Bilim adamları evli çiftlerin zamanla ve yıllar geçtikçe birbirlerine benzedikleri yönünde görüşler bildiriyor. Bunun en güzel örneklerinden birine CHP Genel Başkanlığına seçilen Özgür Özel ve eşi Didem Okay Özel’in kurultay salonundaki görüntülerinde şahit olduk. Objektiflere yansıyan çiftin yüz hatları ve yüz ifadeleri neredeyse birbirinin kopyası gibiydi. Eşler arasındaki bu dikkat çekici benzerlik, literatürde Mikelanj Fenomeni olarak adlandırılıyor.
4-5Kasım 2023 tarihlerinde Ankara Spor Salonu’nda yapılan 38. Cumhuriyet Halk Partisi Olağan Kurultayı veya Demokrasi ve Birlik Kurultayı Özgür Özel’in CHP Genel Başkanı seçilmesiyle sonuçlandı.
Evliliklerinde çeyrek asrı geride bırakan ve bir de kızları bulunan Özgür Özel – Didem Okay Özel çiftinin yüzlerindeki benzerlik, yan yana oturdukları kurultay salonunda net bir şekilde görüldü.
Uzmanlar, çiftlerin zamanla birbirine benzemelerinin altında yatan temel nedenin empati olduğunu söylüyor. Sık sık birbirlerine karşı empati kuran ve birbirleriyle duygusal durumlarını paylaşan çiftler zamanla birbirine benziyor. Duygusal durumu paylaşmak aynı zamanda yüz ifadelerini paylaşma anlamına geliyor. Bu da fiziksel benzerliği artırıyor. Yüz kaslarını uzun süre boyunca aynı şekilde hareket ettirmek, çiftlerin mimiklerinin, yaşlılık çizgilerinin birbirlerine benzemesi sonucunu ortaya koyuyor.
Yapılan bilimsel araştırmalar, aynı çevrede yaşamanın, aynı beslenme düzenine sahip olmanın ve diğer çevresel unsurların da benzerliklere neden olabileceğini gösteriyor.
MİKELANJ FENOMENİ
Adını İtalyan ressam ve heykeltıraş Michelangelo’dan alan bu fenomen, çiftlerin belirli bir zaman sonrasında fiziksel ve zihinsel olarak neden birbirlerine benzemeye başladıklarını ortaya koyuyor.
Mikelanj fenomenine göre; bir heykeltıraşın heykeli yontarak şekil vermesi gibi insanlar da zaman içerisinde birbirlerinin biyolojik yapısını şekle sokuyorlar. Beyindeki ağ üzerinde yol alarak durumu kalıcı hale getiren çiftler, bir süre sonra kardeş gibi benzemeye başlıyorlar.
Dokunduğu herşeyi inanılmaz bir sanat eserine dönüştüren Michelangelo’ya nasıl bu kadar güzel heykel yaptığı sorulur. Michelangelo ise güzelliğin aslında taşın içinde olduğunu ve onun tek yaptığı şeyin aradaki fazlalıkları çıkarmak olduğunu söyler. Michelangelo’nun bu cevabı ise 90’lı yıllarda Amerikalı psikolog Stephen Michael Drigotas’a ilham olur ve çiftlerin birbirlerini zaman içerisinde olumlu yönde geliştirmeleri olarak tanımlanan bu olguya ‘Michelangelo Fenomeni’ adını verir.
Çiftler mimik ve jestler, yüz hatlarındaki çizgiler, gülüş ve yürüyüş şekillerinin yanı sıra el ve kol hareketleri, konuşma tarzı ve zevk alınan şeyler açısından da adeta birbirlerinin yansıması olurlar.
Mikelanj fenomenindeki süreçte olumlu duygular daha olumlu duyguları doğurur, aradaki sevgi bağı güçlenir ve bu bağın güçlenmesi ile fiziksel olarak partnerin yansıması haline dönüşmeye başlanır.