İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü destekleriyle Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) ev sahipliğinde düzenlenen “Cumhuriyetin 100. Yılında Ankara Tarihi ve Kültür Değerlerini Anlama Çalıştayı” Sezai Karakoç Salonu’nda gerçekleşti.
31 Ocak’ta gerçekleştirilen çalıştaya; Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, Tarım Orman eski Bakan Yardımcısı ve Altındağ Belediyesi Başkan Adayı Veysel Tiryaki, Kültür Sanat Muhabirleri Derneği Başkanı İbrahim Gökdemir ve akademisyenler katıldı.
Başı dara düşen başını Ankara’ya dönüyor
Ankara’nın bilinen iki bin yıllık çeşitli medeniyetlere beşiklik etmiş, başkentlik yapmış kadim bir şehrimiz olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Danışmanı Yalçın Topçu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tarihi ve taşınmaz kültür varlıkları açısından da oldukça zengin olan başkentimiz şu anda Allaha hamdolsun Gordion ile Aslanhane Camii ile UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girdi, bu çok önemli bir şey. Cumhuriyetimizle özdeşleşen ve Anadolu’nun bağrında yer alan Ankara aynı zamanda kültür başkentidir. Ve aynı zamanda bütün mazlumların sığındığı, tabiri caizse dememe rağmen bazıları yanlış anlıyor, evet bir kere daha ifade ediyorum bütün mazlumların sığındığı tabiri caizse günümüzün Medine-i Münevveresi gibidir. Başı dara düşen başını Ankara’ya dönüyor Allaha hamdolsun. Bir takım sapkınlar ne derse desin biz nizam ve merhamet medeniyetinin mirasçılarıyız. Elini uzatana elimizi uzatırız. Şu anda Ankara o görevi görüyor. Ve Aynı zamanda Ankara Hacı Bayram Veli’nin o yüce gönüllülüğünü taşır. Bu çok önemli bir şeydir, yani Ankaralı gerçekten yüce gönüllüdür. Çünkü çok göç alan bir şehirdir. Buna rağmen hiç kimse ötelenmemiştir, hiç kimse itilmemiştir. Bu Hacı Bayram Veli’nin o yüce gönüllülüğünden gelir ve aynı zamanda tabi ki milletimizin istiklalinin ve ikbalinin merkezidir Ankara.”
Bu mirasın sahipleri bizleriz
Cumhuriyetimizin 100. Yılında Ankara’nın tarihi ve kültürel mirası üzerine bir çalışma yapılmasının kıymetli bir konu olduğuna değinen Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Biz tarihi ve kültürel mirasın tam merkezindeyiz, göbeğindeyiz. Altındağ, Ankara demek, burada çok katmanlı bir Ankara’yı görüyoruz. Hititlerden, Frigyalılardan, Roma’dan, Selçuklu, Ahiler, Osmanlı, Cumhuriyet; tüm eserler her biri burada mevcut. Tabi biz diyoruz ki bunların hepsi bizim, bu mirasın artık sahipleri bizleriz ve bunları korumak onları yaşatmak da bizim görevimiz. Bizim düşüncemiz şu; tarihi yaşatmak şehri yaşatmaktır. Tarih yaşarsa millet yaşar, milli mefkûre yaşar, benlik yaşar. Şehir kültürü kültürlü bir şehir demektir. Diyalektik bir ilişkisi vardır. Eğer biz şehir kültürünü korumazsak kültürlü şehirleri de oluşturamayız. Bugün biz Ankara’yı en güzel şekilde Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesini okuduğumuzda görüyoruz. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Beş Şehir ’ini okuduğumuzda en güzel Ankara anlatımını görüyoruz. Keşke bunlar daha fazla yazılsaydı. Biz sadece buradaki o tarihi miraslardan ibaret bir Ankara değil bizim edebiyatımızın, romanımızın, hikâyemizin konusu olmuş Ankara’yı da okusaydık daha fazla yazılsaydı.”
Estetik aklı tekrar diriltmeliyiz
Kültürel değerlerin önemine vurgu yapan Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, Ankara’da özü itibariyle Ankara kimliğini taşıyan yerin esas itibariyle Altındağ olduğunu belirterek, “Kalenin eteklerinden başlayıp Hamamönüne, Hamamarkasına, Hergelen Meydanına kadar uzanan havza itibariyle gerçekten Ankara’nın kimliğini taşıyan yer burasıdır. Geçtiğimiz dönem içerisinde Ankara’daki çeşitli üniversitelerden öğrenci arkadaşların katılımıyla biz de “Doku Ankara” diye bir insiyatif oluşturalım dedik. Çünkü köylere gidiyorum. Misal veriyorum Kızılcahamam, Güneysaray köyünde ahşap evlerin üstüne o kadar güzel motifler bezemişler ki, yani köylere kadar sirayet eden bir estetik anlayış var. Benim kendi köyümde yüklüklerin üstünde, ahşapların üstünde çok güzel el oymacılığı vardır. Benim dedemin büyüdüğü ev böyle bir evdir. Dolayısıyla biz bu estetik aklı tekrar diriltmek gibi bir mesuliyetle yüklenmiş vaziyetteyiz. Bu yüzyılı şayet Türkiye Yüzyılı kılmak istiyorsak bunun temeline kültürü koymamız gerektiğinin farkındayız. Altyapı, üst yapı çok büyük adımlar atıldı gerçekten cumhurbaşkanımızın liderliğinde. Bu altyapı üst yapıyı bundan sonraki süreçte de güçlü bir kültürel altyapıyla inşallah kaim kılacağız. Çünkü biz biliyoruz Türkiye’nin çok kıymetli bir tarihsel misyonu var ve bu tarihsel misyon çerçevesinde de bizim aslında tarihten gelen bu mesajları verebilmemiz, bu yolda yürüyebilmemiz açısından da hakikaten o kültürü siyasetimizin temeline koyabilmemiz en temel meselemiz olacaktır.” dedi.
İnsanlar şehri her yönüyle tanımalı
2000 yıllık kesintisiz bir yaşamın hüküm sürdüğü Ankara’nın tarih, kültür ve sanat şehri olduğuna vurgu yapan Kültür Sanat Muhabirleri Derneği Başkanı İbrahim Gökdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, kendi başına devlet olmuş, bugün 100. Yılını kutladığımız Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı ve ilan edildiği ender şehirlerden bir tanesidir Ankara.
Ankara aynı zamanda başkentimizdir. Başkent olması sebebiyle tarihi ve kültürel değerlerimiz de siyaset ve bürokrasinin gölgesinde kalmakta ve bir Anadolu şehrinin tarihi ve kültürel değerleri kadar ne yazık ki gündem olamamaktadır.
Tam bu noktada Kültür Sanat Muhabirleri Derneği olarak yaklaşık 10 yıldır yaptığımız bütün çalışmalarda, katıldığımız programlarda Ankara’nın tarihi ve kültürel değerlerine dikkat çekmek üzere özel bir lobi oluşturmaktayız. Bugün yapmış olduğumuz bu programla da 10 yıldır yaptığımız bu lobi çalışmasını taçlandırmış bulunmaktayız.
Bizler şuna inanıyoruz, Bir şehrin tarihi, kültürel değerleri ve sanatını anlatabilmesi için öncelikli olarak içerisinde yaşayan insanların o şehri bütün yönüyle iyi tanıması gerekiyor.
Son 20 yılda Ankara’nın tarihi ve kültürel değerlerinin ön plana çıkarılması için yapılan çalışmaları oldukça önemsiyoruz. Bu manada bir farkındalık oluşturularak halkımızın da bilinçlenmesi yönünde ciddi çabalar oluştuğuna şahidiz.
Bu manada Özellikle Altındağ bölgesinde yoğunlaşan Ankara’nın tarihi ve kültürel değerlerinin yine son 20 yılda gün yüzüne çıkarılarak bilinirliğinin arttırıldığını hepimiz görüyoruz. Bu konuda her bir yerel yöneticimizin emeklerinin önemli olduğunu biliyoruz.”
Üç akademisyen sunum yaptı
Açılış konuşmalarının ardından Medya Ankara Genel Yayın Yönetmeni Erdem Yeşer moderatörlüğünde gerçekleştirilen çalıştay programında Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi akademisyenleri Prof. Dr. Atik Aydın, Dr. Öğr. Üyesi Emine Sökmen Adalı ve Dr. Gazi Doğan konuşma yaptılar. Çalıştayda ASBÜ İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Atik Aydın “Bir Mekân İki Değer: Hacı Bayram Veli ve İmruu’l-Kays”, ASBÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Antropoloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Emine Sökmen Adalı “Ankara’nın Kültürel Peyzajına Bir Bakış”, Dr. Gazi Doğan ise “Türkiye’nin Kalbi Ankara: Sinemada Ankara İzleri” konu başlıklı konuşmalarını yaptılar. (Kaynak: haymanagazetesi.org)