CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir salgın dönemindeyiz. Her bir vatandaşımızın canı çok değerlidir. Her vatandaşımızın salgından sağ salim kurtulması için herkesin üzerine düşen görevler var, bunların yapılması gerekiyor. Biz, salgın başladığı tarihten bu yana olayı sıcak, politik malzeme konusu yapmadık, yapmamaya da özen gösterdik.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, İzmir’de Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur’un hayatını kaybettiğini anımsattı. Uygur’un genç, enerji dolu,Torbalı’ya çok şey verme iddiasında olan bir arkadaşları olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, “Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesine, yakınlarına, dostlarına ve hepimize başsağlığı diliyorum, yeri cennet mekan olsun.” ifadesini kullandı.

Belediye başkanlarının bu süreçte, ellerinden gelen bütün çabaları gösterdiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Bizim belediyelerin olduğu yerde, hiçbir çocuk yatağa aç gitmeyecek. Telefonlarınız 24 saat açık olacak. Kim yardım talebinde bulunuyorsa, gecenin gündüzün hangi saati olursa olsun o aileye gidilecek. Biz CHP olarak hiçbir ayrım yapmadan bu topraklarda yaşayan herkese eşit hizmet göçtüreceğiz. Hani Erdoğan diyordu ya, ‘Süt dağıtacak diyordu bir türlü süt dağıtmadı.’ Oysa aylardır süt dağıtıyorduk. Yardımı nasıl yapacaklar? Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Halkçılığın, inancımızın temel kuralı budur. Bu kurala bütün belediye başkanlarımız uyuyor.”

Düzenli olarak her hafta bütün belediye başkanlarından yapılan yardımlarla ilgili verileri aldıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, 13-19 Nisan arasında 730 bin 952 haneye ayni yardım, 219 bin haneye de nakdi yardım yapıldığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, yapılan yardımların toplam tutarının da 48 milyon 137 bin 685 lira olarak kayıtlara geçtiğini, bunu her hafta kamuoyuyla paylaşacağını bildirdi.

Türkiye’nin zor günlerden geçtiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Bir salgın dönemindeyiz. Her bir vatandaşımızın canı çok değerlidir. Her vatandaşımızın salgından sağ salim kurtulması için herkesin üzerine düşen görevler var, bunların yapılması gerekiyor. Biz, salgın başladığı tarihten bu yana olayı sıcak, politik malzeme konusu yapmadık, yapmamaya da özen gösterdik. Hataları varsa, yanlışlar varsa söyledik, nelerin yapılması gerektiğini de ifade ettik. Çünkü bu sorun, hepimizin ortak sorunuydu. Dolayısıyla bu sorunu en hafif bir şekilde atlatmamız için de hepimize düşen görevler vardı. Bu görevleri herkesin yerine getirmesi gerekiyordu. Bilim Kurulu vardı, ayrıca bize güven veriyordu, çünkü orada bilim insanları vardı, hepsi bu işi en iyi bilen insanlardı, bazı eksiklikleri vardı; Türk Tabipler Birliği, Türk Eczacılar Birliği gibi kuruluşlardan temsilciler almamışlardı ama olsun. Yine de dedik ki Bilim Kurulunun yaptığı açıklamalara biz de uyarız, devleti yöneten siyasi iktidar da uyar, dolayısıyla biz bu salgını en az hasarla atlatırız. Biz sözlerimize hep öneriyle başladık. Gerek benim gerek grup başkanvekilleri gerek parti sözcüsünün yaptığı bütün basın toplantılarında öneriyle başladık. Herkesin dikkat etmesi gerektiğini söyledik. Salgınla mücadelenin sadece sağlık boyutu yok, ekonomik boyutu var dedik; ekonomik boyutu için de nelerin yapılması gerektiğini söyledik, hatta Merkez Bankası kontrollü bir şekilde karşılıksız para bile basabilir önerisini yaptık. Çünkü bu ülkede herkesin bu salgını en az hasarla atlatması bizim ortak hedefimizdir dedik. Dedik ki yine israftan vazgeçin, tasarruf yapın, herkes fedakarlıkta bulunuyor sizler de fedakarlıkta bulunun. Herkes fedakarlık yaptı; kahvecisi, simitçisi, manavı, pastacısı, kantincisi, taksicisi, servisçisi, herkes üzerine düşeni yaptı. Ama üzülerek ifade edeyim sarayda oturanlar üzerlerine düşeni yapmadılar.”

CEVAP VER