Halkla iç içe olmayı seven, sosyal yönüyle ön plana çıkan Sultan Eda Uluyurt, Mebusevleri Mahallesi Muhtarı seçilerek dikkatleri üzerine çekmişti. Anıtkabir’in içinde bulunduğu Mebusevleri Mahallesinin çok büyük kıymet ifade ettiğini belirten ve bulunduğu mekânı Atatürk fotoğraflarıyla donatan Uluyurt, seçim döneminde başından geçen unutulmaz anları, projelerini ve merak edilen daha pek çok konuyu okurlarımızla paylaştı.
Atatürk’ün ebedi istirahat bölgesi, Mebusevleri’nde mahalle muhtarlığına seçilmenizden dolayı öncelikle sizi ve ekibinizi tebrik ederiz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Anne tarafım Selanik göçmenidir. Atalarım zamanıyla Atatürk tarafından önce İstanbul’da Eminönü’ne, sonrasında da Ankara’ya yerleşmişler. Baba tarafım ise Şanlıurfa yöresindendir. Ben de 1978 yılında bu şehirde doğmuşum. 2001 yılında evlenince Mebusevleri’ne taşındık. Şu an biri 18 diğeri 20 yaşında bir kızımız ve oğlumuz var. Çocuklarım da bu semtte dünyaya geldi. Bu parkta oynadılar. Okullarına gittiler ve halen tahsillerine Ankara’da devam etmektedirler. Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler mezunuyum. Türkiye’nin en büyük otomotiv firmalarından birinde sekiz yıl görev yaptım. Çocuklarımın büyüme anlarında yanlarında olabilmek için işimden ayrıldım ve çocuklarımla birlikte okul hayatı yaşadık. Şöyle ki: Anıttepe Ortaokulu ve Gazi Anadolu Lisesi Okul Aile Birliği yönetimlerinde bulundum. Toplamda da Okul Aile Birliği’nde 12 yıl koşturdum. Benim için çok kıymetliydi o günler. Çünkü orada büyük organizasyonlar yapmayı öğrendim, çevrem gelişti, bir hayli tecrübe kazandım.
Bize biraz da Mebusevleri’ni tanıtır mısınız?
Mahallemizin yaklaşık 96 yıllık mazisi vardır. Kuruluşunda Cumhuriyet Halk Partisi vekillerinin kooperatif birlikteliğiyle yola çıktıkları iki katlı villalardan oluşan bir mahalleymiş. Daha sonra üçer, dörder katlı apartmanlara geçilmiş. Mebusevleri’nin ismi bu tarihinden ileri gelmektedir. İlk yerleşiminden bu yana mahallenin dördüncü muhtarı olarak seçildim. Bakınız bu semt her şeyden öte çok büyük kıymet ifade eder. Çünkü Anıtkabir’in içinde bulunduğu mahalleden söz ediyoruz. Çankaya Belediyesi’nden mahallenin krokisini çıkarttırdım. Bu krokide Anıtkabir’imize yakınlığımız görülmektedir. Biz Cumhuriyet kuran Büyük Liderin bahçesinde yaşıyoruz. Bu yüzden Mebusevleri muhtarı olmak benim için çok onur verici.
Seçim döneminde sloganım “Mahallemi Seviyorum”du. Seçim sürecinde yaşadıklarım mahallemi neden çok sevdiğimi bana bir kere daha gösterdi. Burada gerçekten mutluyum.
Çok özel bir mahallemiz var. Şehrin içinde ama şehrin dışında gibiyiz. Mahallemizin öyle bir özelliği var. Buraya girdiğimiz zaman bambaşka bir yerde gibiyiz. Ağaçlarımız bile çok özeldir. Her sokakta ayrı ağaç türü vardır.
Muhtarlık seçim süreci hakkında bizimle paylaşacağınız duygularınızı öğrenebilir miyiz?
Biliyorsunuz Medenî Yasa’nın 1926 yılında kabulüyle birlikte çağdaş haklardan yararlanan kadınlarımız, 1930 yılında belediye seçimlerine katılma, 1934’te de milletvekilliği seçme ve seçilme hakkını elde ederek, siyasal haklarına kavuşmuştur. 2024 yılı mahalli seçimlerinde mahallemizde çok yerinde bir gelişme cereyan etmiştir: Dört muhtar adayımız da kadın idi. Bu süreçte ailemin bana çok büyük desteği oldu. Eşim ve çocuklarım bizzat seçim çalışmalarıma katıldı, önemli destek verdiler. Sonuçta emeklerimizin karşılığını mahalle sakinlerimizin büyük teveccühüyle aldık.
Mahalle muhtarlığına aday olma fikri sizde nasıl hâsıl oldu? Sizi dinleyebilir miyiz?
Daha evvelki muhtarımız sevgili Sevim Özsoylu ablamız burada tabi ki önemli hizmetler yaptı. Kendisinin yeniden aday olmayacağını öğrendiğimde bu güzide hizmet yarışına katılmayı istedim. Ben daha fazla ne yapabilirim diye düşündüm. Çünkü çocuklarım yüksekokullarına başlayınca bana eskisi kadar ihtiyaçları yoktu. Eşimin de kendi çalışmaları vardı. Bir baktım ki mahalleye hizmet için hazırım. Mahallem de beni bekliyordu. Karşılaştığım bütün sakinlerimiz ve dostlarım da hep aynı istekte olunca “haydi” dedim ve kolları sıvadım.
Seçim sürecinde bizimle paylaşabileceğiniz anılarınızı dinlemek isteriz.
Mahallemizin sakinlerini ev ev dolaştım. Onlar ise sofralarına buyur ettiler. Hani vaktim gidiyor ya da oturamam değil, içeri girdim ve bir tas çorbalarını içtim. Onlar da mutlu ben de mutlu oldum. Benim için bu çok kıymetliydi.
Ayrıca çocuklarımın anasınıfından itibaren onların sınıf annesi olduğum çocuklar, çocuklarımın sınıf arkadaşları, öğrenci velileri hep benim seçmenim oldular. Özellikle o çocuklar, yani ana sınıfında, birinci sınıfta benim sınıf anneleri olduğum öğrenciler seçmenimdi. Halen bir tanesi de azamdır. Sekiz azamızın hepsi kadınlardan oluşuyor.
Seçim sürecinde kapı kapı gezerken karşılaştığınız mutlu hadiselerden bahsettiniz. Sizi üzen veya kıran hadiseler oldu mu?
Gittiğimde uygun durumda olmayanlar oluyordu, müsait olmayabiliyorlardı. ‘Müsait değilim’ deyip kapıyı kapatıyordu. Kapıları üst üste çalmak da sorun oluyordu. Bir başka zaman aynı kapıyı yeniden çaldım. Gerçekten çok çalıştım. Çıktığım yolda her görüşmenin notunu tuttum. “Ulaştım”, “Ulaşamadım”, “Tekrar uğranılacak” gibi mesajlar bıraktım. Görüşemediğim seçmenime “Ben sizinle görüşmek istiyorum, sohbet etmek istiyorum. Sizin için ne zaman uygundur?” diye uygun zaman kolladım.
Onun haricinde başka bir zorlukla karşılaşmadım açıkçası. Hatta diğer muhtar adaylarımızın yakın çevresinin bile kapılarını çaldım. Şöyle bir nezakette bulundum. “Merhabalar, biliyorum siz diğer aday arkadaşımızın çok yakınısınız ama bu bir muhtarlık seçim çalışması. ‘Eda Hanım herkesi gezdi bizi es geçti’ demeyin diye sadece sevgilerimi iletmek için size uğradım.” Bu bir saygı ifadesiydi.
Kısacası seçim sürecinde amacım herkesle birebir, iç içe olmaktı ve sonuçta hepsine dokundum. İhtiyacı olanların elimden geldiğince yanında olmaya çalıştım.
Demokrasinin ilk adımı olarak biz muhtarlık görevlerini çok önemsiyoruz. Çünkü halkın nabzını tutan en iyi ölçek sizin elinizde. Bu konuda fikrinizi almak istiyoruz.
Demokrasinin ilk adımı mahalle muhtarlığı ile başlar. Devlet kademelerine uzanan diğer seçkin yöneticiler de hep halkın oyu ile göreve talip olurlar. Muhtarların herhangi bir partisi olmadığından direkt halka uzanırlar ve oylarına talip olurlar. Belki de en demokratik olanı budur.
Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı’nın verilişinin 94’ncü yıl dönümünde Atatürk’ün ebedi istirahat bölgesinde, kadına güvenen Atatürk’üme layık olmaya çalışarak “Sen bana güvendin, ben de senin bölgende göreve talip oldum ve seçildim.” diyebiliyorum ve mahallemde ayrı bir heyecan ve gururla görev yapacağım.
Biz bir önceki muhtar ablamız ile çok güzel bir devir teslim gerçekleştirdik. Muhtarlığımızın önündeki çocuk parkımızda çok güzel ve bize yakışan bir devir teslim töreni gerçekleştirdik. Komşularımızın geniş katılımı ile halkın huzurunda muhtarlık mührünü devraldım. Önceki muhtarımızın uzun yıllara dayanan tecrübesinden istifade etmek için azam olmasını teklif etmiştim. Şimdi yine beraberiz ve bundan mutluluk duyuyorum.
Muhtarların görevleri ve yetkilerinin belli olduğu bir süreçte sizin ileri dönük projeleriniz, düşünceleriniz ve idealleriniz nelerdir?
Anıtkabir’e ve Çankaya ilçesine yakışır bir mahalle olması için elimden geleni yapacağım. Biz Anıtkabir’in Mahallesi olarak tüm milli bayramlarımızı ayrı bir coşkuyla kutlamalıyız diye düşündüm ve yola çıktığım zaman vaatlerim arasında yer alan, ‘Milli bayramlarımızı 7’den 70’e ortak bir sevinç ve heyecanla kutlamak’ en büyük hedefimdi. Seçildikten sonraki ilk bayramımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını çok büyük bir coşkuyla, kortej eşliğinde kutladık.
İleriye dönük projelerden bahsedersem; Mahallemize güzel bir kitaplık kazandırmayı düşünüyorum; İsteyen kitap bağışlasın, isteyen gelsin burada okusun. Ayrıca bahar şenlikleri düzenlemeyi, yeşilimizi korumayı ve çoğaltmayı arzuluyorum. Demin söyledim burada ağaçlarımız çok özel. Sokak hayvanlarımızı koruyup, kollamak, onları kısırlaştırmak çok önemli. Ayrıca yakın ve uzak çevreye geziler tertip etmeyi düşünüyorum. Ailelerimizin görüşlerini alarak çocuk parkımızı yeniden düzenlenmesini talep edeceğim. Burada bir de kargo otomatı kurmak istiyorum.
Dijital çağa ayak uydurmamız gerekiyor. Apartman yöneticilerinin yer aldığı bir WhatsApp grubu oluşturacağız. Bununla mahalle içi iletişimimiz sağlanmış olacaktır.
Ayrıca mahalle yaşlılarımıza daha fazla destek olmayı arzuluyorum. Bu amaçla gönüllülerden bir grup kuracağım. Haftada bir gün ekiple ziyaretlerimizi gerçekleştireceğiz.
Eda Hanımı yalnız bırakmayan Eşi Cengiz Uluyurt röportaj esnasında çıkıp geldi. Onun da fikirlerini alma imkânına kavuştuk.
Cengiz Uluyurt kadınların yönetime katılmasından yana olduğunu ve bunun her kademede mümkün olabileceğini belirterek, “Kadınların daha sağduyulu olduğuna inanıyorum, daha üretken olduğuna inanıyorum. Kadın zaten doğadan geldiği şekliyle üretkendir. Aslında kadın yaşamın kaynağıdır. Onlar her zaman farklı çözümler sunabilir. Kadın muhtarların mahalleye faydası olacağına inanıyorum. Zaten çocuklarımızın ikisi de üniversitede. Eşimin daha önce de çalışma hayatı olduğu için bu işlere fazla yabancı değil. Ben onun mahalle temsilciliğini istediğini zaten gözlerinden anlıyordum. Ben eşime inandığım için destek oldum.” ifadesini kullandı.
Mebusevleri mahalle muhtarlığına seçilen Sultan Eda Hanım’ı tekrar tebrik ediyor, yeni görevinde başarılar diliyoruz. Ayrıca bize zaman ayırıp sorularımızı yanıtladığı için kendilerine ve eşine teşekkür ediyoruz. (kaynak;haymanagazetesi.org)