli kalıplar, belli sınırlar çıkar. Bu çevreler, bilhassa savunma sanayi, ilaç, uzay teknolojisi ve bilişim gibi stratejik alanlarda tüketici konumundan üretici konumuna geçmenizi asla istemezler. Ülkenizin yeraltı kaynaklarını katma değer üretecek şekilde işleyerek satmanıza da kesinlikle iyi gözle bakmazlar.”

“AFRİKA ÜLKELERİ ASLA HAK ETMEDİKLERİ BİR MUAMELEYLE KARŞI KARŞIYA BIRAKILIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bunlara göre küresel sistemde yer almanın tek yolu, tüm dünyanın kaderinin beş ülkenin iki dudağı arasına hapsedildiği mevcut düzeni kayıtsız, şartsız kabul etmemizdir” ifadelerini kullanarak, “Adaletsizlikleri, zulümleri, güvenlik ve istikrarı sağlamakla mükellef yapıların işlevsizliklerini dile getirmenizden ise hiç hoşlanmazlar. Şüphesiz bu baskılardan, tek tipçi bu dayatmalardan birçok devlet nasibini alıyor, bilhassa Afrika ülkeleri asla hak etmedikleri bir muameleyle karşı karşıya bırakılıyorlar” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem Türkiye’nin, hem de bugün burada bulunan birçok Afrika ülkesinin tarihinin bu zulüm ve istibdat düzenine karşı ortaya koyulmuş düzenlemelerle dolu olduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “Türkler ve Afrikalılar hürriyetlerini belli güçlerinin lütfuyla değil, ecdatlarının ve evlatlarının canıyla, kanıyla kazanmışlardır. Biz bugünlere kirli pazarlıklarla değil, bedel ödeyerek geldik. Hürriyetimizi birileri bize altın tepside sunmadı, bilakis biz dişimiz, tırnağımızla kazandık, bilakis biz dişimizle tırnağımızla kazanırken geleceğimizi de yine onunla inşa ettik. Yenilmez denilen güçleri yenerek, bükülmez denilen bilekleri bükerek, kazanılması imkânsız görünen nice mücadeleyi zafere taşıyarak özgürlüğümüze yürüdük.”

MİLLÎ PARA İLE TİCARET ÇAĞRISI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir dönem siyasi bağımsızlık için verilen mücadeleyi şimdi ekonomik bağımsızlık için verdiklerini belirterek, savunma sanayii alanında gerçekleşen önemli başarılara dikkat çekti. Enerjide de dışa bağımlılığı düşürmek için nükleer güç santralleri dâhil farklı kaynakları devreye aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazar çeşitliliğini artırarak, sadece üretip satmak yerine uzun vadeli ortaklıklara gitmeye çalıştıklarını belirtti.

“Türkiye olarak ülkemizi, bilhassa da ticaretimizi döviz kurunun getirdiği risklerden kurtarmak istiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık tüm Afrikalı dostlarıma, kardeşlerime söylüyorum; yerli para, millî parayla gelin ortak iş yapalım diyorum. Ülkelerimizi kur baskısından kurtaralım diyorum, döviz baskısından kurtaralım diyorum, bu adımı atmak durumundayız. Son haftalarda yaşadığımız spekülatif saldırılar sonrasında bu meseleyi öncelikle gündemimize aldık. Rusya, Çin, İran gibi ülkelerle bir süredir yürüttüğümüz müzakerelerde belli oranda mesafe kaydettik. Süreç içerisinde bu noktada çok daha önemli başarılar elde edeceğimize inanıyorum. Sadece ana ticaret ortaklarımızla değil Afrikalı dostlarımız dâhil tüm ülkelerle millî paralar üzerinden ticareti geliştirmeye biz hazırız. Burada öncelikle sorun nedir? Zihniyeti değiştirmektir. Burada mesele, alternatif yolların mümkün olduğuna inanmaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Nelson Mandela’nın “Çoğu zaman bizi korkutan ışık değil içimizdeki karanlıktır” sözüne atıfta bulunarak, “Türkiye olarak biz ikili menfaatlerimiz temelinde ‘kazan-kazan’ anlayışı içerisinde her türlü iş birliğine hazırız ve öyleyse süratle içimizdeki karanlığı da aydınlığa dönüştürmeliyiz. Sizlerin ve ülkelerimiz arasındaki iş birliğini derinleştirmek, yeni ufuklara taşımak için tüm gücünüzü harcayacağınıza inanıyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu’nun uzun soluklu bir beraberliğin dönüm noktalarından biri olması temennisiyle tamamladı.

CEVAP VER