İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, OECD ve Avrupa Birliği ülkelerinde en yüksek enflasyona sahip ülkenin Türkiye olduğunu kaydederek, “Sayın Erdoğan, ülkemizi düşürdüğün durumdan da milletimizin hayatında sebep olduğun acı gerçeklerden de daha fazla kaçamazsın. Partili cumhurbaşkanlığı sistemi denilen bu ucube sistemin neden olduğu yıkımı daha fazla gizleyemezsin. Kürsülerden yalanlarla, dolanlarla nutuklar atarak, milletimizi daha fazla oyalayamazsın. Kimse merak etmesin; bu kış, ‘bay kriz’in iktidarında geçireceğimiz son kara kışımız olacak.” değerlendirmesini yaptı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasında, yarın sabah Atatürk’ü özlem ve hüzün ile anacaklarını belirtti.
Her kasım ayında cephelerde, savaşlarda mücadeleyle geçmiş bir ömrü selamladıklarını dile getiren Akşener, “Dünyada, ömründen çok daha uzun bir süre sonra bile, bu kadar samimi, bu kadar canlı, bu kadar sahici duygularla, böylesine büyük bir minnetle anılan başka bir lider daha var mıdır?” ifadelerini kullandı. Salondaki partililer “Mustafa Kemal’in askerleriyiz.” sloganı ile Akşener’i ayakta alkışladı.
Cumhuriyetin 100’üncü yılına yaklaşıldığı bir dönemde tek bir vatan evladının okula aç gitmesini kabullenemediklerini, bu durum karşısında herkesin oturup düşünmesi gerektiğini söyleyen Akşener, şöyle konuştu:
“Bizim Türkiye Cumhuriyeti’ne ve onun gerçek sahibi fedakar milletimize minnetle bezeli bir borcumuz var. İYİ Parti olarak yapmaya çalıştığımız, bunun gereğini yerine getirmektir. Bu yol, kutlu bir yoldur. Çünkü bu yol, millet yoludur. Bu yolda; haktan ve hakikatten ayrılmayacak, milletimize yalan söylemeyeceğiz. Hakkını hukukunu çiğnetmeyecek, memleketin her bir evladına öz anası, öz babası gibi sahip çıkacağız. Emeğinin hakkını almasını sağlayacak, alın terini 5’li çetelere, rantçılara ve torpilli şımarıklara yedirmeyeceğiz.”
Meral Akşener, 20’nci yılını tamamlayan AK Parti iktidarının artık milleti hor görmeye başladığını, evine ekmek götüremeyenlerden şükretmelerinin, elektrik faturasını ödeyemeyenlerden tasarruf etmelerinin, çocuğuna harçlık veremediği için dertlenenlerden sabretmelerinin istendiğini ileri sürdü.
Ekonominin beceriksizliğe kurban edildiğini, iktidarın sebep olduğu ağır sonuçlarla yüzleşemediğini savunan Akşener, “Her 3 çocuğumuzdan birinin yoksullukla ve yoksunlukla mücadele ettiğini görmezden geldiler. Okullarına aç giden çocuklarımız varken kendi vicdanlarının sesini bile duymazdan geldiler. Yoksulluktan okula ara veren çok sayıda öğrencimiz var. Bırakın, onlar görmezden gelsin. Bırakın, onlar yaptıkları yanlış tercihlerle son günlerini geçirsin. Biz, tercihimizi her zaman milletimizden yana, çocuklarımızdan yana kullanacağız. Ülkemizi zenginleştirip refahı da adil bir şekilde bölüştürmeye geliyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’de yoksulluğun derinleştiğini ve artık durumun sefalet düzeyine ulaştığını öne süren Akşener, “Sefalet endeksinde tarih yazdık ve birinci olduk. Bu sayede İkinci Dünya Savaşı’nın en zorlu zamanlarından bile daha kötü bir durumda olduğumuz ortaya çıktı. Büyük ekonomist ‘bay kriz’ ve üstün yetenekli ekonomi kadrosu, rekorlarla dolu bir tarih yazıyor.” ifadelerini kullandı.
Meral Akşener, OECD ve Avrupa Birliği ülkelerinde en yüksek enflasyona sahip ülkenin Türkiye olduğunu kaydederek, “Sayın Erdoğan, ülkemizi düşürdüğün durumdan da milletimizin hayatında sebep olduğun acı gerçeklerden de daha fazla kaçamazsın. Partili cumhurbaşkanlığı sistemi denilen bu ucube sistemin neden olduğu yıkımı daha fazla gizleyemezsin. Kürsülerden yalanlarla, dolanlarla nutuklar atarak, milletimizi daha fazla oyalayamazsın. Kimse merak etmesin; bu kış, ‘bay kriz’in iktidarında geçireceğimiz son kara kışımız olacak.” değerlendirmesini yaptı.
Meral Akşener, Cumhur İttifakı’nın başörtüsü meselesinin çözümüne yönelik gerçekleştirdiği siyasi parti ziyaretlerini eleştirdi.
AK Parti’den beklenenin en sonunda gerçekleştiğini ifade eden Akşener, şöyle devam etti:
“Açılımcılar kumpanyası yeniden seyircisiyle buluşuyor. Kumpanyacılar, en sonunda, merdiven altlarında yürüttükleri sufle çalışmasını bırakıp kamuoyuna resim verme aşamasına geldiler. Yüz yıllık yıkım süreci olan, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı anayasa değişikliği kisvesiyle sokulacak yeni çomaklar, kaşınacak yaralar ve verilecek yeni hasarların büyük tiyatrosuna hepiniz hoş geldiniz. Başı sıkışınca, ‘vesayet’ diyenlerle başı sıkışınca ‘demokrasi’ diyenler yine bir arada. Zaten hiç ayrılmadılar ki. Dahası, onlar birbirine Omerta yasalarıyla bağlı. Altılı masanın sağında, solunda, altında ararken; kendisi nihayet HDP’yi, kendi bakan ve milletvekillerinin yanında bulmuş.
Görüyorum ki bu tablonun içinde barındırdığı çelişkileri anlamakta zorluk çekenler, garipseyenler var. Hatta, AK Parti’yi içine düştüğü tutarsızlıktan dolayı eleştirenler de var. Ama açıkçası biz bu durumu hiç garipsemedik. Çünkü biz Sayın Erdoğan’ı çok iyi tanıyoruz. Sadece koltuğu sallanana kadar var olan vatanseverliğini en başından beri biliyoruz. Sayın Erdoğan’a iktidarı müjdeleyen şey açılım süreci olsaydı geçtim HDP’yi, bugün PKK’yla müttefik olurdu.”
AK Parti’nin daha önce İYİ Partiyi, HDP ile gizli ittifak kurmakla, bazı HDP’lilerin de kendilerini faşistlikle, faili meçhulcülükle suçladığını dile getiren Akşener, İYİ Partiyi yaftalayanlarla İYİ Partiyi izole etmeye çalışanların aynı kampta buluştuğunu belirtti.
Resmin iyice netleştiğini, safların belli olduğunu ifade eden Akşener, şunları söyledi:
“AK Parti vekilleri, PKK’yla bir tuttukları HDP ile aynı masaya otururken utanmadılar. İşin ilginç tarafı, HDP vekilleri de genel başkanlarını tutukladığı, belediyelerine kayyum atadığı için sabah akşam eleştirdikleri AK Parti ile aynı masaya oturmaktan zerre utanmadılar. Kadere bakın, kimler kimlerle yan yana geldi. Demek ki neymiş? İki taraf için de ilkeler, değerler, hikaye; at pazarlığı şahaneymiş. Bu saatten sonra kimse milletimize vatan, millet, beka tiratları atmaya kalkmasın. Hele demokrasi, barış ve müzakere hamasetine hiç başvurmasın. Bu Makyavelist görüşme vesilesiyle artık takke düşmüş, kel görülmüştür. Bizi, bu memleketin eşit ve şerefli vatandaşları olan Kürtleri temsile yetkili yegane kişinin Abdullah Öcalan olduğunu söyleyenlerle de Apo’nun emriyle mıntıka temizliği yapanlarla da sakın karıştırmayın. Bizim için siyaset ya sivil aktörlerle yapılır ya da yapılan şeyin ismi siyaset değildir. Bizim için demokrasi ya sivil aktörlerin kurallar çerçevesinde birbirleriyle yarıştığı bir sistem halini alır ya da bugün olduğu gibi Sayın Erdoğan ile Apo’nun el ele verip dizayn ettiği bir çirkin pazarlık masasına döner. Biz, er ya da geç bu ucube sistemi tüm açık ve gizli iş birlikçileri ile birlikte deşifre edeceğiz ve Allah’ın izni, milletimizin de teveccühüyle bu gölge tiyatrosunu sandıkta alaşağı edeceğiz. Bu da böyle biline.”