Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Şanlıurfa’daki birliklerde inceleme ve denetlemelerde bulundu.
Bakan Akar ve TSK’nın Komuta Kademesi temasları kapsamında 20’nci Zırhlı Tugay Komutanlığı’nı da ziyaret etti. Bölgedeki birliklerin komutanları ile bir araya gelen Bakan Akar, çalışmalara ilişkin brifing aldı, talimatlar verdi. Bölgede son dönemde yaşanan gelişmelerin haritalar üzerinde ele alındığı, eş zamanlı İHA görüntüleri ile gelişmelerin masaya yatırıldığı, üç saati aşkın süren önemli toplantıya MİT Başkanı Hakan Fidan da katıldı.
Bakan Akar ve beraberindekiler daha sonra Kara Kuvvetleri İleri Müşterek Harekat Merkezi’ne geçti. Burada brifing alan Bakan Akar, Suriye’nin kuzeyinde Güvenli Bölge tesisi için ABD ile yapılan çalışmaları hatırlattı. Bu kapsamda 5-7 Ağustos’ta Ankara’da gerçekleştirilen heyetler arası görüşmeleri anımsatan Bakan Akar, “Görüşlerimizi, önerilerimizi, taleplerimizi tekrar ortaya koyduk. Bu taleplerimizi açık ve net bir şekilde ABD’lilerden istedik” diye konuştu.
Bakan Akar, görüşmelerde belli bir noktaya gelindiğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Belli bazı ilerlemeler kat edildi. İyi bir başlangıç yapıldı. Tabii ki bu her şeyin bittiği anlamına gelmiyor, çalışmalar sürecek. TSK’yı temsilen toplantıda bulunan arkadaşlarımız ve ABD’li muhataplarınca PKK’dan hiçbir farkı olmayan YPG’nin bölgeden çıkarılmasını ve bunların elinde mevcut olduğunu bildiğimiz ağır silahların toplanması konusunda mutabakat sağlandı. Ayrıca tünel, mevzi ve benzeri tahkimatın da bir bütün halinde ele alınıp bunların tamamının tahrip edilmesi konusunda da ABD’li muhataplarımızla anlaştılar. Buna ilaveten Türk ve ABD Silahlı Kuvvetleri arasında istihbarat değişimi yapılacak. Sonuç olarak bu çalışmalarla evlerini terk eden Suriyeli kardeşlerimizin güven ve huzur içinde bir an önce evlerine dönmelerini sağlayacağız.”
Çalışma takvimine de değinen Bakan Akar, şöyle konuştu:
“Bunları yaparken bir takvim üzerinde mutabakat sağlandı. Bu belirlenen takvim şu ana kadar aksaksız uygulandı. Bundan sonra da aynı şekilde uygulanmasını bekliyoruz. Bunu yakından takip ediyoruz. Bu takvimin uygulanması konusunda son derece dikkatli ve hassasız. Geçmişte edindiğimiz tecrübelerden de hareketle hiçbir şekilde gecikmeye göz yummayacağız.. Bunu muhataplarımıza söyledik, söylemeye devam ediyoruz.”
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları ve talimatları doğrultusunda tüm Suriye sınırı boyunca gerekli tedbirlerin alındığını vurgulayan Bakan Akar, “Ülkemizin güneyinde, Suriye’nin kuzeyinde hiçbir şekilde bir terör koridoruna müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
Bakan Akar, Güvenli Bölge konusundaki mutabakata ilişkin ise şu açıklamalarda bulundu:
“Hava sahasının kontrolü konusunda da ABD’li müttefiklerimizle stratejik ortaklık ruhuna uygun şekilde görüşmelerimizi sürdürdük. Hava sahasının kontrol ve koordinasyonu ile birçok konuda genel olarak anlaştık. Teknik çalışmalar devam ediyor. Bu mutabakata bağlı olarak 14 Ağustos’tan itibaren de İHA’larımız bölgede uçmaya başladı..
Güvenli Bölge’deki faaliyetlerin koordinasyonu ve yönetimi için de Birleşik Müşterek Harekat Merkezi’nin kurulma çalışmaları devam ediyor. ABD’den gelenler oldu. Bizim arkadaşlarımızla çalışarak bu harekat merkezi için gerekli hazırlıkları yaptılar. Büyük ölçüde hazırlıklar tamamlandı. Özellikle kritik fonksiyonların tesisi gerçekleşti, diğer konularda da çalışmalar devam etmektedir. Birleşik Müşterek Harekat Merkezi tam kapasite ile önümüzdeki hafta çalışmaya başlayacak.“
Çalışmalar kapsamında ABD Avrupa Kuvvetler Komutan Yardımcısı’nın hem Genelkurmay Karargahı’ndaki hem de Şanlıurfa’daki çalışmalara katıldığını belirten Bakan Akar, ABD’li Komutanın görüşmelerinin ardından Türkiye’den ayrıldığını söyledi.
Güvenli Bölge konusunu hassasiyetle takip ettiklerini, bununla ilgili Bakanlık olarak açıklamalarda bulunduklarını anımsatan Bakan Akar, “Açıklanan bilgilerin geçerli olduğunu ve bunlara itibar edilmesi gerektiğini de kamuoyuyla paylaşmak istiyorum” diye konuştu.
Bakan Akar, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Amacımız öncelikle sınırlarımızın güvenliğini sağlamak. Bizim için bu çok önemli. Gerçekten bizim bu hakkımız, görevimiz, sorumluluğumuzdur. ‘Hudut namustur’ diyoruz ve hudut güvenliğini sağlamak için bütün arkadaşlarımız huduttaki görevlerini aksaksız, eksiksiz yerine getirmeye devam ediyorlar. Güvenliği sağlamak için de PKK’ya geçit vermemek gerekiyor. PKK’dan hiçbir farkı olmayan YPG de bölgedeki mevcudiyetini sürdürdüğü müddetçe hudutlarımızın güvenliğini sağlamak için elimizden gelen gayreti dün olduğu gibi bugün de aksatmadan sürdüreceğiz. Bizim mücadelemiz sadece ve sadece teröristlerle. Biz terörle, teröristle mücadele ediyoruz. YPG hiçbir şekilde Kürtlerin temsilcisi olamaz. Kürtler bizim kardeşimizdir, bizim mücadelemiz sadece teröristlerledir.”
Birleşik Müşterek Harekat Merkezi’ne yönelik çalışmaların devam ettiğini yineleyen Bakan Akar, şunları kaydetti:
“Tabii ki biz burada müttefiklik ve stratejik ortaklık ruhuna uygun bir şekilde ilerlemek ve ABD’li müttefiklerimizle beraber buradaki planladığımız, bir takvime oturttuğumuz faaliyetleri gerçekleştirmek istiyoruz. Bizim arzumuz ABD’lilerle beraber müttefiklik ruhuna uygun şekilde bu faaliyetleri gerçekleştirmek. Ancak bununla birlikte müttefiklerimizin, ABD’lilerin başta silah ve mühimmat olmak üzere teröristlere desteklerini sonlandırması konudaki taleplerimizi birçok kez ifade ettik, yine kararlılığımızı bir kez daha dile getirmek istiyorum. Bu bir an önce gerçekleşmeli. Müttefiklerimizin teröristlerle, YPG ile işbirliği yapmasının bizim açımızdan hiçbir izahı yoktur. Bunun bir an önce bitmesini, sonlanmasını bekliyoruz, bunun bir müttefik olarak bizim hakkımız olduğunu değerlendiriyoruz. Diğer taraftan da ABD’lilerle bu faaliyetleri sürdürmek istemekle birlikte herhangi bir şekilde burada ilerlemek mümkün olmadığında Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, TSK olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın da birçok kez ifade ettikleri gibi B planımız da C planımız da var. Bizim iyi niyetle, müttefiklik, stratejik ortaklık ruhuyla yapmaya çalıştığımız bu faaliyet herhangi bir şekilde akamete uğrarsa buna karşı bizim de kendi başımıza hareket edeceğimizin herkes tarafından bilinmesini istiyoruz.”