İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türk Savunma Sanayiinin son yıllarda ortaya koyduğu yüksek performanslı gelişmeyi “takdire şayan” olarak niteleyerek “Savunma ve havacılık sektörü ciromuz 5 milyar dolara, ihracatımız son beş yılda ikiye katlanarak 1,7 milyar dolara yükseldi” dedi.
Yerli ve kaliteli ürüne ihtiyaç duyan Türk savunma sanayisi için kamu-özel sektör arasında iş birliğinin önemine dikkat çeken Bahçıvan, “İSO, iş birliği geliştirilmesinde ‘ara yüz’ olacak en yetkin kurumlardan biri. 18 bini aşkın üyesiyle sonuç odaklı iş birlikleri için doğru adres” ifadesini kullandı.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin aylık olağan toplantısı, “Savunma Sanayimizde Yeni Vizyon Arayışları, Sektördeki Son Gelişmeler ile Yeni İş Birliği İmkanlarının Sanayimiz Açısından Önemi” ana gündemi ile gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantının konuğu Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir oldu.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, konuşmasında Türk savunma sanayiinin son yıllarda ortaya koyduğu yüksek performanslı gelişmeyi “takdire şayan” olarak niteledi. Bahçıvan, “Savunma ve havacılık sektörü ciromuzun 5 milyar dolara, ihracatımızın son beş yılda ikiye katlanarak 1,7 milyar dolara, sektördeki AR-GE harcamalarımızın da 900 milyon dolara yükseldiğini büyük bir memnuniyetle görüyoruz. Bu başarı hikayesinde en önemli nokta, savunma sanayiimizde yerlilik oranının yüzde 60’ları bulmuş olmasıdır” dedi.
Türkiye’nin jeostratejik konumunun, güvenlik ve savunma konularını çok daha önemli kıldığının altını çizen Bahçıvan, “Ateş çemberini andıran bir coğrafyanın ortasında bulunan Türkiye’nin güvenliği her şeyden önce geliyor. Bağımsız bir milli savunma konsepti için, bu savunmanın arka planında yer alan sanayii ve teknoloji altyapısının yerli ve milli kaynaklardan karşılanması, hayati bir koşul” dedi.
İSO kamu-özel iş birliği için ara yüz olabilir
İSO Başkanı Bahçıvan, Savunma Sanayii Müsteşarlığının 2017-2021 Stratejik Planına göre savunma sanayiinin yerli ve kaliteli ürüne ihtiyaç duyduğuna, sanayicilerin de bu alandaki fırsat ve imkanlardan istifade etmek istediğine dikkat çekti. Savunma sanayii bürokrasisi ile özel sektörün en sağlıklı ve verimli şekilde bir araya gelmesinin önemli olduğunu kaydeden Bahçıvan, “Üretken ve sonuç odaklı bir iş birliği mekanizmasının oluşturulması noktasında ‘ara yüz’ niteliği taşıyan kurumlar da önemli rol oynayacak. Türkiye’nin en köklü ve en büyük sanayi odası olan İSO, savunma sanayii alanında iş birliklerinin geliştirilmesi noktasında bu “ara yüz” işlevini görebilecek en yetkin kurumlardan biri. 18 bini aşkın üyesiyle sonuç odaklı iş birlikleri geliştirmek noktasında doğru bir adrestir” dedi.
Savunma, diğer sektörler için çarpan etkisine sahip
Savunma sanayiini yalnızca silah, mühimmat ve askeri araç üretimi olarak değil, savunma ile ilgili ihtiyaçların karşılanması için yürütülen ticari faaliyetler, Ar-Ge, bina inşaat faaliyetleri, gıda, giyim, sağlık, lojistik gibi çok daha geniş alanı kapsayan bir organizma olarak düşünmek gerektiğini de ifade eden Bahçıvan, “Savunma sektöründe ithalata olan bağımlılık azaldıkça cari açığın da azaldığını görüyoruz. Dahası, yüksek teknoloji ve yüksek katma değerli savunma sanayii ürünlerinin ihracatındaki artış, nitelikli ihracat yapısına doğru atılmış büyük bir adım. Savunma sanayii, diğer sektörler üzerinde bir çarpan etkisine sahip. Sektörün hem yarattığı üretim talebi hem de teknolojik geri beslemeler yoluyla makine, kimya, tekstil, otomotiv, bilişim teknolojileri, inşaat, gemi endüstrisi gibi birçok sanayi alt sektörüne de önemli katkıları olmaktadır” dedi.
Bahçıvan ayrıca İSO olarak oluşturdukları üniversite-sanayi iş birliği platformu aracılığıyla önemli çalışmalar yaptıklarını da belirterek “Sahip olduğumuz nitelikli insan gücü, sayısı 40’ı geçen üniversiteleriyle, Türkiye’de en çok Ar-Ge merkezinin bulunduğu şehir olma özelliğiyle İstanbul’un savunma sanayii alanında da önümüzdeki yıllarda büyük bir role kavuşacağına inanıyoruz” dedi.