MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin egemen bir devlet, kendi kararını kendisinin vereceği güç ve bağımsız iradeye sahip olduğunu belirterek, “Ona buna pabuç bırakmayacaktır. İncirlik Üssü Adana’dadır. Bilinmelidir ki, yol geçen hanı da değildir. İpini koparanın, canı sıkılanın, keyfi yetenin, kafasına göre kafileler halinde gelip tur atacağı, fitne tohumları ekeceği, gizli hedefleri için basamak yapacağı yer değildir İncirlik.” dedi.

Dün Türkiye’ye gelen Almanya Dışişleri Bakanı’nın eften püften açıklamalarının, suya sabuna dokunmayan gri sözlerinin kuşku ve tereddütlere yeni bir boyut kazandırdığını belirten Bahçeli, “Dost ve müttefik bir ülkenin insanlık düşmanı kanlı ve bölücü terör örgütünün propagandasına suskun kalması, hatta bunu el altından teşvik etmesi hiçbir açıdan meşru ve hukuki sayılamayacaktır.” ifadesini kullandı.

“ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesine gösterilmiş tepkinin birazı neden terörizme karşı gösterilmez? Almanya kimin yanındadır? Almanya hangi emel ve hedeflerin safındadır?” sorularını yönelten Bahçeli, şöyle devam etti:

“Resmi ve diplomatik pasaport taşıyan 400’den fazla FETÖ’cü Almanya’ya iltica talebinde bulunmuştur. En son iki FETÖ’cü Yunanistan üzerinden Almanya’ya geçmiştir. Bu gerçekler ortadayken, Almanya’nın damgalı hainleri görmeyip, hukuk karşısında hesap veren sözde bir gazeteciyi mesele yapması kabul edilir şey değildir.”

Almanya Dışişleri Bakanı’nın hain FETÖ’cülerle ilgili “delillere ihtiyaç var” dediğini de aktaran Bahçeli, “Bu bakan bilmelidir ki en büyük delil 249 vatan evladının şehadeti, 2 bin 195 vatan evladının yaralanmasıdır. Delil 15 Temmuz gecesindeki tüm Türkiye’dir.” diye konuştu.

Devlet Bahçeli, Türkiye’nin egemen bir devlet, kendi kararını kendisinin vereceği güç ve bağımsız iradeye sahip olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ona buna pabuç bırakmayacaktır. İncirlik Üssü Adana’dadır. Bilinmelidir ki, yol geçen hanı da değildir. İpini koparanın, canı sıkılanın, keyfi yetenin, kafasına göre kafileler halinde gelip tur atacağı, fitne tohumları ekeceği, gizli hedefleri için basamak yapacağı yer değildir İncirlik. Bir devlet geleneğimiz vardır. Teamüllerimiz vardır. Ülkeler arasında kurduğumuz köprüler, ittifaklık hukuku kapsamında üstlendiğimiz sorumluluklar vardır ve bunlar elbette tek taraflı işleyemeyecektir. Alman parlamenterlerin İncirlik Üssü’nü ziyaret etmek istemeleri iyi niyetli, karşılıklı anlayış, çıkar ve yardımlaşmaya dayanıyorsa, doğal olarak bunda herhangi bir mahsur olmayacaktır. Lafta kalmasını temenni etmediğimiz dostluk hukukunun gereğini Almanya yerine getiriyorsa diyecek bir şey de yoktur. Yok eğer, nalıncı keseri gibi hep kendisine yontuyorsa, kimse kusura bakmasın, buna da müsaade edilmemeli, edilmeyecektir. Türkiye’nin haklı talep ve tezleri göz ardı edilip, yavuz hırsız ev sahibini bastırır misalince, İncirlik ziyaretine verilmeyen izni eleştirmek abesle iştigaldir. Hükümetin İncirlik Üssü konusunda göstermiş olduğu hassasiyet ve haysiyetli tavır bize göre son derece isabetlidir. Almanya Dışişleri Bakanı’na Konya’daki NATO Üssü’nü ziyaret etmeleri konusunda açık çek verilmiştir. Ancak yine gözleri doymamıştır.”

Türkiye’nin neyi nasıl anlayacağını tayin ve tespit makamı bir yabancı hükümet mensubunun işi ve görevi olmadığını vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:

“Herkes kendi işine bakmalıdır. Biz anlayacağımızı anladık, göreceğimizi de zaten gördük. Herkes eğer varsa aklını kendine saklamalıdır. Alman askerleri bu hafta veya gelecek hafta çekilecekmiş, diyeceğimiz odur ki, durduğunuz kabahat, hepinize uğurlar olsun. Başka ülke bulacaklarmış, ne oyalanıyorsunuz, neyi bekliyorsunuz, niye zaman kaybediyorsunuz? Ayağınızın turabı olalım, aman nereye gidiyorsunuz denileceği herhalde düşünülmüyor, hesap edilmiyordur. Yetmezse Konya’dan da tası tarağı toplar en yakın zamanda Ürdün’e mi gidiyorsunuz, Fizan’a mı gidiyorsunuz, ardınıza bakmadan çeker gidersiniz.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hainleri vatandaşlıktan çıkarma konusunda acele etmenin hem erken hem de mantıklı olmadığını belirterek, “Çünkü bunların hepsinden mutlaka Türk adaleti önünde hesap sorulmalı, 15 Temmuz’un diyeti alınmalı, ihanetlerinin bedeli kesinlikle ödettirilmelidir.” dedi.

Bahçeli, TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, terör saldırılarına maruz kalan ülkelere taziyelerini iletti.

Terörizme karşı hala ortak bir cephe kurulamamış olmasından, hala küresel bir inisiyatif alınamamasından kaygı duyduklarını vurgulayan Bahçeli, “Ne zaman batı ülkelerinde terör eylemi olsa, ne zaman masumların kanı dökülse haklı olarak yer yerinden oynamaktadır. Oysaki Londra’da, Berlin’de, Paris’te istisna olan terör; Kabil’de, Bağdat’ta, Şam’da, Hakkari’de, Şırnak’ta olağandır, her gün vasat bulmaktadır.” diye konuştu.

“Terör de her yerde terördür.” ifadesini kullanan Bahçeli, “O zaman ölenlerin, şehadete yürüyenlerin adı Müslüman olunca, adı Türk olunca içine düşülen hissiyatsızlık neden, duyarsızlık niyedir? Terörizm laneti dürüst bir şekilde ele alınmaz, sağlam ve samimi bir mukavemet gösterilmezse önümüzdeki dönemde daha fazla kan akacak, daha çok bedel ödenecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

YPG’ye silah vermenin PKK’ya vermek, namluları Türk milletine doğrultmak demek iken, ABD’nin hala şeffaflıktan bahsedebildiğini ifade eden Bahçeli, “Bunların her yeri şeffaf olsa ne yazar, olmasa ne çıkar. Kato Dağı’na bakmak, mağaralardan çıkarılan silahları incelemek başlı başına kafidir. Dağlarımız, tıpkı şehirlerimiz gibi, adeta silah ve cephanelik haline dönüştürülmüştür. Katırla taşınması imkansız olan ağır silah ve mühimmatlar dağlara nasıl çıkarılmış, mağaralara nasıl saklanmıştır? Bu silahları kim temin etmiştir? Kato Dağı sanki silah fabrikası, sanki hain panayırıdır.” dedi.

“Çok güçlü ihtimaldir ki, sınırımızın hemen dibinde YPG’ye sunulan cinayet silahları, çok geçmeden ülkemize sokulmaktadır.” diyen Bahçeli, “Mücavir alanlardaki karambol ve kaostan istifade ederek sınırlarımıza yaklaşmayı göze alanlar, milli bekamızı yıkmayı planlayanlar, tavsiyem odur ki, kefenlerini de beraberinde getirmelidirler.” görüşünü dile getirdi.

Dün, Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen ve Libya’nın, terörizme destek sağladığı gerekçesiyle Katarla ilişkilerini kestiklerini, deniz ve hava sınırlarını kapattıklarını anımsatan Devlet Bahçeli, Körfez’in buhran ve bunalım döngüsüne girdiğini söyledi.

ABD Başkanı’nın Suudi Arabistan ziyaretinin üzerinden kısa bir süre sonra bu gelişmelerin ortaya çıkmasının etraflıca değerlendirilmesi, enine boyuna analiz edilmesi gerektiğini belirten Bahçeli, Katar’a uygulanan tedbirlerin; saldırgan, dayatmacı, izole edici oluğunu ve bu tedbirlerin ABD’den bağımsız, İran’la da bağlantısız olduğunu düşünmenin “safça bir bakış” olacağını dile getirdi.

Bahçeli, Suudi Arabistan’dan Basra Körfezi’ne uzanan bir yarımada olan Katar’ın tecrit edilmesinin beklenmedik, öngörülmedik hadiselere kapı açabileceğini işaret ederek, Türkiye’nin, bölgesel barış, güvenlik ve istikrar bakımından kayda değer bir pozisyonu olan Körfez İşbirliği Konseyi üyelerinin kendi aralarındaki görüş ve yaklaşım farklılıklarını diyalog yoluyla çözmeleri tavsiyesinin anlamlı ve yerinde olduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın zirve dönem başkanı olarak devreye girip katılaşan kriz düğümünü çözme konusunda yapıcı katkılar sunmasında yarar olduğunu vurgulayan Bahçeli, “ABD Başkanı’nın Riyad’taki kılıç danslı silah anlaşması, dileğim odur ki, Körfez ülkelerine, tüm Ortadoğu’ya daha şiddetli bir darbe olarak inmesin, tarihi ve kültürel miraslara kast etmesin.” diye konuştu.

Yakayı ele veren FETÖ’cülerin yargılanmasının tüm tartışmalar eşliğinde devam ettiğini belirten Bahçeli, hiçbir hainin üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini, bilahare zeytinyağı gibi su üstüne çıkmaya çalıştıklarını söyledi.

“Bu namertler TSK’ya yuvalanmış, şerefli Türk askerinin üniformasına saklanmış teröristlerdir. Hiçbir ifadeleri bu gerçeği değiştirmeyecektir.” diyen Bahçeli, şunları kaydetti:

“Bunlar aynı zamanda milletine silah doğrultan, vatanına kumpas kuran, devletine komplo düzenleyen Haçlı kalıntılarıdır. Hiçbir masum poz, hiçbir ıslah olmuş gibi duran yüz hattı 15 Temmuz’un üzerini örtemeyecektir. Önemli olan FETÖ’cülerin ne söyledikleri değil, Türk adaletinin ne zaman ve hangi kati ve keskin hükmü vereceğidir. Darbeciler konuştukça şehitlerimizin kemikleri sızlamaktadır. FETÖ’cüler algı oyunlarına tevessül ettikçe, şehit yakınları çileden çıkmakta, millet vicdanı isyan etmektedir. Üstelik süreç uzadıkça, iddianame ve duruşma enflasyonu yaşandıkça ihanet tavsamakta, somut delil ve belgeler yara almaktadır. Buna da kimsenin hakkı yoktur. FETÖ’cülerin kafasına adaletin demir yumruğunu vurmak ertelenemez bir zorunluluk, milli bir mecburiyettir. 15 Temmuz’un hesabı ya sorulacak ya sorulacaktır; bunun başka bir yol ve yordamı kalmamıştır.

Aralarında Pensilvanyalı hoca görünümlü hainin de bulunduğu 130 kişinin üç ay içinde Türkiye’ye gelmemeleri halinde Türk vatandaşlığından çıkarılacağı ilan edilmiştir. Bu hainleri vatandaşlıktan çıkarma konusunda acele etmek hem erken hem de mantıklı değildir. Çünkü bunların hepsinden mutlaka Türk adaleti önünde hesap sorulmalı, 15 Temmuz’un diyeti alınmalı, ihanetlerinin bedeli kesinlikle ödettirilmelidir.

Yine darbe iddiaları dillerdedir. Eğer yeni bir darbe teşebbüsü olursa, eğer buna kalkışan, böylesi bir ihanete yeltenen çıkarsa bilinsin ki, bu aziz topraklarda gömülecek ne bir yer, ne de cesedinin başına dikilecek bir mezar taşı bulamayacaktır. Darbecilerin gelecekleri varsa görecekleri de vardır ve görecekleri yalnızca azap ve dehşet olacaktır. Demokrasi yolundan dönmeyeceğiz. Türkiye’nin kazanım ve tarihsel mirasından taviz vermeyeceğiz. Hak yolundan, hakikat çizgisinden, millet sevdasından asla ayrılmayacağız. Kontrollü darbe çığırtkanlarına eyvallah demeyecek, 15 Temmuz’u sulandırmaya cüret eden kripto niyetlere, köksüz nankörlere müsaade etmeyeceğiz.”

Bahçeli, Spor Toto Süper Lige yükselen Sivasspor’u, Evkur Yeni Malatyaspor’u ve Göztepe futbol kulüplerini kutladı.

Bahçeli’ye, Ziraat Türkiye Kupasını kazanan Konyaspor’un forması hediye ediydi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın, İçtüzük konusunda Mecliste grubu bulunan siyasi parti genel başkanlarına gönderdiği davete icabet edip etmeyecekleri sorusuna Bahçeli, “Cumhurbaşkanlığı sistemi değiştikten sonra İçtüzüğü baştan sona gözden geçirme ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaca öncülük yapması, TBMM Başkanı’nın görevi olarak kabul edilmelidir. Ancak liderlerin böyle bir teknik aşamada bir araya gelmeleri erkendir ve zamansızdır. Grup Başkanvekilleri görevlendirilmek suretiyle konular çok yönlü ele alınır, liderlere sunulur, liderler onay verdiği taktirde Meclisteki çalışmalar hızlanır.” karşılığını verdi.

Bahçeli, “FETÖ’nün siyasi ayağının da çökertilmesi yolunda sizin çok sert açıklamalarınız olmuştu. Dün Sayın Bülent Arınç’ın damadının tutuklanması, bu anlamda atılan adımlar mıdır? Yoksa yeterli midir, yetersiz midir?” sorusu üzerine “Bunu Ankara Savcısına sorunuz. Yeterli olup olmadığını onlar bilirler.” diye konuştu.

CEVAP VER