MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Kripto damarın kesilip atılması, kılık değiştirmiş, usul ve üslup açısından kendisini emniyete almış FETÖ’nün siyasi ayağının darmadağın edilmesi artık milli bir seferberlik ruhuyla ele alınmalıdır.” dedi.
Bahçeli, konuşmasına Fenerbahçe Basketbol takımını kutlayarak başladı.
THY Avrupa Ligi şampiyonu olan ve Türkiye’ye haklı bir gurur yaşatan Fenerbahçe Basketbol takımının tarih yazdığını belirten Bahçeli, “Ülkemiz adeta sarı lacivert renklere boyanmıştır. Potada Avrupa’nın en büyük kupasını kazanan Fenerbahçeli basketbolcuları, teknik heyeti, kulüp yönetimini, elbette coşkulu taraftar kardeşlerimizi ayrı ayrı tebrik diyorum.” ifadelerini kullandı.
“Hainlerin kökü kazınmadan, haşhaşilerin inleri başlarına yıkılmadan, Türk düşmanları nefretlerinde boğulmadan şüpheniz olmasın ki aziz milletimiz huzur bulamayacaktır.” diyen Bahçeli, zaman zaman aksayıp gevşese de bazen soru işaretleri artıp kuşkular fazlalaşsa da FETÖ’yle mücadelede Türk devletinin doğru bir çizgide olduğunu söyledi.
Bahçeli, “FETÖ artık tümden yok edilmeli, kaynağı kurutulmalıdır. Aynısı başta PKK olmak üzere, diğer terör örgütleri için de geçerlidir. FETÖ’yle mücadelede kafa karışıklığına, ikircikli tavırlara, sırtını sağlama almış hatırlı isimlerin korunmasına hiç gerek ve yer yoktur. Bu doğru ve ahlaki de değildir. Eğer aksi olursa milli vicdanda dipsiz kuyular açılacaktır. Suçu sübut bulan kim varsa, onun yakınıydı, bunun hısımıydı, şunun damadıydı dememek, nitekim bunların gözünün yaşına dahi bakmamak şarttır.” diye konuştu.
FETÖ’nün 15 Temmuz darbe teşebbüsünde ön plandaki görünür isimlerin yargılanmasına dün Ankara’da başlandığını anımsatan Bahçeli, medyada fotoğrafları gösterilen FETÖ’cülere, “15 Temmuz kalkışmasının lider kadrosu” yorumunu getirmenin “bir bakıma asıl ve arkada kalmış zirve isimleri perdelemek” olacağını ifade etti.
Bahçeli, “Şu işe bakınız ki ortada siyasetçi yoktur. 15 Temmuz melaneti gerçeklemiş olsaydı bakan, başbakan veya cumhurbaşkanı olması mümkün ve muhtemel hiç kimseden bahis de açılmamaktadır. Adeta yer yarılmış FETÖ’nün siyasi ayağı içine girmiştir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Sayın Cumhurbaşkanı ‘ihanet içinde kim olursa gözünün yaşına bakmayacağız. İsterse babamın oğlu olsun.’ görüşündedir.” ifadesini kullanan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:
“Biz bu görüş ve tutumu umut verici, son derece de isabetli değerlendiriyoruz. ‘İsterse babamın oğlu olsun’ sözünden sonra artık bahane tükenmiştir. Kripto damarın kesilip atılması, kılık değiştirmiş, usul ve üslup açısından kendisini emniyete almış FETÖ’nün siyasi ayağının darmadağın edilmesi artık milli bir seferberlik ruhuyla ele alınmalıdır.
Hükümete diyorum ki çaycıyı çorbacıyı bırakın, yılana çıyana bakın. Zahire değil zehre odaklanın. Zarfa değil mazrufa dikkat kesilin. Kapıcıyı, odacıyı, memuru, işçiyi, onu bunu değil, 15 Temmuz’un kurgusunu, saldırı planlamasını yapan sözde akıl ve akil hocalarını yakalayın. Suçlu-suçsuz tasnifi tam ve eksiksiz yapılmazsa, kim mağdur, kim mahkum ayrımı adalet ölçülerinde gerçekleşmezse, üstelik FETÖ çuvalına önüne gelen atılırsa, bilinsin ki, ihanet alttan alta beslenecek, büyüyecek, ilk fırsatta harekete geçmek üzere bilenecektir. Vatan kavrulmuş, millet kavrulmuş, devlet kavrulmuş ama kavurmacılar aklanıyor, baklavacılar adaletten kaçırılıyorsa ortada kesinlikle çözülmesi gereken bir sorun var demektir.
FETÖ’nün içinde kim varsa, yakasından tutmak, yediğini içtiğini burnundan fitil fitil getirmek Türk devletinin şeref ve tarihi görevidir. Hatırlıymış, tanınıyormuş, arkası kaviymiş, sırtı pekmiş; bırakınız bu safsataları, geçiniz bu bayat taktikleri. Haine merhamet mazluma ihanettir. Caniye hoşgörü masumiyete karşı işlenmiş cinayettir ve gereği yapılmalıdır. Üzerimize tankla, topla, bombayla, uçakla, helikopterle saldıran Türkiye düşmanlarına acınırsa, çok geçmez, fazla sürmez, acınacak hale aziz Türk milleti düşer, düşmesi de mukadderdir.”
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti esnasında Türk güvenlik görevlilerine kaba, sert, saldırgan ve saygısız muameleler yapıldığını, bunun hiçbir vatan evladının gözünden kaçmadığını söyledi.
ABD makamlarının sırasıyla alması gereken tedbirleri her seviyede ihmal ettiğini, bunun sonucunda güvenlik zaaflarının ortaya çıktığını belirten Bahçeli, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Türk şiddetinden bahsetmesinin, bunun basit şekilde kabul edilmeyeceğini ileri sürmesinin, diplomatik nezaket ve teamülleri hiçe sayan yanlı, maksatlı ve çürük bir iddia olduğunu ifade etti.
“Türk ile şiddeti aynı cümlede kullanmak bir kere ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı’nın ne haddi ne de harcıdır.” diyen Bahçeli, “Şiddet görmek isteyen bu bakan kafasını çevirip Irak’a bakarsa, gözlerini dikip ülkesinin geçmişini okursa bizzat kendisi oluk oluk akan masum kanları, kaba güç furyasını net olarak görecektir.” diye konuştu.
Trump’ın, Arap İslam-Amerikan Zirvesi’nde yaptığı konuşmada “İslami aşırılarla mücadele konusunda ortaklık teklifinde bulunmasının da “tutarsız ve temelsiz” olduğunu belirten Bahçeli, şunları söyledi:
“Zira kast ettiği İslami aşırılık İslam değildir, İslam olan ise aşırı olmayacaktır. Washington’dan İslam’a baktığında terör, şiddet, dehşet ve yıkım görenler, bize göre ya bakan kör ya da bakmayan kötürümdür. İslam barış dinidir. Terör örgütlerini İslam ile ilişkilendirmek art niyetlilik değilse mutlaka su katılmamış cehalettir. ABD’li Bakan ya şiddetin ne anlama geldiğini girdiği kan banyosundan dolayı unutmuş ya da Türk kime denir onun farkına varamamıştır. Türk şiddet değil tarihe şan bırakmış şuurdur. Türk şiddet değil asırların kovuğundan pırıl pırıl parlayan şeref nişanesidir. ABD’li Bakan bunu istese de anlayamaz, anlasa da itiraf edemez. Bizim geçmişimizde vahşi batı değil herkesi kucaklayan şefkat, adalet ve merhamet vardır. Bizim geçmişimizde posta arabasının önünü kesenler, tren soyguncuları, at hırsızları, altına hücum adı altında yağmaya girişen, milyonlarca Kızılderili’nin kanına giren acımasızlık değil, kısaca asalet, ahlak, soylu millet ruhu vardır.
Washington Büyükelçiliği önünde Türk düşmanlarının provokasyonlarını, şiddetli tahriklerini sumen altı edip Türkiye’yi suçlamak, bunu da son derece seviyesiz bir şekilde yapmak utanç duyulacak bir savrulma halidir. Bu kapsamda Türkiye’nin dün ABD’ye verdiği sözlü ve yazlı nota haklıdır, hukukidir, doğrudur. Azı vardır ama çoğu asla yoktur. Bu müzik notası değil Türk milletinin onur müdafaası, Türk devletinin ezelden ebede giden meşru rotasının tebliğidir. MHP olarak, ABD’nin her fırsatta kötü niyetini gözler önüne seren, itici, incitici, ikiyüzlü, çifte standartçı, dışlayıcı, hezeyan dolu politik tavrını da kınıyor, yazıklar olsun diyoruz.”
Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’ye yaptığı ziyaretin, Türkiye’nin hassasiyetlerinin ve beklentilerinin muhataplarıyla paylaşılması açısından önemli olduğunu dile getirerek, “Ülkemizin çıkarlarını ve itibarını korumanın milli bir tavır olduğundan hareketle, Sayın Cumhurbaşkanı’nı Türkiye’nin haklı tezlerini muhatabının yüzüne söylemiş olmasından dolayı kutluyorum. Kendilerine milletimiz adına teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’nin PKK terör örgütü ile verdiği mücadelesini desteklediklerini iddia ettiğini anımsatan Bahçeli, “PKK terör örgütüne karşı ülkemizin verdiği mücadeleye destek verdiklerini söyleyenlerin bu örgütün Suriye’de sırtını sıvazlamaları trajik ve dramatik bir mizahtır. Türkiye’nin kırmızı listede aradığı bir terörist, ABD Başkanı’nın Özel Temsilcisinin yanından çıkıyorsa ABD bize daha ne anlatacaktır?” diye sordu.
Mesele müttefiklik ilişkileriyse şimdiki aşamada ABD yönetiminin, Türkiye’den alacağı dersin çok olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Bizim boş laflara karnımız toktur. Bugün yanımızda olan bizimledir. Herkes safını iyi seçmeli, tercihini ona göre yapmalıdır. Türkiye gündelik ve geçici hesaplar uğruna kurban edilemeyecek kadar önemli ve büyük bir ülkedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, Türkiye’nin dost ve müttefik kaybetmek istemeyeceğini dile getirerek, “Ancak ABD tam aksi yönde ısrar ve inat ederse de başı göl ayağı pınar olsun der, önümüze, işimize ve geleceğimize tek yürek halinde bakarız.” dedi.
“MHP’nin başarısızlığı, teklemesi, kaos ve krize düşmesi konusunda 1 Kasım’dan sonra devreye giren iç ve dış mihraklara şamar gibi inecek cevabın, biliniz ki milletimizin gönlünü kazanmak, haklı ve olması gereken siyasal mevkimize çıkmakla olacaktır.” diyen Bahçeli, bir günde yaptıkları 41 il kongresiyle önemli bir sınırın geçildiğini, kavga ve karışıklık bekleyen, iç kargaşa ve çözülme uman gafillerin yine çuvalladığını, baltayı bir kez daha taşa vurduklarını söyledi.
Bahçeli, “Bunlara söyleyecek sözümüz bitmiştir. Sözü zaten Milliyetçi-Ülkücü hareket söylemiş, bunların ağız ve iftiralarına damgayı vurmuş, kilidi asmıştır.” diye konuştu.
Grup toplantısının sonunda, Diyarbakır İl Başkanı Ahmet Demir, Bahçeli’ye tablo hediye etti.
Bahçeli, tablo için teşekkür ederek “Ahmet Bey Diyarbakır’da bayrağı devraldıktan sonra durmuyor, koşuyor.” dedi.
Öte yandan Bahçeli, toplantı sonrasında bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olması ile ilgili eleştiriler hakkında ne düşündüğü sorusu üzerine, “Tartışmaları bitirmeyen bir anlayış Türkiye’de var olduğu müddetçe yapılacak her güzel hareket gölgelenecektir. Bunu bilmek gerekmektedir. Adalet ve Kalkınma Partisi 3. Olağanüstü Büyük Kongresi’ni büyük bir kalabalık ve görkemle gerçekleştirmiştir. Kurucusu olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan Bey cumhurbaşkanlığı görevinin yanında partinin genel başkanlığı görevini de üstlenmiş bulunmaktadır. ‘Hayırlı uğurlu olsun’ demek lazım.” diye konuştu.