Sanat hayatını köşe yazarlığı ve bu alandaki başarısı ile taçlandıran Ebru Yaşar, Radyo Viva’da ”Ebru Yaşar’la Yaşam” programıyla radyo programcılığına dönüş yapıyor.
Hafta içi her gün 12:00-13:00 arasında Radyo Viva’da program yapacak Ebru Yaşar, ilk konuğu olarak Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’nu ağırladığı programda çarpıcı bir söyleşiye imza attı.
Ebru Yaşar’ın Radyo Viva’daki programına konuk olan Nihat Hatipoğlu’na Ebru Yaşar, ‘’ Duyduğumuza göre, Cumhurbaşkanımız sizin ne kadar sevildiğinizi bununla birlikte Reis-i Cumhur size siyasete girme teklifinde bulunmuş. Nasıl geçti konuşma? Siz bu konuya nasıl yaklaştınız? Sizden dinlemek isterim’’ sorusu üzerine Nihat Hatipoğlu;
‘’Tabi bir kısmı özel bunun. Karşı taraf yani Sayın Cumhurbaşkanımız çok naif bir insan. Çok beyefendi bir insan. Ben onu seviyorum. Bunu herkeste biliyor. Siyaset dışı bir şey bu yani. Hem ülkemizin Cumhurbaşkanı hem de imam hatip kökenli benim gibi o ayrı bir sempati oluyor. Benim için bir de samimi olduğuna inanıyorum ama bunları parantez içi siyaset dışı ifade ediyorum. Konuşmalarımız oldu tabi o anlatmadan benim anlatmam doğru olmaz, bu konuda belli bir edep var ama özetini söyleyeyim; tabi ki Diyarbakırlı olduğum için orada büyüdüğüm için ama Diyarbakır ve Siirt babam müftü olduğu için dolaştı. İlk 15 yılımı ben orada geçirdim. Benim babam da müftüydü 2 dedem de müftüydü yani aile hep hoca bizim. 15 yıl oralarda kaldım geri kalan ömrümün bütün bölümünü Ege tarafında geçirdim Uşak,Afyon,İzmir. 10 yıl İzmir’de kaldım, sonra 30 yıldır da Ankara’dayız. Diyarbakırlılarla çok büyük bir muhabbet var her tarafta olduğu gibi. Sanıyorum Cumhurbaşkanımız o bölgeyi kucaklaştırmak için, insanlarla kucaklaşmak, insanları bir araya getirmek, siyaset her şey değildir, vicdan, insanlık çok daha önemli. Din müthiş bir güçtür yani din bir çimentodur her şeyi birleştiren. O vasıtayla siz orada orada insanlarımızı kucaklaştırabilir bir araya getirebilir misiniz anlamında çok kritik ama aynı zamanda onurlandıran bir teklifte bulundu. 2014’te de bu teklif vardı Belediye Başkanlığı için bu dönemde de vardı. Ben şunu ifade ettim kendilerine, Tabi ki sizin böyle bir teklifiniz beni onurlandırır. Çünkü bir çok saate yakın bir görüşmemiz oldu uzun bir görüşmemiz oldu daha önce de olmuştu beni onurlandırıyorsunuz dedim yani sizin tarafınızdan böyle bir göreve aday gösterilmem şereftir benim için, teşekkür ederim emriniz olsa elbette ki ama bana kalıyorsa, çünkü bizim edebimiz bunu gerektirir devletin başıyla görüşüyorsunuz o da çok naif bir insan ‘’ Hayır ben senin görüşünü almak istiyorum bu konuda’’ Ben izah ettim çok önemli bir görev yapıyorum din adına, din alanı çok önemli Ramazanda, iftarda ve diğer zamanlarda on binler toplanıyor. Ben on binlerce insanla namaz sözü aldırıyorum, günah işlememe sözü aldırıyorum, sözü Allaha veriyorlar bize değil tabi de. Ama ben farklı bir şey yapıyorum, benim yaptığım din programı değil sadece bu ülkede gereken bir program ve insanları birleştiriyorum. Şimdi hangi siyasi partiden olursa olsun beni gören herkes diyor ki bizim ailemizin hocasısınız. Şimdi herkese hitap ediyorken birden bire bir şehre gitmek. Orada kalmak veya siyasi bir isimle isimlendirilmek acaba dini hizmetime zarar verir mi benim bütün derdim o.
HATİPOĞLU, “DEİZM İÇİN DE BİR KAÇIŞ ÖYKÜSÜDÜR”
Ateistlere Türkiye’de en toleranslı yaklaşan isimlerden biri olduğunu, bunu da Hz. Muhammed’in günahkara değil, günaha karşı olduğu bilinciyle yaptığını söyleyerek, Deizm için de bir kaçış öyküsüdür, dedi. Hatipoğlu, ”Halkla farkım yok, halktan biriyim. Tek farkım yaptığım işin eğitimini almış olmam ve bu eğitimden kaynaklanan bilgi birikimi insanlara aktarıyor olmam.” ifadeleri ile söyleşiye başlayan Hatipoğlu, Deizm ve Ateizm hakkındaki açıklamaları ile de dikkat çekici tespitler yaptı ”Dinleri temsil eden ve dinleri yaşayanların zafiyetleri de insanları bu akımlara yönlendirdi. Bu yüzden insanlardan rica lütfen iç bir hocayı rol model olarak kabul etmesinler. Bizim bir tek rol modelimiz, tek bir kılavuzumuz var. Allah’ın emir ve buyruklarının tüm insanlığa aktarıldığı yüce kitabımız Kuran-ı Kerim. Ölçü alacağımız kişi Hz. Muhammed (S.A.V.) dir. Bir müslüman için en önemli referans ve tek kılavuz bunlardır. Bunlar şaşarsak yoldan çıkarız. Dini istismar edenlerden kaçınmak gerek.” sözleri ile herkesi bu konularda hassas ve dikkatli olmaya davet eden Nihat Hatipoğlu sözlerine şöyle devam etti; ”Arkamda bir Allah’ın kulu yok. Bu güne kadar iki kişiyi iki kişiye katıp cemaat toplama derdinde olmadım. Benim vazifem belli. Ben bu vazifem doğrultusunda, dilim döndüğünce insanlara doğruyu, güzeli, Hakk’ın emir ve yasaklarını söylüyor, öğütlüyorum. Bu amacın dışına çıkan herkesten ve din tüccarlarından kaçınılması lazım.”
KARA PARANIN YOLUNU AÇANLARI, ZENGİNİ FAKİRLEŞTİRENİ KONUŞMAK LAZIM
Yaşar, “Din görevlilerin bazı konularda değişik fetvalar vermesini nasıl açıklıyorsunuz, nasıl yaklaşıyorsunuz belki birçoğu sizin meslektaşınız ama onlarla konunun neresinde buluşur ya da ayrılırsınız sizden dinleyelim?
Hatipoğlu, “Ülkenin ihtiyaç duyduğu insanımızın ihtiyaç duyduğu bu tür çıkışlar değil tabi. Bu tür çıkışları niye söylediler durup dururken mi bilmiyorum. Bu konuşmaların bir bölümü mü acaba? Tartmadan konuşmak doğru değil. Bizim konuşmamız gereken şeyler halkın muhtaç olduğu şeyler. Dolar Türkiye’de yükseldi. Onla beraber fiyatlar yükseldi ve karaborsacılık da yükseldi. Bizim alanımız sadece helal haram alanı değil, toplumu harama teşvik eden alan da bizim alanımızdır. Kara paranın yolunu açan, zengini fakirleştiren ne varsa onu konuşursak asansöre sıra gelmez.” dedi.
NİHAT HATİPOĞLU: POP MÜZİĞE HENÜZ ALIŞAMADIM
Programın moderatörü Ebru Yaşar’ın sorularını tüm samimiyetiyle yanıtlayan Hatipoğlu, müzikteki tercihini ”Sanat müziği yada halk müziği dinliyorum. Ahmet Özhan’ı, Ahmet Kaya’yı ve Yıldırım Gürses’i severim, dinlerim.” sözleri ile özetlerken pop müziğe ise henüz alışamadığını söyleyerek Ebru Yaşar’ı tebessüm ettirdi.