Partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada IKDP lideri Barzani’nin 25 Eylül’de bağımsızlık referandumu yapacağına değinen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Barzani ateşle oynamaya meraklı ve bunda ısrar ediyorsa, cayır cayır yanmasının önünü açmak, hatta bunu çabuklaştırmak Türk devletinin beka ve haysiyet meselesidir. Erbil oradaysa, Ankara burada, fitne oradaysa, faziletli millet iradesi ayaktadır.” diye konuştu.

Fren tutmayan bazı şuur ve akıl yoksunlarının, Mehmetçiğe “lejyoner” diyecek kadar çıldırdıklarını belirten Bahçeli, “Türk askerine ‘lejyoner’ demek bühtan olması şöyle dursun, su katılmamış bir alçaklık, ayağımızın altında çiğnediğimiz isnattır. Türk düşmanlarına paralı gece bekçiliği, kiralık kalem nöbetçiliği, tasmalı siyasi sözcülük yapanların Mehmetlerimizin haysiyetiyle oynaması utanmazlığın daniskası, ahlaksızlığın dik alasıdır.” dedi.

Türkiye’nin doğru bir hamleyle, Körfez’de yükselen tansiyonun diyalogla çözüme kavuşturulmasını istediğini, bu konuda yoğun bir diplomasi faaliyeti yürüttüğünü söyleyen Bahçeli, Türkiye’nin Katar ile tarihsel bağları olduğunu dile getirdi.

“Katarla imzalanan anlaşmaların TBMM’de 8 Haziran günü rutin onayı, görülen odur ki birden bire bazı çevreleri rahatsız etmiştir.” diyen Bahçeli, “Katar’da kurulacak Türk üssünün körfez ülkelerinin güvenlik ve istikrarına destek vermekten başka bir hedefi yokken, durduk yere bir kaşık suda fırtınalar koparanları anlamak şüphesiz mümkün değildir.” değerlendirmesinde bulundu.

“Dünya Doha’dadır. Yedi düvel komşu coğrafyalara demir atmıştır.” ifadesini kullanan Bahçeli, “Türkiye, üstelik eski hakimiyet havzalarında niye olmayacaktır? Neyimiz eksik, neremiz yetersizdir? diye sordu.

Bahçeli, CHP’de “kompleks, aşağılık duygusu, her şeye kulp takma kurnazlığı” bulunduğunu öne sürerek, şöyle konuştu:

“Bu nasıl ve ne şekilde izah edilecektir? Ne yapsaydık, ülke olarak bölgesel ve küresel gelişmelerin akıntısına hiçbir irade göstermeden kendimizi teslim mi etseydik? Türkiye’nin Musul’da kurduğu Başika Kampı için aynı masalı dillendirdiler. Fırat Kalkanı Harekatı başlayınca da benzer itirazları seslendirdiler. Türkiye’nin sınır ötesi askeri veya siyasi faaliyetleri hukuki ve meşru sınırlar çerçevesinde olduktan sonra, bunu karalamak, kötülemek bir defa gayri milliliktir.

Türkiye, bekasının müdafaası amacıyla yedek kulübesinde değil sahada olmalıdır; kıyıda, köşede, kenarda değil bölgenin kalpgahında, gerekirse, gücü yeterse kaptan köşkünde bulunmalıdır. Bunun neresi mahsurludur? İddialı olmayalım mı? İrademizi göstermeyelim mi? Aktif, çok yönlü, başkent Ankara merkezli, dünyaya Türkçe bakan bir dış politika istemeyelim mi?

Bahçeli, dış politikada ebedi dostluk veya ebedi düşmanlık diye bir şeyin olmadığını, ancak komşu coğrafyalarda kategorik bir tarafgirliğinde makul ve mantıklı görülmeyeceğini dile getirdi.

Türkiye’nin tarihsel çıkarları ve içinde bulunduğu coğrafyanın sesi doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:

“Bu nedenle Doha’da üs kurmak Körfez ülkelerine meydan okumak şeklinde yorumlanmamalıdır. Önce diyalog, önce mutabakat, önce diplomasi kanallarının açık ve çalışır olmasıyla sertliğin yumuşatılması, gerginliğin giderilmesi lazımdır. Görebildiğimiz kadarıyla hükümet de bunu yapmaktadır ve doğru çizgidedir. Konu siyaset üstüdür. Konunun hükümeti aşan bir yönü de vardır. MHP ne Katar’ın safında ne de bu ülkeye tavır alan ülkelerin karşısındadır. Biz yalnızca Türkiye’nin hak ve çıkarlarının yanındayız, yanında olmaya da kararlılıkla devam edeceğiz.”

“Türkiye’nin Ortadoğu’da ne işi var, Doha’da ne yapacak?” tartışması çıkaran başta CHP olmak üzere, malum çevrelere açıklıkla sormak istediğini belirten Bahçeli, “Türkiye’nin bölgede pozisyon alması gözünüze batıyor da ABD’sinden Almanya, Fransa ve Birleşik Krallığı’na kadar birçok ülke niçin dikkatlerinizden kaçıyor? Kimlerin nam ve hesabına çalışıyorsunuz? Kimlere sözcülük yapıyorsunuz?” diye konuştu.

“Eğer yürekliyseniz, eğer minderden kaçmayacaksanız, eğer sıkıyı görüp araziye uymayacaksanız; ABD’ye ne işiniz var Ortadoğu’da deyin de endamınızı görelim, adamsınız diyelim. Bakın biz söyledik, yine söylüyoruz, yine söyleyeceğiz.” ifadelerini kullanan Bahçeli, “CHP’nin cesareti varsa, Rabia polemiğine değil emperyalizmin bölgeye kurduğu kanlı rampalara kafa yorsun, bunu dert edinsin.” dedi.

Bahçeli, “Geçen hafta Tahran’daki terör eylemini yapanlar ortadadır da emri ve görevlendirmeyi yapanlar nerelerde gizlidir? IŞİD’in mimarı, PKK-YPG’nin mucidi, DHKP-C’nin sahibi nereye saklanmıştır? Londra, Kabil, Şırnak, Hakkari, Batman’daki saldırıların kumanda merkezi neresidir? 8 Haziran’da Somali’nin Putland bölgesinde, 9 Haziran’da Irak’ın Kerbela şehrinde düzenlenen kanlı saldırıların talimatını veren, şehit düşen Aybüke kızımızı şehit eden şerefsizlerin amiri, efendisi, kiralayanı kimlerdir?” sorularını yöneltti.

Terörizmin, çıkar kavgalarının, ekonomik rekabetin, egemenlik mücadelelerin kör ve kalleş bir aracı olduğunu dile getiren Bahçeli, Tahran-Riyad çekişmesinin, mezhep ve etnik kutuplaşma felaketinin habercisi olduğunu, bunun mutlaka önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti.

Bahçeli, Mehmet Akif Ersoy, on yıllar öncesinde anlamlı ve düşündürücü şekilde seslendiğini aktararak, “Ey koca şark, ey ebedi meskenet! Sen kımıldamaya bir niyet et. Korkuyorum, Garbın elinden yarın, Kalmayacak çekmediğin melanet.” dörtlüğünü okudu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Barzani, 25 Eylül’de bağımsızlık referandumu yapacakmış. Türkmen yurtlarına göz dikmiş. Kürdistan kurulup coğrafyalar deprem geçirecekmiş. Bunların hepsi fasa fisodur, fuzuli ve bayat laf enflasyonudur. Aç tavuk kendini darı ambarında sanır.” dedi.

Bahçeli, partisinin Meclis Grubu’nda yaptığı konuşmada,Türkiye’nin henüz arzulanan sosyal ve ekonomik gelişmişliğe, huzur ve esenliğe ulaşamadığını belirtti.

Anlaşmazlıkların her yerde, şiddetin her tarafta olduğunu, sosyal ve toplumsal bünyenin alarm verdiğini anlatan Bahçeli, “Milletimiz huzursuz ve memnuniyetsizdir. Ailede kavga, sokakta kavga, milli takımda kavga, ekranlarda kavga, her yerde rezalet diz boyudur. Toplumsal güven erimektedir. Buna engel olmak acil bir ihtiyaçtır. Adalet ve ahlaktaki gerilemeler inanılmaz boyutlardadır.” diye konuştu.

FETÖ’nün kripto damarının neden olduğu yıkımları, dağınıklıkları, adalet, akıl ve vicdanla izah edilemeyen skandalları kaygıyla izlediklerini ifade eden Bahçeli, “Hem kel hem de fodul olanların adalete giydirmeye çalıştığı deli gömleğini hafife almamız eşyanın tabiatına aykırı olduğu gibi, milletimizin hukukuna da açıkça hakarettir.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin, suçluların, hainlerin adaletten kaçırılmasıyla dört bir tarafından su aldığını ve dibe doğru kaydığını savunan Bahçeli, ülkeyi düzlüğe ve yüzeye çıkaracak ikinci yolun, soruna neden olan adaletsizliklerin üzerine kararlıca gitmek olduğunu ifade etti.

“Türk milletinin gözü açıktır. Baldırı çıplakların, ederi bir dolar olan canilerin tezgahlarına hazırlıklıdır.” diyen Bahçeli, ne kadar inkar edilse de algılar ne denli denetim altında tutulmaya ve yönlendirilmeye uğraşılsa da FETÖ’nün kalıntılarının faal, hücrelerinin aktif olduğunu bildirdi.

Devlet Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

“Hatırlıymış, arkası sağlammış, sırtı kaviymiş, imtiyazlıymış, onun damadı, bunun akrabasıymış diyerek hiçbir suçlunun, hiçbir failin adalete kıymasına izin veremeyiz, vermemeliyiz. Yok hastaymış, yok adresi belliymiş bahaneleriyle tutuklanıp, serbest bırakılanlar millet vicdanını sızlatmaktadır. Hukuk karşısında herkes eşittir, hukuk herkese lazımdır.”

Türkiye, ihanetle, terör örgütleriyle, 15 Temmuz işgal teşebbüsüyle hesaplaşıp, yüzleşecekse bunun kesinlikle hukuk yoluyla yapılması gerektiğini ve bu konuda ayrıcalıklı hiç kimse olamaması gerektiğini anlatan Bahçeli, “Halen Türk devletinin önemli ve karar verici mevkilerinde FETÖ’cü varsa ve bunlar sürmekte olan davaları sulandırıp, savsaklıyorsa vebal herkesin üzerindedir. Günaha göz yummak günahtır. Yanlışa sessiz durmak ayıptır, milletimize de saygısızlıktır.” diye konuştu.

Türk milletinin bekasını muhafaza amacıyla çetin bir mücadelenin sürdürüldüğünü kaydeden Bahçeli, geçen hafta boyunca acı verici kara haberlerin milli yürekleri kavurduğunu ifade etti.

Devlet Bahçeli, şunları söyledi:

“Bunlar arasında bir evladımız vardır ki duyan herkesin göz pınarlarından yaşlar akmasına neden olmuştur. Batman Kozluk’ta, henüz hayatının baharında, körpe bir fidan olan Müzik Öğretmeni Şenay Aybüke Yalçın terörün hedefi olmuştur. Milyonlar Aybüke’yi konuşmuş, Aybüke’yle birlikte diğer şehitlerimize yanmış, ağıtlar yakmıştır. Her şehit gibi ay yüzlü Aybüke de mazlumdur. Helal kanı inşallah yerde kalmayacak, hesabı mahşere bırakılmadan bu dünyada sorulacaktır.

Çok sevdiği müzik notaları öksüz, sınıfı kimsesiz, öğrencileri geride meyus kalmıştır. Aybüke’nin muhterem babası Sadık Yalçın ise duruşu ve asaletiyle tüm Türkiye’ye ders vermiş, taraflı tarafsız herkeste hayranlık uyandırmıştır. Acılı babanın, şehit kızının naaşına bakarak söylediği ‘5 bin yıl değil, 500 bin yıl daha buradayız Allah’ın izniyle. Kimse bizleri yıldıramaz. Bu vatan tarihte Türk’tü, bugün de Türk, yarın da Türk. Ne Mutlu Türk’üm Diyene.’ sözlerini mıh gibi arşın çatısına çakmıştır. Böyle bir babaya hürmet edilmez de ne yapılır? Bu vakur, bu asalet, bu soylu, bu milli ve inanmış yürek Türkiye’nin yegane aradığı, özlemle ihtiyaç duyduğu sesleniş ve dik duruştur. Millet Türk’tür, devlet Türk’tür, vatan Türk’tür, bayrak Türk’tür. Ne Mutlu Türk’üm diyene sözü şeref nişanemiz, varlık ve birlik yeminimizdir.”

“Barzani, 25 Eylül’de bağımsızlık referandumu yapacakmış. Türkmen yurtlarına göz dikmiş. Kürdistan kurulup coğrafyalar deprem geçirecekmiş. Bunların hepsi fasa fisodur, fuzuli ve bayat laf enflasyonudur.” diyen Bahçeli, aç tavuğun kendini darı ambarında sanacağını ifade etti.

Haklı olarak Irak’ın toprak bütünlüğünü savunan Türkiye Cumhuriyeti’nin, kapısının önünde kaçak bina dikmeye, çadır kurmaya, gecekondu yapmaya kalkışanları hizaya getirip, Aybüke ve tüm şehitlerimizin emanetini korumaya hem görevli hem mecbur hem de buna kudretli olduğunu vurgulayan Devlet Bahçeli, “Barzani ateşle oynamaya meraklı ve bunda ısrar ediyorsa, cayır cayır yanmasının önünü açmak, hatta bunu çabuklaştırmak Türk devletinin beka ve haysiyet meselesidir. Erbil oradaysa, Ankara burada, fitne oradaysa, faziletli millet iradesi ayaktadır.” diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, hiçbir küresel senaryonun, çağın hiçbir art niyetli projesinin Türk milletinin tarihsel köklerine, dallarına ve budaklarına zarar veremeyeceğine işaret ederek, bedel neyse bunu ödemeye hazır kahramanların tetikte beklediklerini bildirdi.

Bahçeli, MHP Grup Toplantısı’na konuk olan Şırnak ve Hakkari halkının temsilcilerini saygıyla kucakladığını belirterek, “35 milletvekilimiz alayı yanınızda. Hakkari ve Şırnak il kalmalı. Başka nereyi il yapıyorsanız yapın, o sizin bileceğiniz iş.” dedi.

CEVAP VER