“Türkiye’ye, terör örgütü PKK/PYD’ye orantılı ve ölçülü karşılık vermesi konusunda tavsiyelerde bulunan NATO Genel Sekreteri bu olan bitene ne diyecektir?” diye soran Bahçeli, “NATO, orantısız bir ahlak kaybıyla bize sınır çizmeyi bırakmalı, terör örgütlerine karşı sesini yükseltmeli, safını belirlemelidir. NATO üyesi Türkiye midir, yoksa PKK/PYD midir? Müttefiklik hukukunun namusunu kirletenler kimin değirmenine, hangi maksatla su taşımaktadır? Bu şartlar altında kötü günümüzde yanımızda olmayan NATO’yu iyi günümüzde ne yapalım, neyine umut bağlayalım?” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, özellikle Adana ve Antalya’da vuku bulan çocuk istismarlarının, duyan herkesi, düşünen ve duygu sahibi her vatan evladını infiale sürüklediğini söyledi.
ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARA UĞRAMASINI NASIL İZAH EDECEĞİZ
“Söylemeye dilimin varmadığı, anlatmaya gücümün ve takatimin yetmediği en rezil, en çarpık, en menfur suçlar kadınlara, bebeklere, çocuklara karşı işlenmiş ve işlenmektedir.” ifadesini kullanan Bahçeli, milletin tamamının, çocuklara yönelik cinsel saldırılara nefret, öfke ve bedduayla tepki gösterdiğini vurguladı.
Bahçeli, “Çocukların cinsel istismara uğramasını nasıl izah, nasıl ifade edeceğiz? Bir sapığın günahı mı diyelim? Bir manyağın suçu mu sayalım? Bir pedofili vakası mı görelim? Çocukları istismar edilmiş bir milletin gelecek ülkülerinden, söyler misiniz bana nasıl bahsedelim?” sorularını yöneltti.
Çocuklarına yan gözle bakılan, cinsel obje görülen, evlilik yaşıyla ilgili toto oynar gibi görüşler paylaşılan bir milletin hüznü ve hüsranının dağlar kadar olduğunu dile getiren Bahçeli, “Bu hüznün dağıtılması şarttır. Müslüman Türk milletinin içinden hasbelkader çıkmış sapıkların çocuklarımıza, kadınlarımıza kıymaları, onların hayatlarını zindana çevirmeleri hepimiz adına utanç vericidir. Bu da bir beka sorunudur, üstesinden gelinmesi mecburiyettir.” dedi.
“Çocuklarımızı kör kuyularda, şiddet sağanağında, istismar vahşiliğinde bir başlarına bırakamayız, alçaklara, namussuzlara, canilere asla teslim edemeyiz. Allah şahit olsun ki teslim de etmeyeceğiz. Çocuğa sahip çıkamazsak, medeniyetimizle övünmeye hakkımız, insanlığımızla gururlanmaya yüzümüz kalmayacaktır.” değerlendirmesinde bulunan Bahçeli şöyle devam etti:
“Kadına el kalktığı müddetçe, çocuklarla ilgili cinsel istismar suçları duyulduğu sürece ne demokrasiden, ne özgürlükten, ne de insanlıktan bahis açmak imkansızdır, deli saçmasıdır. Türkiye’de; yalan rayiç değildir, hıyanet mültezim değildir, hak meçhul değildir. Yürekler merhametsiz, duygular süfli, emeller hunhar hiç değildir, olmayacaktır. Sapıklığın yeşerdiği sosyal bünye süratle tedavi edilmelidir. Sapıklara müsamaha asla gösterilmemelidir. Ve de bunlara hayat haram edilmeli, gün yüzü ise ilelebet karanlığa dönüştürülmelidir. Anlaşılan odur ki kadına yönelik şiddeti durdurmak, çocuklara yönelmiş saldırıları engellemek için yapılmış yasal düzenlemeler şu ana kadar sonuç vermemiştir. Şiddet devam etmektedir. İstismar ve tecavüz vakaları frensiz ilerlemektedir. Bu selin önüne geçmezsek bu yangına son vermezsek meçhul akıbetlere sürüklenmemiz kaçınılmazdır.
Kim ki çocukların hakkını, hukukunu inkar ve imha etmeye kalkıyorsa ya anasından doğduğuna pişman edilmeli ya da kurulacak bir darağacında boğazına yağlı urgan dolanmalıdır. Kim olursa olsun, sübyancı şerefsizler iki cihanda da hasmımızdır. Kadınları hedefine almış namert ve kanlı niyetler yok edilmeye mahkumdur.”
Bahçeli, son günlerde medyaya yansıyan cinsel istismar vakalarını derin bir sızıyla lanetlediğini belirterek, “Parti olarak, yapılacak her hukuki ve yasal düzenlemeye sonuna kadar destek vereceğimizi huzurlarınızda kararlılıkla açıklıyorum. Toplum hayatımızı sapıklardan ayıklamak, kudurmuş ilkellerden arındırmak amacıyla her sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu ifade ve ilan ediyorum.” diye konuştu.
MİLLİ İTTİFAK ÜLKEMİZE HAYIRLI OLSUN
MHP ile AK Parti arasında yapılan ittifak görüşmelerinin tamamlandığını, Milli Mutabakat Komisyonunun 14 Şubat Çarşamba günü son toplantısını gerçekleştirdiğini anımsatan Bahçeli, toplantıların başarılı, özverili ve samimi bir havada geçtiğini; komisyonun 9 defa toplandığını, 22 saat 45 dakika çalıştığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile geçen pazar günü yaptıkları oldukça verimli ve yararlı görüşme neticesinde de yapılacak yasal düzenlemelerin son şeklinin verildiğini bildiren Bahçeli, yarın, iki partiyi temsilen iki komisyon üyesinin basın toplantısı düzenleyerek ittifakın boyut ve hukuki muhtevası hakkında millete bilgi vereceğini ve 26 maddelik yasa teklifini TBMM’ye sunulacağını söyledi.
Bahçeli, Milli Mutabakat Komisyonu üyelerine teşekkür ederek, “Elbette yapıcı tavırlarıyla destek ve katkısını sürekli gösteren Sayın Cumhurbaşkanı’na huzurlarınızda içtenlikle teşekkür ediyorum. TBMM’ye sunulacak kanun teklifinin ve 2019 yılını kapsayacak milli ittifakın milletimize, ülkemize, partilerimize ve demokrasimize hayırlı olmasını Allah’tan niyaz ediyorum.” dedi.
AFRİN TERÖRDEN MUTLAKA ARINDIRILACAK
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Esad yanılıp yenilip Afrin’e girerse, PKK/PYD/YPG ile aynı cepheye düşerse elbette ki sonuçlarına katlanmak durumunda kalacaktır.” dedi.
Partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Afrin’deki terör örgütlerine yönelik Zeytin Dalı Harekatı’nın 32. gününe girildiğini belirten Bahçeli, şehitleri rahmetle ve minnetle andı, tedavisi süren kahraman gazilere şifa diledi.
Bahçeli, “CHP Parti Meclisine seçilen bir şahsın ‘Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim, şehitler ölmez vatan bölünmezden tiksindiğim kadar’ hakaretini ayaklarımın altında çiğniyor ve diyorum ki; sevseler de sevmeseler de, beğenseler de beğenmeseler de, şehitler ölmez vatan bölünmez. Bayrak inmez, ezan dinmez. Bunlar YPG’ye meftun, PKK’ya vurgun, şehitlere suskundur. Bunlar FETÖ’ye hayran, milli şuura hasımdır. Ve de bunların Atatürk’le yolları ayrılmış; kimisi Pensilvanya’ya, kimisi Kandil’e, kimisi de PYD/YPG üzerinden Washington’a hızla dümen kırmıştır.” diye konuştu.
Mehmetçik Afrin’de başarıyla ilerledikçe Türkiye içindeki müstevli kalıntılarının telaşlandığını, iftira ve ihanet mangasındaki yerlerini soluk soluğa aldığını ifade eden Bahçeli, “Ederi bir dolar olanlar da satılmışlıklarını unutarak bize küstahça, çok kaba bir dille, ağır ifadelerle sataşmaya kalkışmaktadır. Gandisini, muhasebecisini, muhallebicisini bilmem; yaptıklarıyla küçülenler kirli sözlerle büyüyeceklerini asla zannetmesinler.” değerlendirmesini yaptı.
Afrin’in terörden mutlaka arındırılacağını ve ay yıldızlı al bayrağın hak ettiği yükseğe, istiklalin manzum eseri eşliğinde eninde sonunda gururla çekileceğini dile getiren Bahçeli, “Afrin’den geri dönüş, beka davasından en ufak taviz yoktur, olmamalıdır. YPG’nin kadınları silahlandırması, çocuklara silah dağıtması, masumları kalkan olarak kullanması, sivillerin arasına gizlenme çabası, inanıyorum ki hiçbir işe yaramayacaktır.” diye konuştu.
AFRİN, ŞAM YÖNETİMİNİN AKLINA YENİ Mİ GELDİ?
Bahçeli, ABD’nin tavrı ne olursa olsun terörün Afrin’deki başının ezileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Esad ise yanılıp yenilip Afrin’e girerse, PKK/PYD/YPG ile aynı cepheye düşerse elbette ki sonuçlarına katlanmak durumunda kalacaktır. Afrin, Şam yönetiminin aklına yeni mi gelmiştir? Bu nasıl bir çelişkidir? Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılıdır. Meselenin bu kısmında bir kuşkumuz, bir tereddüdümüz yoktur. Ancak Esad, kendi topraklarından milli bekamıza yönelen terör tehdidiyle başa çıkmak için herhangi bir irade bu zamana kadar göstermiş değildir.
Esad’ın PKK/PYD’yle birlikte Türkiye’ye karşı Afrin’de açık tavır alması felakete davetiye, Suriye’nin bölünmesine açık çek işlevi görecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün Rusya Devlet Başkanı’yla telefon diyaloğu ve bu vesileyle Suriye’yi uyarması son derece makul ve yerinde bir müdahaledir. Suriye’nin kuzeyi fillen ve uzun bir süredir terör örgütleri tarafından istilaya uğramıştır. Peki Esad neredeydi? Hangi sivil ve masumları bombalıyordu?
Afrin’de sayıları 13 bini bulan teröristin varlığı iddia ediliyorken, bunların yuvalanmasına, yerleşmesine, sözde kanton kurmalarına hangi mantık ve mağlup olmuş vicdanla sessiz kalındı? Türkiye, Afrin’de bir savaşın tarafı değil, terörle haklı bir mücadelenin içindedir. Suriye yönetiminin, Türk ordusuna işgalci demesi de yalnızca hezeyan ve seviyesizliktir. Asıl kimlerin işgale heveslendiği ortadadır. Kimsenin toprağında gözümüz yoktur ama kimsenin de topraklarımızda gözünün olmaması tarihi, hukuki ve ahlaki bir mükellefiyettir. Şayet gözü olan varsa herkes bilmelidir ki o gözü çıkarmasını, o göze çomak sokmasını çok iyi bilir, çok da iyi yaparız.”
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü’nün, kendi ülkesinin kongresine sunduğu bir raporda PYD/YPG’nin Suriye’de muhtemel bir otonom bölge arayışında olduğunun tespit edildiğini aktaran Bahçeli, ABD’nin Suriye’deki temel hedefinin PKK/PYD terör örgütünü sözde meşru bir yönetim kılıfına sokmak olduğunun artık sır olmadığını söyledi.
Devlet Bahçeli, Kuzey Irak modelinin, Kuzey Suriye’ye uyarlanma hazırlığının medyaya bile yansıdığını ifade ederek, PKK/YPG’ye binlerce tır dolusu silah yardımı yapan, bununla da yetinmeyip 550 milyon dolar bütçe ayıran Beyaz Saray yönetiminin, Suriye’nin bölünmesini hedeflediğinin anlaşıldığını belirtti.
TÜRKİYE Mİ NATO ÜYESİ YOKSA PKK/PYD’Mİ?
“Türkiye’ye, terör örgütü PKK/PYD’ye orantılı ve ölçülü karşılık vermesi konusunda tavsiyelerde bulunan NATO Genel Sekreteri bu olan bitene ne diyecektir?” diye soran Bahçeli, “NATO, orantısız bir ahlak kaybıyla bize sınır çizmeyi bırakmalı, terör örgütlerine karşı sesini yükseltmeli, safını belirlemelidir. NATO üyesi Türkiye midir, yoksa PKK/PYD midir? Müttefiklik hukukunun namusunu kirletenler kimin değirmenine, hangi maksatla su taşımaktadır? Bu şartlar altında kötü günümüzde yanımızda olmayan NATO’yu iyi günümüzde ne yapalım, neyine umut bağlayalım?” dedi.
YPG’yi kuran düşman zihniyetle PKK’yı kiralayan ve kullanan sefil anlayışın bir ve aynı olduğunun altını çizen Bahçeli, “ABD’nin bunu bilmemesi mümkün değildir. NATO’nun bu gerçekleri yeni duyması da aklın inkarıdır. PKK eşittir PYD, o da eşittir YPG’dir. FETÖ de bunların bir diğer kanlı ve hain kardeş örgütüdür.” diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, ABD’li bir bakanın, PYD/YPG’ye silah verdiklerini, başka bir bakanın da ağır silah vermediklerini iddia ettiğini anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdu:
“Silahın ağırı hafifi olmaz, nitekim silah silahtır. Terör örgütünün kanlı cinayetleri, bilhassa ABD ve Rus menşeli silahlarla işlenmiştir. ABD’li bakanların ya birbirinden haberi yoktur ya da bunlar Türk milletini ahmak yerine koyacak kadar rezilliğe gömülmüşlerdir. ABD, 5 bin tırın içerisinde PKK/PYD’li teröristlere ciklet ve şekerleme mi göndermiştir? Kimse aklımızla alay etmesin. Biz neyin ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Türk milletinin arkasından ne oyunlar çevrildiğinin farkındayız.
Bizim karnımız vaatlere toktur. Ayinesi iştir kişinin, lafına bakılmayacaktır. PKK/PYD’ye verilen destek kesilmeden, ülkemize Suriye konusunda verilen sözler yerine getirilmeden, FETÖ konusunda taleplerimiz karşılanmadan ABD ile varolan ilişkilerin ileri seviyeye taşınmasını beklemek aşırı iyimserlik, hatta saflıktır. Türkiye sınır ötesindeki terör varlığının imhasına yönelik kararlı bir duruş sergilemektedir. Fırat’ın batısı ya da doğusu fark etmeyecek, terör tehdidi tamamıyla ortadan kalkıncaya kadar mücadele Allah’ın izniyle devam edecektir. Elbette ABD sözlerini yerine getirip sorumlu bir davranış sergilemeye başlar ve teröristlere verdiği yardımı keserse ilişkilerimizin düzelmesi kolaylaşacaktır. Bunun için öncelikle sorumluluk ABD’nin sırtındadır.”
GAZİLERE “MEMUR” UNVANLI KADRO
TBMM’de, geçen yıl kasım ayında kabul edilen kanunla gazilerin “hizmetli” unvanlı kadro ve pozisyonlar yerine “memur” unvanlı kadro ve pozisyonlara atanmasının düzenlendiğini hatırlatan Bahçeli, şehit ve gazi yakınlarının da “memur” unvanlı kadro ve pozisyonlara atanmaları görüşünde olduklarını bildirdi.
Bahçeli, şehitlerin emanetlerine ve gazilere sahip çıkmanın, korumanın ve toplumda kendilerine yakışır bir hayat seviyesi sağlamanın herkesin görevi olduğunu dile getirerek, “Hizmetli unvanlı kadrolarda görev yapan şehit ve gazi yakınlarımızın, kadro ve pozisyon unvanları başka bir işleme gerek kalmaksızın memur olarak değiştirilmesini ümit ve temenni ediyorum.” dedi.
Şehit ve gazilerin anne ve babalarına bağlanan aylığın her biri için asgari ücretin net tutarından az olmamak üzere artırılmasını; şehit yetimlerinin hepsine kamuda iş hakkı verilmesini; gazilere 3600 günde emekli olabilme hakkı tanınmasını; ordu ve polis vazife malulü gazilerin aylıklarının iyileştirilmesini isteyen Bahçeli, muharip gazilerin hepsine aynı tutarda şeref aylığı ödenmesi, kendilerinden madalya için para istenme ayıbının ortadan kaldırılmasının mutlaka sağlanması gerektiğini söyledi.