Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte katıldığı 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 104’üncü yıl dönümü dolayısıyla Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törende bir konuşma yaptı. Bakan Akar, konuşmasında şanlı tarihin Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Büyük Taarruz’dan terörle mücadeleye uzanan destansı zaferlerle dolu olduğunu belirtti.
Çanakkale’yi azmin ve imanın çelik ile en modern silahlara galip geldiği bir yaşam savaşı olarak nitelendiren Bakan Akar, “Çanakkale, sarsılmaz bir iman ve tevekkülle ölüme koşan kahramanların destanıdır. Çanakkale, dirilişe ve zafere giden yolda ruhu ve bedeniyle mücadele edenlerin simgesidir. Çanakkale, savaşın yıkıcı ve kanlı yüzü kadar, Türk askerinin asaletinin, alicenaplığının ve merhametinin de harp tarihine yazıldığı bir destandır” diye konuştu.
“Çanakkale’nin, yalnız kahraman Mehmetlerimizin değil, sevdiklerinden ayrılıp uzak diyarlardan gelerek bu topraklarda can veren ve artık bizim evladımız olanların da huzur içinde yattığı yerdir” diyen Bakan Akar, şunları söyledi:
“Bir asır önce Çanakkale’de ülkesini işgal etmeye gelmiş düşmanına dahi yeri geldiğinde merhametle, hoşgörü ile yaklaşan kahraman Mehmetçiğin bu ahlaki değerlerinin tüm dünyaya örnek olmasını temenni ediyorum. Hal böyleyken birkaç gün önce, yeni Zelanda’da, sadece ibadet etmek için bir araya gelen masum ve korunmasız insanlara karşı canice işlenen menfur katliamı esefle kınıyor, bu ırkçı, dinci, örgütlü olduğu görülen terör olayını yapan, destekleyen alçakları da şiddetle lanetliyorum. Bu katliam, dünyada İslamofobik faşist terörün, İslam ve Türk düşmanlığının, bunun ötesinde de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığının geldiği kaygı verici noktayı da açıkça göstermektedir. İçimizdeki gafillerin de bu gerçeği duymasını, görmesini bekliyoruz. Bu tür elim olayların bir daha yaşanmamasını diliyorum ancak bu sapıkların hamileri var oldukça bu alçaklıkların bitmeyeceğini de görmeliyiz. Yaşanan menfur katliamda hayatlarını kaybeden insanlara Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyor, yakınlarına ve insanlık duygusu olan herkese sabırlar diliyorum.”
Milletin tarihin hiçbir döneminde esaret altında yaşamadığını vurgulayan Bakan Akar, “Türk milleti tarih boyunca karşılaştığı tüm olumsuzlukları iradesi ve imanıyla bertaraf etmiş, tarih sahnesindeki şerefli, saygın yerini her zaman korumuştur. Bir asır önce asil milletimiz Çanakkale’de ve milli mücadelede nasıl yedi düvele karşı azim ve kararlılıkla mücadele etmişse, bugün de aynı ruhla arkasında yedi değil, yetmiş yedi düvelin olduğu FETÖ, PKK/YPG, DEAŞ gibi terör örgütleriyle ölürsem şehit, kalırsam gazi anlayışıyla mücadele etmektedir” ifadelerini kullandı.
Bakan Akar, terörle mücadele harekatında, 15 Temmuz menfur darbe girişimine karşı direnişte, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarında milletçe sergilenen fedakarlık ve kahramanlıkları bunun en açık göstergesi olarak nitelendirerek, TSK’nın FETÖ’den temizlendikçe güçlendiğini vurguladı.
Terörle mücadelenin son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar devam edeceğini ifade eden Bakan Akar, “Yürüttüğümüz bu operasyonlarla şehit ve gazilerimizin kanı yerde bırakılmadı, bırakılmayacak, sevdiklerinin, ailelerinin gözyaşlarının hesabı soruldu, sorulacaktır” diye konuştu.
Azim ve kararlılıkla verilen mücadele sonucu terör koridoruna izin verilmediğini dile getiren Bakan Akar, şunları kaydetti:
“Fırat’ın doğusunda daha fazla mağduriyet yaşanmaması ve güvenliğimiz için Türkiye’nin kontrolünde olacak bir güvenli bölge şart. Münbiç ve Fırat’ın doğusu için hazırlıklarımız tamam. Vakti zamanı gelince zat-ı alilerinin direktifleriyle gereken adımlar atılacaktır. Bu konuda kararlıyız. Bu mücadelede hedefimiz aslında birbirinden farkı olmayan PKK/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleridir. Bizim mücadelemiz asla yüzyıllardır aynı coğrafyayı, aynı ekmeği paylaştığımız Kürt kardeşlerimizle değildir. Türkler ve Kürtler kardeştir ancak unutulmaması gereken çok önemli bir husus da bunların içerdeki ve dışardaki hamileridir. Diğer bir konu da DEAŞ nasıl Müslümanları temsil etmiyorsa, PKK/YPG terör örgütü de Kürt kardeşlerimizin temsilcisi değildir, olamaz.”
Ege’de, Doğu Akdeniz’de ve Kıbrıs’ta sorunların barışçıl yollarla çözümünden ve diyalogdan yana olduklarını belirten Bakan Akar, “Bununla birlikte Türkiye, mavi vatanımızda hiçbir oldubittiye de müsaade etmeyecektir” dedi.
“Peygamber ocağı” olarak da bilinen TSK’nın aklın ve bilimin ışığında, anayasa çerçevesinde, yasalar doğrultusunda milletinin emrinde, görevinin başında olduğunu belirten Bakan Akar, “Zat-ı devletlerinin liderliğinde Türkiye, bölgenin huzur ve güvenliği için gösterdiği çabaları ve kurduğu iş birlikleri ile hem sahada hem masada olmaya devam edecektir” diye konuştu.