MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bina edilmesini tavizsiz şekilde desteklediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sadece Türk milletinin değerlendirebileceğini belirten Bahçeli, “Bu sistemin ilke ve esaslarıyla yönetim hayatımıza mühür vurması, 696 sayılı KHK’nin 121’inci maddesini muğlak bularak muradını deşifre eden ne Sayın Gül’ün harcı ne de Gandiliğe özenen ama Kandil’e tutunan Sayın Kılıçdaroğlu’nun harcıdır. Yeni sistem sadece ve sadece Türk milletinin harcıdır, haysiyetine emanettir.” dedi.

Bahçeli, bu haysiyeti koruyup, savunup, sahipleneceklerini belirterek, “Fit sokmaya çalışanlara aldırmayacağız. Firavun taktiklerine eğilmeyeceğiz.” diye konuştu.

Bahçeli, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilke ve esaslarıyla yönetim hayatımıza mühür vurması, 696 sayılı KHK’nin 121. maddesini muğlak bularak muradını deşifre eden ne Sayın Gül’ün harcı ne de Gandiliğe özenen ama Kandil’e tutunan Sayın Kılıçdaroğlu’nun harcıdır. Yeni sistem sadece ve sadece Türk milletinin harcıdır, haysiyetine emanettir.” dedi.

“Bu destek ve katkımız, açık açık söylüyorum, 2019’da yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerinde de mutlaka devam edecektir.” diyen Bahçeli, hatta bunun seçimlerle sınırlı kalmayacağını, 2019’dan sonraki beş yıl boyunca da yeni sistemin iyice kökleşmesi ve kalıcı hale gelmesi için milli ve tarihi sorumluluk kapsamında süren iş birliğinin, doğacak ahlaki ittifakın gereğini gönül huzuruyla yapacaklarını belirtti.

Bahçeli, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tam manasıyla oturması ve olgunluk kazanıp inşası için MHP’nin üzerine düşen görevi eksiksiz yapmaya azimli, istekli ve iradeli olduğunu ifade ederek, “Bu şartlar altında partimiz 2019’da uzlaşmaya açık ve talipli olduğundan cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacaktır.” diye konuştu.

2018’de yeni sisteme uyum için gerekli olan yasal düzenlemelerin süratle hayata geçirilmesinin bir başka ana gündem maddesi olduğunu ve bu konudaki tercih ve kararlarının istikametinin de belli olduğunu dile getiren Bahçeli, “Parti olarak, 7 Ağustos Yenikapı ruhuna, 16 Nisan halkoylaması şuuruna bağlıyız, bağlı kalacağız. Çünkü biz Türkiye sevdalısıyız. Çünkü biz Türk milletinin özlemlerinin tercümanıyız. Ve biz Türk’üz, doğruyuz, verdiğimiz sözü sonuna kadar tutarız.” ifadelerini kullandı.

Bahçeli, milletin kabul ve tasdik ettiği cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden geriye dönüş olmadığını belirterek, şunları söyledi:

“Bu yol kapalıdır. Çalıyı tepesinden sürümek ahmaklıktır. Hz. Nuh’un cep telefonu kullanması kadar hayal mahsulüdür. Mevcut sistemden dönmeye çalışanları, dönüş için çağrıda bulunanları, çaba gösteren yandan çarklıları tanımıyoruz, tanımayacağız. Bunlar ki getirdikleri su akmaz, yaptıkları baraj tutmaz, söyledikleri sözü kimseler yutmaz. Siyasetin dipsiz tencerelerine, camsız pencerelerine inanacak yoktur. Artık taraflar netleşmiştir. Niyetler netleşmiştir. Bundan sonra herkesin 2019 yılına müzahir tavrı da netleşmelidir. Biz gülünü dikenini bilmeyiz, akarına kokarına bakmayız, kayığından küreğinden, yatından katından anlamayız. Kalburla su taşıyanlara güler geçeriz. Muhalif partiler konfederasyonuna dönen CHP’yi, yanına aldığı HDP, İP, TKP, EMEP, FETÖ, PKK ve diğer yedekleri de mesele yapmaz, hiç kafaya takmayız. Biz, millet ne diyor ona bakarız. Tarih ne diyor ona dikkat kesiliriz. Türkiye’nin geleceğini şuna buna peşkeş çekmeyiz, çektirmeyiz.”

ABD KUMPASI TÜRKİYE’YE SÖKMEZ

Bahçeli, “MHP’nin kapısına ‘tasfiye sürecinde’ ibaresinin asıldığını onursuzca söyleyenler, alaycı ve ayıplı bir ağızla ‘Patron çıldırdı, kapatıyoruz’ sözleriyle irademizi saptıranlar, bilsinler ki kendileri ve zihniyetleri çukurların en derinine, uçurumların en dibine çıldıra çıldıra düşmüşlerdir.” diyerek, yeni hükümet sistemi üzerinde ameliyat yapmanın, FETÖ’nün dürtmesiyle 2019 vadeli geriye dönüş planları hazırlamanın, birbirinin kayığına binip sefere çıkan, oraya buraya gül ve gülücükler dağıtanların haddi olmadığını ifade etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD kumpasının Türkiye’ye sökmeyeceğini, siyasi mahkemenin hükmünün aziz millete geçmeyeceğini belirterek, “Karşımızda Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve hukuki cendereye alınma kurnazlığı görünmektedir. MHP bunu inançla, iddiayla, kararlılıkla reddetmektedir.” dedi.

BM GENEL KURULU KARARI ABD’NİN YÜZÜNE TOKAT GİBİ İNDİ

Bahçeli, İslam İşbirliği Teşkilatının olağanüstü İstanbul Zirvesi’nde terslenen, BM Genel Kurulu’nda 128 ülkenin iradesiyle reddedilen ABD’nin Kudüs dayatmasını “yeni bir Haçlı seferi” olarak niteledi.

Ancak, İslam’ın sancaktarı, keskin kılıcı Türk milletinin, Kabalist ve Evanjelist komploya suskun kalmadığını, teslim olmadığını, tarihi sorumluluğunu unutmadığını vurgulayan Bahçeli, “Türkiye Cumhuriyeti aktif bir diplomasiyle, devlet-millet dayanışmasının mahrecinde, İslam’ın kutlu vicdanını mihver yaparak, küresel vicdanı uyarmış ve harekete geçirmiştir. BM Genel Kurulu’nun 21 Aralık 2017 tarihli muazzam karar ve ezici çoğunluğu ABD’nin yüzüne tokat gibi inmiştir. Kudüs’ün tarihsel birikimi; imanın, insanlığın, insafın ve iradenin ayaklanışıyla mahfuz tutulmuş, muhafazaya alınmıştır.” diye konuştu.

ABD VE İSRAİL’İN MAŞALIĞINA SOYUNAN SÖMÜRGE ARTIĞI BAE

Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanının sosyal medyadan yaptığı paylaşımı anımsatan Bahçeli, “Bu küstah, kahraman ecdadımız Fahreddin Paşa’yı hırsızlıkla suçlayarak iğrenç bir bühtanda bulunmuştu. Bunu hiç unutmadım, bir an olsun hatırımdan çıkarmadım. Henüz devesini hurma ağacına bağlamamış bu bedevinin, Türk milletine ve sinesinden doğmuş aziz kahramanına hırsız demesi en nazik ifadeyle alçaklık ve ahlaksızlıktır.” ifadelerini kullandı.

“Kudüs konusunun uluslararası toplumun gündeminde olduğu bir sırada, ABD ve İsrail’in maşalığına soyunan bu sömürge artığının, Medine kahramanı Fahreddin Paşa’ya ve sayın Erdoğan üzerinden ecdadımıza dil uzatma densizliği tek kelimeyle haramzadeliktir, ayrıca nankörlüktür.” diyen Bahçeli, “Bir hırsız varsa, bir hain aranıyorsa, Osmanlı’ya ihanet eden bir avuç haçlı kalıntısından, onların bugünkü taşeronlarından başkası olamayacaktır.” dedi.

Tarihsizlere Türk tarihini çiğnetmeyeceklerini, korkaklara kahramanları ezdirmeyeceklerini belirten Devlet Bahçeli, “Ruhu esir düşmüşlerin müfterilikleri ayağımızın altındadır. Herkes yerini yurdunu bilmelidir. Türkiye’ye kumpas kuranlarla düşüp kalkanları, terör örgütlerini pışpışlayıp Türk düşmanlarının gözüne girmek için cambazlık yapanları, 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsüne mali ve siyasi destek verdiği söylenen şerefsizleri biliyoruz, ayaklarını denk almaları hususunda da uyarıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin sahipsiz, milletin çaresiz, devletin yetim, vatanın kimsesiz, bayrağın umutsuz olmadığının altını çizen Bahçeli, “MHP, tüm heybet, tüm haşmet, tüm haysiyetiyle buradadır, milli birlik ve dayanışmanın yaşaması konusunda yeminlidir.” ifadesini kullandı.

İRAN’DA ARAP BAHARININ FARKLI BOYUTTA DEVAMI KURGULANIYOR

Bahçeli, Türkiye’nin İran’ın siyasi birliğini, toprak bütünlüğünü tartışmasız desteklemesi gerektiğine dikkati çekti.

Demokratik nitelikli ve iyi niyetli beklentilere şüphesiz kulak verilmesi gerektiğine işaret eden Bahçeli, “Buna diyecek bir şeyimiz yoktur. Taşkınlıklara prim vermeden, casusların dümen suyuna girmeden, insanca bir hayatı, insana yaraşır ve yakışır sosyal, siyasal ve ekonomik şartları demokratik sınırlarda talep etmek herkesin en tabii hakkıdır.” diye konuştu.

Ancak İran’ı karıştırmak isteyen ellerin, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’yu kana ve krize bulayan Arap Baharı’nın farklı boyutta devamını kurguladıklarını vurgulayan Bahçeli, Suriye’de olanların, Irak’ta yaşananların İran’a ihraç edilmek istendiğini söyledi.

Bahçeli, şöyle devam etti:

“Dönem dönem Türkiye’yi de yoklayan, deneyen, test eden zalimler, Gezi Parkı’ndan Kobani olaylarına, Doğu ve Güneydoğu il ve ilçelerinde hendek kazarak işgal teşebbüsünden 15 Temmuz FETÖ darbe girişimine kadar son beş yıldır her türlü rezalet ve hıyaneti sahnelemişlerdi. Adalet yürüyüşleri de boşuna icra edilmemişti.

Irak, Suriye, Türkiye ve İran’ın belirli aralıklarla kafeslenmesi ve kaosa sürüklenmesi projelendirilmişti. Enjekte edilen zehir Irak ve Suriye’de tuttu. Ancak Türk milleti can pahasına direnerek, kahramanca bir mücadele göstererek her kumpası çürüttü, her oyunu bozdu, her saldırıyı püskürttü.

Terör kataloğundan duruma göre seçilip sahaya sürülen FETÖ, PKK, PYD-YPG, IŞİD devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü dağıtmak, iç barış ve huzur ortamını dinamitlemek için müracaat etmedik düşmanlık bırakmadılar. Her yolu denediler. İstila denemesi yaptılar. Şunun bilinmesini bilhassa isterim ki, Arap Baharı isimli kaos süreci aşama aşama Anadolu’ya gelecek, kademe kademe Türk devletini yıkıp yutacaktı. Hedef buydu, belli olan plan ve kurgu böyleydi.”

İRANLI ŞARLATANI SANIK MERTEBESİNDEN TANIK SEVİYESİNE ÇIKARTTILAR

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bunu başaramayan Türkiye düşmanlarının, bu kez de ABD’de siyasi bir mahkeme kurarak İranlı şarlatanı sanık mertebesinden tanık seviyesine çıkartıp şanslarını denemek istediklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Tembihli jüri kurdular. Bağımlı hakim ve savcıyla kolları sıvadılar. Türkiye’yi yargılamayı amaçladılar. Finans ve bankacılık sistemimizi karalayarak operasyonlarına farklı bir içerik kattılar. Bir devlet bankamızın güya adını ve itibarını linç etmek için kuyruğa girdiler. Önyargılı jüri geçen hafta kararını açıkladı, 13 Nisan’da son söz güdümlü hakime kaldı. Bir bankamızın yöneticisi altı suçlamanın beşinden suçlu bulundu. Açıkça diyorum ki, ABD kumpası Türkiye’ye sökmez, siyasi mahkemenin hükmü bu aziz millete geçmez, geçmeyecektir. Ne yapılmak, nereye varılmak istendiğini sağır sultan duymuştur. Karşımızda küresel ve bölgesel bir hesaplaşmanın patırtısı, gürültüsü vardır. Karşımızda Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve hukuki cendereye alınma kurnazlığı görünmektedir. MHP bunu inançla, iddiayla, kararlılıkla reddetmektedir. Türkiye’nin milli birlik ve toplumsal dayanışmasını tertip ve tuzakla bozacaklarını sanan aymazlara tek bir cevap yetecektir. Diyorum ki, alayınız gelseniz de bir milim geri adım atan, atmayı aklından geçiren sizler gibi, sizlerin maşaları gibi namert kere namert olsun.”

Bahçeli, konuşmasının sonunda, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladı, Münir Özkul ve Aydın Boysan’a Allah’tan rahmet diledi.

CEVAP VER