Gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Avrupa’daki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye aleyhtarı söylemler hakkında “Bu tür söylemlerin normalleşmesine ve sıradanlaşmasına asla izin vermeyeceğiz. Çünkü bu, başka bir şeylerin zeminini hazırlama gayretidir. Bunlar siyasi analiz değildir, bunlar yorum değildir, başka bir planın parçası olarak gündeme getirilen konulardır. Biz demokrasi adına, millî irade adına, ahlak ve vicdan adına bu faşizan yaklaşımların normal ve meşru görülmemesi için elimizden gelen bütün imkânları seferber edeceğiz ve bu tür söylemlere müsamaha etmeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, basın mensuplarının sorularını da cevapladı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, kamuoyu ile canlı olarak da paylaşılan toplantıda şunları söyledi:
“Özellikle referandum sürecinde ve hemen ardından Avrupa’da bazı çevrelerde yapılan değerlendirmeler oldu. Türkiye’nin nasıl bölündüğüne dair yanlış tespit ve okumaları oldu.
“AVRUPALI MUHATAPLARIMIZDAN SAYGI BEKLEMEK EN DOĞAL HAKKIMIZ”
Batı demokrasilerinde yapılan seçimlere baktığınız zaman, bir kere seçime katılım oranlarının yüzde 50’i, 60’ları aşmadığını görüyoruz. Biz hiçbir zaman çıkıp ‘bu katılım çok düşük, bu seçimlerin meşruiyeti sorgulanmalıdır’ gibi bir tavır ve tutum içerisinde olmadık. Çıkan sonuçlara da her zaman saygılı olduk.
Aynı saygıyı Avrupalı muhataplarımızdan beklemek de en doğal hakkımızdır. Örneğin bakın dün Fransa’da bir cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turu yapıldı. Şimdi ortaya çıkan tablo çok parçalı bir yapıyı gündeme getirdi. Şimdi biz de kalkıp ‘Fransa bırakınız ikiyi, hatta üçe-beşe bölünmüş’ mü diyelim? Seçime katılım oranları gibi rakamları esas alarak bu seçimlerin meşruiyetine ilişkin birtakım değerlendirmeler mi yapalım? Biz bu yollara tevessül etmek istemiyoruz.
“SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZA SUİKAST GİRİŞİMİ ÇAĞRISI YAPILMASI VAHİM BİR OLAY”
Fakat yine aynı çerçevede mesela eski bir Fransız diplomatının, bir uluslararası ilişkiler uzmanının Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik adeta açıktan bir suikast girişiminde bulunulması çağrısı yapması gibi hazin olayları, vahim olayları da şu anda gözlemlemekteyiz. Açıkçası, bu ‘darbe’, ‘suikast’, ‘diktatörlük’ vesaire gibi söylemler aynı paketin bir parçası. Bunlar Erdoğan düşmanlığı üzerinden siyaset yapan bazı çevrelerin, siyasilerin, medya mensuplarının, aktivistlerinin ve diğerlerinin, ayrıca onlara payanda olan FETÖ gibi PKK gibi Türkiye düşmanı yasa dışı illegal örgütlerin yazdığı ve tekrarladığı bir senaryodan ibarettir.
Hatta öyle ki Avrupa’nın en faşist ve ırkçı siyasetçisi bile 16 Nisan gecesi Türk milletinin referandumda yaptığı tercihi sorgulama cüretini kendinde bulabilmektedir. Öncelikle şunun altını çizmek isterim, bu tür söylemlerin normalleşmesine ve sıradanlaşmasına asla izin vermeyeceğiz. Çünkü bu, başka bir şeylerin zeminini hazırlama gayretidir. Bunlar siyasi analiz değildir, bunlar yorum değildir, başka bir planın parçası olarak gündeme getirilen konulardır. Biz demokrasi adına, millî irade adına, ahlak ve vicdan adına bu faşizan yaklaşımların normal ve meşru görülmemesi için elimizden gelen bütün imkânları seferber edeceğiz ve bu tür söylemlere müsamaha etmeyeceğiz, bunu da bu vesileyle ifade etmek isterim.
“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, 5 ÖNEMLİ ULUSLARARASI SEYAHAT VE ZİRVEYE KATILACAK”
Referandum sonrası tabii Sayın Cumhurbaşkanımızın da yoğun bir uluslararası gündemi olacak bildiğiniz gibi. Zannediyorum dün basında da bir miktar çıktı. Önümüzdeki 1 ay içerisinde Cumhurbaşkanımızın 5 önemli uluslararası seyahati ve zirveye katılımları söz konusu olacak. Önümüzdeki hafta, yani Pazar günü gidiyoruz, Pazartesi günü 1 Mayıs’ta Hindistan’a önemli bir ziyaretimiz gerçekleşecek. Ardından Rusya’ya gideceğiz ve Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin’le Sayın Cumhurbaşkanımızın bir görüşmesi olacak. Ondan sonra Mayıs ayının ortasına doğru Çin’e bir ziyaretimiz olacak. Burada çok taraflı, çok uluslu bir uluslararası toplantıya katılacağız; ama aynı zamanda Çin Devlet Başkanıyla da bir ikili görüşmesi olacak Sayın Cumhurbaşkanımızın. Orada da bu ziyaret çerçevesinde önemli bir dizi anlaşmanın imzalanması planlanıyor, şu anda bununla ilgili hazırlıklar da devam ediyor. Ardından Sayın Cumhurbaşkanımızın Amerikan Başkanı Sayın Trump’la Beyaz Saray’da yapacağı görüşme için bir Washington seyahati olacak. Dolayısıyla bu dört büyük ülkeye yapılan seyahatten sonra da zatı devletleri 24-25 Mayıs tarihleri arasında Brüksel’de gerçekleştirilecek olan NATO Zirvesine katılacaklar. Dolayısıyla önümüzdeki yaklaşık 1 aylık süre içerisinde bu uluslararası trafiğimiz gerçekleşecek.
“ERMENİ CEMAATİYLE HER DÜZEYDE GÜZEL İLİŞKİLER KURULDU”
Diğer önemli bir konu; özellikle bugün 24 Nisan olması hasebiyle, bildiğiniz gibi 1. Dünya Savaşı esnasında meydana gelen hadiseler ve tehcir meselesinden dolayı 24 Nisan’da çeşitli vesilelerle bildiğiniz gibi anılmakta, bununla ilgili programlar yapılmakta. Son yıllarda özellikle Ermeni vatandaşlarımızla ve dünyadaki diğer Ermenilerle yeni, yapıcı, kucaklayıcı bir ilişki ve diyalog kurulması için de bildiğiniz gibi Türkiye olarak biz çok önemli adımlar attık. Türkiye’deki Ermeni vakıfların mülklerinin iadesi konusunda yasal düzenlemeler yaptık. Özellikle Ermeni cemaatiyle ilişkiler konusunda her düzeyde, Cumhurbaşkanından Başkana, bakanlara, valiye, belediye başkanına kadar her düzeyde güzel ilişkiler kuruldu ve bu ilişkilerin devam ettirilmesi ve tarih istismarcılarına fırsat verilmemesi için de çabalarımız devam edecek.
Bu çerçevede bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın yine Ermeni Patrikhanesine yolladığı bir mesaj oldu. Sayın Patrik Vekili Aram Ateşyan tarafından da bu mesaj kilisede yapılan ayinde bulunan Ermeni vatandaşlarımızla paylaşıldı.
“DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE ERMENİLER ÜLKEMİZİN EŞİT VE HÜR VATANDAŞLARIDIR”
Biz bu 1915 olayları olarak bilinen hadiselere hep bir ortak acı ve adil hafıza perspektifinden baktığımızı ifade ettik. Yine bu çerçevede Sayın Cumhurbaşkanımızın yayınlandığı mesajdan bir-iki cümleyi sizinle paylaşmak istiyorum: “Bölgenin iki kadim toplumu olarak Türkler ve Ermeniler bin yıldır omuz omuza yaşadıkları bu coğrafyada ortak bir tarihî ve kültürü paylaşmıştır.
Ermeni toplumu gerek Osmanlı İmparatorluğu, gerek Cumhuriyetimizin 100 yıla yaklaşan geçmişinde çok kıymetli evlatlar yetiştirerek ülkemizin gelişimine büyük katkılarda bulunmuşlardır. Dün olduğu gibi, bugün de Ermeniler ülkemizin eşit ve hür vatandaşları olarak sosyal, siyasi ve ticari hayatımızın her alanında önemli roller üstlenmektedir.”
Bu duygu ve yaklaşım çerçevesinde biz yine tarih istismarcılarına fırsat vermeden, gerek Türkiye’deki Ermeni vatandaşlarımızla, gerekse dünyanın diğer yerlerindeki Ermenilerle iyi diyalog ilişkileri içerisinde karşılıklı saygıya dayalı bu ortak acı duygusunu ortak yas ile gidermeyi hedefleyen çalışmalar içerisinde olmaya devam edeceğiz. Bunu da bu vesileyle ifade etmek istiyorum.
24 Nisan biliyorsunuz aynı zamanda Çanakkale kara savaşlarının da bu yıl 102. yılı. Çanakkale’de Osmanlı ordusunun ve Osmanlı coğrafyasının dört bir yanından gelen insanların yazdığı çok büyük bir tarih destanıdır. Ve bu vesileyle de 24-25 Nisan kara savaşlarında hayatını kaybeden bütün şehitlerimize tekrar Allah’tan rahmet diliyoruz. Onların kahramanlıkları sayesinde bu topraklar özgür kalmıştır. O ruhun bugün de, yarın da yaşamaya ve yaşatılmaya devam edeceğini bu vesileyle ifade etmek istiyorum.”