Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Uzunca bir süredir takip ettiğimiz rotamızın adı olan 2023 hedeflerimizi yeni bir başlangıç hâline dönüştürerek, 21. yüzyılı ve ötesini kuşatacak büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa ediyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi’ne katıldı. Ankara Arena Kapalı Spor Salonunda gerçekleştirilen kongre öncesinde, salon önünde kendisini karşılayan vatandaşlara bir selamlama konuşması yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra kongrenin yapıldığı salona geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salon önündeki konuşmasında, AK Parti’nin kayıtlı üye sayısının 13 milyon 500 bine ulaştığını belirterek, “Bırakın Türkiye’yi, dünyada böyle bir siyasi parti yok. Ve hamdolsun 1 milyonu aşkın genç üyesiyle, yaklaşık 5 milyonu aşkın kadın üyesiyle ve bunun dışında da ana kademe üyesiyle dünyada bir başkası yok, Türkiye’de zaten yok” dedi.
Bugün yapılacak tüzük tadilatıyla Merkez Karar Yönetim Kurulu’nu 75 kişiye çıkartarak yola devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayrıca yedek diye bir ifade var, o da 35 kişi. Ama onlar yedek olarak kalmayacak. Onlar da aynen 75 kişiyle beraber çalışacaklar asil üyeler gibi” bilgisini paylaştı.
Daha sonra kongre salonuna geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin icraat, eser, yatırım, reform ve Türkiye’ye kazandırdıklarına dair video gösteriminin ardından partililere hitap etti.
Konuşmasına 81 vilayeti tek tek sayıp selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi’nin parti ve ülke için hayırlı olmasını diledi.
“ESER VE HİZMET SİYASETİMİZİ DAHA GÜÇLENDİRDİK”
“İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür/İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu inanç, iman ve azimle bugüne kadar yürüttükleri her mücadelede başarıya ulaştıklarını söyledi.
“Bundan sonra da aynı hissiyatla, Sırat-ı Müstakim üzere yürümeye, ter dökmeye, gerektiğinde canımızı ortaya koymaya devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eksikten ve yanlıştan münezzeh olan sadece Rabbimizdir. Biz fanilerin elbette hatası ve eksiği olmuştur, olacaktır. Önemli olan istikameti doğru, kalbi ferah, yüreği sağlam, azmi güçlü tutmaktır. Gerisi Allah’ın yazgısı ve milletimizin takdiridir. İşte bu anlayışla, ‘niyet hayr, akıbet hayr’ diyerek, sizlerle birlikte bir kez daha yaptıklarımızın ve yapacaklarımızın muhasebesini milletimize arz etmek istiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, Cumhur İttifakı çatısı altında, büyük ve güçlü Türkiye yolunda kendileriyle birlikte yürüdükleri için şükranlarını sunarak, “Hangi partiden olursa olsun, Cumhur İttifakı’na destek olan her bir kardeşime ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Türkiye’yi önce 2023 hedeflerine, ardından da 2053 vizyonuna inşallah Cumhur İttifakı’yla kavuşturacağız” diye konuştu.
AK Parti kongrelerinin kadroların yenilendiği, yapılan hizmetlerin muhasebesinin yapıldığı, vizyonun güncellendiği bir demokrasi şöleni olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de ‘İnandığın Yolda Yürü’ diyerek hazırlandığımız yedinci olağan kongremizi, ‘Türkiye için güven ve istikrar’ azmiyle topluyoruz” ifadesini kullandı.
“Her büyük kongremizde vizyonumuzu daha ileriye taşıdık, hedeflerimizi daha büyüttük, eser ve hizmet siyasetimizi daha güçlendirdik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz, siyasetin, sadece geçmişle değil, aynı zamanda bugünle, güncelle de sınırlı kalmaması; yarını, geleceği, umudu kucaklaması gerektiğine inanan bir mefkûreye sahibiz. Yarın diye ifade ettiğimiz büyük ufuk, bizim maziden atiye kurulan köprü dediğimiz, geçmişi ve bugünü de içeren kuşatıcılığa sahiptir. Bunun için bizim inancımızda umutsuzluk, yani yarından ümidini kesmek, küfre eşdeğer görülmüştür. Geçmişimizi hakkıyla bilmeden, bugünün hakkını vermeden, geleceği inşa edemeyiz. Türkiye’nin bugün bulunduğu yer, şanlı tarihinin şerefli mirasıyla, geleceği için belirlediği hedefleri arasındaki ince çizginin tam ortasıdır. Geleceğe ilişkin tasavvurlarımızı anlatırken, söze daima geçmişten başlamamızın sebebi de işte budur. Büyük rüyalar görmek, bu rüyaların ardından gitmek bize medeniyetimizin emridir. Siyasetin en başta gelen vazifesinin de milletle birlikte bu rüyaları görmek, umutları canlı tutmak, hedefler koymak suretiyle inşa ve ihya faaliyetinde bulunmak olduğuna inanıyoruz.”
“GÜCÜMÜZÜ MİLLETİMİZİN BİNLERCE YILLIK BİRİKİMİNDEN ALDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 19 yılda Türkiye’yi demokraside ve kalkınmada dünyanın en ileri ülkeleri seviyesine getirmek için attıkları her adımda, gücü ve cesareti milletin binlerce yıllık birikiminden aldıklarının altını çizerek, “Bugün, insanlığın yakın tarihin en önemli sağlık kriziyle boğuştuğu, küresel siyasi ve ekonomik sistemin köklerinden sarsıldığı, yeni arayışların filiz vermeye başladığı bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizi ve milletimizi, sürekli kendi iç sıkıntılarıyla meşgul ederek son iki asırdır bu tür köklü değişimlerin dışında tutanlar, yine aynı oyunun peşindeler. Ama bu defa başaramayacaklar. Çünkü bu defa farklı bir Türkiye var” değerlendirmesinde bulundu.
Bugün sadece elindekilere sahip çıkmakla yetinmeyen, yeni küresel siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği yeri alma kararlığını 2023 hedefleriyle, 2053 vizyonuyla, 2071 idealiyle gösteren bir Türkiye bulunduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ellerinden gelse, ‘yağmurlu havada ülkemize bir bardak su vermeyecek’ olanların her gün karşımıza yeni dayatmalarla çıkmaları, bizi yolumuzdan döndüremedi, döndüremeyecektir. Ahdediyorum yine döndüremeyecektir” dedi.
“İnsanlığı; hakkın, hakkaniyetin, adaletin, merhametin, sevginin, huzurun teminatı olacak bir küresel yönetim anlayışıyla buluşturacak medeniyet nöbetini devralmaya hazırlanıyoruz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İman varsa imkân vardır’ inancıyla, 21’inci yüzyılın kapılarını, hem milletimiz hem tüm insanlık için açmak için yola çıkıyoruz. Uzunca bir süredir takip ettiğimiz rotamızın adı olan 2023 hedeflerimizi yeni bir başlangıç hâline dönüştürerek, 21. yüzyılı ve ötesini kuşatacak büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa ediyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın, karmaşık bir endişe bataklığında çırpındığı şu dönemde, biz insanlık için sayısız imkânlar bahşeden bir hafıza denizinde yol alıyoruz. İnsanlığın ihtiyacı olduğu tüm fikirlerin ve değerlerin, bizim hafıza hazinemizde var olduğuna inanıyoruz. Teknolojinin insansız bir dünyaya doğru evrilmeye çalışıldığı tarihî yol ayrımında, biz insanın fıtri güzellikleri üzerinden yeni bir dünya düzeni kurulmasına öncülük etmenin sorumluluğuna talibiz. İnşallah bunu başaracağız” açıklamasında bulundu.
Geleceğe bakarken yola geçmişten çıkmak gerektiğinin altını çizerek Anadolu’daki Türk varlığının Malazgirt Zaferi’yle başladığını, Anadolu Selçuklu Devleti, Osmanlı Devleti ile devam ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birinci Dünya Savaşı’nın ardından tarihe gömülmek istenen bu millet, İstiklal Harbi’ni başarıya ulaştırıp yeni devleti Türkiye Cumhuriyetini kurarak bir kez daha ayağa kalkmıştır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin, milletin tarih ve medeniyet iddiasının temsilcisi olarak iktidara geldiğinde, her şeyiyle tel tel dökülen bir ülke devraldığını ve Türkiye’yi eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet üzerinde kalkındıracakları sözünü verdiklerini hatırlatarak, eğitim, sağlık, spor, sosyal hizmetler, adalet, güvenlik, ulaştırma, çevre ve şehircilik, tarım, makroekonomi, dış politika, sanayi ve teknoloji, savunma sanayi, enerji ve kültür alanlarında yapılan icraat, eser, yatırım ve hizmetleri özetle aktardı.
“TÜRK EKONOMİSİNİ YATIRIM, ÜRETİM, İSTİHDAM VE İHRACAT TEMELİNDE BÜYÜTEREK ÇOK DAHA İYİ YERLERE GELECEĞİZ”
Türkiye ekonomisinin temellerinin sağlam olduğuna vurgu yaparak bir süre önce açıkladıkları ekonomideki reform programının politikalarını ve takvimini de dün akşam itibarıyla ilan ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi artık vakit, daha çok çalışma, üretme, gaza basma, hedeflerimize yürüme vaktidir. İktisadi temeli olmayan hareketlere karşı ülkesinin yanında yer alarak güven ve istikrar mesajımıza sahip çıktıkları için milletimizin tüm fertlerine ayrıca teşekkür ediyorum” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlardan evlerinde tuttukları döviz ve altınlarını çeşitli finans araçlarına yatırarak ekonomiye ve üretime kazandırmalarını isteyerek, iş insanlarına da 30 Haziran’a kadar devam eden varlık barışından yararlanmaları çağrısında bulundu.
Geçen yıl Türkiye’de yeni açılan iş yeri sayısının 103 bine yaklaşırken, kapanan iş yeri sayısının 16 binin altında kaldığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “İş yapma kolaylığı endeksinde 2002 yılında 175 ülke arasında 84. sırada olan ülkemiz, geçtiğimiz yıl 190 ülke arasında 33. sıraya yükseldi. Türkiye’de 2010-2020 arasında kurulan 75 bin 699 adet uluslararası sermayeli şirketten, toplam sermayesi 39 milyar lirayı bulan 11 binden fazlası, salgına rağmen geçtiğimiz yıl faaliyete başladı. Şimdi buradan soruyorum; hangi uluslararası yatırımcı geleceğine güvenmediği bir ülkeye gelip şirket kurar ve o ülkenin vatandaşlarıyla iş ortaklığı yapar? Aynı şekilde, ülkemizde dünyanın hemen her devletinden 200 bin uluslararası öğrenci eğitim görüyor. Soruyorum, hangi ana, baba evladını geleceğine güvenmediğini, huzurundan ve güvenliğinden emin olmadığı bir ülkeye dört, beş yıllığına eğitime gönderir? Siz içeride birilerinin “battık, bittik, yıkıldık, öldük” diye terane tutturduğuna, kendi ülkelerini kötüleme yarışına girdiklerine bakmayın… Bunlar kendi ülkelerinin ve milletlerinin felaketinden iktidar devşirme hevesinde olan, gözlerini kin ve nefret bürümüş, kifayetsiz muhterislerdir. Türkiye gücünü, ekonomisinin sağlam altyapısından, üretiminden, yetişmiş insan kaynağından, girişimcilerinden, ihracatçılarından; velhasıl reel ekonomisinden alan bir ülkedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk ekonomisini yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyüterek çok daha iyi yerlere geleceğiz” ifadelerine yer verdi.
“BÖLGEMİZİ BİR HUZUR ADASINA ÇEVİRMEKTE KARARLIYIZ”
Türkiye’nin dış politikasına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın en yaygın dış misyona sahip beş ülkesi arasında Türkiye’nin de yer aldığını kaydederek, “Bayrağımızın dalgalanmadığı hiçbir yer bırakmamak hedefiyle dünyanın dört bir köşesinde mevcudiyetimizi artırmaya devam ediyoruz. Ülkemizin millî menfaatlerine saygı gösteren hiçbir ülkeyle çözülemeyecek sorunumuz olmadığına inanıyoruz. Önümüzdeki dönemde dostlarımızın sayısını artırıp husumetleri gidererek bölgemizi bir huzur adasına çevirmekte kararlıyız” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Dağlık Karabağ meselelerine ilişkin politikalarını anlatarak, “Amerika Birleşik Devletleri’nden Rusya’ya, Avrupa Birliği’nden Arap coğrafyasına kadar tüm ülkelerle ilişkilerimizi, Türkiye’nin menfaatleri ve milletimizin beklentileri doğrultusunda şekillendirmeyi sürdüreceğiz. Afrika, Asya ve Avrupa’nın kalbinde yer alan bir ülke olarak bizim ne doğuya ne de batıya sırtımızı dönme lüksümüz yoktur. Birbiriyle rekabet, hatta gerilim hâlinde olan ülkelerle aynı anda dengeli, tutarlı ve uzun vadeli iş birlikleri geliştirmenin kolay olmadığını elbette biliyoruz. Ancak Türkiye, hem coğrafi konumu hem ekonomik çıkarları hem de kuşatıcı dış politika vizyonuyla, bunu başaracak güce ve dirayete sahiptir” açıklamalarında bulundu.
“YENİ ANAYASA’NIN MERKEZİNDE İNSANIN HUZURU, REFAHI, MUTLULUĞU YER ALMALIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü gündemlerinde de yeni ve sivil anayasa, hukuk ve ekonomi reformları, aile-eğitim-kültür merkezli millî uyanış ahdî gibi pek çok meselenin bulunduğuna vurgu yaptı.
Gündemlerinde Türkiye’nin ve milletin bugününe ve geleceğine dair her meselenin bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yeni ve sivil bir Anayasa’yı tartışmasının gerekli olduğunun altını çizdi.
“Milletimiz nasıl bir Anayasayla yönetilmek istiyorsa biz de işte öyle bir Anayasa istiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu yeni Anayasa’nın ruhunda millet, yani insan olmalıdır. Bu yeni Anayasa’nın merkezinde insanın huzuru, refahı, mutluluğu yer almalıdır. Bu yeni Anayasa’nın özü, tüm değerleriyle, farklılıklarıyla, zenginlikleriyle, hayalleriyle 84 milyon vatandaşımızın tamamını içermelidir. Bu yeni Anayasa’nın temelinde, ülkemizin gücü, güvenliği, istikrarı, kazanımları ve elbette hedefleri bulunmalıdır. Bu yeni Anayasa, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ diye ifade ettiğimiz kadim devlet anlayışımızla inşa edilmelidir. Bu yeni Anayasa, ilhamını ihtişamlı geçmişimizden alan, yönü Türkiye’nin geleceğine dönük, toplumun birlikte yaşama ve geleceğini birlikte kurma iradesinin ürünü asırlık bir sözleşme, bir vizyon belgesi olmalıdır. Bu yeni Anayasa, üstat Cemil Meriç’in söylediği gibi, ‘muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayan bir köprü’ kurmalıdır. Velhasıl yeni Anayasa, darbecilerin, vesayetin, şu veya bu dengenin değil, doğrudan milletin Anayasa’sı olmalıdır.”
“YENİ ANAYASA AÇIK VE ŞEFFAF BİR SÜRECİN ÜRÜNÜ OLARAK HAZIRLANACAKTIR”
AK Parti’nin daha önce yeni bir anayasa yapmak için girişimlerde bulunduğunu ancak siyasi iklim yeteri kadar uygun olmadığı için bu çalışmaların hep yarım kaldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin bugün, yeni bir Anayasa için hiç olmadığı kadar hazır olduğuna inanıyoruz. Bu çerçevede, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde, AK Parti Genel Merkezinde, akademi dünyasında, çeşitli sivil toplum kuruluşları nezdinde yürüyen, hepsini de yakından takip ettiğimiz çalışmalar var. Aynı şekilde diğer partilerin ve ilgili kuruluşların da benzer hazırlıkları olduğunu biliyoruz.
Bunlar, önce ilkeler, sonra somut metinler düzeyinde belirli bir olgunluğa geldiğinde bir araya getirilecek ve milletimizin gözü önünde tartışmaya açılacaktır. Bir başka ifadeyle, yeni Anayasa açık ve şeffaf bir sürecin ürünü olarak hazırlanacaktır” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mümkün olan en geniş mutabakatla ortaya çıkacak yeni Anayasa metninin mutlaka milletin onayına sunulacağını bildirerek, siyasi partiler başta olmak üzere yeni Anayasa konusunda sorumluluk üstlenecek herkese çağrıda bulunarak, “Gelin; ideolojik, zümrevi ve kişisel tüm bagajlarımızı, duvarlarımızı, şerhlerimizi bir kenara bırakarak, Türkiye’yi en az bir asır boyunca taşıyacak lafza ve ruha sahip yeni bir Anayasa’ya kavuşturalım. Biz buna varız ve hazırız” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN 2053 VİZYONUNUN HAMURUNU AİLE, EĞİTİM VE KÜLTÜRLE YOĞURACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üzerinde durmak istediği ikinci konunun da gelecek dönemde politikalarının lokomotifi olacak aile, eğitim ve kültür başlığı olduğuna işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti: “Aile değerleri zayıflamış veya ortadan kalkmış toplumların sadece medeniyetin maddi unsurlarıyla varlığını idame ettirmesi mümkün değildir. Nitekim bugün Batı toplumu, sahip olduğu maddi imkânların ve bununla ayakta tuttuğu eğitim ve kültür gücünün büyüklüğüne rağmen, aile müessesesinde yaşanan çöküş sebebiyle, ciddi bir gelecek korkusu, hatta krizi içindedir. Milletimizin, asırlardır maruz kaldığı onca saldırıya rağmen ayakta kalışının en önemli sırrı ise aile yapımızın mukavemetidir. Şartlar ne olursa olsun, birlik, beraberlik, dayanışma içinde olan aile fertleri, sosyal ve ekonomik her türlü sıkıntının üstesinden gelmeyi başarmıştır. Şehirleşmenin artması, çalışma biçimlerinin değişmesi, eğitim seviyesinin yükselmesi, hayat şartlarının karmaşıklaşması gibi sebeplerle, geniş aileden çekirdek aileye doğru bir geçiş yaşadık. Buna rağmen, aile müessesimizi korumayı başardık. Televizyon ve internetin yaygınlaşmasıyla, insanımızı çekirdek aileden bireye doğru yönlendiren bir kültür iklimi etrafımızı kuşatmaya başladı. Gözü ve gönlü kapalı bir taklitçiliğin kadim medeniyet birikimimizin yerini alarak kendi değerlerimiz içinde yenilikçiliğin önünü kesmesi tehlikesini en somut olarak ailede görüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, okullarda hem eğitim hem öğretim kısmında ciddi eksikler, ciddi boşluklar olduğunu gördüklerini belirterek, “Yeni nesiller, binlerce yıllık varlığımızın teminatı olan aile ortamından, aileden tevarüs edilen değerlerden ve nihayet mektepte biçimlenen şahsiyetten mahrum bir şekilde yetişiyor. Bu tablo bize, yatırımlarımızı kalbe ve akla, yani aileye, eğitim ve kültüre yapmamız gerektiğine işaret ediyor. Medeniyet nöbetini devralacaksak işe önce buradan başlamamız gerekiyor” dedi.
İnsanı nesne değil, kalbi ve aklıyla özne olarak ele alan kadim medeniyet değerleri, ilhamını geçmişten alan yenilikçi bir anlayışla yükseltmek ve yüceltmek gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Taklit eden değil üreten, özenen değil özenilen, hevâyı değil fıtratı önceleyen, vakte teslim olan değil yönünü geleceğe dönen, maziden atiye köprüler kuran nesiller yetiştirmek için önce aileyi sağlama alacağız. Türkiye’nin 2053 vizyonunun hamurunu, diğer her şeyin bunların arkasından geldiği bilinciyle, aile, eğitim ve kültürle yoğuracağız” diye konuştu.
“KENDİMİZLE BİRLİKTE TÜM DOSTLARIMIZ VE İNSANLIK İÇİN ADALET VE REFAH DOLU BİR DÜNYA İSTİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın, koronavirüs salgının etkileri altında kıvrandığı bir dönemde, Türkiye olarak salgın sonrasına da hazırlanacak bir ufukla mücadeleyi sürdürdüklerini kaydederek, “Biz kendimizle birlikte tüm dostlarımız ve insanlık için sağlık, huzur, adalet ve refah dolu bir dünya istiyoruz. Kendi sırça köşkleri içinde suni bir güvenlik ve refah düzeni kurmuş olan küresel sistemin seçkinlerinin, bu anlayıştan çok uzak olduğunu biliyoruz. İşte bunun için uzunca bir süredir dile getirdiğimiz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ tespit ve talebimizi, her fırsatta tekrarlıyoruz” vurgusunda bulundu.
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere, küresel yönetim mekanizmalarındaki dengesizlikler ve adaletsizlikleri giderecek bir reformun süratle hazırlanarak, yürürlüğe konulmasını teklif ettiğini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın sürecindeki gelişmelerin bu konudaki tespitleri ve tekliflerini haklılığını bir kez daha teyit ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak Hazreti Mevlana’nın, “Ümitsizliğin ardında nice ümitlerin, karanlığın ardında nice güneşlerin” olduğu mesajıyla, tüm imkânları tüm dünyayla paylaştıklarını belirterek şu açıklamalarda bulundu: “Temennimiz, salgın döneminde yaşananların küresel zafiyetlerin giderilmesi konusunda bir milat hâline gelmesidir. Güçlü devletlerin, parası çok olanlar değil, vatandaşına ihtiyaç duyduğunda en iyi hizmeti verenler olduğu gerçeği, salgın döneminde açıkça ortaya çıkmıştır. Türkiye, hükûmetlerimiz döneminde kurduğumuz sağlam altyapı ve kapasite sayesinde, sağlıktan gıdaya her konuda sergilediği liderlikle, gerçek anlamda güçlü bir devlet olduğunu göstermiştir. Küresel sistemin, salgın döneminde elde edilen tecrübeler ışığında, insanlığın tamamının güvenini kazanacak yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Salgın sonrası dünyayı herkes için daha yaşanılabilir bir yer hâline getirmek için buna mecburuz. Siyasi, ekonomik ve askerî alanda işaretleri görülmeye başlanan yeni ve yıkıcı rekabetler, salgının yol açtığı tahribatı daha ağır felaketlere dönüştürmekten başka işe yaramayacaktır. Güven ve istikrarı kendisi yanında tüm dünya için de isteyen bir ülke olarak salgın sonrasına var gücümüzle hazırlanıyoruz. Bugün burada ortaya koyduğumuz birlik, beraberlik, kardeşlik manzarası, işte bu kararlılığın da bir ifadesidir. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi’nin hayırlara vesile olması temennisini tekrarlayarak, “AK Parti’nin kuruluşundan bugüne kadar partimize emeği geçmiş herkese tekrar şükranlarımı sunuyorum. Bu kardeşlerimizden ebediyete irtihal edenlere Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.