Önceki gün üyesi olduğu Fütüristler Derneği’nin ‘Gelecek Günü 2019’etkinliğine katılan ünlü yapımcı ve senarist Birol Güven, “Mutluluk kadim bir mesele. İnsanlık tarihi ile aynı yaşta. Mutluluk ve mutsuzluğun hep konuşulması tartışılması gerekir. Gelecekte hayat daha konforlu olacak, insanlar daha az çalışacak ama mutlu olmayabilirler. Mutluluk da tıpkı teknoloji gibi tasarlanabilir, öğretilebilir bir şey. Bu konuda insanların özellikle fütüristlerin kafa yorması çok olumlu” dedi.
“Fütürizmim iki yaşında”
Fütürizimle ilişkisinin senaryo odaklı başladığını belirten Birol Güven “Ben gündelik hayat yazıyorum, günümüzde ve geçmişte… Gelecekte gündelik hayat çalışmaya karar verdik ekip arkadaşlarımla, gelecek nedir ne yapacağız diye.Senarist olmanın böyle bir avantajı var. Geleceği öğrenmek zorundasınız. Benim de hikayem 1 Mart günü başladı. Yine böyle bir etkinliğe katılmıştım. O ana kadar hiçbir şey bilmiyordum. Fütürizmim iki yaşında benim. O nedenle kendime “geç fütürist” diyorum bir de “genç fütüristler” var. Artık herkesin tartışmasız kabul ettiği bir şey var ki o da yapay zekalar ve algoritmaların insanların yaptığı işi elinden alacak olması ve insandan daha iyi yapacağı.”
“Sanatçılar için yapay zeka tehlike değil”
Bir işin nasıl yapıldığını anlatabiliyorsak bilimin konusuysa bilim bunu açıklayabiliyorsa bunu algoritma olarak yapay zekalar, robotlar halledebildiğini söyleyen Birol Güven“Fakat insanın tarif edemediği bir şey var o da sanat” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Tarif edemediği için de sanat bence yapay zekanın alanına giremiyor. Örneğin bir resmi yapay zeka yapabilir mi? Yapabilir ama onun yaptığına sanat diyebilecek miyiz çünkü sanatın en önemli kriteri tekrar edilememiş olması. Picasso bir tablo yaptığında ondan bir tane daha yok. Onu değerli kılan o. Bunu bütün sanat eserleri için söyleyebiliriz. Bir benzeri daha yoktur. Bunu bir algoritma yaparsa bir yapay zeka yaparsa bundan sonsuz sayıda yapabilir. Dolayısıyla o yapılan şeye sanat diyemeyiz. İnsanın yaptığı bütün işi elinden alacak mı evet ama sanat için daha çok uzun yıllar gerekecek diye düşünüyorum. Bir dilden başka bir dile çeviri yapabilecek ama şiiri tercüme edemeyecek. Shakespeare’ın meşhur sözü“To beor notto be”… Bu söz Türkçe’ye “Olmak ya da olmamak bütün mesele bu” olarak tercüme edildi. Ama Can Yücel bunu şöyle tercüme etti. “Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin”… Dolayısıyla bunu çevirebilmek için Can Yücel olmak gerekiyor. Bu algoritmaların sanatsal alanlara, edebiyata çok bulaşabileceklerini düşünmüyorum. O yüzden sanatçılar için bir tehlikenin söz konusu olduğunu düşünmüyorum.
“Sinemada bütün kriter büyük perde”
“Sinamatografik eserlerde büyük değişiklikler olabilir. Mecralar değişebilir ama içerik değişmez diyen” Birol Güven, “İnsan faktörü asla bu işin dışında kalamaz. Seyrediş biçimi değişebilir. Dijitale doğan çocuklar her şeyin ayağına gelmesini isteyecek. Bana getirin ben burada izleyeyim diyecek. Ama sahne biraz gidilmesi gereken de bir şey. Dolayısıyla bu değerin kaybedilmemesi gerekiyor. Tıpkı opera ve tiyatro gibi. Sinemanın da belki devlet kontrolü altına alınması gerekiyor. Çünkü kaybedilmeye müsait bir alan. İçerik olarak değil. Mühim olan evden çıkıp bir sosyalleşme aracı olarak da sinemayı seyretmek. Sinema büyük perde için yapılan bir sanat. Oradaki bütün kriter büyük perde. Cep telefonlarında, video platformlarında izlenen şeye sinema diyemeyiz. Sinemayı sinema yapan perdenin büyüklüğüdür. Gelecek bize daha küçük ekranlarda izlemeyi öneriyor. Büyük perde de korunması, elde tutulması gereken bir değerdir. Bu konuda da mücadele etmek gerek” diye belirtiyor.