Başlığı Hürriyet’te okudum; “Üç başkan susarsa Türk futbolu düzelir” diyordu. Bir çok kez eleştirdiğim gazetenin son zamanlardaki en güzel haberi idi. Ne oluyorsunuz yahu? Daha ikinci hafta oynanıyor, “ne bu şiddet bu celal?” Yoksa, yoksa!.. Yoksa, kendi kifayetsizliğinizi kamufle etmek mi istiyorsunuz! Bence öyle? Daha basketbol, voleybol ligleri başlamadı, başlasın da bir de o zaman görün balçığı! *Perşembenin geleceği çarşambadan belliydi. Atletizmden söz ediyoruz. Hep Türkiye Atletizm Federasyonu haklıydı, eleştirenler haksız! Bak geldiğimiz duruma! Dünya Atletizm Şampiyonasını ikmal ettik. Yazı yazıldığında sporcularımız maratonda henüz yarışmamıştı. Başından beri izliyoruz organizasyonu; bizim için tek güzellik vardı, o da TRT’nin yayınları ve sunucuları! Finallerde, elemelerde Yunanlı sporcuları gördük, imrendik. Kıbrıs Rum Kesiminden atletler yarıştı, kıskandık! Sri-Lanka 4X400’de yarıştı, derece 2.32,25. Sahi bizim bayrak takımının derecesi kaç? Adını duymadığımız ülkelerin sporcuları vardı, 80 milyonluk Türkiye bizim yoktu, üzüldük! Alttan sporcu çıkmıyor, devşirmelerle olmuyor, son üç dünya şampiyonasından madalya gelmedi. Olimpiyatları söyleyemiyoruz bile! Konya’ya, fotofiniş rezaletlerine tatmin edici bir açıklama yok! Ya iptal edilen dereceler!.. Geçtik Konya’yı, atletleri Afrika’ya yolladınız, medyadan birilerini eklediniz. Oradan ne elde etti Türk atletizmi? Bir açıklayın; Türkiye atletizmin hangi dalında iyi? Kısa, orta uzun mesafede mi? Uzun, yüksek, sırıkla atlamalarda mı? Çekiç, gülle, disk atmalarda mı? Çok ama çok kısa bir başarısızlık özeti yaptık. Atletizm Federasyonu Başkanı bu başarısızlıklara bir açıklama getirmeli. Çünkü ne sporcu çıkıyor ne var olanlar yükseliyor, ne de umut var! Biraz sorumluluk! Zira güneş balçıkla sıvanmıyor! Heceleyelim: ba-şa-rı-sız-sı-nız! Görevden ayrılmak için olimpiyat sonrasını beklemeye kalkmayın, ayrılın! Zira geç kalmak, bazen çok genç kalmaktır! Son olarak, gözünüzü seveyim, mazeret üretmeyin, vaatte bulunmayın, suçu başkalarının üzerin atmayın!
