Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) “Gazze Çalıştayı” sonuç bildirgesini basın toplantısıyla açıkladı. Bildirgeyi değerlendiren TYB Genel Başkanı Musa Kazım Arıcan, Gazze’deki durumun korkunç olduğunu, insanlığın batılı bir ihanetle yüz yüze olduğunu söyledi.

EMPERYALİSTLER KATİLLERİ ALKIŞLIYOR

Arıcan, “Gazze’de tarihin en zalim katliamı gerçekleştiriliyor. Filistin halkı aç, susuz ve elektriksiz bırakılıp üzerlerine fosfor bombaları yağdırılırken, emperyalist devletler İsrail’in yanında saf tutup katilleri alkışlıyor.” dedi.

Konunun aciliyetine binaen İsrail’i kınama bildirisi hazırladıklarına vurgu yapan Arıcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

İSRAİL SOYKIRIMI DÜNYAYI KARANLIK BİR SONA SÜRÜKLÜYOR

“Daha önce yine burada, bu çatı altında gerçekleştirmiş olduğumuz Gazze Çalıştayı’mızın sonuç Bildirgesini kamuoyu ile ve siz kıymetli basın mensuplarıyla paylaşıyoruz. Türkiye Yazarlar Birliği işgalci İsrail’in Filistinlilere yönelik ilk saldırılara başladığında kullanılan silahlar ve sivil halka yönelik katliamları da dikkate alarak konunun aciliyetine binaen İsrail’i kınama bildirisi hazırlamıştık. Edebiyat dünyasından yazarlar, şairler, akademisyenler ve fikir insanlarının imzaladığı bu bildiride İsrail’in soykırım siyaseti dünyayı karanlık bir sona sürüklüyor. Gazze’de tarihin en zalim katliamı gerçekleştiriliyor. Filistin halkı aç, susuz ve elektriksiz bırakılıp üzerlerine fosfor bombaları yağdırılırken, emperyalist devletler İsrail’in yanında saf tutup katilleri alkışlıyor. Siyonist teröristler ‘Artık Filistin’de okullar olmayacak çünkü çocuk kalmayacak orada.’ diye çığlıklar atarken İsrail uçakları çocuk hastanelerini bombalıyor ifadelerini kullanmıştık. Ne yazık ki insanlık ölüyor dünya izliyor. Gazze’deki durum korkunç, bu soykırım dünya için ahlaki bir çöküştür. Batılı bir ihanetle insanlık yüz yüze. Dünyanın emperyalist akılları iflas etmiş. 7 Ekim’den bu yana geçen zamanda İsrail kadın, çocuk, yaşlı demeden katliam yapmaya hala devam ediyor. Tarih elbette işgalci, katliamcı İsrail’i insanlığın yüz karası notuyla yazacak, yaşanan bu soykırıma göz yuman, destek veren, görmezlikten gelenleri de yazacaktır. Nitekim zamanında Bosna’da, Serebrenitsa’da çağdaş batı sınıfta kalmıştı. Doğu Türkistan’da yine batılı ihanetle karşı karşıyayız. Ama gözümüzün önünde ortak tarihimizin, inancımızın, değerinin olduğu Gazze’de de büyük bir acı hala yaşanıyor. Ülkemizin yazarları olarak dünyanın neresinde olursa olsun ırk, renk, cinsiyet, dil, din, milliyet ayrımı yapılmaksızın herkesin yaşama hakkı ve kişi özgürlüğünün olması gerektiğine inanıyoruz.”

ULUSLARARASI KURULUŞLARA MEKTUP GÖNDERİLECEK

TYB Genel Başkanı Musa Kazım Arıcan, Gazze Çalıştayı’na ilişkin bilgi verirken de şunları söyledi:

“Bu anlayışla zor günlerinde Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek, yaşanan olayları müzakere ederek değerlendirmek amacıyla akademisyenler, yazarlar, tarihçiler, gazeteciler Ortadoğu’nun üzerine çalışmalar yapan bilim insanlarının katıldığı Gazze Çalıştayı düzenledik. Ve bu çalıştayın sonucunu şimdi sizlerle paylaşacağız. Ayrıca bu çalıştayımız İngilizce, Arapça, Çince, Rusça, İspanyolca ve İbranice dillerine çevrilen bir sonuç bildirgesi oldu. Bu çalıştayımız Türkçe hazırladığımız metnin aynı zamanda bu dillere çevrilmiş halidir. Birleşmiş milletler ve uluslararası insan hakları kuruluşları başta olmak üzere dünya liderlerine bir mektup ekinde bunu göndereceğiz. Hem basılı olarak göndereceğiz, hem bunu online olarak göndereceğiz. Benzer çalışmayı bundan önceki yıllarda Doğu Türkistan üzerine yapmıştık ve onu da yine Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası insan hakları kuruluşlarına ve dünya liderlerine göndermiştik. Mektupta sadece Filistin değil bütün Ortadoğu ve dünya için bir tehlike ve tehdit oluşturan İsrail’in saldırılarını bir an evvel durdurması için girişimde bulunmalarını isteyeceğiz.”

GÜZİDE KURUMLARIMIZ ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR YAPIYOR

Türkiye Yazarlar Birliği olarak ilk günden itibaren çalışmalar yürüttüklerini, Anadolu Ajansı’nın da bu konuda önemli çalışmalara imza attığını ifade eden Arıcan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bildirgeyi birazdan TYB Yönetim Kurulu Üyemiz ve Genel Başkan Yardımcımız Doç. Dr. Enes Kala hocamız okuyacak. Ama ondan önce çalıştaya emek veren, kıymetli fikirleriyle burada bize müzakereler, tartışmalar ile büyük katkı sunan tüm bilim insanlarımıza, akademisyenlerimize, yazarlarımıza, şairlerimize, gazetecilerimize, Gazzeli, Filistinli dostlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Büyük bir emek sonucu tüm fikirler toplandı, deşifre edildi ve başta Dr. Öğretim Üyesi Nuri Salık hocamız olmak üzere Prof. Dr. Hasan Yücel Başdemir hocamız, Prof. Dr. Ali Osman Kurt hocamız bu bildiri metninin oluşmasında katkılar sundular. Emeği geçen tüm arkadaşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Tabi Türkiye Yazarlar Birliği olarak biz ilk günden itibaren bu çalışmaları yapıyoruz. Genç kardeşlerimiz, genç TYB üyelerimiz, Türkiye Yazarlar Birliği’nin gençlik birimi bir Filistin Çalıştayı yaptı ve birçok sivil toplum kuruluşumuz ciddi çalışmalar yapıyor. Üniversitelerimiz gerçekten çok önemli çalışmalar yapıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda gerçekten dünyaya bu düşünceleri, fikirleri haykırıyor. Biz inşallah hayırlı bir sonuç alınacağını düşünüyoruz. Tabi ülkemizin çok güzide kurumları çok önemli çalışmalar yapıyor. Geçen haftalarda üniversitemizde yaptığımız bir panel var. Kamu Denetçiliği Kurumu’nun hazırlamış olduğu Gazze Raporunu uluslararası ilişkiler hocalarımız başta olmak üzere öğrencilerimiz, hocalarımız huzurunda çocuk, kadın İsrail’in işlediği savaş suçları başlıkları altında bir panel icra ettik. Tabi orada Anadolu Ajansı’mızın ‘Kanıt’ adını verdiği ve bugün eğer dünya basınına Gazze’deki yaşanan soykırımlarla ilgili görüntüler, fotoğraflar gidiyorsa Anadolu Ajansı’nın bu çalışmalarıyla. Bunun şu an devamını da hazırlıyorlar. Bu çok kıymetli bir çalışma. Yani ‘Türkiye ne yapıyor?’ diyenlere şu çalışma bile tek başına cevaptır. Oradaki en önemli anları fotoğraflayıp, belgeleyip dünya kamuoyuna sunmaları gerçekten olağanüstü bir çalışma ve şu an bunun detaylandırılması üzerine çalışılıyor. Çünkü Anadolu Ajansı’ndan gelen arkadaşımız Fırat Bey panelde şunu söylemişti, ‘Suç sayılan silahların biz fotoğraflarını çektik. Zaten hiç sakınmıyorlar. Her tür kimyasal silahı rahatlıkla kullanıyorlar.’ Ve bunu fotoğraflayan sadece Anadolu Ajansı’mız oldu. Ülkemizin bu güzide kuruluşuna biz şükranlarımızı sunuyoruz. Tabi burada çok kıymetli basın mensuplarımız var, Ankara’daki medya kuruluşlarımız. Ben onlara da şükranlarımı sunuyorum. Çünkü her zaman bu konularda hassasiyet gösterip, bunu kamuoyuyla paylaşıyorlar. İnşallah buradan yükselen bu çığlık, bu feryat tüm dünyaya ulaşır. Birleşmiş Milletlere, uluslararası kuruluşlara, dünya liderlerinin inşallah kulaklarına patlatır, patlatacaktır. Çünkü buradan samimi bir sessiz çığlık, feryat yükseliyor. İnşallah bunun hayırlı sonuçlar doğuracağına inanıyorum.”

GENİŞ KATILIMLI TOPLANTI

Türkiye Yazarlar Birliği/TYB Genç Kahve’de gerçekleştirilen kahvaltılı etkinliğe TYB Genel Başkanı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Rektörü Musa Kazım Arıcan, TYB Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Enes Kala, Dr. Öğretim Üyesi Nuri Salık, TYB Üyesi Mahmut Erdemir, Filistinli Halis Üveysi ve çok sayıda basın mensubu katıldı.

Etkinlik, Doç. Dr. Enes Kala tarafından Gazze Bildirisi’nin okunmasıyla sona erdi.

GAZZE BİLDİRİSİ

İsrail’in Gazze’de açıkça bir soykırım suçu işlediği, insan haklarını çiğnediği, uluslararası hukuku ve dünya barışını temin etmek için inşa edilen uluslararası kurumları tanımadığı bir durumla karşı karşıyayız. İsrail, Gazze‘ye karşı toplu cezalandırma yapmakta ve bilinçli şekilde sivilleri hedef almaktadır. Hastaneler bombalanmakta, okullar ve üniversiteler yıkılmakta, gazeteciler, doktorlar, yardım gönüllüleri, avukatlar, öğretmenler, yazarlar ve sanatçılar özel hedef seçilerek öldürülmektedir.

Gazze’de olanlar insan hakları adına büyük bir utançtır.

Bununla birlikte hiçbir beşeri güç İsrail’in saldırılarını engelleyememektedir. ABD ve müttefikleri geçtiğimiz yedi ayda 35.000 sivil ölmesine rağmen İsrail’i açık şekilde desteklemekte ve suçlarına ortak olmaktadır. Hukuk ve uluslararası denetleyici kurumlar bu vahşet karşısında yetersiz kalmaktadır. Gazze’de olanlar insan hakları, demokrasi ve dünya barışı adına büyük bir utançtır.

7 Ekim 2023 sonrasında meydana gelen olayların açık tanıklarıyız. 30 Mart 2024 tarihinde Türkiye Yazarlar Birliği çatısı altında akademisyenler, gazeteciler, sanatçılar, edebiyatçılar, hukukçular ve öğrencilerin katılımıyla bir çalıştay gerçekleştirdik. Türkiye ve dünya kamuoyuna insanlık ve geleceğimiz için bu saldırılar karşısında sessiz ve kayıtsız kalmamaları çağrısında bulunuyoruz.

Dünya Kamuoyuna ve Birleşmiş Milletlere

  1. Gazze’de olanlar İsrail’in kendini savunmak için giriştiği bir mücadele değildir; aksine yayılmacı bir zihniyetle Gazzelileri sürmek ve orayı işgal etmektir. Bunu yapmak için dünya kamuoyu propaganda ve yalan haberlerle yanıltılmaktadır. Bunu gerçekleştirmek için Filistinliler insan-dışılaştırılırken siyonizmi perdelemek için tüm Yahudi inancı da istismar edilmektedir.
  2. Gazze’deki orantısız saldırılar ve soykırım, İsrail’in varlığını sorgulanır hale getirmekte ve gelecekte engellenmesi zor daha büyük çatışmaların altyapısını oluşturmaktadır. Bu sürece derhal müdahale edilmesi, İsrail’in denetimsiz ve hukuk tanımaz eylemlerinin durdurulması ve 1967 sınırları çerçevesinde bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulması şarttır.
  3. Yedi ay içinde sekiz binden fazlası çocuk olan otuz beş bin sivilin İsrail ordusu tarafından öldürülmesi karşısında uluslararası denetleme mekanizmalarının yetersiz kalması ve üstelik savaşı bitirme gücü olanların İsrail’e destek vermesi, dünya kamuoyunun politik rasyonaliteye ve dünya barışına olan inancını derinden sarsmıştır. İnsan hakları, demokratik değerler, hukukun üstünlüğü, barışın korunması ilkeleri yara almıştır. Uluslararası toplumu bu zemini yeniden inşa etmeye çağırıyoruz.
  4. BM Güvenlik Konseyi’nin 25 Mart 2024 tarihli ateşkes tasarısının uygulanması, Gazze soykırımının durdurulması ve Filistin’de tam barışın sağlanması için uluslararası kamuoyunu İsrail’i ve destekleyicilerini ekonomik ve siyasi boykota davet ediyoruz.
  5. Bu gerekçelerle Türkiye Yazarlar Birliği, BM Güvenlik Konseyi’nden uluslararası barışı tehdit eden İsrail’in suçlarına ortak olmamasını, derhal ateşkes sağlamasını ve uluslararası barış gücünü harekete geçirmesini talep ediyoruz.
  6. BMGK’nın sorumluluk almaması halinde, Türkiye Yazarlar Birliği olarak, insan haklarına duyarlı ülkelerden müteşekkil bir üst koalisyonun oluşturulması ve bu koalisyonun bir barış gücü tesis ederek harekete geçirilmesi gerektiğini ilan ediyoruz.

Siyasi  alanda yapılacaklar:

  1. Filistin meselesine hassasiyet gösteren tüm ülkelerin Gazze’ye ortak askeri yardım gemileri göndermesi konusunda inisiyatif almasını istiyoruz.
  2. Hamas’ın terör örgütü olarak gösterilmeye çalışılarak siyaset-dışılaştırılmaya maruz bırakılması ve buna karşı tüm politik değerleri ihlal eden İsrail’in meşru bir politik güç olarak görülmesi, bölgedeki barışı imkânsız hale getirmektedir. Hamas, İsrail vahşeti karşısında demokratik siyasete açık olduğunu tüm siyasi tarihi boyunca açıkça göstermiştir. Hamas’ın Gazze ve Filistin halkının meşru temsilcisi olduğu kabul edilmelidir.
  3. Filistin Devleti’nin tüm dünya devletleri tarafından tanınması için uluslararası destek grupları oluşturulmalıdır.
  4. Çift vatandaşlık taşıyan ve Filistinlilere karşı suç işleyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının vatandaşlıktan çıkarılmasını talep ediyoruz.

Akademi/eğitim alanında yapılacaklar:

  1. Türkiye’deki ve yurt dışındaki akademik literatüre hâkim olan Siyonist dilin terk edilmesi için ortak bilinç güçlendirilmelidir.
  2. Üniversitelerde Filistin meselesine dair farkındalığı artırmak için seçmeli dersler konulmasını, Filistin konusunda yapılan lisansüstü çalışmaların özellikle teşvik edilmesini,
  3. YÖK’ün, İsrail’e karşı akademik boykot başlatmasını ve İsrail üniversiteleriyle yapılan iş birliklerinin askıya alınmasını,
  4. İsrail propaganda biriminin (haspara) kamuoyunda yaydığı yalan bilgilere (Yahudilere toprak satıldığı, Türklerin arkadan vurulduğu vb.) karşı konulmasını, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından tarih müfredatları gözden geçirilerek Filistin ve Türkiye tarihi konusundaki bilgilerin dekolonize edilmesini,
  5. İsrail’in kontrolsüz saldırılarına ve yaptığı soykırıma karşı durarak öğretim kurumlarıyla ilişiği kesilen öğretim elemanlarına Filistin davasına destek veren ülkelerin akademilerinin kapılarının açılmasını,
  6. Batı dünyasının yekpare olarak Filistin’in karşısında yer aldığına dair sahte imajlara karşı dikkatli olunmasını, Filistin’in haklı davasını destekleyen batılı akademisyenlerin, mütefekkirlerin ve sanatçıların olduğunun unutulmamasını, bu fikirlerin daha görünür kılınmasını talep ediyoruz.

Medya alanında yapılacaklar:

  1. 7 Ekim’den sonra 136 gazeteci İsrail tarafından bilinçli olarak öldürülmüştür. Bu durum, basın dokunulmazlığı ilkesinin ihlal edildiği anlamına gelmektedir. Öldürmek suretiyle susturulmak istenen basına karşı işlenen suç, dünya kamuoyunu sağlıklı şekilde bilgilendirme görevine sahip olan tüm basın ordusu tarafından dünyanın her tarafında güçlü şekilde protesto edilmelidir.
  2. Medya terminolojisi Siyonist etkiden ve asimetrik anlamlardan mutlak surette arındırılmalı, Siyonizmin ırkçılığın ve ayrımcılığın bir türevi olduğu öne çıkarılarak vurgulanmalıdır.
  3. Gazze’de şehit olanlara ölüm istatistiği yaparak değil her birinin hayatları, geleceğe dair hayalleri, hikâyeleri, aileleri ve dostları ile anıları, mutlu olmayı hak ve hayal ederken İsrail ordusu tarafından nasıl öldürüldükleri habere ve belgesele dönüştürülmelidir.
  4. Müslümanların anti-semitik olmadıkları; bunun bir batı kamuoyu meselesi olduğu; Müslüman dünyadaki tepkinin İsrail’in vahşetine karşı insani ve medeni bir duruş olduğu anlatılmalıdır.
  5. Kullanılan dilin olup biteni hatalı ifade etmemesi önemlidir. İsrail saldırılarını bir Müslüman-Yahudi çatışması şeklinde göstermek Siyonist bir propagandadır. Bu nedenle hangi inanç, mezhep veya ideoloji olursa olsun İsrail’in soykırım hamlesi karşısında Gazze dostluğu göz ardı edilmemelidir.
  6. İsrail’in uluslararası hukuku ihlal eden ve insanlık vicdanını yaralayan saldırıları tüm dünya üzerinde anti-semitizmin yayılmasına sebep olmaktadır. Gazze’de Siyonist İsrail’in zulmünün sürmesi, anti-siyonist Yahudilerin de huzursuz olmasına yol açacaktır.
  7. Türkiye’de başlatılan ve uluslararası kamuoyunda hızla yayılan sahte haberlere karşı dikkatli olunmalı, bölgede güçlü bir Türkiye imajının söz konusu haberlerle zayıflatıldığı konusu dikkatlerden kaçırılmamalıdır.

Kültür ve Edebiyat alanında yapılacaklar:

  1. Edebiyatta Türkler ile Araplar arasındaki tarihi bağları tekrar güçlendirecek eserler kaleme alınmalıdır.
  2. Filistin direniş edebiyatının Türkiye’de geliştirilmesi için çaba gösterilmelidir.
  3. Sanatın direnişin en önemli enstrümanlarından birisi olduğu unutulmamalı. Sanatlarıyla insanlığın vicdanına seslenen Filistinli sanatçıların sanat eserlerinin yaygınlaştırılması için gerekli hassasiyet gösterilmelidir.
  4. Filistin’in mücadelesine destek vermek için kültür alanı, tüm unsurlarıyla devreye sokulmalıdır. Filistin direnişini unutturmayacak ve yaşanmakta olan mezalimi anlatacak, hafızalarda taze tutacak filmler ve diziler çekilmeli, sanat enstrümanları devreye sokulmalıdır.

Sivil Toplum alanında yapılacaklar:

  1. Boykot faaliyetlerinin İsrail terörizmine karşı en etkin yollardan biri olduğu mütalaa edilmiştir. Bu çerçevede, boykot faaliyetleri yaygınlaştırılarak ve sürekli hale getirilerek devam ettirilmelidir.
  2. Boykotun, İsrail destekçisi şirketler tarafından piyasaya sürülen malların protesto edilmesi kadar, bu mallara alternatif daha güçlü ürünler üretmek, bu mallara pazar alanları açmak da olduğu unutulmamalıdır.
  3. Dünyanın farklı bölgelerinde faaliyet gösteren ve Filistin meselesi konusunda hassasiyet gösteren sivil toplum örgütleri arasındaki iş birliği artırılmalıdır.
  4. BM bünyesinde sivil toplum aktivizmi canlı tutulmalı, BM Evrensel Periyodik İnceleme süreci kapsamında BM’ye akredite olan sivil toplum kuruluşları, İsrail ülke incelemesinde Gazze Soykırımına yer vermeleri hususunda desteklenmelidir. (kaynak:haymanagazetesi.org)

CEVAP VER