Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tek amaçlarının üretmek, ürettiğini değerinden satabilmek olduğunu bildirerek, “hiçbir şeyi eksik bırakmadığımız için mi, bu ülkede çiftçimizin kıymeti bilinmiyor. Kıymetimiz sofralarda bir şey eksik olunca mı anlaşılacak?” dedi.

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü etkinliği için Türkiye’nin her noktasından, 81 ilinden gelen onbinlerce çiftçi, Ankara’da Anadolu (Tandoğan) Meydanı’nda buluştu. Sabahın erken saatlerinde meydanı dolduran çiftçiler, renkli görüntüler oluşturdular. Ellerinde çok sayıda pankart, döviz taşıyan çiftçiler, sorunlarını sloganlarla anlattılar.

Bayraktar, canlı kalabalığa yaptığı konuşmada, her türlü zorluğa rağmen, üretimden vazgeçmediğini, tarlasından, bağından bahçesinden, ahırından ağılından kopmadığını, ormanda, denizde üretimini sürdürdüğünü, ülkenin 80 milyonluk nüfusunu, 5 milyon sığınmacısını, yabancısını, 40 milyona yakın turistini doyurduğunu belirtti.

Tek amaçlarının üretmek, ürettiğini değerinden satabilmek olduğunu, bu çiftçinin üretmekten başka düşüncesi olmadığını vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu:

“Hiçbir şeyi eksik bırakmadığımız için mi, bu ülkede çiftçimizin kıymeti bilinmiyor. Kıymetimiz sofralarda bir şey eksik olunca mı anlaşılacak? Şehit kanlarıyla sulanmış olan bu topraklar ve bu topraklarda üretim yaparak ülke nüfusunu, bu ülkeye sığınanları doyuran çiftçilerimizin kıymetini bilmeliyiz. Bu topraklarda yaşayan herkes bunu bilmek zorundadır. Sanayici üretiyor da biz de üretmiyor muyuz? Biz reel sektörün temeliyiz. Bunu bu ülkede hala bilmeyen, idrak edemeyenler var. Bu ülkede sanayici el üstünde tutulurken, bu şartlarda üretim yapan, istihdam sağlayan, ihracat yapılmasına neden olan Türk çiftçisi, neden üvey evlat muamelesi görüyor? Milletimiz bu gerçeği görsün. Çiftçimize, tarım sektörüne değer verelim. Tarım sektörünü şaha kaldıralım. Sadece ülkemizi doyurmakla yetinmeyelim, bölgemizin de gıda ambarı olalım.”

Hedeflerini kaliteli buğday üretmek ve üretimi 30 milyon tona çıkarmak olduğunu, artık buğday ithal etmek istemediklerine dikkati çeken Bayraktar, özetle şunları söyledi:

“Üreticimiz arpa ve buğday fiyatlarının alın terini karşılayacak şekilde gerçek maliyetleri dikkate alarak açıklanmasını istiyor. Türk fındığı, İtalyan fındığı olmasın. Fındık üç beş kişinin insafına bırakılmasın, devletimiz fındığa sahip çıksın. Çaykur’dan üreticimiz için iyi bir fiyat bekliyoruz. Çiftçimiz kazanamıyor, tüketicimiz makul fiyatlarla ürün satın alamıyor. Kim bunun sorumlusu aracılar. Eskiden ürün pahalanınca sorumlusu üretici sanılırdı. Aracılardan kaynaklandığını bugün herkes öğrendi. Vatandaşımız da hükümetimiz de artık bunun farkında. Aracı değil, üreten, tohum eken, fide, fidan diken eller, hayvancılık, arıcılık, balıkçılık yapan üreticimiz kazansın. Unutulmasın ki çiftçinin refahı, ülkenin refahıdır. Çiftçimiz, toprağını, tarlasını, tapanını, bağını, bahçesini, köyünü bırakmak istemiyor. Çiftçimiz, doğduğu yerde doymak istiyor. Milyarlarca doları ithalata veremeyiz. ‘Yerli malı yurdun malı’ diyorduk. Şimdi ‘yerli malı dünya malı’ diyoruz. Türkiye, dünya malı tüketmekten kurtulmalıdır. Sofralarımızda yerli ürün kullanalım ki çiftçimiz kazansın. TZOB olarak kurulması için çok büyük gayret sarf ettiğimiz Et ve Süt Kurumu Kurulmasaydı çiğ süt fiyatı 60 kuruştan yukarıya çıkmazdı. Ziraat Bankası, çiftçimizin ucuz kredi talebini karşılamalıdır. Hazine de gerekli desteği Ziraat Bankası’na sağlamalıdır. Çiftçimiz, yüzde 5’lik devlet desteğine rağmen aylık 419 lira 49 kuruş olan sigorta primini ödemekte zorlanıyor. Prim ödeme gün sayısı 15 güne düşürülmeli, çiftçimize yıpranma hakkı verilmelidir.”

 

CEVAP VER