MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, terör örgütleriyle silah çatanların, katillere yardım ve yataklık edenlerin sözüne nasıl güvenelim? İttifaklarına hangi mantıkla itimat ve itibar edelim? Finlandiya ile İsveç’in bekleme odasına alınması geldiğimiz bu aşamada akla yatkın en doğru seçenektir.” değerlendirmesini yaptı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yolların yapıldığını, köprülerin kurulduğunu, havalimanlarının açıldığını anlatarak, ekonomik büyüme, sosyal gelişme ve milli bütünleşme yolunda atılan sağlam ve sağduyulu adımların, umutlarını kamçıladığını söyledi.

İhracat rekorları kırılırken hızlanan yatırım seferberliğinin, yaygınlaşan hizmet siyasetinin, Türkiye’nin çehresini değiştirmekle kalmayıp geleceği lehe çevirme iradesini de güçlendirdiğini dile getiren Bahçeli, “İnanıyorum ki pazarda, markette ve diğer alanlarda insanımızın refahını ve geçim standartlarını olumsuz etkileyen fiyat artışlarının da önüne geçilecek, enflasyon canavarının başı mutlaka ezilecektir.” diye konuştu.

Bahçeli, 5 yılda 4,4 milyar liralık yatırımla tamamlanan, 3 milyon metrekarelik alanıyla, yıllık 3 milyon yolcu kapasitesiyle göz dolduran Rize-Artvin Havalimanı’nın millete ve yöre insanına hayırlı olmasını dileyerek, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, emeği geçenlere teşekkür etti.

Türkiye’nin ayak bağı olan “zillet ittifakı”nın, aynı zamanda demokratik siyasetin kelepçesi, milli hedeflerin barikatı, tarihi hakların karşı cephesi olduğunu öne süren Bahçeli, geçen hafta sonu “zillet partileri”nden birinin başkanının, “seçime bir yıl kaldı, ondan sonra her şeyi cümbür cemaat değiştireceğiz” dediğini aktardı.

Devlet Bahçeli, “Allah fırsat vermesin, bunlar değiştirse değiştirse parti değiştirirler, ev değiştirirler, ülke değiştirirler, fikir değiştirirler, rota değiştirirler, bunun dışında bir şey değiştirmeye Türk milleti asla izin ve icazet vermez, elhak vermeyecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile ilgili Yargıtay tarafından verilen kararın hitamında, zillet ortak paydasında buluşan bütün partilerin, ağız birliği halinde aynı kaftana sarıldıklarını belirten Bahçeli, şöyle devam etti:

“CHP’nin İstanbul İl Başkanı, özellikle kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret etmiş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni alenen aşağılayarak ‘seri katil demiş’, suç işlemiştir. Cumhurbaşkanına, terbiyemizin müsaade etmediğinden dolayı ağzımıza alamadığımız şekilde hakaret ederek suç işlemiştir. Sonuç itibarıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin vermiş olduğu hükümler temyiz edilmiş; zanlının toplam üç ayrı suçtan aldığı 4 yıl 11 ay 20 günlük hapis cezaları Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından onanmıştır.

CHP Genel Başkanı bize açık açık söylemelidir; Türk devletine seri katil iftirasının yanında mıdır, karşısında mıdır? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin alenen aşağılanmasına destek midir, yoksa itiraz mı etmektedir? Sayın Kılıçdaroğlu susma, sinme, saklanma, çık karşımıza ‘devlete seri katil demek namertliktir’ diyecek dirayeti göster. Yaparsan eyvallah, yapamazsan bu ihanete, bu melanete, işlenmiş bu suça sen de ortak sayılırsın, bu şerefsiz bühtanın sen de faili olmaktan kurtulamazsın. Çeyrek porsiyon domuz etini 7 dakikada bitirmekle övünenlerin partisi CHP’dir, ittifakı zillettir.”

Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, partisinin İstanbul İl Başkanlığı önünde ‘zulme son vereceklerini, her bir vatandaşın onuruyla ve özgürce yaşayabileceği bir ülke yaratacaklarını’ iddia ettiğini, yine sap yiyip saman savurduğunu dile getirdi.

“Sayın Kılıçdaroğlu şimdi iyi dinle” diyen Bahçeli, bebek katilinin posterleri altında şarkılı türkülü konser veren sözde sanatçı müsveddelerine sahip çıkmanın, zulmün ta kendisi; “Kürtçe müzik yasak” diyerek toplumu kamplaştırmanın, zulüm olduğunu söyledi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Zulüm, devlete ‘katil’ demektir. Zalim ise buna ses çıkarmayan alçaktır. Zulüm, Türkiye düşmanlarına yanaşmalık ve yandaşlık yapmaktır. Zalim ise buna gönüllü razı olan, vatan ve millete zehir saçandır.

Sayın Kılıçdaroğlu zalimi görmek istersen, zulme tanık olmayı düşünürsen abartısız ifade ediyorum ki Türkiye düşmanlarıyla çektirdiğin aile fotoğraflarına, kendi yüz hatlarına, gizli bağlantılarına, bölücü emellerine, aldığın talimat listelerine dikkatle bakman, dikkatle incelemen yeterlidir. Tarihin hiçbir döneminde milletimizin sinesinden zalim çıkmadı, tiran çıkmadı, bundan sonra da çıkmayacaktır. Türk milletinin her ferdi onurludur, saygındır, eşit haklarla ve hürriyetle yaşamaktadır. Tam tersi iddia ve isnadın figüranları hakikatin aydınlığında gözlerini kapatan siyaset yarasalarıdır.”

CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu için siyaset yolunun kapandığını, artık siyaset yasağıyla tasfiyesinin hukuken netleştiğini ifade eden Bahçeli, bu kapsamda kesinleşen ceza bir yıldan fazla olduğu için gerek Milletvekili Seçim Kanunu gerekse de Mahalli İdareler Kanunu gereğince tartışmaya mahal kalmadığını kaydetti.

Siyasetin, suçun ve suçlunun himaye edileceği bir alan olamayacağını dile getiren Bahçeli, “Siyaset devletin ve milletin hükmü şahsiyetine, insan hak ve onuruna saldırıların sevk ve idare merkezi hiç olamaz. Kim suç işlemişse bunun bedeline katlanmak durumundadır. Tunceli’de bir HDP’li milletvekilinin şerefli Türk polisine taş atması da suçtur, ihanettir, bir terör yöntemidir. Askerimize, polisimize uzanan eller kırılmalı, uzanan diller koparılmalıdır.” görüşünü paylaştı.

Bahçeli, Moskova ile Kiev arasında barış köprüsünün inşası için henüz arayışların sonlanmadığını, ümitlerin solmadığını ifade etti.

Rusya-Ukrayna Savaşı’nı körükleyen, fiilen yayılmasını tetikleyen, Rusya’nın enerji ve gücünün irtifa kaybını hedefleyen devletlerin ve uluslararası kuruluşların varlığının artık gizlenemez noktada olduğunu dile getiren Bahçeli, “Özellikle ABD’nin öncülük yaptığı Batı bloku tehdit algılamalarını Ukrayna ile sınırlı tutmaktansa Doğu Avrupa’dan İskandinav ülkelerine kadar yayma, krizin çapını esnetme gayretindedir. Adeta bir dünya savaşının test sürüşü yapılmakta, cephe hatları kalın şekilde çizilmekte, stratejik mevzilere biteviye tahkimat ve yığınak faaliyeti sistematik olarak devam etmektedir.” diye konuştu.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği sürecinin tartışmaya açılmasının, Ukrayna savaşının kronikleşmesine ve hatta küreselleşmesine yol açabileceğini söyleyen Bahçeli, konuyla ilgili MHP’nin görüşlerini şöyle aktardı:

“NATO bugüne kadar tam sekiz genişleme evresinden geçmiş, en son 2017’de Karadağ, 2020’de de Kuzey Makedonya Atlantik Paktı’nın içine girmiştir. Rusya’nın bilinen en ciddi ve göze çarpan itirazlarından birisi NATO’nun doğuya genişleme stratejisidir. Ukrayna’da savaş sürüyorken Rusya’nın tahrik edilmesi, bölgesel gerilimi daha da sertleştirecek maksatlı ve marazi tertiplerin NATO’yu Rusya sınırlarına tutundurması dünya barışına hizmet eden bir hedef olamayacaktır.

MHP, NATO’nun genişleme ve doğuya açılma stratejisini bugünkü statükoda ve siyasi angajmanlar muhtevasında oldukça mahsurlu değerlendirmektedir.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girme sürecinin, bu konuda yapılan müspet analiz ve çağrıların bize göre üç ayaklı sakıncası vardır. Birinci olarak, bu üyeliklerin gerçekleşmesi halinde Rusya’nın askeri veya siyasi tepkiselliği de kışkırtılmış olacaktır. Ayrıca Finlandiya’nın Rusya’yla sınır uzunluğu bin 340 kilometredir. Şayet bu iki Kuzey Avrupa devleti NATO’ya alınırsa Ukrayna savaşının Finlandiya’dan İsveç’e kadar sıçrama ihtimalini hiç kimse yabana atmamalıdır. İkinci Dünya Savaşı’nın başında Hitler’in Kuzey Avrupa’yı işgal stratejisini yeniden gözden geçirmek, tarihten doğru ve nesnel sonuçlar çıkarmak önümüzü görmek adına mühim bir ihtiyaçtır.

Finlandiya ile İsveç’in NATO’ya alınması demek Ukrayna savaşının uzaması, hatta coğrafi olarak genişlemesi demektir ve bize göre böylesi bir niyet insanlık suçudur, uluslararası norm ve değer piramidinin yıkımı anlamına gelecektir.

İkinci olarak, hem Finlandiya hem de özellikle İsveç’in Türkiye düşmanlarına nasıl kucak açtığı herkesin bildiği gerçekler arasındadır. PKK’nın, FETÖ’nün, DHKP-C’nin barınağı, ikmal ve ihanet merkezi İsveç’tir. Hiç kimse bize maval okumasın, hikaye anlatmasın. Viking mantığı vandal mantığıdır. Asırlar evvel bize sığınan İsveç Kralı’na müşfik kollarını açan aziz ecdadımıza vefasızlık yapanların, yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’i yakanların, bize laf yetiştirmeye ne yüzleri olacak ne de yürekleri yetecektir.”

Bahçeli, Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Gayri Resmi Toplantısı’nda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun belge, bilgi ve fotoğraflarla terör örgütlerine verilen desteği muhataplarının yüzüne vurduğunu belirtti.

Mehmetçiğe kurşun sıkan, Türk vatandaşlarına zulmeden, bölücü teröristleri başkentlerinde ağırlayan ülke ya da ülkelerle bir güvenlik mimarisi altında, karşılıklı müttefiklik hukuku içinde bir araya gelmenin mümkün olmadığının altını çizen Bahçeli, “Bir yanda elimizi sıkarlarken, diğer yanda sırtımıza hançer vurmalarına seyirci mi kalalım? Terör örgütleriyle silah çatanların, katillere yardım ve yataklık edenlerin sözüne nasıl güvenelim? İttifaklarına hangi mantıkla itimat ve itibar edelim? Finlandiya ile İsveç’in bekleme odasına alınması geldiğimiz bu aşamada akla yatkın en doğru seçenektir.” değerlendirmesini yaptı.

İsveç ile Finlandiya’nın NATO’ya girmesiyle ilgili hazırlık sürecinin, tehditleri Batı Avrupa’dan süpürme ve uzaklaştırma sinsiliğinden başka bir şey olmadığını ifade eden Bahçeli, “Bunu görüyoruz, bu sarih gerçeği fark ediyoruz. Batı Avrupa’ya yüklenen ağırlık kuzeye kaydırılacaktır. Baltık Denizi ve mücavir bölgeleri askeri ve siyasi kutuplaşmalara havale edilecektir. Bu itibarla, MHP Finlandiya ile İsveç’in NATO üyeliğini zamansız, yersiz, gereksiz olarak değerlendirmekte ve soğuk bakmaktadır.” dedi.

ABD yönetiminin, ABD’lilerin terör örgütü PKK/YPG’nin Suriye’de fiilen işgal ettiği bölgelere yatırım yapmasının önünü açtığına dikkati çeken Bahçeli, “ABD, yani müttefikimiz, NATO’da beraber olduğu Türkiye’ye yaptırım uygularken terör örgütlerini bundan muaf tutmuş, kollamış, pozitif ayrımcılık muamelesi yapmıştır. Bu küstahlık bize reva mıdır? Böylesi kasıtlı ve kindar tutuma hangi vatan evladı ‘tamam’ diyebilecektir?” ifadelerini kullandı.

Devlet Bahçeli, NATO’nun genişleme patikasına girebilmesi için Türkiye’nin tavrının belirleyici olacağını vurgulayarak, “Çünkü NATO kararı, 30 üye ülkeden her birinin müşterek şekilde vereceği oyun sonucudur ki tüm kararlar oy birliğiyle somutlaşmaktadır. ABD’nin Batı’yı ve NATO ülkelerini konsolide etmek için fırsat gördüğü Ukrayna savaşı bitmeden, ateşkes ve barış rejimi temin ve tesis edilmeden NATO’ya yeni üye katılımı insanlığı yeni bir ateşe sürükleyecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

Finlandiya ve İsveç’in muhtemel çok riskli NATO üyeliğinin, Avrupa’nın güvenlik haritasını kaotik ölçülerde güncellemekle kalmayacağını, var olan dengeleri sarsarak Rusya’yı daha farklı ve kuvvet kullanımını provoke eden bir pozisyona taşıyacağını söyleyen Devlet Bahçeli, “Herkesi uyarıyorum, bunun sonu ve sonucu barış değil, topyekun savaştır. Türkiye barışın, huzurun, istikrarın, demokrasinin, insan hak ve hukukunun yanındadır, mazlumların da sonuna kadar davacısıdır.” diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, 103 yıl önce, Türk milleti etnik topluluklar koleksiyonu olsun diye Samsun’a çıkılmadığını dile getirerek, Samsun’a Türk milletinin namus ve şerefini kurtarmak, kimseye muhtaç olmadan var olabilmesini sağlamak ve sağlama almak için ayak basıldığını kaydetti.

“Ne kadar övünsek azdır ve ne kadar gururlansak yetersizdir.” diyen Bahçeli, “Milli beka için gösterdiğimiz duruş ve kararlılığı siyaset icabı, zayıflık, acizlik zannederek göz ardı edenler, geçen yüzyılın başlarında milletimizi kurtaran ve devletimizi kuran kahramanları tıpkı dönemin işgalcileri gibi fark edememiş olanlardan başkası değildir.” dedi.

19 Mayıs 1919’un unutulmadığını ve unutturulmayacağını söyleyen Bahçeli, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutladı; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; Milli Mücadele kahramanlarına ve aziz şehitlere Allah’tan rahmet diledi.

CEVAP VER