Bazı köşe yazarlarını eleştirerek kendilerini “Hain sevindiren kalem artıkları” olarak niteleyen MHP lideri Bahçeli, “Kürdistan kuruluyor, Türkiye tehdit ediliyor, zulüm tuzağı kuruluyor hala anlamıyor, hala görmüyor musunuz? Nasıl olsa işleriniz tıkırında, bir eliniz yağda, diğer eliniz balda. Nasıl olsa tuzunuz kuru, kapmışsınız bir gazete köşesi, kurulmuşsunuz bir televizyon ekranına, öğüttüğünüz yalan, övdüğünüz talan” ifadeleriyle gazetecilere tepkisini dile getirdi. Eleştiri dozunu artıran Bahçeli, “Bu iki ayaklı Kırım Kongo kenelerine, bu zulüm beslemelerine Türk milleti mutlaka hesabı soracak, yüzsüzlüklerini, yüreksizliklerini inanıyorum ki yanlarına koymayacaktır” ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Kerkük’te PKK’nın konuşlanma teşebbüsünün Türkiye için alarm, en üst düzeyde beka sorunu olduğunu ifade etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Gerekirse Barzani yakalanıp getirilmeli, gerekirse de PKK’nın Türkmeneli’nde alan hakimiyeti kurma mücadelesine engel olunacak askeri girişim havadan ve karadan korkusuzca başlatılmalıdır.” dedi.

Türkiye terör koridoru oluşturulmasına izin vermeyecek

Muhtemel her gelişmeye karşılık, Irak merkezi yönetimiyle ortak operasyon yapılması, mütecaviz emellere karşı keskin bir şekilde müdahale edilmesi hususunda her tedbir, her ihtimalin planlanması gerektiğini dile getiren Bahçeli, Türk hava sahasının Barzani’ye kapatılmasıyla ilgili kararın derinleştirilmesini istedi.

Bahçeli, “Peşmerge bir yanda yandaşlarını sokağa çağırırken, diğer yanda korkakça geri çekilmiştir. Sonunda Kerkük, musibetten kurtarılmıştır. Şunu hiç kimse aklından çıkarmasın ki; Kerkük, hiçbir zaman, PKK ve peşmergeye yar edilmeyecek, terörizmin tetikçilerine ucunda ölüm bile olsa asla bırakılmayacaktır.” diye konuştu.

Türkiye’nin meşru ve tarihsel haklarını, uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan yetkilerini sonuna kadar kullanmak için atik, çevik ve tavizsiz bir duruş sergilemesi gerektiğinin altını çizen Bahçeli, “Kerkük yanarsa, Irak çökecek, Ortadoğu çürüyecek, Türkiye sendeleyecektir. Kerkük bölgenin şah damarı, ağırlık merkezi, can evi, nabız atışıdır. Terörizmin Kerkük’e çöreklenmesi, Kerkük’ü tarihsel bağlarından çeke çeke koparması felakete davetiye, bölgesel iflasa kapı açmaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

“Peşmerge artıklarının PKK’lı canilerle birlikte Kerkük’ten sürülüp çıkarılması memnuniyet verici olsa da, bu netice ne Türkiye’yi ne de Irak’ı rehavete sürüklememelidir.” ifadesini kullanan Bahçeli, PKK’lı canilerle silahlı peşmergelerin kaçtıkları yere kadar kovalanarak yakalandıkları yerlerde de imha edilmeleri gerektiğini söyledi.

“Türkiye sınır ötesindeki düşmanca gelişmeleri, milli varlığına kast edecek hareketliliği teyakkuzla takip etmelidir. Kerkük candır, kandır, emanettir, tarihtir, elbette ve her şart altında Türk’tür, Türk kalacaktır. Gerekirse Barzani yakalanıp getirilmeli, gerekirse de PKK’nın Türkmeneli’nde alan hakimiyeti kurma mücadelesine engel olunacak askeri girişim havadan ve karadan korkusuzca başlatılmalıdır.”

Barzani’ye “Kak Mesut” diyen eski Başbakanın sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yaparak kendini hatırlatma gereği duyduğunu belirten Bahçeli, “Bu şahıs Kerkük’ün asırlardır bütün etnik ve mezhebi renkleri, aidiyetleri bünyesinde barındırdığını açıklamıştır. Anlaşıldığı üzere Kerkük’ün Türkmen ruhunu inkar etmiş, Türkmen yurdu olduğunu yok saymıştır.” dedi.

Stratejik derinlikte az kalsın Türkiye’yi boğmak üzereyken görevden el çektirilen bu zihniyetin, şimdi kalkmış, sanki “fikrin nedir” diye sorulmuş gibi mesajlar verme gereği duyduğunu ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye Cumhuriyeti Barzani’ye ‘referandumu iptal et’ diyor, Irak’ın siyasi birliğine, toprak bütünlüğüne tartışmasız önem veriyor, ne var ki eski Başbakan çıkıp müzakere tavsiyesinde bulunarak referandumun dondurulmasını öneriyor.

Sayın Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu, Dışişleri Bakanlığı, TSK güçlü bir iradeyle ağız birliği içindeyken, bir eski Başbakan’ın durumdan vazife çıkararak devletin politikalarına aykırı beyanat vermesi, Türkmenlerin haklarına kara çalması gafillik ve garabettir. Hükümetin politikalarını sabote etmektir. Sorarım sana, durdun durdun da şimdi niye ortaya çıktın? Sıfır sorun enkazı daha kaldırılmamışken, sana ne oluyor, sen hangi yüzle konuşuyorsun? Barzani lobisinin değirmenine deyim yerindeyse su taşıyor.

Kerkük’ün acıları büyürken, kayıpları artarken; hala zalimlerin sözcülüğüne cüret edenlerin varlığı kabul edilemez işbirlikçilik ve ilkesizlik örneğidir.”

Türkiye’nin terör koridorunun açılmasına izin vermeyeceğini, Kürdistan fitnesinin kurulmasına fırsat vermeyeceğini belirten Devlet Bahçeli, “Bugün İdlib, yarın Afrin, Ayn el Arab, Cezire derken; Türkmeneli’nin namus ve şeref mücadelesine destek vermek için kahramanlarımızın işgalcilerin tepesine ansızın balyoz gibi inmesi duamız, isteğimiz ve beklentimizdir.” ifadelerini kullandı.

ABD’yle yaşanan vize krizi

ABD’yle yaşanan vize geriliminin düşmesi başından beri talep ve tavsiye ettiklerini anımsatan Bahçeli, ancak ABD yönetiminin sorumsuz açıklamalarının, özellikle büyükelçinin talihsiz ve müessif sözlerinin, gerilimin şiddetini düşürmek şöyle dursun, devamlı körüklediğini dile getirdi.

ABD elçisinin “9,5 aydır Türkiye’de terör saldırısı yaşanmıyor. Bu IŞİD’in vazgeçtiği için değil, işbirliğimizin sonucudur.” sözlerini hatırlatan MHP Genel Başkanı Bahçeli, şöyle konuştu:

“Bu ifadeler özür değil, tam bir hezeyan ve itirafnamedir. ABD’li büyükelçi ne demeye çalışmaktadır? Bize ne anlatmaktadır? Bu nasıl bir suçüstü halidir? IŞİD’e dur, PKK’ya vur diyen; YPG’ye bombala, Barzani’ye harekete geç talimatı veren bizim nazarımızda bellidir. ABD, suçlu görmek istiyorsa kendisini yoklamalı, aynadaki akislerine dikkat kesilmelidir.

Çalımlarına baksak terörizme karşılar. Sözlerine baksak terörden muzdaripler. Duruşlarına aldansak sanki insanlık değerleri konusunda eşsiz ve emsalsiz bir saygıya sahipler. ABD’ye soruyorum, hele bir söyleyin, FETÖ’nün imam kılıklı hain başı ne geziyor sizin ülkenizde? Hele bir deyin bana, Pensilvanya’da kurulan ihanet ve işgal üssü varlığını nasıl idame ve idare ediyor sizin memlekette? Hala mı tepkisizsiniz? Hala mı ceset gibi duracaksınız? Türkiye düşmanlarıyla görüşe görüşe, terör örgütleriyle düşe kalka nereye varacağınızı, neyi yapacağınızı sanıyorsunuz?”

Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir ülkeye el avuç açmayacağını, hiçbir tehdidin karşısında dizlerinin bağının çözülmeyeceğini vurgulayarak, “Dosta dost, düşmana düşman olacağımızı herkesin bilmesinde fayda vardır. Sabrımızı sınamak, sağduyumuzu yanlışa yormak açık bir gaflettir ki, muhataplarının yüzünü kara çıkaracak, hayal kırıklığına uğratacaktır. Dileğim gerilen ve soğuyan ilişkilerin eski havasına kavuşması, eski tavına gelmesidir. Türkiye üstüne düşeni zaten yapmaktadır. Gereğini yapma sırası ABD’dedir. Karşılıklı heyetler arası görüşme trafiğinin aklıselime hizmet etmesi, sabır ve akılla sorunların çözümü umut ve temennimizdir.” değerlendirmesini yaptı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Hükümete çağrıda bulunuyorum: Hadi gelin, Türk gençliğinin ümüğünü sıkan, soluğunu kesen üniversite sınavını tümden ve hepten kaldırma konusunda da el birliği, güç birliği yapalım.” dedi.

Eğitimde sürekli sistemle oynamak mahsurludur

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, milli eğitimdeki pürüz ve badirelerin, sürekli derinleşen çelişki ve çarpıklıkların sadece bugünü değil, geleceği de riske attığını söyledi.

“Eğitimde sürekli sistemle oynamak mahsurludur.” diyen Bahçeli, “Elbette her hükümetin, her siyasi iktidarın bir eğitim politikası, bu çerçevede hedefleri vardır. Ancak her bakan değişikliği yeni bir politikaya kapı aralıyor, farklı bir uygulamaya ortam açıyorsa, durup düşünmemiz de kaçınılmazdır. Milli eğitim alanında, görevdeki bakanın değil, hükümetin politikası vardır ve önemli olan da budur.” ifadelerini kullandı.

Artık milli eğitim sistemindeki ağırlaşan meselelerini istikrarlı, kalıcı, kapsayıcı bir şekilde ele alıp, uzlaşmanın imkanlarından faydalanarak gidermenin asıl, acil ve elzem olduğunu vurgulayan Bahçeli, yeni sınav sisteminin ilave sorunlar doğurduğunu, öğrencilerin huzursuz; anne babaların kaygılı olduğunu belirtti.

Bahçeli, meselenin sınav sistemini değiştirmekle çözülecek kadar basit, hafif ve yüzeysel olmadığını dile getirerek, “Ağır hastalıklar pansuman tedavilerle bitmeyecektir. Mevzi hamleler, milli ve stratejik bir karara dönüşmedikçe sonuç vermeyecektir. Sınav sistemlerindeki değişikliklerle günü kurtarmak belki mümkündür ama yarınları kaybedeceğimiz neredeyse kesindir.” değerlendirmesini yaptı. Bahçeli, şöyle konuştu:

“Geleceğimizi kurtarmanın, gelecek nesillere görevimizi yapmanın tam vaktidir. Hükümete bizim teklifimiz şudur: Gelin üniversite sınavını tamamen kaldıralım. Gelin lisans, yüksek lisans, doktora eğitimlerinin önündeki bariyerleri birer birer yıkalım. Anadolu’nun mazlum çocuklarına tüm imkanları sunalım. 15 Temmuz FETÖ işgal teşebbüsü bize öğretmiştir ki liyakat tamam, ehliyet tamam; ama hepsinden önemlisi adam gibi adam nesillerin yetişmesi ve yetiştirilmesidir.

Bizim için sadakat ve cesaret sahibi olmak, liyakat sahibi olmaktan, masaya koyulan testlere doğru cevap vermekten bin kat daha değerli, bin kat daha geçerlidir. İmkansızlıklara direnen Türk gençliğinin önündeki engelleri kaldıralım. Gencecik yaşta girdikleri ağır baskı ve dayatma ortamından, kaygı ve korku dolu senelerden hepsini çekip alalım.”

Üniversite sınavını kaldırmaya var mısınız?

Bahçeli, hükümete de çağrıda bulunarak, “Bir el verin, bir ses verin, bir irade gösterin. Soruyorum, üniversite sınavını kaldırmaya var mısınız? Beka mücadelesinde sonuna kadar omuz omuzayız. Bunda en küçük tereddüt yoktur. Zalimlere karşı aynı noktadayız, aynı çizgideyiz. Bunda da şüphe yoktur. Hadi gelin, Türk gençliğinin ümüğünü sıkan, soluğunu kesen üniversite sınavını tümden ve hepten kaldırma konusunda da elbirliği, güç birliği yapalım. Hadi buyurun, gayretimizle solgun yüzler gülsün, belirsizliğin karanlığı birlik ve dayanışmamızla kaybolsun. Türk gençliği için varız, onlar için kararlıyız, geleceğin parlak, bağımsız, kalkınmış, büyümüş Türkiye’si için her mücadeleyi vermeye de her zaman hazırız, ihtiyaç duyulan her an buradayız.” diye konuştu.

Peşmergenin PKK’lı canileri Kerkük’e taşınıyor

Tüm bulgu, bilgi ve kanıtların peşmergenin PKK’lı canilerini Kerkük’e taşıdığını gösterdiğini ifade eden Bahçeli, “Kerkük’te PKK’nın ne işi vardır? Bu neyin mesajı, hangi alçak senaryonun hazırlığıdır? PKK’nın Kerkük’e intikalinin önünü kimler açmış, buna hangi güçler çanak tutmuştur?” sorularını yöneltti.

Bahçeli, oynanan oyunun “şiddetli ve büyük” olduğunu dile getirerek, Kandil ve Sincar’dan sonra PKK’nın Kerkük’e yuvalanması yalnızca Irak, yalnızca bölge için değil, Türkiye için de milli güvenlik meselesi olduğuna işaret etti.

Suriye’nin kuzeyindeki sözde üç kantona eklemlenmek isteyen, 25 Eylül’ü bu kapsamda ara durak gören ve PKK’nın hain hedefleriyle Kürdistan nöbetine giren Barzani’nin “tam bir düşman, tam bir rezil” olduğunu ifade eden Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:

ki ayaklı Kırım Kongo keneleri

“Hain sevindiren kalem artıkları, Kürdistan kuruluyor, Türkiye tehdit ediliyor, zulüm tuzağı kuruluyor hala anlamıyor, hala görmüyor musunuz? Nasıl olsa işleriniz tıkırında, bir eliniz yağda, diğer eliniz balda. Nasıl olsa tuzunuz kuru, kapmışsınız bir gazete köşesi, kurulmuşsunuz bir televizyon ekranına, öğüttüğünüz yalan, övdüğünüz talan. Milli mukavemeti tırmalamak, terörle mücadeleyi tırpanlamak için her utanmazlıktan medet umarlar. Çünkü bunlar içimize kadar sızmış kamuflajlı, makyajlı, maskeli Türk ve Türkiye hasımlarıdır. ’82 Kerkük’ deriz, kızarırlar, bozarırlar; betleri, benizleri atar. ’83 Musul’ deriz, nöbet geçiren şizofreni hastasına dönerler. Çünkü bunların vicdanları haczedilmiş, haysiyet noksanlıkları alenileşmiştir.

Dış politikada dengeymiş, ne dengesi, neyin dengesi, ortada denge mi kaldı? Kimseyi ürkütmemek, kimseyi rahatsız etmemek lazımmış. Ama Türk milletini önüne gelen rahatsız ederse, buna da aldırmamak, bunu da büyütmemek gerekiyormuş. Beyzadelerin rahatı nasıl olsa hiç kimsede yoktur. Kendilerini yalılarda, boğaz manzaralı konutlarında, işbirlikçi yabancı dostlarının dizinin dibinde emniyete almışlardır. Bu iki ayaklı Kırım Kongo kenelerine, bu zulüm beslemelerine Türk milleti mutlaka hesabı soracak, yüzsüzlüklerini, yüreksizliklerini inanıyorum ki yanlarına koymayacaktır.”

Bahçeli, süresi 19 Ekim’de dolacak OHAL’in yeniden üç ay süresince uzatılma kararını destekleyeceklerini bildirdi.

CEVAP VER