Yalan hiç zaman ayak tutup yürümez, er ya geç maske yere düşer ve yalan tüm çıplaklığıyla yüze çıkar. Bu başı belalı Ermeniler yüz yıla yakın zaman içinde tüm dünya devletlerin insanlarına söyledikleri Soykırım yalanın faturası ortaya çıkmıştır. Şimdi dersiniz ki, yalanın da faturası mı oluyor? Elbette ki, oluyor, hem de nasıl. Nerede dersiniz? Faturaları açıklayan kişi Amerika’da, belgeler ise Ermenistan Arşivlerinde. Hiç kimseye gösterilmiyor.
Dünyayı tek başına idare eden ve denetleyen, muazzam güce sahip Amerika Birleşmiş Devletlerinden şok bir açıklama tüm dünyada yankı uyandırmıştır. Eski ABD Başkanlarından Reagan’ın Danışmanı, Bruce Fein’den şok bir açıklama internet sitelerinde yayınlanmıştır. Okumayanlar lütfen internet sitesine baksınlar ve kendi gözleri ile bu gerçeği okusunlar, diyorum. Çünkü dev güce sahip bir ülkenin Başkan Danışmanı yazıyor ki, 1981 yılında Amerika’da, Beyaz Sarayın denetiminde derinden ve çok kapsamlı bir araştırma yapılmıştır. Tüm Ermeni Arşivlerinden belgeler toplanmış ve okunmuştur. Bu belgeler Ermenistan Arşivlerinde bu gün de saklı tutuluyor ve buna göredir ki, Ermeni tarafı soykırım olayının tarihçilerin araştırılmasına karşılar. Neden mi? Çünkü belgeler olayın tersini söylüyor da ondan. Yüz yıla yakın söyledikleri yalan belgeleriyle kanıtlanır, ondan.
Belgelerde Ermenilerin 2 milyon Türk insanı öldürdüklerini ispatlıyor. Ermeni tarafından ise 500 bin öldürüldüğü belgelenmiştir. İşte sana belge, tam müteşekkilli, devletin tepesinde görev yapmış bir Amerikan hukuk adamı söylüyor. Sıradan biri değil, devletin üst kademesinde görev yapmış yetkili kişi söylüyor. Tüm dünyada şok haber olarak yayınlanan bu bilgi belgelidir ve güvenilir ağızdan söylenmektedir. Bakınız neler söylüyor bu cesur adam.
BAŞKAN DANIŞMANI BRUCE FEİN’İN AÇIKLAMALARI
ABD eski Başkanı Reagan’ın Danışmanı Fein, Ermeni diasporası tarafından baskılara sırt çevirdi ve gerçekleri şöyle açıkladı, “Beyaz Saray Araştırma yaptı. Başkan Ronald Reagan’ın özel talimatıyla, Ermenistan dâhil tüm Devlet Arşivlerinde soykırım yapılıp yapılmadığı ile bağlı derinden çalışmalar yaptık. Yerevandaki tüm Arşivleri bizzat araştırdım. Ermenilerin 2 milyon Müslüman Osmanlı’yı katlettiği ortaya çıktı. Ermeniler, kendi Arşivlerini açmıyor, çünkü bu gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor…” diyor. Evet, yıllardır Türkiye devleti Başbakanları, özellikle Cumhurbaşkanı, Sayın, Recep Tayip Erdoğan bu konu ilk gündeme geldiğinde şunu demiştir:
“Türkiye devleti olarak soykırım olaylarını araştırmaya bizler hazırız. Her iki tarafın bilim adamlarından ve tarihçilerinden, uzmanlarından oluşan komisyonlar kurulsun. Her iki tarafta mevcut Arşivlerin kapılarını açalım ve bu işin uzmanları araştırma yapsınlar. Sonuç ne ise buna katlanalım”. Ermenistan tarafı bu tezi kabul etmedi ve şöyle dedi: “Bu işi tarihçiler değil, devlet Başkanları, siyasiler yapmalılar”. Böyle bir rezalet nerede görülmüştür? Soykırım bir kere ciddi bir ittihamdır, Türkiye’ye karşı yapılan büyük bir yalandır, riyakârlıktır ve sahtekârlığın en bariz ifadesidir.
Osmanlı eğer soykırım yapmış olsaydı bu gün Türkiye topraklarında Ermeni ırkından tek bir kişi kalmamalıydı. Yani Nazilerin Yahudilere uyguladığı gibi tüm Ermeniler de Türkiye ve Azerbaycan topraklarından silinmeliydiler, ya da öldürülmeliydiler. Ama bu gün Türkiye topraklarında pancar gibi artan Ermeniler yaşıyorlar. Onlar devletin her kurumlarında, Bakanlıklarında, Üniversitelerinde, Hastanelerinde, Belediyelerinde, kısacası her yerde ve uç noktalarda çalışmaktalar ve gizli-gizli bölücülük yapıyorlar. Bakınız, Türkiye hukuku, kendi vatandaşları olarak Ermenilerin de güvenliğini koruyordur. Çünkü Türkiye hukuk devletidir.
Eee? İstanbul, Ankara, İzmir, Malatya, Kayseri, Manisa, Mersin, Adana ve başka illerdeki Ermeniler nereden geldiler? Hani soykırım yapıldı diyorsunuz, bu gün Türkiye’de yaşayan ve pancar gibi artan Ermeniler nereden gelmişlerdir? Buradan aydın oluyor ki, hiçbir soykırım yapılmamıştır, sadece hainlik yapanlar, Türkleri sırtından vuran ikiyüzlü pislikler, Türk düşmanları başka bir ülkeye göç edilmişlerdir, bu kadar.
TÜRKİYE’DE TEHLİKE OLUŞTURAN GİZLİ ERMENİLER VARDIR
Aksi halde göklerden mi indiler, ya da gökten mi doğdular? “Hepimiz Ermeniyiz” sloganlarını, pankartları açanlar Ermeniler değil miydi? Ama en tehlikeli olanı kimlerdir derseniz? Türk vatandaşlığı yanında bir de İslami kabul eden ve Türk adlarını taşıyan Ermeniler de vardır ki, onları tanımak çok zor. Bir de nasıl tanıyacaksın ki? 1917 yılında, Lenin devriminden sonra Büyük Ermenistan arzularına kavuşamadılar. İngiltere ve Rusya onlara söz vermişlerdi, Osmanlı topraklarında Büyük Ermenistan devleti kurulacaktı, işte olmadı. Buna göre Fransa’da toplanan Taşnaksütün partililer böyle bir karar aldılar: “Biz Ermen halkı Türklere karşı Ermeni kimliğimizi korumak durumundayız. Onların isimlerini almalıyız, İslami kabul etmeliyiz. Böylece Ermeni kanımızla içlerine sızlamalıyız ve üst görevlere yükselmeliyiz. Kendi adamlarımızı görevlere yerleştirmeliyiz, kenetlenmeliyiz ve böylece zamanla isteklerimize kavuşacağız”.
Bu gün Türkiye devletinin her kurumunda, her idaresinde, nereye gitsen git, Ermeni unsuruyla karşılanacaksın. Bazı siyasiler, devlet adamları, bazı sivil kuruluşların Başkanları, Hastanelerde doktor, hemşireler, Belediye Meclis Üyeleri ve Belediye Başkanları bile Ermen ırkından olanlar vardır. Gizli saklansalar bile bazen de “Biz Ermeniyiz”, açık söylüyorlar. Bu gün TBMM’de Milletvekilleri arasında Ermeni ırkından olanlar vardır. Bunu gizlemek bile gerekmez, büyük iş adamları vardır ve hatta Holding Başkanı bile vardır. Şimdi düşünüyorum da eğer soykırım yapılmış olsaydı bu Ermeniler nasıl Türkiye topraklarında böylece çoğalacaklardı? Onların gazeteleri, okulları bile vardır ve istedikleri gibi provoke ediyorlar, zaman-zaman da ortamı sıcak tutuyorlar. Hepimiz iyi hatırlıyoruz, İstanbul’un en işlek sokağına toplandılar ve “Hepimiz Ermeniyiz” diye sloganlar atmadılar mı? Soykırımın olmadığını kendileri de iyi biliyorlar, amaç Türkiye’de ortamı sıcak tutmak, olaylar çıkarmaktır. Böylece zaman dâhilinde Türkiye’den mal, mülk, toprak talep edeceklerdir. Talepleri yapmaya başladılar bile.
TÜRKİYE BASINI AMERİKALI DANIŞMANIN AÇIKLAMALARINI NEDEN YAYINLAMAK İSTEMİYOR?
Bakınız Reagan’ın Danışmanı Fein ne diyor, “Ermenilerin bu iddiaları son derece asılsızdır, Reagan’ın Başkan olduğu 1981’de bu konunun Beyaz Saray tarafından araştırıldığını ve iddiaların asılsız olduğunun belgelendiğini diye bilirim. Ermenistan Arşivlerinde bizzat ben araştırma yapmışım…” Peki, hal böyle ise neden Türkiye’nin yaygın gazeteleri, “Hürriyet”, “Sabah”, “Milliyet”, “Radikal”, “Cumhuriyet” ve başka Basın yayın organları bu tarihi açıklama hakkında sustular? Özellikle “Hürriyet” ve “Sabah” gazeteleri Ermeni yanlısı yazılara üstünlük veriyordu o yıllarda. Ayrıcalık yapıyorlar… Türk Birliği, Türkler, Türk Devletleri Dünya Türkleri ile bağlı yazılara az yer ayırıyor, hatta bu konular üzerine yazılar yazılmıyor. Bu gazeteler taraf tutuyorlar, tarihi gerçekleri değil, yalandan uydurulmuş Soykırımı her defasında dile getiriyorlar. Yapanlar hep Ermenilerdir, bunu her kes biliyordur…
Bu gün Türkiye’nin tanınmış gazetecilerine sesleniyorum: neden susuyorsunuz? Amerikalı Danışmanın açıklamalarına neden ses vermiyorsunuz? Hadi, konuşun, fikir söyleyin, işte size soykırım olmadığı ile ilgili Arşivin yeri ve mekânı gösterilir, sizler neden susuyorsunuz?
Omsalı İmparatorluğunun azınlıklara karşı “müthiş” sayılabilecek bir özen gösterdiği gerçeğini unutmamak gerekir. Azınlıklar, kendi dini özgürlüklerini ve hayatlarını son derece rahat bir şekilde sürdürdüler ve bugün de rahatça yaşıyorlar, devlet kurumlarında çalışıyorlar. Evleri, özel arabaları, yazlıkları, toprakları ve bankalarda yüklü gayrimenkulleri bile vardır…
Devamı vardır…