MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tribünlerden atılan sloganlara ilişkin “Kalabalıkların arasına sızarak devlete ve hükümete meydan okunmasını provoke edenlerin önce tespiti, ardından da tecziyesi mutlaka yapılmalı, Türk sporu düştüğü karanlık dehlizden el birliğiyle çıkarılmalıdır.” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, felaket zamanlarında Türkiye’nin feragat kültürünün ve fedakarlık künhünün göz kamaştırıcı düzeyde serpilip sivrildiğini ifade ederek, dayanışma ve yardımlaşma hissiyatının, bir yanda gönülleri birleştirirken diğer yanda ortak hedefler doğrultusunda gövdeleri kenetlediğini söyledi.

Milletin İslami, insani ve vicdani mirasının, zorluklarla mücadelede feyiz kaynağı ve koruyucu kalkan olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:

“Nimete de mihnete de şükür eden; dikene kızmak yerine içindeki gülü görmesini bilen bir inanç haysiyetine sahip olduğumuz, tartışma götürmez bir başka gerçektir. Bu zamana kadar doğal felaketler bize sadece dayanışmanın ve kardeşliğin ne kadar muazzez olduğunu öğretmekle kalmamış, aynı zamanda bunu hayatımızın her alanına teşmil edecek manevi ve kültürel zenginliğe sahip olduğumuzu da göstermiştir. Felaketler karşısında, günübirlik tavır ve tepkiden daha üst, daha kalıcı, daha dayanıklı bir davranış güzelliği hamdolsun gelişmiş ve yerleşmiştir. Bu nedenle gelecek umutlarımız, her şartta diri kalmıştır. Gücümüz milli birliğimizdir, güvencemiz devletimizin meselelere hakimiyeti ve tüm cömertliğiyle mağdur ve mazlum insanlarımızın yanında oluşu, arkasında duruşudur.”

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaygın bir kayba ve yıkıma yol açtığını, bu hazin tablonun yediden yetmişe, kuzeyden güneye, doğudan batıya her vatandaşı hüzün ve hüsranla sarstığını, yüreklere ateş düşürdüğünü dile getirdi.

Daha sonraki süreçte Hatay’ın Defne ve Samandağ ilçeleri ile Malatya Yeşilyurt’ta meydana gelen depremlerin acılara acı kattığını ve endişeleri artırdığını anlatan Bahçeli, afet bölgesindeki illerden 563 bin vatandaşın tahliye edildiğini hatırlattı.

Bahçeli, doğduğu, doyduğu ve büyüdüğü köy, ilçe ve illerden koparak muhtelif şehirlere gitmek zorunda kalanları, uygun yerleşim yerlerini oluşturarak geri dönüşlerini sağlayıp anılarıyla buluşturmanın, ihmali olmayan görevleri arasında olduğunu vurguladı. Devlet Bahçeli, “Depremden zarar görmüş her yeri, eskisinden de güzel ve yaşanabilir hale getirerek sahip çıkmak durumundayız.” diye konuştu.

Afet bölgesinde ve haricinde; çadır, konteyner, yurtlar, oteller, kamu misafirhane ve tesisleriyle diğer barınma alanlarında 1 milyon 914 bin 292 vatandaşa hizmet sunulduğunu aktaran Bahçeli, şöyle devam etti:

“İçi dışı, yanı yöresi, önü arkası fitne fesat yumağına dönen bazı münafık siyasetçilerin çadır üzerinden sürdürdükleri iftira sağanağına rağmen, 335 bin 382 çadırın kurulumu gerçekleştirilmiş ve bu kapsamdaki çalışmalar da devam etmektedir. Bölgeye günlük 10 binin üzerinde çadır sevk edilmektedir. Şu ana kadar 287 çadır kent kurulmuştur. Kaldı ki çarpıcı gerçekler her şeyiyle ortadadır. Devleti ve hükümeti suçlayan güruh arızalıdır, arsızdır, art niyetlidir. Ayrıca 10 il ve 130 noktada konteyner kentler canla başla hayata geçirilmektedir. Bunun yanında Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde prefabrik ve tuğla evlerinin kullanıma hazır olduğu anlaşılmaktadır.”

MHP lideri Bahçeli, aynı anda hem zamanla hem de zorlu şartlarla mücadele edildiğini, depremlerden zarar görenlerin çok fazla, coğrafi sahanın çok geniş olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu çerçevede ister istemez bazı eksikliklerin, amaçlanan ve arzulanan hizmetlerin temininde bazı yetersizliklerin vuku bulması normaldir, olağandır, beklenmelidir. Mühim olan, gösterilen çok boyutlu çabalardaki samimiyet, yapılan geceli gündüzlü çalışmalardaki yoğun gayret ve sürekliliktir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm unsurlarıyla görevinin başındadır, mağdur vatandaşlarımızın sonuna kadar da yanındadır. Hiç kimse yalnız, kimsesiz ve sahipsiz değildir. Felaketten siyasi ve ekonomik rant devşirmeye heveslenenlerin devleti töhmet altında bırakıp mesnetsiz şekilde karalama arayışı tek kelimeyle bozgunculuktur.”

Bahçeli, ahlaki ve vicdani dayanışmadan mahrum zihniyetlerin, açtıkları iftira cephesine devamlı yığınak yapmasının, utanç verici bir ayıp olduğunu vurgulayarak, içinden geçilen çok kırılgan ve nazik günlerde Türk sporunu siyasi kutuplaşmanın içine çekmek için kıvrananların, tribünleri ajan provokatörlerin güdümüne havale etmek maksadıyla oyun kuranların, tarihi bir yanlışın tam ortasında olduğunu belirtti.

Bazı futbol müsabakalarında “hükümet istifa” sloganları atılmasının deprem felaketinde hayatlarını kaybedenlere ve depremzedelere vahim bir saygısızlık olduğunu dile getiren Bahçeli, “Türkiye’nin, depremin ağır sonuçlarıyla kıyasıya mücadele ettiği bir süreçte Türk futbolunu lekelemeye, Türk sporunu siyasileştirmeye, kutuplaşma dalgasını sahalara yansıtmaya çalışanlar, alçakça bir kurgunun içindedir.” ifadesini kullandı.

Devlet Bahçeli, sporun dostluk, kardeşlik, centilmenlik; ahlaklı olmak; takım ruhuyla, yani dayanışma ve yardımlaşmayla hareket etmek demek olduğunu söyleyerek, şunları paylaştı:

“Hükümeti istifaya davet etmek, tribünlerde siyasi kaos üretimine heves etmek bir avuç fanatik ve holigan gruba sipariş verilmiş iç ve dış bağlantılı zillet komplosudur. Herkes yerini yurdunu, haddini hududunu bilmelidir. Sahalardan sokak aralarına gerilim ve çatışma tahviline yeltenenlere müsamaha gösterilmeyecektir. Müşterek acılarımızın üzerine basarak, depremin hasar ve enkazından yararlanarak zillete yardım ve yataklık yapanlar, Türkiye düşmanlarının değirmenine su taşıyanlar kim olursa olsun ülkesine ve milletine sırt dönmüş odaklardır. Türkiye Futbol Federasyonu ve bütün futbol kulüpleri, tarih ve millet önünde milli, ahlaki ve hukuki sorumluluklarını yerine getirmek, müsabakalarda istikrarı, insicamı ve huzuru sağlamakla mükelleftir. Tribünler, çürük siyasi sloganların atılacağı mekanlar olamaz. Kalabalıkların arasına sızarak devlete ve hükümete meydan okunmasını provoke edenlerin önce tespiti, ardından da tecziyesi mutlaka yapılmalı, Türk sporu düştüğü karanlık dehlizden el birliğiyle çıkarılmalıdır.”

Bahçeli, bu hedef gerçekleşene kadar gönül verdiği Beşiktaş Jimnastik Kulübü üyeliğinden ayrıldığını anımsatarak, “Bundan böyle ben artık Karagümrüklüyüm. Karagümrük Spor’a gönül veren bir kişi olarak hayatımı devam ettireceğim.” dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile deprem bölgesinde incelemelerde bulunduğunu, bugün öğleden sonra Malatya’da olacağını belirterek, yaraların hızla sarıldığını, her insanın elinden tutulduğunu, hiç kimsenin aç ve açıkta bırakılmadığını vurguladı.

Hizmetlerde sürekliliğin esas olduğunu, toplumsal rahatlamanın, sosyal ve ekonomik toparlanmanın hız kazandığını kaydeden Bahçeli, vatandaşların devlete güven duyduğunu, mevcut sorunlarının aşama aşama çözüleceğine inandıklarını ve bunun da ikna edici örneklerine şahit olmaya başladıklarını aktardı.

Bahçeli, devletin çevik ve çelik iradesiyle sahip olduğu bütün imkanlarıyla alanda ve milletiyle iç içe olduğunun altını çizerek, “Yüzyılın dehşet verici felaketine yine yüzyılın kutlu mücadelesiyle direniş gösterilmektedir. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın ızdırabı tarifsiz olsa da, gözlerinde elemin derin izleri yer alsa da, buna karşı harekete geçen yardımlaşma ve seferberlik ruhu tüm sorunlara rağmen hayranlık uyandırmaktadır.” diye konuştu.

Yıkılan her binanın yenisinin yapılacağını, yeniden inşa ve ihya hamlesinin ilk adımının geçen hafta atıldığını anlatan Bahçeli, bir yıl içinde yıkılan il, ilçe ve köylerin yeni baştan inşasının bitmiş olacağını; hak sahibi mağdur vatandaşlara güvenli konutların tesliminin sağlanacağını ifade etti.

Bu durumun muazzam bir atılım, müstesna bir kararlılık işareti olduğunu kaydeden Bahçeli, “Göz alıcı gelişmeler, Türkiye’nin ulaştığı saygın ve sayılı güç seviyesinin aleni ibrası ve ilanıdır. Kalbi Türkiye sevdasıyla çarpan her kardeşimiz gelecekten ümitlidir. Yeis ve yılgınlığa hiç gerek yoktur. Cumhur İttifakı, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın hem konutlarını yapacak hem de felaketin psikolojik, sosyolojik ve ekonomik travmasını tamir, diğer hasarlarını da zamanında telafi edecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli, deprem bölgesindeki yeni yerleşim alanlarına ilişkin öngörülen bazı tedbirleri sıraladı.

Bu kapsamda bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerlerle üzerinde yerleşim yeri bulunan veya yerleşim yeri oluşturulması uygun olan taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan alanların tanımlandığını anlatan Bahçeli, bazı köşe yazarları ile bir kısım tetikçi medya organlarının ağız birliği halinde orman alanlarının da konut için kullanıma açılacağını hangi bilgi ve belgeye dayanarak söylediğini sordu.

Devlet Bahçeli, “Orman vasfını kaybetmiş taşlık, kayalık ve verimsiz alanlar üzerinde, ihtiyaç hasıl olması halinde konut yapmanın, evsiz barksız insanlarımıza başlarını sokacak bir göz ev inşa etmenin neresinde sakınca olacaktır? Deprem kadar tehdit saçan bu taş kalpli Türkiye muhalifleri gerçekleri saptırarak neye ve kime hizmet etmektedir? 126 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesini asıl manasından koparanların ya okuma-yazma-anlama özürleri korkunç boyutlardadır ya da iflah olmaz bir gaflet ve hatta hıyanet salgınına yakalandıkları barizdir.” diye konuştu.

Bu konudaki bazı eleştirel söylemleri aktaran Bahçeli, “Doğal felaket kadar zararlı bu kötürüm ve köhne anlayış sahiplerinin depremzede vatandaşlarımıza hassasiyet ve hürmet göstermemesi yenilir yutulur bir ahlaksızlık değildir. Bunların, bir yıl içinde konutların yapılıp teslim edilecek olmasından dolayı ödleri kopmaktadır. Yaşadıkları kabus alayını titretmektedir. Bunlar, milletimizin derdiyle dertlenmeyen, sevinciyle sevinmeyen, acısına üzülmeyen, ülkemize yönelik tertip edilmiş beşinci kol faaliyeti içinde sıraya dizilen sevimsiz ve seciyesi bozuk çevrelerdir.” ifadelerini kullandı.

İnsanlık değerlerinden yoksun ve yoksul düşmüş namertlere söylenecek en etkili sözü, milletin, yakında demokratik iradesiyle ve güçlü şekilde haykıracağını ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İşte o zaman, hesap zamanıdır. İşte o zaman geldiğinde kötü niyet sahiplerinin bühtanları burunlarından fitil fitil getirilecektir. Haydi konutu geçtik, bari bir kümes yapın da görelim desek yetersizlikleri ve yeteneksizlikleri birer birer ortaya çıkması kaçınılmaz olan kifayetsizlerin her yapılana kara çalması karanlık mizaç ve meşreplerinden kaynaklanmaktadır. İnsanlarımıza yuva yapılmasına karşı çıkanlar, bahane üretenler, dedikodu yayanlar, akılları bulandırmak için tezgah kuranlar milli ve manevi değerlerimize de karşı olan gayriahlaki, gayrimilli, gayriinsani yüzlerdir. Bilinmelidir ki, yaparsa Cumhur İttifakı yapar ve kesinlikle yapacaktır. Başarırsa Cumhur İttifakı başarır ve mutlaka başaracaktır. Türk milleti zelzelenin üstesinden cesaret ve sabırla gelecek, yedi düvelin kurşun askeri olan zillete de asla müsaade etmeyecektir.”

MHP lideri Bahçeli, tefrikadan beslenen, tezvirattan geçinen tıyneti ve niyeti tartışmalı olan zevatın, ne iyi günü paylaşacak yakınlığı ne de kötü günü kalbinde hissedecek duyarlılığı sergilediğine işaret ederek, organize bir kötülüğün gün geçtikçe etkinlik ve derinlik kazandığını söyledi.

Ne ara bu kadar devlet ve millet düşmanının türediğini soran Bahçeli, “Sahne alan tahammülsüzlükler, seriye bağlanan önyargılar, seyrekleşen bağlılıklar, serpiştirilen nifaklar, sertleşen acımasızlıklar, afetin göbeğine siyasi istismar şantiyesi kuran seviyesizler ne kadar fırsat düşkünü olduklarını böylesi bir zamanda da açıkça tevsik ve teyit etmişlerdir.” dedi.

Bahçeli, eski bir CHP milletvekilinin kaleme aldığı köşe yazısında “Gördük ki, çadır devleti bile değiliz.” sözlerine yer verdiğini aktararak, şöyle devam etti:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni çadır devletinin de aşağısına çekmeye kalkışan bu sabık milletvekili ve çürük köşe yazarı bir defa edepsizdir, kemiksizdir, ciğersizdir, vicdanını da kin ve nefret sarmıştır. Hatta diyor ki, ‘kabile devletlerinde kabile reisi bile ülkemizdeki durumu görse ar edermiş.’ Asıl utanması, ar etmesi gereken bu uslanmaz ve ıslah olmaz devlet ve millet karşıtlarıdır. Çadırının kenarında, naylon leğende bulaşık yıkayan ve devlete dua eden fedakar bir hanımefendinin sahip olduğu asaletin kırıntısı bu paçozlarda yoktur. Erzurum’da bir ineğini satıp gelirini depremzedelere bağışlayan muhterem hanımefendinin vakar ve haysiyetinin zerresi bu aymazların ömrü hayatında erişemeyecekleri bir zirvedir. Fedakarlık, empati, kardeşlik ve kader ortaklığı bilinci bunların semtine uğramamıştır. Deprem bölgesinde tek bir çadırın olmadığını iddia etmek rezil bir siyasi saplantının, meczup ve muzır bir ideolojik savrulmanın hezimet dolu iftirasıdır. Bir kez olsun insan olmayı denemiyorlar, acılarımızı paylaşmayı göze alamıyorlar, şerefli davranmayı başaramıyorlar.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bu yalana tevessül ettiğini söyleyen Bahçeli, “Öyle anlaşılıyor ki Kılıçdaroğlu komadadır, aklını ve siyasi ahlakını taşeronu olduğu mihraklara devretmiştir. Tek ayakta kırk yalan söyleyen, hiç durmadan provokasyon yapan, devamlı karamsarlık aşılayan, devlete ve millete şaşı bakan CHP Genel Başkanı’nın kendi içinde korkunç çelişkilere gömüldüğü ortadadır. Kılıçdaroğlu, bu ülkede acıların paylaşılmadığını söylemiş. Söylemiş de, bedeninin burada, ruhunun Türkiye düşmanlarının elinde olduğunu nedense itiraf etmemiş, edememiştir. Bu zat bilmiyor olabilir fakat acımız da birdir, sevincimiz de birdir. Çünkü biz Türk milletiyiz, Türkiye’yiz.” şeklinde konuştu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun millete mensubiyet duygusunu baştan ayağa gözden geçirip kontrol etmesinde, kimlerin çıkarına hizmet ettiğini bir kez daha değerlendirmesinde yarar gördüğünü söyleyerek, “Böyle gelse bile böyle gidemez, bu Kılıçdaroğlu’ndan da hiçbir şey olamaz. Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı olmak, Türkiye’ye ve Türk milletine muhabbet ve hürmetten çok mu önemli, çok mu önceliklidir? CHP Meclis Grubu adına Cumhurbaşkanı seçimi konusunda bundan sonraki bütün siyasi süreçlerde yetki alman neyi değiştirecektir? ‘Önce ülkem, önce milletim’ diyemiyorsan ne oturuyorsun Aziz Atatürk’ün koltuğunda? Hiç mi yüzün kızarmıyor? Hiç mi vicdanın sızlamıyor? Hiç mi mahcubiyet duymuyorsun?” sorularını yöneltti.

Muhalefet olmanın, her şeye karşı olmak, felakete yandaşlık yapmak, acılardan istifade etmek anlamına gelmediğini vurgulayan Bahçeli, “Muhalefet olmak, devleti ayağa düşürmek, milleti kötülemek ve değerlerimizi örselemek için çırpınmak hiç değildir.” dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, kentsel dönüşüme itiraz edenin Kılıçdaroğlu olup olmadığını sorarak, şunları kaydetti:

“Felaketin daha ilk günlerinde birlik ve beraberlik çemberi kurulması gerekirken buna tepki gösteren, ancak HDP ile yanak yanağa vermekten de kaçınmayan bu Kılıçdaroğlu değil miydi? İmar affıyla ilgili kanun teklifi veren bu CHP değil miydi? Depremi bile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne bağlayan bu ucube ve köksüz CHP yönetimi değil miydi? CHP yönetiminin asıl gündemi deprem veya yeniden inşa amacı değildir. Bunların duygudaşlık bağları körelmiş, millete ve insanlık değerlerine yabancılaştıkları artık netleşmiştir. Görülüyor ki, Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı, nasıl olacağı, uzlaşmanın ne zaman sağlanacağı bir numaralı gündem konularıdır.

İP’in başkanı altılı masanın noter işlevi görmediğini üst perdeden ifade ederek seçilecek aday vurgusunu ısrarla tekrarlamış, Kılıçdaroğlu’na ve bazı CHP’li yöneticilere çatık kaşlarla aba altından sopa göstermiştir. Bu arada altılı masa müdavimi bazı parti başkanları da şimdiden bakanlık dağıtımını bile yapmışlardır. Kaygıları ikbaldir, sancıları koltuk ve makam bölüşümüdür. Sevdaları şahsi ve siyasi çıkarlarını tahkim etmektir. Korkuları ise büyük Türk milletinin muhteşem iradesidir. Milletimiz neyle meşguldür, bunlar neyle oyalanmaktadır. İP Başkanı’nın ayar verici diklenmesine, dozajı ağır sert ifadelerine tek bir CHP’linin çıkıp da itiraz edememesi yalnızca ürkeklik değil, aynı zamanda CHP’ye oy veren kardeşlerimize haksızlıktır. Zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayı belirleme süreci sarpa sarmıştır. Bir masa etrafında anlaşmaktan ve uzlaşmaktan aciz olanların Türkiye’yi yüksek hedeflere götürmesi hayal mahsulüdür. Aday kim olursa olsun artık önemsiz ve değersizdir.”

Devlet Bahçeli, Türkiye’nin olağanüstü bir dönemden geçtiğini, bir yıl içinde yeniden ayağa kaldırılacak 11 il olduğunu belirterek, “Zillet ittifakının bırakınız bir ev yapmasını, tek göz kulübe yapacak ne bir müktesebatı, ne bir hazırlığı, ne de bir vizyonu vardır. Altılı masa enkazın altından kalkamaz, yaraları saramaz, Türkiye’yi kalkındıramaz, yıkımı kaldıramaz. Hatta tek bir adım dahi atamaz. Atmaya da takati yetmez, yetemez, buna siyasi fıtratları elvermez.” şeklinde konuştu.

MHP ve Cumhur İttifakı’nın kararlılığını ve fikriyatını vurgulayan Bahçeli, “Türkiye’mizin, doğal veya doğal olmayan felaketler kanalıyla bir yıkıma sürüklenmesini önlemek hepimiz için milli bir görevdir. Herkes üstüne düşen sorumluluğu, siyasi hesapları bir kenara bırakarak yerine getirmek zorundadır. Gün birleşme günü, dayanışma günüdür. Cumhur İttifakı’nın gönlünde herkese yer vardır. Bizim yüreğimiz herkesi kucaklamaya yetecektir. Bize göre bütün vatandaşlarımız Cenab-ı Allah’ın bir emanetidir.” değerlendirmelerinde bulundu.

CEVAP VER