BBP Genel Başkanı ve Ankara Milletvekili Mustafa Destici, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, 12 Eylül 1980 darbesinin Türkiye için kara bir gün olduğunu söyledi.
12 Eylül darbesinin, “bir nesli adeta buldozer gibi ezdiğini” söyleyen Destici, “Genç Osman’dan 15 Temmuz’a kadar süren bir darbeler geleneğimizin olduğu aşikardır. Bunların en acıklı olanı ise ‘Bizim çocuklar başardı’ sloganıyla başlayan 12 Eylül hain askeri darbesidir.” ifadesini kullandı.
O günlerde masum gençlerin “bir sağdan, bir soldan” denilerek darağacına gönderildiğini anımsatan Destici, 12 Eylül darbesi sürecinde haksız şekilde idam sehpasına gönderilenlere Allah’tan rahmet diledi.
Türk-İslam coğrafyasında yaşanan mağduriyet ve zulümlere değinen Destici, özellikle Doğu Türkistan’da kan ve gözyaşının uzun yıllardır sürdüğüne dikkati çekti.
Destici, Türkistan’da yaşanan zulmün pek gündeme gelmediğini eleştirerek, şöyle devam etti:
“Ben bunu Türkiye’de bulunan Çinli yetkililerin yüzüne de söyledim. Bu hususta özellikle ‘Hayır, böyle bir şey yoktur.’ diyemediler, sadece tevil etmeye kalkıştılar. Biz gerçeğin ne olduğu biliyoruz. Başta Türkiye’nin bu hususta öncülük etmesini, Çin’in bu konuda uyarılmasını, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kuruluşların harekete geçirilmesini, şayet Çin bu uygulamalardan vazgeçmezse uluslararası yaptırımlarla karşı karşıya bırakılmasını teklif ediyoruz. Günlük ekonomik menfaatlerimiz için oradaki 30 milyonun üzerinde soydaşımız ve dindaşımızdan vazgeçemeyiz. Bedeli ne olursa olsun bizim Çin’e karşı çok net bir duruş ve tavır içinde olmamız gerekiyor.”
İdlib’de yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Destici, “Son yıllarda insanlık tarihinde görülen en büyük trajediyle imtihan edilmek zorunda kalan Suriye’de yeni bir insani dramla karşı karşıya kalacak gibi gözüküyoruz.” ifadesini kullandı.
Tahran’daki üçlü zirvenin, konjonktürel davranmanın bir sonucu olmadığını ortaya koyduğunu vurgulayan Destici, “Elbette geçmişin acı tecrübelerini unutmayacağız. Bizim şu anda karşı karşıya kaldığımız sonuç geçmişte yapılan hataların sonucudur. Bunu asla unutmamamız lazım. O zaman yapılan hataların belki telafisi vardı ama bugün yapılacak bir hatanın, atılacak yanlış bir adımın telafisi yok.” dedi.
Destici, milyonlarca Suriyeli’nin evlerini terk etmelerinin en önemli nedeninin masum ve terörist farkı gözetmeksizin, toplu imha mantığıyla yapılan askeri operasyonlar olduğunu vurguladı.
Suriyeli görmeye tahammül edemeyen, katliamları umursamayan, kan üzerinden kazanç sağlamayı düstur edinen Avrupa’nın da göç sorunundan Türkiye kadar etkileneceğine işaret eden Destici, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bize yaptıkları tavsiyelerden vazgeçmelerini, artık onların da elini taşın altına koymasının vaktinin geldiğini söylemek istiyoruz. Bu konuda Türkiye’ye kayıtsız ve şartsız destek vermemeleri durumunda güney kapılarımızın açıldığı anda batı kapılarımızın da açık bırakılması gerektiğine inanıyoruz. Bize diyorlar ya ‘Siz güney kapılarınızı açın ve sivilleri kurtarın.’ Biz güney kapılarımızı açalım ama batı kapılarımızı da açalım. Bu yük yalnızca Türkiye’nin üzerine vurulmamalıdır.”
Partilerin yerel seçimlerde ittifak yapmasına ilişkin partisinin tutumunun hangi yönde olacağı sorusu üzerine Destici, “BBP olarak Cumhur İttifakı’nın sürdüğünün bilincindeyiz ve sürmesi gerektiğine de inanıyoruz. Geçmişte olduğu gibi bundan sonra da BBP, bu konuda ülkesi ve milleti için faydalı gördüğü bütün adımları atar. Bu konuda müşahhas, konuşulmuş bir husus yok. İlkesel olarak, BBP olarak olumlu bakıyoruz.” diye konuştu.
Destici, idamla ilgili anayasa değişiklik teklifini hazırladıklarını, Meclis açıldığında siyasi parti gruplarıyla paylaşacaklarını bildirdi.
MHP’nin seçim beyannamesinde de yer alan af konusuna ilişkin soruya Destici, şu yanıtı verdi:
“BBP olarak başından beri hep şunu söyledik; insanın insana karşı işlediği suçlarda devlette af yetkisi olmamalı ve devlet bunu kullanmamalı. Çünkü geçmişte bunlar kullanıldı ve kalıcı bir faydası da görülmediği işin doğrusu. Konuya temel ilkeler, inançlarımız ve ideolojimiz çerçevesinde yaklaşıyoruz. MHP’nin nasıl bir teklifi var, bunu da görmeden bir şey söyleyemem. Çünkü MHP’den gelen her teklif bizim için önemlidir, değerlidir.”
Emeklilikte yaşa takılanlara ilişkin düzenleme yapılması beklentisine Destici, “Kendim de bu konuda 3 yıl beklemiş bir insanım. Emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetlerinin behemehal giderilmesi lazım. Bu, daha önce verilmiş bir hak. Devlet verdiği haktan daha sonra vazgeçemez. Konunun ivedilikle çözülmesi gerekiyor.” diye konuştu.
Destici, ABD’de İran yaptırımlarını delmekten tutuklu bulunan iş adamı Rıza Sarraf’ın, New York’ta bir restoranda görüntülenmesine ilişkin soru üzerine ise şunları kaydetti:
“Sarraf’ın ABD tarafından kullanıldığı, ABD’nin Sarraf’ı hem Türkiye hem de İran’a karşı elini güçlü tutmak için bir koz olarak alıp ABD’ye götürdüğü bu görüntülerle de tescillenmiş oldu. Rıza Sarraf üzerinden Türkiye’ye operasyon çekmeye kalkan ABD bugün Rıza Sarraf’ı koruyor, kolluyor ve ona lüks bir hayat yaşatıyor. Bu da ABD’nin, bu husustaki tavrının ne olduğunu net bir şekilde göstermiştir. ABD’nin iddia ettiği gibi bir yolsuzluk ya da ambargoyu delme işi varsa bunun birinci faili Rıza Sarraf’tır. Dolayısıyla sen Rıza Sarraf’ı kuş sütüyle besliyorsun ama öbür taraftan bu işte hiçbir sorumluluğu, dahli olmayan Halbank Genel Müdürü Yardımcısı Hakan Atilla’yı da mahkum ediyorsun. Bu, ABD’nin açık şekilde çifte standardıdır, ‘Ben süper gücüm.’ anlayışının bir göstergesi olduğuna inanıyorum.”