Bolşlevik Gelovani’nin vermiş olduğu bilgilere göre katil Amazapsa ve Alayın Guba’ya, Lenin talimatı ile şahsen Stepan Şaumyan’ın, Sovyet Bakanı Kaganoviç’in imzalı emri üzerine gönderilmiştir. Amazapsa’ya Guba’da yaşayan yerli Ermeniler de yardımda bulunmuştur. Yıllarla Guba’ya misafir olarak sokulmuş Ermenilere, yerli Azerbaycanlılar yaşamaları için toprak ve mülk vermişlerdir. Misafir gelmiş Ermeni cemaatine barış ve samimiyet göstermişlerdir. Zahiren Azerbaycan Türkleri ile “iyi” davranan, fakat maske altında kirli niyetlerini, riyakâr emellerini saklı tutan ve uzun zaman Guba ilinde meskûnlaşan Ermeniler, Arutyun Ayrapetov, Cevad Arutyunov, Avakov, tüccar Mirze Amircanov ve Akrabaları Amircanovlar, Aleksandr Mukasyan, Babacan ve oğulları Tatevos Yagub ve başkalarının canavar derisinde saklandıkları sonralar belli oluyor. Çünkü bu hain adamlar Guba’daki zenginleri, iş adamlarını, sahipkarları, mülk ve büyük toprak sahiplerini iyi tanıyordular ve ilk olarak Amazapsa’ya yardım etmişlerdir. Bu canavar derisinde saklanan katiller, boynuzlarını göstermişler; öne düşerek tek-tek zenginlerin ev ve mülklerini, aile fertlerini Amazaspa’ya göstermişlerdir. Gün gelmiş ve Amazaspa, bütün aksakal adamları, zengin tabaka insanlarını meydana toplamış, bağırarak şöyle demiştir: – Beni buraya Sovyet Devletini tanıtmak için değil, Müslümanlar yok etmek için göndermişlerdir. Ve ben babalarımın hıncını alıyorum, bütün Türkleri yok etmeye gelmişimdir. Şahdağına dek sizleri parçalayacak, öldüreceğiz. Şirvan’da (Şamax›’da) yaptıklarımızı burada da yapacağız.Şimdi hadi, ateş açın, kırın bu Müslümanları, öldürün, diye emir vermiştir. Çapraz ateşe tutulan tanınmış isimler neye uğradıklarını anlamadılar ve konuşmadan çapraz ateşle öldürüldüler…
BALTA VE KILICLA KATLİAM YAPMIŞLAR
Bana ulaşan belgelerde Azerbaycan Türkleri, çeşitli yöntemlerle öldürülmüşler; kiminin başı kesilmiş, karnı yarılmış; kiminin sadece gözleri oyulmuş, çukura atılmışlar. Suçu olmayan binlerce Azerbaycan Türklerinin adları, soyadları yazılı olarak elime ulaşmıştır. Tarihin acı sayfalarından biri, Guba İlimizde yapılan soykırım belgeleri, kazı numuneleri, kesilmiş, oyulmuş, baltalanmış insan kafatası, kemikleri, el-ayaklar› dünya sivil toplum kuruluşlarına, devlet ricalı kişilere, BM Teşkilatı’na, başta dev ülkeler ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Çin, Japonya, Rusya, kardeş Türkiye’den TBMM Milletvekilleri ve diğer devletlerin resmi kişilerine, memurlarına, ferdi kişilere görmeleri için açık bulunuyor. Hatta Ermenistan devletinden de resmi kişi ve kuruluşların temsilcileri, Kırmızı Kızılay temsilcileri ile birlikte gelip incelemelerde bulunabilirler. Gelsinler ve dünyada emsali nadir bulunan bu vahşiliklerin şahidi olsunlar, yapılan soykırım olayını gözleri ile görsünler, istedikleri şekilde DNA testleri yapsınlar, istedikleri şekilde araştırmaları yapsınlar, tarihin bu acı tablosu önünde utansınlar. Ona göre utansınlar ki, gerçek soykırımı onlar yapmışlardır. İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilerin yapmış olduğu vahşiliğin Emsalini Ermeniler, daha önce 1912-15’de Türkiye’de, daha sonra aynısını 1918’de Gence’nin etraf reyonlarında, Garabağ illerinde ve Azerbaycan’ın Guba ilinde yaptıklarını gözleriyle görsünler.
PAŞİNYAN’A ÇAĞRI YAPIYORUM
Ermeni siyasilerin söyledikleri gibi tarihi devletler değil; tarihi tarihçiler yazıyorlar. İşte siz, Kaçaryan, Paşinyan cellâtları, sizi resmen davet ediyoruz; hakiki soykırım gerçeğini görmek için Guba ilindeki açık hava ortamında, Açık Hava Müzesi’ne sizleri götürelim. Azerbaycan’ın Guba ilinin penceresi resmen dünya içtimaiyatına açık tutuluyor. Burası, 100 binden çok Azerbaycanlıların toplu mezarıdır: Burada gencecik çocuklar, yaşlı dedeler, gençler, hamile kadınlar, anne ve kardeşlerimizin ölmüş, fakat yaşayan ruhları sizleri bekliyor. Ey, Paşinyan, Cumhurbaşkanımız, Milli Kahramanımız, Sayın, İlham Aliyev’in o yumruğunu ekranlarda gördün, değil mi? 44 günlük Vatan Savaşında Sayın, İlham Aliyev’in o azametli yumruğu tepende patladı ve mağlup oldun. Belin kırıldı ve diz çöktün, koşa-koşa ittiniz ezeli, dede-baba topraklarımızdan. “Ne o9ldu, ha, Paşinyan? Hani Garabağ Ermenistandır, diyordun? Ne oldu, ha? Ezdik, yok ettik Ordunuzu… Garabağ daima Azerbaycan’ın olmuşdur ve Azerbaycan olarak da yaşayacaktır… Duydun mu, ey Paşinyan? Bu yumrukla kafanızı ezdik, yok ettik Ordunuzu…” Ermeniler, Cumhurbaşkanımız, Sayın, İlham Aliyev’in bu tarihi sözlerini hiç zaman unutamazlar. Şanlı Ordumuz onların dersini iyice vermiş oldu…Siz ey, dünyanın sağduyulu aydın insanları, siz ey Soykırım, Soykırım, Soykırım kararları alan Devlet adamları, Bakanlar, Başkanlar!Siz ey, Nobel Ödülü için vatana ihanette bulunan yazarlar, şairler, size sesleniyorum; buyurun, gelin Azerbaycan’a, buyurun Guba iline, gelin, gelin ve Ermeni canileri, Vandalları, cellâtları tarafından 1918 yılında katledilen 100 binden fazla suçu olmayan bu güzel insanların açık mezarlarını ziyaret ediniz. Dünyada emsali bulunmayan soykırım olaylarını inceleyin, araştırın, istediğiniz şekilde çalışmalar yapınız ve kendi vicdanınızla baş-başa kalınız. Bu vahşetin, bu acı facianın, başları bedenlerinden ayrılmış annelerin, kardeşlerin, çocukların, ihtiyarların faturasını kime yazalım, söyleyin? Neden bu trajedi yaşanmıştır? Kendi topraklarında yaşamış bu zavallı sivil insanların suçları ne olmuştur?
ADALET VE DEMOKRASİ ANLAYIŞI BU MUDUR?
Ey yüce Tanrım, bunu yapan hainlerin, suçluların cezasını ver; bu soykırımı yapanlar insan olamazlar, onlara haddini göster; bunu yapanlar her kim ise yeryüzünden silinsinler. Bunu yapan ırkçı Ermenilerdir, sivil halk bunu yapamaz, Tanrım! Neden bu ırkçı ayak takımı Ermeniler hâlâ da cezasız yeryüzünde yılan gibi dolaşıyorlar ve kendi yapmış oldukları zulmü, işkenceyi, soykırımı, ülke-ülke dolaşarak ikiyüzlülük yaparak Türklerin adına şamil ediyorlar? Ama neden? Neden bütün dünya insanları, siyasileri, sağduyulu aydın takımı gelip Kahramanmaraş’ta, Erzurum’da, Erzincan’da, Iğdır’da, Kars’ta, Guba’da, kendi gözleri ile Ermenilerin yapmış olduğu malazımı, zulmü, işkenceyi, gerçek soykırımı göremiyorlar? Bu nasıl bir adalet, nasıl bir demokrasi, nasıl bir hak ve özgürlüktür, ilahi! Almanya, İngiltere, Fransa ve ABD bu haksızlığı, bu vahşeti neden görmek istemiyor? Neden? ABD, hâlâ kalkmış da, olmayan Soykırım Tasarısını Senato’ya, Palatalar Meclisi’ne götürüyor? Olur mu, böyle adaletsizlik? Olur mu, böyle demokrasi anlayışı? Bu ne biçim demokrasidir, anlayamıyorum. Ermeniler tarihte resmen, belgeli şekilde soykırım yapmışlardır; 31 devletin Meclis kararları ise onların lehine alınıyor? Tarihin hiçbir safhasında, diliminde, ABD’e olan böyle haksızlık, adaletsizlik yaşanmamıştır. Adaletin ve hukukun yaratılış mekânı – Mezopotamya’da bile ilkel ortamda yaşayan insanlar daha adaletli, daha demokrasi anlayışı ortamında ömürlerini başa vurmuşlardır. ABD’de hak, adalet, insani davranış biçimi yoktur. Ekranlarda Amerikan Polisi Sokak ortasında suçu olmayan kara derili insanları öldürüyor. Bu ülkede adalet yoktur, diyorum.
XXI. ASRIN FACİASI
XXI. Yüzyılın başlarında dünyada benzeri olmayan adaletsiz bir ortamda yaşıyoruz; çünkü bu dev devletler kendi ihtirasları, çıkarları için başka devletleri yerle yeksan ediyorlar, istedikleri gibi savaşlar çıkarıyorlar; hiçbir suçu olmayan Libya Başkanı, Muammer Kaddafi’yi neden astılar? Nerede adalet? Yüce Tanrı, er ya geç bunu yapanların da cezasını verecektir. Öte yandan gerçek trajediyi, Ermeni canilerinin yapmış oldukları 1918 yılındaki Soykırımı görmezden geliyorlar. Onların demokrasi ve adalet anlayışı bu mudur? Hakiki Soykırımı gösteren, ispatlayan, Guba ilindeki açık mezarlara gelmeleri için dünya insanlarına bir daha çağrı yapıyorum ve diyorum:“ Siz ey dünyayı fetheden ‘faraunlar’; güçlü devlet ve siyaset insanları; yazar ve şairleri; demokrasi ruhunu paylayan Avrupa Birliği Devletleri, başkanları, parlamenterleri; Birlemiş Milletlerin Barış Sefirleri; Büyükelçiler, diplomatlar, vatandaşlar, çekinmeyin, buyurun, Azerbaycan’a gelin, misafirimiz olun. Biz Türkler örf adetlerimize saygılı halkız, sizleri misafir edeceğiz; gelin ve Guba ilimizde bulunan açık toplu mezarları gözlerinizle görün, inceleyin… Araştırın. Ermeniler bu vahşeti neden yaptılar, ilahi! Neden? Bunu bir düşünün, aksakalları dinleyin, Soykırım tanıklarının yazdıklarını okuyun, cesetlerin kafatasları, kesilmiş kafalar, baltalarla kesilmiş ellere, başlara, ayaklara bakınız… Ermeni cellâtları-Amazapsa, Şaumyan ve Mikoyan tarafından neden öldürüldüğünü sizler de canlı şekilde araştırın, lütfen! Guba Açık hava Müzesini izlerken dayanamadım, bir kenarda epeyce oturdum, gözlerim sulandı; arkadaşlarım da çevremde oturdular ve hepimiz acı-acı ağladık… Bu vahşeti, acımasızca yapılan soykırımı yapanları defalarca lanetledim…