Ulus’a yolu düşen ve dönüş yolunda Bentderesi dolmuş duraklarına ulaşmak isteyen vatandaşlar genellikle Konya Sokak’la Hisar Parkı Caddesi’nin köşesinde bekler ve gelen ilk dolmuşa binerek Bentderesi dolmuş duraklarına inerler. Ayrıca bunu dolmuş parası ödemeden yaparlar, zira para ödemek isteseler de 500-600 metrelik bu mesafe için dolmuşçular para almaz. Toplumca kanıksanmış olan bu durum başkentin alışılagelmiş rutinlerinden biridir.
Hiçbir yerde yazılı olmayan, herhangi bir kural ve kaideye bağlı bulunmayan bu durum belki de başkentin somut olmayan kültürel miras listesine dâhil edilebilecek güzel yanlarından biridir.
Bu konuda görüşlerini aldığımız dolmuş şoförü Cihan Tekin, yolcuların kendileri için velinimet olduğunu belirterek şu açıklamalarda bulundu:
Yolcular bizim baş tacımız
“Ulus-Siteler-Bentderesi hattında çalışıyoruz. Samanpazarı’ndaki yolcularımızı para almadan aşağı kadar indiriyoruz. “Niye?” diye sorarsanız, alışverişini yapan ve dönüş yolunda dolmuşu tercih eden yolcularımızı bir nevi ‘Yarım elma gönül alma hesabı’yla dolmuş duraklarına kadar götürüyoruz. Çünkü yolcularımız bizim için velinimettir. Her zaman hoşgörü ve saygı çerçevesinde onlara hizmet veriyoruz. Sonuçta durakta yine bizim dolmuşlarımızla evlerine, işlerine dönüyorlar. Yolcularımız bizim için değerli, kıymetli ve nasıl diyelim onlar bizim baş tacımız.”
İndi-bindi ücreti almıyoruz
Bentderesi dolmuş duraklarında görev yapan ve konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Yakup Demirtuğ’da bu işi gönüllü olarak yaptıklarını belirterek, “Ulus Heykel civarından Konya Sokağa gelen yolcularımızı indi-bindi ücreti almadan gönüllü olarak Bentderesi dolmuş duraklarına kadar taşıyoruz. Ancak bazı yolcularımız Samanpazarı’ndan ya da Anafartalar’dan biniyor ve “Ya ben ücret mi verecektim? Burası kısa mesafe.” diyor. Onların indi-bindi ücreti ödemesi lazım. Zaten para kazanamıyoruz. Mazota bir sürü zam geldi. Ancak Konya Sokak’ta son durakta binen yolcularımızdan hiçbir zaman para almayız.” dedi.
Kuşaktan kuşağa aktarılmalı
Gelinen bu noktada, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu harekete geçerek, bu durumun eğitim ve öğretim kurumlarında ders olarak okutulması, kitle iletişim araçlarında olumlu kültür değerleri olarak yer verilmesi, ilgili topluluk, grup veya bireyler tarafından yaşatılması ve kuşaktan kuşağa aktarılmasının temini için, bu konunun başkentin somut olmayan kültürel miras listesine eklenmesi amacıyla çalışma yürütebilir. (Kaynak: haymanagazetesi.org)